24 Şubat 2019 Pazar


Başrolde Bir Maymunun Oynadığı Türk Tv Tarihinin En Absürt Komedi Dizisi Çarli

   Her şey Recep Albert amcanın ölmesiyle başlıyor. İstanbul’da sakin bir hayat süren Sanal ailesi Talat’ın Amerika’daki milyarder amcasının ölümüyle beraber büyük bir mirasa konar. Daha doğrusu onlar böyle sanır, milyarder amca Recep Albert, tüm mirasını malımda mülkümde gözü yok diye biricik oğlu Çarli’ye bırakır. Çarli’nin bakımını da malında mülkünde gözü olmayan tek aile üyesi yeğeni Talat’a bırakır. Talat ve ailesi önceleri Çarli’yi Recep Albert’in oğlu sanıp evlerine 6 yaşlarında sevimli bir yavru gelecek diye beklerken hava alanında bir maymunla karşılaşınca hayatlarının şokunu yaşar. Nalan, Çarli’yi evde istemez ama Talat ve çocuklar Çarli’nin hastasıdır. Bu haftaki yazımda çocukluğumun en eğlenceli ve komik dizisinin birbirinden renkli karakterlerine değineceğim. ( Sayenizde youtube kanalı açıyorum memur site artık ordan da videolarımı çalarsınız!)

Sanal ailesine miras kalan Amerikalı ve milyarder maymun Çarli


Recep Albert’ın can yoldaşı olan Çarli, mirasçılar ona zarar vermesin diye Recep Albert’in yeğeni Talat’a miras kalmıştır. Tv tarihinin en şık karakteri olan Çarli, Fenerbahçelidir. Bir muzu bir de Cilvenaz’ı seven çapkın Çarli’nin dedesi uzaya çıkan ilk maymundur. Atalarıyla gurur duyan Çarli’nin Sharon Stone imzalı posteri odasının en güzel köşesindedir. Bira ve sigara gibi kötü alışkanlıkları olsa da ev işlerinde Nalan’a yardım etmesiyle gönülleri kazanıyordu. Televizyon kumandasını elinden düşürmeyen Çarli, sevdiceği Cilvenaz kablolu kanalda dj olarak çalışmaya başladı diye Sanal ailesinin evine kablo döşetmişti. Her sabah Talat’ın gazetesini aşırıp kuponlarını kesen Çarli’nin en yakın arkadaşının Nalan’ın üçkağıtçı kardeşi Afakan olmasıysa düşündürücüydü. Afakan bildiği tüm kötü alışkanlıkları hareket çekmek de dahil Çarli’ye öğretiyordu. Bi bölüm Afakan at yarışlarında sahtekarlık olsun diye Çarli’yi gizlice Veli Efendiye sokup atlarla konuşturmuştu o bölüm harikadır.

Sanal ailesinin reisi ve Çarli’nin kuzeni Talat Sanal


Zengin amcan var, sana miras bırakıyor diye mutlusun sanıyorlar. Ama kazın ayağı öyle mi? Zengin ama cimri amcası tüm mirası maymuna, maymunu da Talat’a bırakıyor. Zaten o amcanın ne mal olduğu o kadar parası olmasına rağmen cinsiyetini karıştırıp yeğenine göndere göndere toka göndermesinden belli. Talat, bir Çin restoranında şef olarak çalışıyor, ispirtoyla ocak temizlemeye çalışırken restoranı patlatıp tüm gazetelere manşet olmasıyla bilinen Talat, yeğeni Çarli ile iyi anlaşıyor. Çarli’yi çocuk sanıp onu almaya bugs bunnyli kravatla giden strateji uzmanı Talat,bir ev sahibi Ateş beyden bir de kayınbiraderi Afakan’dan çok çekmiştir. Dizinin seksisi Cilvenaz’dan gözlerini alamayıp el kol yaptığı için hanımı Nalan’dan dizine az tekme yememişti. Talat karakterini canlandıran Ercan Diler’in asıl mesleği oyunculuk değil iç mimar olduğu için dekoratörlükmüş. Dizi ve reklamlara jenerik hazırlamışlığı da varmış. Şahsen ben oyunculuğunu da beğeniyordum.

Talat’ın biricik eşi Nalan Sanal


Talat’ın biricik eşi Nalan’ı dizide iki oyuncu canlandırmıştı. İlki (Soldaki) Servet Pandur, ikincisi ise (Sağdaki ) Berrin Arısoy’dur. Çarli’yi en başından beri evde istemese de sonraları o da Çarli’nin varlığına alışmıştı. Hatta Çarli’ye ev işleri filan yaptırıyordu. İki çocuk annesi ve bir de üçkağıtçı ablasıydı. Kardeşi Afakan’ı tüm üçkağıtlarına rağmen severdi.

Sanal ailesinin güzel kızı Sibelcan Sanal


Cilvenaz’ı oynayan Çağlar Kondu ile beraber diziyi izleyen birçok ergenin çocukluk aşkı olan Sibelcan karakteri dizinin huysuz ergeniydi. Kardeşi Nurican’la sürekli didişirdi, kardeşine cüce diye hitap eden Sibelcan’ın en büyük sorunu ergenlik sivilceleriydi. Kardeşine derslerinde yardımcı olan seksi Cilvenaz’ı rakip olarak gördüğü için hiç sevmez ve salaklıkla itham ederdi. Bir bölüm erkek arkadaşıyla sinemaya gidecek diye Cilvenaz tarafından giydirilmesi sonucu kızını Cilvenaz’ın seksi kıyafetleri içinde gören Talat’ın baygınlık geçirmesi, ayılıp bayılmasıyla sonuçlanmıştı. Kızını kıskanan Talat ve aile üyeleri Sibelcan’ın peşinden sinemaya gitmiş. Sinemada çıkan kavgada Talat ve Afakan’ı iri yarı bir adamın elinden Çarli zor almıştı. Sibelcan rolünü oynayan Melodi Bağcı’yı ilk izlediğimde doğal güzelliği sayesinde ileride çok ünlü olur bu kız demiştim. Fakat kız sanki benim tahminimi yanlış çıkarmak ister gibi Çarli’den sonra kayıplara karışmıştı. Sonradan kendisini ben gibi merak eden bir kitleden öğrendiğim kadarıyla kendini eğitime verip psikoloji okumuş. Ressam bir beyle evlenip yurtdışına yerleşmiş.  

