27 Eylül 2017 Çarşamba

Kamera Arkasından Sıkılıp Kamera Önüne Geçerek Oyunculuğunu Konuşturmuş 12 Ünlü Yönetmen

İster filmin başrol oyuncusu olsun ister Alfred Hitchcock gibi takıntılı bir cameo ustası setlerin patronlarının kamera önüne geçip rol yapmışlığı çoktur. Yerli yabancı fark etmez galiba tüm yönetmenlerimizin içinde bir oyunculuk sevdası var. Bu haftaki konum da kameranın arkasından değil önünden motor diyen yönetmenler. Kamera önüne geçip oyunculuğunu konuşturan yerli yabancı on iki yönetmeni derlediğim bu haftaki yazımda bazı yönetmenler gerçekten vay anasını o muymuş o dedirtecek cinsten.


Hüsniye’ye Japon yapıştırıcısı gibi yapışıp seri şekilde asılan Hüsnü’ye şok olmuşçasına bakan Natuk Baytan 


Hüsnü, adı Hüsniye olduğu için anasının karnında kendisine nasiplendiğini düşündüğü güzel Hüsniye’ye Şevket’in de gazıyla yapışır. Ama öyle böyle değil karakola sığınan kızı komisere soracak cinsten bir yürüme hatta koşma şeklidir bu. Bir nesle koşarken de sevmeyi öğreten Hüsnü, sevdiceği Hüsniye’yi bir otobüs durağında yakalar. Bu sahneyi izlediğim ilk anda en soldaki kravatlı paltolu ağabeyin figüran olmadığını anlamıştım. Ağabey ne arkadaki elemanlar gibi yoldan geçen vatandaş ne de denim kombini yapan ağabey gibi oyuncuydu. Tuhaf bulduğu bu asılma şekline hayretler içinde bakan entel ve endamlı ağabey Hüsnü’nün de dikkatini çeker ve “Ne bakıyorsun ulan?” diye adamı tersler. Bu tersleme sonucu “Affedersin…” deyip önüne dönen şok içindeki ağabey filmin yönetmeni Natuk Baytan’dan başkası değildir. Sahnenin sonunda Hüsnü ve Hüsniye minibüse binerken Natuk bey gene önüne bakar.

Sokakta oturup gelen geçene bakarken kadraja Cybill Shepherd girince kadını Grace Kelly görmüş Hitchcock gibi kesmeye başlayan Martin Scorsese


Martin Scorsese de her yönetmen gibi filmine görüntüsüyle de imza atmak istemiş ki, filmin bir sahnesinde köşeye oturup geleni geçeni dikizliyor. Aslında adam işini yapıyor, malum her yönetmenin içinde bir röntgenci vardır. Sadece onlar bu dikizleme işini diğerlerinden farklı olarak sanatsal biçimde yaparlar. İşte sanatsal dikizleme konusunda uzman isimlerden biri olan ünlü yönetmen Martin Scorsese de filmi Taxi Driver’de ufak bir cameo hareketinde bulunayım demiş. Aslında adam haklı hani Taxi Driver’i ben çeksem yüzsüzlüğü iyice ele alıp, bu filmi ben çektim, ben, ben, sadece ben dercesine her karede görünmek isterdim. Neyse Martin ağabeyin geleni geçeni dikizlediği sahnede kadraja birden Travis’in hoşlandığı Betsy girince kadını Allah yarattı demeden hunharca bir dikizlemesi var, izleyene iyi ki kız kapısı olan bir yerden içeri girdi dedirtiyor.


Öte yandan yine aynı filmde oyuncusu diğer sette yaralandı diye mecburiyetten karısını takip eden kıskanç kocayı oynuyordu. Hayır, Travis zaten yeterince kafayı kırmamış gibi bir de bu delileri taksisine mıknatıs gibi çekiyordu. Yahu kardeşim şoföre ne senin sadakatsiz karından? Bi de adama kalkıp onu öldüreceğim filan diyorsun. Bi de adamı şahit yazdırsaydın bari.

Setinde çalıştığı Yoksul filmine diz planla giriş yapan Zeki Demirkubuz


Setinde yönetmen yardımcısı olarak çalıştığı Yoksul filminde Kemal Sunal ve Yaman Okay’la aynı kadraja girmesi bile Zeki beyin sinematografisi için bir nimet.

Cameoların efendisi Alfred Hitchcock


Cameo deyince akla gelen ilk isim olan ünlü yönetmenin birbirinden efsane cameoları mevcut ama benim en beğendiğim Marnie filmindeki. Tippi Hedren kalacağı otelin koridorundan geçerken otel odasından çıkıp kameraya sert bir şekilde bakan Hitchcock, adeta filmi Tippi hanıma dar edeceğinin sinyallerini bu bakışla veriyor.

Şabaniye filminin meşhur plaj sahnesini çekiyormuş gibi yapan Yeşilçam’ın ünlü yönetmeni Orhan Aksoy


Aslında bu karede iki yönetmen mevcut. Filmin yönetmeni Kartal Tibet, Şabaniye ile aşk filmi çeviren ünlü bir jönü yani kendisini canlandırıyor. Yeşilçam’ın usta yönetmeni Orhan Aksoy ise Şabaniye ve Kartal’ın aşk filmini çekecek ünlü yönetmeni yani o da kendini canlandırıyor. Film içinde film çevrilen bu sahnede Şabaniye’yi oynayan Kemal Sunal da dahil olmak üzere aslında herkes kendini oynuyor.

Çin Mahallesi’nde Jack Nicholson’un burnunu kesen Roman Polanski

Ünlü yönetmen Roman Polanski Amerika’daki son filmi olan Çin Mahallesi’nde Jack Nicholson’un burnunu kesip ünlü oyuncuyu film boyunca burnu bandajlı olarak oynatıyor. Yönetmen filmin diğer başrol oyuncusu Faye hanıma olan hıncını Jack beyin burnundan mı almış nedir? 

Okumak cehalet alır maçoluk baki kalır dedirtecek bir karaktere can veren Nuri Bilge Ceylan


Nuri Bilge Ceylan’ı nasıl bilirsiniz desek herkes sanat filmi çeken elit bir adam diye tarif eder. Fakat İklimler filminde canlandırdığı İsa karakteri okumuş, kültürlü bir akademisyenin içinde gizlediği odunu temsil ediyor. Görünüş itibariyle elinde şarabı, Efes harabelerinde fotoğraf çeken İsa bey aslında sevgilisini aşağılayıp hakaret etmekten çekinmeyen, kaza geçirdiklerinde otuz beş kiloluk kadını uçurumdan atmakla tehdit eden ayının biridir.

Pijamamsı ropdöşambırıyla göz kanatan Quentin Tarantino


Pulp Fiction her ne kadar sinema tarihinin en iyi filmlerinden bir olsa da o filmi yöneten Tarantino’nun aşırı zevksiz sabahlığı izleyiciye göz felci geçirtiyor. Ondan yardım isteyen ikiliye hanım gelecek diye nazlanan Tarantino, hanım gelmeden işinizi çabuk halledin diye direttiğine göre Hollywood’un ilk hanımcılarından olsa gerek.

Alfred Hitchcock’un Türkiye ayağı Osman Fahir Seden


Osman Fahir Seden yüz film çektiyse mutlaka doksan beşinde kadraja girmeyi başarmış hatta rol bile kesmiştir. Osman bey Kemal Sunal’a çektiği filmlerinse garanti tamamında oynamıştır. Yanları beyaz üstü açık kafasını yanlardaki uzun saçlarla kamufle edip, takım elbisesini üstüne geçirince Yeşilçam’ın en kalantor karakterlerine dönüşen ünlü yönetmen oyunculuk konusunda da fena değildi.