Sanal ailesinin haşarı oğlu Nurican Sanal


Nalan ve Talat’ın biricik oğlu Sibelcan’ın sevimli kardeşi Nurican ders yapmamak için çeşitli bahaneler sunan hatta annesine benim yerime Çarli okula gitsin ben onun yerine evde sana yardım edeyim bile demişti. Bugünün ödevini yarına bırakan, kahvaltı masasında kompozisyon yazmaya çalışan Nurican, babası Talat’ın aksine efendi bir adam değil amcası Afakan gibi kol gücüne güvenen kaypak bir tipti. Serviste bir arkadaşının ödevini döverek alıp kendi ödeviymiş gibi öğretmenine gösteren Nurican’ın baş düşmanı ablası Sibelcan’dı. Onunla sofrada bıçak dövüşü yapmaktan çekinmezdi, ablasını rezil etmek ve onun sivilceleriyle dalga geçmek en büyük zevkiydi. Bir keresinde kızın bebeklik fotoğraflarını serviste arkadaşlarına göstererek ablasını rezil etmişti. Babasının aksine Fenerbahçeli olan Nurican, Fener’in maçlarını kaçırmazdı.

Çarli’nin platonik aşkı güzeller güzeli Cilvenaz


Doksanlar ergenlerinin hayallerini süsleyen Cilvenaz da Sibelcan gibi dizden sonra ortalıklarda görünmemişti. Cilvenaz karakterini canlandıran Çağlar Kondu hanım hayvan sever bir veterinermiş. Dizide saf ve seksi bir genç kızı canlandıran Cilvenaz, Çarli’nin platonik aşkıydı. Elinde dürbünle Cilvenaz’ı röntgenleyen çakal Çarli, rüyalarında Cilvenaz’la evlendiğini bile görüyordu. Hatta bu efsanevi düğünde Çarli’nin şahitliğini Tarzan, Cilvenaz’ınkini de Ateş bey yapıyordu. Çarli’yi çok seven Cilvenaz her gün mutlaka Çarli’yi görmek için Sanal ailesinin evine gelirdi. Çarli’ye ek olarak Afakan’ın asılmalarına da maruz kalan Cilvenaz dizide erkeklerden çok çekmişti. Bir Ateş bey asılmamıştı buna. Dj olarak program sunmaya başladığında elindeki kartları düşürmüştü de almak için eğilince tv karşısındaki Talat, Nurican ve Çarli bacaklarına bakmak için aynı anda eğilmişti. Güzel ve seksi bir kadın olunca erkeklerin gözündeki yerini Cilvenaz karakteriyle çok net görmüştük bu dizide. Çarli, Afakan neyse de Talat bile kıza hafiften asılıyordu. Sibelcan da kıskançlıktan kıza salak filan diyordu da salak olsa Nurican’ın ödevlerine nasıl yardım etsin?

Nalan’ın kardeşi Çarli’nin de en yakın arkadaşı üçkağıtçı Afakan


Talat’ın hiç hazzetmediği eve yerleşiyor diye eve almak bile istemediği kayınbiraderi Afakan, efsanevi bir üçkağıtçıydı. Eniştesi Talat’ın üzerine naylon fatura düzenlemiş ve adamın başını derde sokmuş evlerden uzak bir akraba modeliydi. Çalışmadan köşeyi dönme planları kuran Afakan, Çarli ile oldukça iyi anlaşmıştı. Zevkleri bile aynıydı, ikisi de Cilvenaz’a yürüyordu. Tam bir fırsatçı olan Afakan, mutlaka bir dalgınlık anını bulup Cilvenaz’ın elini tutmayı başarırdı. Cilvenaz yüzünden Çarli’den dayak yiyen Afakan her defasında dünya ahret bacım olsun, o benim yengem olur demesine rağmen Cilviş diye hitap ettiği seksi kızıl Cilvenaz’a sarkıntılık etmekten asla vazgeçmezdi. Okeyde taş çalıyor diye kafasına ıstaka yiyip hafızayı kaybettiği bölüm İlker Aksum’un ne kadar iyi bir oyuncu olacağının da sinyallerini vermişti. Kolay yoldan para kazanmak için at yarışlarına sarıp, Çarli’yi kullanarak hile yapmaya çalıştığı bölümde ganyan mafyasından kaçarken huysuz bir atın ahırına saklanması sonucu at bile tepmişti Afakan’ı ama o üçkağıtlarından asla vazgeçmemişti. Eniştesi Talat’ın ülkemizin Jet Fadıl’dan sonraki en büyük dolandırıcılık ayağı olan Titanların arasında göbek atanlardan birisi olduğunu iddia ettiği Afakan dizi tarihimizin en büyük üçkağıtçılarındandı. Yeğeni Nurican’a sana bildiğim her şeyi öğreteceğim deyip saksıyı çalıştırmak önemli diye tavsiyeler verirken aslında sahtekarlığı kast ediyordu. Kızlar konusunda da tüyo vereceğini söylemesine rağmen dizi boyunca kendisine aşık edebildiği tek kadın Hijyen’di. Onda da Afakan’ın herhangi bir emeği yoktu. Hijyen görür görmez aşık olmuştu Afakan’a. Ha bi de Cilvenaz’ın gay kuaförü vardı Afakan’a yürüyen. Onun haricinde güzeller güzeli Cilvenaz’ı tavlayamamıştı. Şahnaz’la hafif flörtleşmişliği vardı şimdi ama onu da kurnazlığı sayesinde başarmıştı.   

Sanal ailesinin ev sahibi Ateş Bey


Emekli itfaiye subayı olan Ateş bey, yalnızlıktan her Allah’ın günü Sanal ailesinin evine damlardı. Çok disiplinli birisi olan Ateş bey evde kedi köpek beslenmesine karşıydı. Sanal ailesi evden atılmamak için Çarli’yi, Ateş beyden saklayıp dururdu. Yalnızlık yüzünden kendine can dostu diye aldığı kuşu Çarli evden kaçıp ağaçta mahsur kalınca Talat’ın kuzeni maymun Çarli kurtarmıştı. Bu vesile ile Çarli’nin evinde kalmasına ses çıkarmayan Ateş beyin en büyük derdi ise 6 numarada oturan hafif çatlak Şaibe hanımdı. Şaibe hanıma platonik aşık olan Ateş bey, bu aşk yüzünden çok çekmişti.

Ateş beyin umutsuz aşkı hafif çatlak Şaibe Hanım


6 numaraya taşınan ve Ateş beyin aklını başından alan Şaibe hanım kedilerden çok korktuğu için Çarli’yi görse kesin kalpten gider diye Sanal ailesi tarafından Çarli’nin saklandığı bir karakterdi. İlk günden Çarli mağduru olmuştu kadıncağız. Çarli içtiği sigarayı bunun kafasına atmıştı, saçları yanmasın diye Afakan’ın ortaya attığı yastık savaşı fikrine kendini kaptıran Ateş bey kadının kafasını söndürmek için başına yastıkla vurunca Şaibe hanımın nefretini kazanmıştı. Kendini affettirmek için Şaibe hanıma oyuncak alan bir de özür kartı yazan Ateş beyi elinde ayıyla gören Şaibe dalga geçince ayıyı Afakan’a aldığını söyleyen Ateş bey bu defa da kadının gözünde gay durumuna düşmüştü.

Afakan’ın belalısı Hijyen


Nalan’ın eve yardımcı bir kadın aradığı sırada yardıma yan komşusu Şaibe yetişmiş ve kendi evine gelen hamarat Hijyen’i Nalan’a tavsiye etmişti. Ablasının adı Tijen olduğu için diğer kızına da Tijen’le kafiyeli isim bulmaya çalışan babasının kurbanı olan Hijyen, ismine uygun bir iş bulmuş. Babası ablasının adıyla kafiyeli bir isim bulamayınca dört yaşına kadar hişt diye çağırılan Hijyen, babasının bir deterjan reklamında duyduğu sloganla Hijyen adını almış. İşinde prensipleri olan Hijyen paranın yarısını işe başlamadan diğer yarısını da işi bitirdikten sonra alır. Yalnız çalışır ve beyaz şarap içer. İbrahim Erkal hayranı olan Hijyen, Afakan’a ilk görüşte aşık olmuş ve işi de Afakan için kabul etmiştir. Çare gelmez ağlamaktan ayrılır mı et tırnaktan isimli güzide arabesk fantezi müzik icrasını Afakan’a hitaben söyleyen ve Afakan’ı gördüğü yerde yürüyen Hijyen’den Afakan ciddi ciddi korkuyor ve onu ne zaman görse abla diye bağırıyordu. Afakan’ın iç çamaşırlarını ütüleyip ayı yogili donuna bayıldığını belirten Hijyen, aşkı için her yolun mubah olduğunu düşünenlerdendi. Hatta bi bölümde Afakan’ın flörtü Şahnaz’a Afakan’ın üç aylık ömrü kalmış diye yalan söyleyip ikiliyi ayırmaya bile çalışmıştı. Sürekli Afakan’la alakalı hayallere dalıp Afakan diye Çarli’yi öpmüşlüğü bile vardı. Binnur Kaya’nın Hijyen karakteri ile komedide zirveye çıktığı dizide rol aldığı dönem rol arkadaşı İlker Aksum’la (Afakan) ev arkadaşı olduğu bilgisini de şuraya koyalım. Tabi aynı evde Şebnem Sönmez, o dönemki eşi Olgun Şimşek ve Burhan Altıntop karakteri ile milyonları güldüren Engin Günaydın’da kalıyormuş.

Çarli’nin milyarder babası Recep Albert


Talat’ın amcası Recep, yıllar evvel Amerika’ya göçer ve komşusu Albert’in ismini çok beğendiği için kendi adına ekletir. Amerika’da paraya para demeyip milyarder olan Recep Albert’in bu parayı nasıl kazandığı şaibelidir. O kadar parası olmasına rağmen yeğeni Talat’ın cinsiyetini tutturamayıp toka göndermesi bana o kadar serveti cimrilikten yaptığını düşündürdü. Yemeyip içmeyerek zengin olmuştur garanti. Herkes parasının peşinde koştuğu için onunla parası için ilgilenmeyen tek kişi Çarli’ye mirasını bırakan Recep Albert, Çarli’yi de bunca yıl onu arayıp sormayan, parasının peşinde olmayan yeğeni Talat’a bırakır. Talat’a güvense de insan yeğenine de biraz para bırakır, resmen nankörmüş. Biricik oğlum dediği Çarli’yle nasıl bir ortamda yaşadığını çektiği videodan gördüğümüz Recep Albert, toka meselesi için yeğeni Talat’a sorry demeyi de es geçmez. Yanındaki bikinili kızlara merhaba Türkiye demeyi öğretse de çat pat İngilizceden ötesini konuşamayarak nasıl servet yapmış bu Bill Clinton tipli? Kasetin sonunda öksürerek şezlongdan düşmek suretiyle sizlere ömür olmuştu.

Bonus: Afakan’ın kahveden arkadaşı Ali İhsan Varol


Laz ve Gaz Kıraathanesine takılıp Çarli ile beraber okey oynayan Afakan’ın okeye dördüncü olan arkadaşı Ali İhsan Varol da aslen maymun Çarli’nin bakıcısıymış. O dönem doğal olarak gayet genç olan ve doksanlar kahvehane kreasyonunu yansıtan Ali İhsan Varol’un bakıcısı olduğu Çarli’ye okeyde sürekli yenilmesi ise ikilinin arasını asla bozmuyordu.


20 Şubat 2019 Çarşamba


Kadından Komedyen Olmaz Diyenlere İnat Dönemin En Komiklerinden Yasemin Yalçın’ın İzleyeni Kahkahaya Boğan Karakterleri

   Şu sıralar çok popüler olan bir söylem kadından komedyen olmayacağı, inanın bu abuk söylemin kaynağı ne, kim neyi kanıt göstererek kadından komedyen olamayacağını iddia ediyor anlayabilmiş değilim. Demet Akbağ’ı, Yasemin Yalçın’ı geçtim bari Adile Naşit’ten utanın. Kadından şu olmaz, bu olmaz diye ahkam kesenlerden birisi de üniversitedeki bir hocamdı. Kendisi de kadından şair olamayacağını, kadınların ancak şiire ilham kaynağı olduğunu iddia ederdi. Kime göre, neye göre deyip içimdeki feminist canavarlaşmaya başlamadan konuya dönüp Yasemin Yalçın’ın izlemeye doyamadığım komik karakterlerine değineceğim. ( Memur site şu yazılarımı artık kaldır, valla öbür tarafta da kul hakkından şikayetçi olucam! Ben o yazıları yazacağım diye boyun ağrısını siz çalın diye çekmedim!)

Gelinlerin korkulu rüyası kaynana ekolünden Sürahi Hanım


Oğlu Haşmet’le evlendi diye gelini Zehra’ya otuz yıllık kini olan ve iki torununun annesini süründüren Sürahi Hanım azılı bir kaynanaydı. Gelininin kendisinden yaşlı olduğunu iddia edip cumhuriyetle aynı yaşta diye alay ederdi. Fazla kiloları yüzünden gelinine rencide edici lakaplar takması bir yana doktor kadıncağıza perhiz verdi diye karşısına geçip ömrünce yemediği kadar yemek yemişti. Tv tarihimizin nevi şahsına münhasır karakterlerinden olan Sürahi hanım, kızınca pehh demesiyle bilinirdi. Ülkemiz kaynanalarının yansıması olan Sürahi, şıklığıyla da göz dolduruyordu. Rengarenk entarilerini tamamladığı yeleği ve şıklığına şıklık katan kelimelerin kifayetsiz kaldığı gözlüğü ile doksanlar moda ikonuydu. Öyle ki ecnebi aleminin en marjinal ve taklitçi yönetmenlerinden Quentin Tarantino Sürahi Hanımın gözlüğünden çok etkilenip Kill Bill’in unutulmaz karakteri Elle Driver’i Sürahi’ye ithafen yazmıştır. Sürahi hanım karakterinin yaratıcısı Yılmaz Erdoğan ise bu efsane komik, komik olduğu kadar da gelinlerin kabusu kaynana karakterini kendi babaannesinden esinlenerek yazmıştır. Zaten ilk dönem Sürahi ninenin torunu Taci’yi Yılmaz Erdoğan oynuyordu. Entarisinin içine sakladığı üç aylık zulası ile torunlarını da kendinden yana çekme çabası ise Sürahi ninenin yaptırım gücünün göstergesiydi.

Hanımından ölesiye korkan ama çapkınlıktan da vazgeçmeyen zampara Şuayip


Erkeğin en zavallı halinin temsili olan Şuayip, tam bir Şam şeytanıydı. Piknik tüpünü andıran fiziği, bileğinden eksik olmayan altın saati ve bir dönemin korkunçlu moda kabuslarından olan bilek çantasıyla Şuayip, bu toprağın bağrından kopmuş bir karakteriydi. Hanımı Zaruret’ten ölümüne korkardı, her erkek gibi çapkınlıktan sonra karısı Zaruret’e hediye alırdı. Fakat kendisi sürekli çapkınlık yaptığı için hediyeye para yetiştiremiyordu. Bu yüzden de kurnaz Şuayip, geceleri karısı Zaruret’in bileğinden yürüttüğü bileziği çapkınlık sonrası sanki yeni almış gibi karısına hediye ederdi. Küçük esnaf olan Şuayip, karısı Zaruret ararsa diye marketteki çırağını sürekli bayi toplantısına gitti ya da kaka kolaya gitti diye tembihlerdi. En komiği de Zaruret de kurnaz bir kadındı ve bileziklerini sayarak Şuayip’in bir çakallık yaptığını çakardı. Her bölüm Şuayip’in Zaruret tarafından çapkınlık sırasında yakalanıp, dövülmesiyle son bulurdu.

Ezilen Kadının en önemli temsilcisi Kakılmış


Anadolu’dan İstanbul’a göçen Kakılmış ve İtilmiş çifti İstanbul’un varoşlarında gecekonduda yaşamaktadır. Evin direği olduğunu iddia eden İtilmiş, sabahtan akşama kadar ya evde oturur ya da kahveye gider. Karısı Kakılmış’ta evi geçindirmek için gündeliğe giderdi. Evin tüm yüküne ek olarak kocası İtilmiş’e de bakan Kakılmış, nedensiz yere her sabah ve akşam kocasından şiddet görürdü. Yüzü gözü mosmor işe giden Kakılmış, gündelikten aldığı para ile kocasına rakı alırdı. Sürekli şiddet görmesine rağmen yetkililerin görmezden geldiği Kakılmış, çoğu zaman kocasının dayaklarından kurtulmak için saksıyı çalıştırır ve kurnazlıklar düşünürdü. Karanlıkta İtilmiş beni görüp dövemez diye elektrik faturasını ödemez. Kakılmış karakteri ile izleyiciyi ağlanacak haline güldürür Yasemin Yalçın, çünkü bu karakter de tıpkı Sürahi hanım modeli kaynana gibi bir ülkemiz gerçeğidir. Kakılmış yüzü gözü mosmor halde temizliğe gider kimse onu yadırgamaz, ilk başta bir şaşırırlar ama sonra kimse umursamaz. Eve gelir ve ben Kakılmış ama dostlarım kısaca bana kak der kocamın adı da İtilmiş ama siz ona it diyebilirsiniz der ve temizliğini yaptıktan sonra kutup ayısı diye nitelendirdiği kocası İtilmiş’e rakısını alır, sonra günlük dayağını yemek üzere evine gider. Buna rağmen gene de Kakılmış’ın içinde yaşama sevgisi vardır. Her sabah kahvaltıyı dane dane benleri var türküsü eşliğinde hazırlar, temizlik yaparken de neşesini kaybetmez Kakılmış'tır benim adım her yeri siler parlatırım benim adım Kakılmış temizlik neferinizim diye bir şarkı mırıldanır.

Hırsızlar kraliçesi Gülazer


Hırsızlar kraliçesi Gülazer her Allah’ın günü karakollara düşüp komiser ve yardımcısı Faysal’a hayatı zehreder. Yazmasının kenarına iliştirdiği kırmızı gül, komiserin deyimiyle Satürn gezegenini andıran beli, rengarenk makyajı ve takıp takıştırması Gülazer’in alameti farikasıdır. Dilinden düşmeyen şarkısı yarım a yarım avadır, bu şarkı eşliğinde göbek atışı ise ayrı bi komiktir. Bi bölüm polis akademisine bile girmeye çalışmıştı. Hırsızlık konusunda bir ekol olan Gülazer, tüm hırsızlıklarından sıyırmayı başarmasıyla da alemde nam yapmış bir hırsızdı. Hırsızlık kadar sevdiği bir şey varsa o da yemekti, hatta bir keresinde kuru fasulye ve pilav çalarken bile yakalanıp elinde bir tepsi kuru fasulye ve pilav olmasına rağmen bi yandan fasulyeyi kaşıklayıp bir yandan da çalmadım diye inkar etmesiyle ikonikleşmişti. O hırsızlık üzerinde yakalansa bile inkar yolunu seçip sıyırmayı başarmasıyla hafızalarda yer etmişti.

Kocası bileziklerini çalıp nataşalara yedirince silahlanıp namusunu temizlemeye İstanbul yollarına düşen Laz kızı Hamsiye


Al bir ülke gerçeği daha! Kocası tarafından bilezikleri çalınıp hayat kadınlarıyla yenen Hamsiye karakteri Sovyetler çöküp Sovyet halklarının kadınları komşu ülkelerde hayat kadınlığı yapmaya başlayınca ülkemizde sıkça yaşanan bir dramın hikayesi aslında. Çok net bir şekilde hatırlıyorum televizyonda bile koca koca adamların sanki fıkraymış gibi bu rezil konuyu gülerek anlattığını. Ömrümde duyduğum en densiz laflardı. Temel nataşayı görüp bu kadınsa benim evdeki ne benim evdeki kadınsa bu ne diye evdeki kadının çirkinlikle diğer kadının da seks objesi olmakla itham edildiği bu densiz anlatı Hamsiye karakterinin de oluşum nedeniydi. Bu kızcağızın kocası olacak Dursun çapsızı Hamsiye’ye resmi nikah yapmaz ki bu suçtur. Üstüne yasal suçu geçtim bir de ahlak yönü zayıftır, kızın bileziklerini çalıp hayat kadınlarına yedirir. Hamsiye de Dursun’u yakalayıp vurmak için İstanbul’da yaşayan müteahhit ağabeyi Cemal’in yanına gelir. Ağabeyi kardeşinin hapislerde çürümesini istemez bu yüzden de Hamsiye’yi Dursun’u öldürme işinden vazgeçirmeye çalışır. Ama yengesi Emine bu haklı yolda Hamsiye’nin arkasındadır. Ağabeyi Cemal,  kardeşini vazgeçirmek için kızı psikoloğa götürür ama Dursun çapsızının yaptıklarını öğrenen psikolog Betül, bile kıza hak verir. Hatta hak vermekle kalmaz eline silahı alıp bizzat Dursun’u vurmak için Hamsiye’yi yüreklendirir.

Bonus: Sivri Çocuk Alican


Kafasındaki şapkası, yanağındaki çilleri ve kendine has konuşması ile her sözlüde öğretmenini çileden çıkaran Alican'ın, verdiği cevaplar da düşündürücüdür. Dersleri sürekli zayıftır, karnesi ibretliktir. Sözlüde söyle bakalım Alican diye başlayan sorulara maruz kalır ve verdiği cevaplar keskin zekasının göstergesidir ama sürekli öğretmeni tarafından kulağı çekilir. Bi bölümde hocası A şehrinden B şehrine giden araçlarla alakalı ibretlik ve güzide matematik sorularımızdan birini sormuştu da Alican trafik canavarına göndermeli bir cevap verdiği için hocası tarafından kulağı çekilmişti. Sivri zeka Alican’sa haklıydı, çünkü araç kullanmayı bilmeyen sürücüler yüzünden o araçlar A şehrinden B şehrine giderken muhtemel kazaya kurban giderdi.

18 Şubat 2019 Pazartesi


90’lar Neslinin İlk Aşkı Olup Onları Televizyon Başından Ayırmayan 10 Güzel Kadın

  Doksanlar çocuğu olduğum için mazi özlemime merhem olsun diye hazırladığım bu haftaki yazımda çocukluk arkadaşım olan nice kopili ağzı açık ayran budalası gibi ekran başına kitleyen on güzel kadına değineceğim. (Memur site inatla hala yazılarımı kaldırmamaktadır. Valla ben yıldım, pes!)

Cilvenaz ( Çarli )


Başrolünde bir maymunun oynadığı doksanların en absürt dizisi Çarli’de Çağlar Kondu hanımın canlandırdığı Cilvenaz karakteri güzel olduğu kadar da seksi ve saftı. Çarli’nin biricik aşkı Cilvenaz’a daha sonra Talat’ın kayınbiraderi Afakan da musallat olmuştu. Doksanların seksi modasının yılmaz temsilcisi olan Cilvenaz, Çarli ve Afakan’la beraber diziyi izleyen tüm ergen ve genç erkeklerin gözdesi olmuştu. Onu rakiplerinden ayıran en önemli özelliği ise kızıl saçlarıydı. Yüzünden eksik olmayan kocaman gülümsemesi ve havalı kızıl saçlarıyla birçok erkek akranımın aklını alan Cilvenaz’ı canlandıran Çağlar Kondu ise dizinin bitiminden sonra ekranlarda gözükmedi. Şimdilerde kendini hayvanlara adamış hayvan sever bir veteriner kendisi.

Özlem Üvey Baba


90’lar neslinin çocukluk travması olan Üvey Baba isimli kabus dizide güzel olan tek şey Lamia’nın avukatı Nazmi beyin asistanı Avukat Özlem’di. Uzun, dalgalı sarı saçları ve renkli gözleriyle barby bebekleri andıran avukat Özlem hanımı 90’ların güzel sunucularından Melike Öcalan canlandırıyordu. Dizide güzel olduğu kadar da bahtsızdı. Çünkü hukukçuydu ve bir ağır abi olan Adnan’a aşıktı, bu aşk yüzünden de hocası avukat Nazmi’nin eleştirilerine maruz kalıyordu. Daha da kötüsü bu kızın hayatındaki tek yeraltı bağlantısı Adnan da değildi. İstanbul’un namlı mafya analarından Hanım Ağa’nın oğlu da zamanında Özlem’e aşıktı ve bu aşk çocuğun ölümüne neden olduğu için Hanım Ağa da Özlem’e bileniyordu. Kızcağız güzel olduğu kadar da bahtsızdı, evleneceği gün hanım ağa tarafından kayıplara karıştırılıyordu.

Sedef Aynalı Tahir


Delikanlılığın kitabının yazıldığı Aynalı Tahir isimli dizi her arabeskçi dizisi gibi güzel kadın cennetiydi de Sedef’in yeri bambaşkaydı. Resimde de görüldüğü üzere soğuk bir güzelliği vardı Sedef’in diğer kızlar da güzeldi de Sedef elf gibi bir şeydi. Yeşim Büber’in canlandırdığı Sedef karakteri de daha sonra oyunculuktan elini eteğini çekti, evlenip çoluğa çocuğa karıştı. Fakat daha sonra tvde zap yaparken bir dizinin fragmanında gördüm de bu ne güzellik ya Rabbi şoku yaşadım. Yeşim hanımda hiçbir değişiklik yok hala çok güzel maşallah.

Aysel Küçük İbo


Arabesk furyasının ortalığı kasıp kavurduğu yıllar, küçük arabeskçiler modasının iki önemli ismi küçük Onur ve küçük İbo’ya diziler çekilmekte. İki küçük rakipten küçük İbo’nun dizisinin tescilli güzeli Yasemin Koşal’ın canlandırdığı Aysel hanım güzelliğiyle İbo’nun seksi yengesi Cemile’yi bile geride bırakmakta. Hülya Avşar’ın kazandığı güzellik yarışmasının üçüncüsü olarak önce Çarkıfelek hostesliği sonra dizi oyunculuğuna başlayan Yasemin Koşal Avrupai güzelliğiyle izleyenleri ekran başına kitleyip nice akranımı kendine aşık etmeyi başarmıştı. Gerçi üstteki resim diziden alındığı için görüntü kalitesi bayağı kötü ama arama motoruna Yasemin Koşal yazınca ne demek istediğimi siz de anlayacaksınız.

Firdevs Ruhsar


Doksanların klasik Türk aile yapısı gelin, görümce ve kaynana şeytan üçgenini ölümün bile ayıramadığını kanıtlayan dizisi Ruhsar’ın güzeli Firdevs, doğal güzelliği ile diziye ismini veren Hande Ataizi’ni bile geride bırakmıştı. Şimdi Allah için Hande de çok güzeldi ama bir çok doksanlar ergeninin ilk aşklarından biri olmayı başaran sinsi görümce Firdevs olmuştu. Doksanlar modasının vücut bulduğu Firdevs, mini etekleri, renkli pantolonları, elbiseleri ile beni moda konusunda kendine hayran bırakmıştı ama birçok erkek akranım kızın aşığıydı. Mihrace Yeken’in canlandırdığı Firdevs karakteri gerek güzelliği, gerek endamı ile doksanların en albenisi yüksek dizi karakteriydi.

Mine Canısı


İlk versiyonunu 1962 yılında Metin Erksan’ın çektiği Acı Hayat uyarlaması Canısı’nın Mine’sini dönemin güzel mankeni Emine Ün canlandırıyordu. Fakir ama zenginlik heveslisi güzel bir kız paragöz anasının dırdırı ile fakir sevgilisini zengin bir gençle beraber olmak için terk eder konulu dizinin güzel kızı Mine uzun sarı saçları ve yeşil derin gözleri ile birçok fakir ama gururlu ergeni kendine aşık etmişti.  

Zeynep Çılgın Bediş


Çılgın Bediş’in marjinal güzeli Zeynep doğal güzelliğine eşlik eden tarzı ile Çılgın Bediş sever gençlerin aklını almayı başarmıştı. Cidden çok tarz bir kızdı Zeynep, siyah yuvarlak gözlükleri, tasma kolyesi, şortunun altına bile giydiği botları ile Kadıköy kızı imajının tvdeki temsilcisiydi. Davranışları maskülen olsa da güzelliği ile Bediş’in grubunun en dikkat çekici üyesiydi. Doksanlar kızları için Oktay neyse erkekleri için de Zeynep oydu. Gülçin Hatıhan’ın canlandırdığı Zeynep karakteri aynı zamanda Kaygısızlar dizisinde de berber İsmail’in güzel karısı Zeynep olarak izleyicileri büyülemeye devam ediyordu. Yani olay Zeynep’in giydiklerinde tarzında değil Gülçin Hatıhan’ın doğal güzelliğindeydi.

Başak Memoli


Yılan Hikayesi’nin memur Başak’ı güzelliğiyle ergen erkekleri aşık ederken kızları da imrendiriyordu. O kadar masalsı bir güzelliği vardı ki, kızlar bile kıskanamıyordu memur Başak’ı. Ayrıca neyine kusur bulacaksın ki kızın dişleri bile inci gibiydi. Mavi gözlerine ise değinmiyorum bile, su gibi bir güzellik olan Başak’ı Betül Şahin canlandırıyordu.

Serpil Ayrılsak Da Beraberiz


Ayrılsalar da kopamayan Berna ve Teoman çiftinin boşanma sonrası hayatına odaklanan dizi Ayrılsak Da Beraberiz’de Janset’in güzelliğine diyecek yoktu da o ve Teoman arasında öyle bir uyum vardı ki herhalde o yüzden olacak benim çevremdeki erkek arkadaşların favorisi Berna’nın zengin koca arayışındaki mimar arkadaşı Serpil’di. Zengin koca diye diye dilinde tüy bitmesine rağmen Teoman’ın sahtekar arkadaşı Feridun Bitir’e kalması ise dizinin ayrı bir ironisiydi. Serpil’i canlandıran Belma Canciğer ise senarist Gani Müjde’nin eşidir.

Yasemin Saylan Kara Melek


Bir nesle fettan kadınlık dersi veren Yasemin Saylan karanlık güzel imajının tv ayağıydı. Simsiyah saçları ve yeşil gözleriyle su gibi bir güzellikken bir bakış ve sinsi gülüş bu güzel yüze yılanlık getiriyordu. Sanem Çelik’in canlandırdığı Yasemin Saylan bu tehlikeli güzelliğe rağmen bir nesli kendisine aşık etmeyi başarmıştı. Aynı dizide cidden çok güzel kadın oyuncular mevcuttu. Yasemin’in ağına düşen işadamı Nahit’in karısı Lamia’yı Zerrin Arbaş gibi bir güzellik canlandırıyordu. Orta yaş kadınlar bile çok güzeldi. Dönemin en güzel sarışınlarından Ece Uslu bile Yasemin’in karanlık ve karizmatik güzelliğinin yanında ezik kalıyordu.

Bonus: Milagros Vahşi Güzel


Pembe dizilerin toz pembesi Vahşi Güzel’de Latin güzel Natalia Oreiro resmen nefes kesiyordu. Hele dizinin jeneriğinde uçuşan beyaz elbisesiyle koşuşturup dans etmesi nice ergenin boyun felci geçirip ekrana uzun süre bakmaktan kör olmasına sebebiyet vermiştir. Bir neslin heder olduğu Vahşi Güzel’in jeneriğinde Milagros’u canlandıran Natalia hanımın beyaz elbisesini çamaşırsız giymesinin payı büyüktü.  

15 Şubat 2019 Cuma


Netflix’in Liseli Gündüz Güzellerini Anlattığı Dizisi Baby

   Gündüz Güzeli filmini bilen bilir üst sınıftan evli bir kadının gündüzleri Paris’in şık bir genelevinde hayat kadını olarak çalışmasını anlatır. Olay para değildir, ablanın varoluşsal seks problemleri vardır. Yönetmen Luis Bunuel’in de varoluşsal bir burjuva problemi vardır.


   Netflix’in İtalyan yapımı gençlik draması Baby ise üst sınıfa ait iki genç kızın çeşitli ailevi problemleri, ergenlik sıkıntıları derken eskortluk yapmaya başlamasını konu alıyor. Hepimizin ergenlik denen lanet dönemi geçirdiği düşünülürse Ludovica ve Chiara’nın kötü yola düşme sebebi insanı cidden hayrete düşürüyor. Chiara’nın mazereti korunaklı ve cam fanusun içinde bir hayat yaşadığı için nefes alma ihtiyacıyken Ludovica’nın sorunları daha derin.


Öncelikle dizinin esas kızı Chiara’ya değinmek istiyorum. Anne tarafından bayağı zengin ve köklü bir aileye mensup, babası ise annesine zıt olarak orta sınıf bir aileden geliyor. Dedesine göre babasının hayattaki tek başarısı yaptığı evlilik. Zengin kızı bulup içgüveysi olan arsız babası karısını genç kadınlarla aldatıyor, üstelik Chiara da bu duruma şahit olmuş. Ergenlik çağındaki bir kız için anne ve babasının sorunlu evliliği yeterince sorun değilmiş gibi bir de babasını kendisinden beş on yaş genç kadınlarla görmek ağır bir travma sebebi. Galiba anne babası uzun zamandır sorunlu bir evliliğin içindeler ve annesi için aile hayatı önemli olduğu için boşanmaktansa aynı evin içinde ayrı hayatları yaşamayı ama dışardan mükemmel gibi görünmeyi tercih ediyor.  Bu durum Chiara’nın sessiz ve ezik bir tip olmasını sağlamış. En yakın arkadaşı ve bayağı baskın bir karakter olan Camilla’nın her dediğine evet diyor. İstememesine rağmen sırf Camilla istiyor diye Amerika’da okuma planları yapıyor, karakteri oturmamış bunalım ergen rolünü oynuyor Chiara.


Roma’nın üst sınıf ailelerinin şımarık çocuklarının okuduğu özel bir okulda okuyan Chiara’nın arkadaş grubuna gelecek olursak baskın ve itici bir karaktere sahip Camilla ve en yakın arkadaşı iki sorunlu kız olan gay Fedelli. Allah sizi inandırsın diziyi izlerken şu iki mendebur kız arasında kalan Fedelli’ye üzülmeden edemiyor insan. İki nursuz kankaya ek olarak bir de baskıcı bir babayla uğraşıyor çocuk. Camilla desen ailesinin erkek kardeşine ayrı ona ayrı tavır almasından şikayetçi, feminist olduğu kadar da itici bir liseli.


Chiara’nın yakın arkadaşı olup beraber kötü yollara düştüğü Ludovica ise şimdiye kadar saydıklarımın içinde en bahtsızı. Annesi ve babası ayrılmış, babasına yalakalık yapan ablası Amerika’ya gitmiş ve sorunlu annesiyle kalan Ludovica’nın babası kızın okul masraflarını ödemek için düğününe gelmesini şart koşmuş. Tabi ki anası hanım buna karşı ve kızın okul masrafları ödenmezse okuldan atılacak. Maddi sorunlarına ek olarak jigolo besleyen anası kızı için bir türlü yatırım yapmıyor. Hoşlandığı çocukla beraber olduğu için okulda adı çıkmış, okulda herkesin kırmadığı ceviz, yemediği nane kalmamışken bu kızcağızın adı çıktı diye herkes kıza zorbalık yapıyor dalga geçiyor. Arada bir feminist olan Camilla, saçma böyle bir durumda neden sadece kızlar suçlanıyor diye söyleniyor ama söylenmekten öteye geçip kızın yanında durmadığı için durumda bir değişme olmuyor. Koca okul sanki intihar etse rahatlayacakmış gibi kızla dalga geçip duruyor. Hani bu kızın sorunlarının yanında Chiara’nın durumu şımarıklıktan öteye gitmiyor. Bu arada kızla okul dışında çok iyi arkadaş olmasına rağmen okulda kendisine selam veren Ludovica’nın adı çıktı diye tanımazlıktan gelmesi bile Chiara’nın karakterinin ne derece gelişmediğinin göstergesi.


Dizinin en az Ludovica kadar bahtsız üyesi ise büyükelçinin oğlu Domiano. Bir büyükelçi oğlu ne kadar bahtsız olabilir ki demeyin. Annesi İtalyan babası Arap olan bu arkadaş annesi ile beraber Roma’nın varoşlarında büyümüş. Babası olacak işkolik çocuğu annesi ölünce yanına alıyor, Domiano bu şartlar altında sadece annesine söz verdiği için ve nenesinin yüzü suyu hürmetine yüzünü bile görmediği babasının yanına geliyor. Çocuk annesini kaybetmiş, dram içinde, yanında olmasını en çok istediği kişi kız arkadaşı ama o da bu zor gününde Domiano’yu bırakıp arkadaşlarıyla İbiza’ya tatile gitmiş. Sonra da yüzsüz yüzsüz zengin babanın yanında bizi unuttun tribi çekiyor sevgilisi. Ben olsam o öfkeyle kaykayı kafasına geçirirdim haspanın. Çocuğun anası ölmüş anası, tatile bir ay sonra çıksan olmaz mıydı? Hem suçlu hem güçlü! Öte yandan varoşlardaki torbacı arkadaşı zengin bebelerin özel okuluna giden Domiano’nun okulun torbacısı olmasını isteyip uyuşturucu veriyor. Satamadı diye de çocuğun annesinden yadigar motorunu çalıyor. Tabi bunlar da yetmiyor babası olacak kalasla üvey anası olacak kocamdan ilgi göremiyorum triplerindeki abla sürekli kavga ediyor.


Çocuğun hayatında olumlu bir halt yok, okulda da etnik kimliğinden dolayı terörist muamelesi görüyor. Chiara ile aralarında bir etkileşim var fakat Camilla’nın en az ablası kadar itici kardeşi Niccolo, Chiara’nın fuckbudysi olduğu için çocuğa bilenip gece yüzüne maske takarak müdürün odasını dağıtıyor. Odaya da Domiano’nun hırkasını atıyor ki suç bunun üstüne kalsın. Ancak bir geri zekalı ortalık yere aha da ipucu dercesine bırakılan hırkadan şüphelenip hırkanın sahibini suçlar. İşte Domiano’nun babası ve okulunda bir öğrencinin etnik kimliğinden dolayı dışlandığının farkında olmayan müdür Fedelli geri zekalı oldukları için çocuğu suçlar. Domiano ise hırkasını karşılaştıkları bir partide Chiara’ya vermiştir ve hırkanın daha sonra Niccolo’nun elinde olmasından kızın kendisine oyun oynadığından şüphelenip Kartal Tibet tarzı bir yanlış anlamayla kendini savunma zahmetine bile girmez. Hani 6 bölümlük mini dizide bu çocukcağızın başına o kadar çok şey geldi ki Chiara’nın ergen bunalımı yaşayıp escortluk yaptığı yerde bunun kendisini gay bara atıp striptiz yapması lazım.  


Zengin evlerin tripli ergenleri Chiara ve Ludovica heyecan arayışına kapılıp eğlence mekanı işletmeciliği maskesi altında gizli gizli pezevenklik yapan Saverio’nun ağına düşüp eskortluğa başlar. Tabi kendileri her ne kadar escortluk yapıp paralı erkeklerle takılsalar da henüz reşit olmadıkları için içlerindeki çocuksu yan hep vurgulanır. Dev boy bir oyuncak ayıyla Roma sokaklarında alışverişe gidip erotik shopta seksi kıyafet denerken bile ayıyı yanlarından ayırmamaları ikilinin içindeki çocuksuluğa vurgudur. Bi taraftan instagramda seksi foto atıp erkek takipçilerini peşinden koştururken diğer yandan tom ve jerryi izleyip gülen Ludovica ergenlik kelimesinin sözlük anlamı herhalde. Bir yanda kadınsılık diğer yanda çocuksu masumiyet. Bu arada kızlar her ne kadar escortluk yapsa da escortluk müessesesi hayat kadınlığından farklı olduğu için Chiara’nın yaptığı escortluk değil hayat kadınlığıdır. Escort eşlik eden anlamına gelmektedir. Zengin ama yalnız erkeklerin para karşılığı yemek yediği, onlara çeşitli ortamlarda eşlik eden genç ve güzel kadınlara escort denir. Bu durumda orta yaşlı ve yakışıklı olmayan dişçiye yemeklerde eşlik edip onunla sohbet eden Ludovica escortluk yaparken, tanıştığı erkeklerle birlikte olan Chiara hayat kadınıdır. O değil de dizide ikiyüzlülüğe bu iki kız üzerinden güzel bir örnek var. Ludovica aşık olduğu erkekler dışında kimseyle beraber olmuyor, okulda adının çıkmasına neden olan Brando’ya bile aşıkmış. Fakat kızın adı çıktığı için herkes kendine bakmadan bunu aşağılıyor, dalga geçiyor, zorbalık yapıyor. Oysa bunu iki de bir rencide eden grubun başını çeken Virginia sevgilisi Niccolo’nun evinde kalıp odasından çıkmayan, adının aksine virgin olmayan bir kızımız. Fakat kendisinin adı çıkmadığı için sanki namus timsaliymiş gibi davranmakta. Tıpkı onun gibi Chiara da sözde iyi kız fakat en yakın arkadaşı Camilla’nın kardeşiyle yatıyor. Üstelik fuckbudysi Niccolo’nun bir kız arkadaşı olmasına rağmen onunla gizli gizli yatmakta bir sakınca görmüyor. Saverio’nun teklifini kabul ettiğinde de kötü kız diye adı çıkan Ludovico’nun aksine o müşterileriyle yatıyor, birisiyle yatması için onu sevmesine gerek yok. Şimdiye kadar bir şey hissedip yakınlaştığı tek kişi Domiano’yla da öpüşmekten öteye gitmedi.    


Dizi için klişesi bayağı ağır basıyor demiştim. Örnek olarak Domiano ve Chiara’nın birbirlerini sürekli yanlış anlaması ve arkadaşımın aşkısın klişesini vermiştim. Dizinin en bilindik diğer klişesi ise pezevenk escort aşkı. Saverio’nun ezik yeğeni Fiore, Saverio’nun her türlü pis işlerini yapan ezik bir tiptir ve Ludovico ile aralarındaki yakınlık Saverio’nun kontrolünden çıkıp tehlikeli bir boyut alır. Saverio da işlerin kontrolünden çıkmasına izin vermek istemez ve ikiliyi ayırmak için Ludovica’ya arabada tecavüze yeltenir. Ludovica’ya kuzeninin tecavüze yeltenmesine sesini çıkaramayacak kadar ezik olan Fiore kendisini korumadığı için Ludovica’nın nefretini kazanır. Fiore karakteri gerçekten eziklik kelimesinin sözlük anlamı gibidir. Gücünün yetmediği kişiye karşı aşırı ezik ve aşağılık kompleksliyken gücünün yettiği kişinin ağzını burnunu dağıtmaktan çekinmez. Sinsi bir tiptir de, karşısında sürekli ezildiği için bilendiği kuzeni araba kazasında hastanelik olunca sinsi sinsi yoğun bakım odasına girip fişini çekerek adamı öldürmekten çekinmez. Dizi boyunca yaptığı tek hayırlı şey Ludovica’nın adını çıkaran Brando’nun arabasının camını kırıp çocuğu tartaklamasıydı. Ludovica’nın da dizi boyunca yaptığı tek mantıklı hareket ezik Fiore’den ayrılmasıydı. Zira her ne kadar severse sevsin seni korumaktan aciz, ezik bir erkekle mutlu olamazsın.