Yazıp yönettiği filmlerde başrolü de kimselere bırakmayan Hollywood’un kara mizah ustası Woody Allen


Woody Allen Hollywood’da kara mizah deyince akıllara gelen ilk senaristti ve auteur bir yönetmen olduğu için kendisinin yönettiği filmlerin senaryosunu yazması çok doğaldı. Ama Woody bey adeta bir Mahsun bir Özcan bir Emrah misali yazıp yönettiği filmlerde çok hoş hatunlarla başrolü de kimseye kaptırmazdı. Annie Hall filminin üsteki sahnesinde beklemekten sıkılıp kurdeşen dökme seviyesine gelen Woody, bir de yanındaki kadını tavlamak için car car konuşarak entellik taslayan akademisyene maruz kalıyordu. Adama dönüp kadın tavlamak için entellik taslıyorsun bari doğru öğren tribi atan Woody (zeki insanın tribi de başka oluyor tabi) kendisine itiraz eden adama köşeden fikrini savunduğu yazarı çıkartarak absürt komedide zirve yapıyordu.

100 Numaralı Adam’ın sinsi avukatı da Yeşilçam’ın tanınmış yönetmeni Orhan Elmas


Ortalama bir yönetmene göre eli yüzü düzgün hatta gençken yakışıklı seviyesinde yer aldığı için gençliğinde oyunculuk yapan Orhan Elmas, aslen Yeşilçam’ın tanınmış yönetmenlerinden biridir. Türkan Şoray’ın rol sınırlarının dışına çıkıp bir metresi canlandırdığı Metres filmi en ünlü filmlerinden olan Orhan bey, Kemal Sunal’ın reklam sektörünü eleştirdiği filmi Yüz Numaralı Adam’da Şaban’ın patronu Cem beyin avukatını canlandırıyordu.


Yalan Dünya filminin fedaisi Yavuz Turgul


Aslen gazeteci olan Yavuz Turgul, yeni dönem Türk sinemasının en iyi yönetmenlerindendir. Arzu film bünyesinde senaristlik yaparak girdiği sinema sektöründe seksen sonrası Şener Şen’le beraber çevirdikleri filmlerle tanınan ünlü yönetmenin senaristliği zaten Yeşilçam’dan yadigar da kendisi meğer Yeşilçam döneminde oyunculukta yapmış. Yalan Dünya filminde kirli işler çeviren Reha Yurdakul’un adamlarından birini canlandıran Yavuz Turgul herhalde Yeşilçam’ın gördüğü en şık fedaiydi. Kravatıyla bir örnek mendili ile şıklığın kitabını yazıyor.

Bonus: Ünlü yönetmen ve yapımcı Ertem Eğilmez’in başı


Ah ah Banker Bilo filminde Şener Şen ve Meral Zeren oyunculuğuyla nasıl ortamı etkisi altına almışsa bırakın yönetmeni görüntü yönetmeni bile çekimi unutup ikiliyi izlemeye dalmış olmalı.

Bonus: Oyunculuktan yönetmenliğe geçiş yapan Kartal Tibet’in camdan yansıyan görüntüsü


Şark Bülbülü filmi Kemal Sunal’ın en bilinen ve komik filmlerinden biridir. Ayşen Grudağ’lı meşhur havuz sahnesinde, Şaban’ın dışarıdan çekimleri sırasında camın yansıtma kuvvetinin azizliğine uğrayan yönetmen Kartal Tibet’in yansıması filme imzasını atmış.

Bonus: Filmlerindeki katilin daima eli olan Dario Argento 


Giallo camiasının ünlü yönetmeni Dario Argento filmlerindeki katilin genelde ellerini çeker ve o eller de yönetmenin kendi elleridir. Yani kadın erkek fark etmez, eğer bir sahnede biri bıçaklanacaksa, kurbanın boynuna ip dolanacaksa, o işi yönetmen Dario Argento’dan başkası yapamaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder