28 Şubat 2018 Çarşamba


Yeşilçam’dan Amme Hizmeti Değerinde Yaşlı Erkek Ve Genç Kadın İlişkisinin Olumsuzluğunu Göz Önüne Seren 16 Orijinal Film

   İlişkide yaş farkı birkaç yaşı geçmediği sürece sorun yaratmazken bu fark alıp başını gidince jenerasyon farkı sebebiyle çiftler arasında sorun başlıyor. Sorun demek senaryonun tuzu biberi, sosu körisi demek olduğu için sinema camiası aralarında yaş farkı olan çiftlerin ilişkisine bayağı ilgi göstermiş. Özellikle genç kadın ve yaşlı erkek ilişkisinin olumsuzluğuna değinen filmler yapan Yeşilçam, istisnalar kaideyi bozmaz deyip çiftler arası yaş farkının doğuracağı sorunlara acımamış değinmiş. Birkaç istisna dışında genç kızın para, yaşlı adamınsa gençlik ve güzellik peşinde koşmasının sebep olduğu bu ilişki cinsinin çetrefilliğine değinen filmlerin sonu hep bu ilişki olmaz yavrum, bu ilişki olmaz guzzum önermesiyle bitmiş.

   Aradaki yaş farkının ilişkinin huzuruna engel olduğunun farkında olansa hep erkekler ama ne hikmetse asla bu ilişki türünden vazgeçmeyen de onlar. Üstelik pek çoğu da genç ve güzel eşinin onunla parası için evlendiğinin farkında. Bu farkındalık da onları hastaca bir kıskançlığa ve eşlerini baskı altında tutmaya götürüyor. Toplumun ikiyüzlülüğünü de ortaya çıkaran bir ilişki türü aslında yaşlı erkek genç kadın ilişkisi. Şöyle ki, kadınların neredeyse babası yaşındaki erkeklerle evlenmesinde hiçbir sorun yok. Belki Mualla Sürer ve gıybet kankaları bir köşede çekirdek eşliğinde acımasız gıybetler çeviriyordur. Ama onun haricinde yaşlı erkek ve genç kadın ilişkisine kesinlikle laf yok, hatta bazen sinemada bile öğretmenine aşık genç kız ve aşka karşılık veren öğretmen ilişkisi fantezi olmuş durumda. Sanki çok normal bir şeymiş gibi gösteriliyor. Fakat toplumlar aynı hoşgörüyü yaşlı kadın ve genç erkek ilişkisinde göstermiyor. Bu sinema için de geçerli. Mesela Kadir İnanır ve Necla Nazır’ın oynadığı Kan filminde genç Kadir, orta yaşlı Diclehan hanımla yan yana bir mekana girince ortalıkta bir gülüşme, Kadir’e jigolo demeler filan. Aynı durumun tam tersini düşünün genç bir kızla orta yaşlı bir erkek bir mekana girse kimse üstteki tavrı sergilemez. Fakat aşağıdaki filmlerde bu tip ikiyüzlülük yapılmamış, yani aradaki yaş farkının ilişkiye zarar vereceği, ikili birbirini sevse bile çiftler arasında kıskançlığın eksik olmayacağı gösterilmiş.

Babamız Evleniyor


Sururi bey amca zengin bir Anadolu tüccarıdır. Kendisi eğitimli olmasa da oğullarının eğitimine önem veren dini bütün Sururi amca, oğullarının İstanbul’da okumak yerine gönderdiği paraları çatır çutur pavyonda yediğini duyunca İstanbul yollarına düşer. Babasının hışmından kurtulmak için genç ve güzel Leyla’yla anlaşan iki hayırlı evlat, Sururi bey amcanın Leyla’ya aşık olup, yaşına başına bakmadan kızı yaşındaki Leyla'yla evlenmek için diretmesi ile şapa oturur. Hele bir de Leyla ve paragöz anasının babalarını soyup soğana çevirme planları miras yerine avcunu yalama noktasına gelen iki kardeşi iyice çileden çıkarır. Babamız Evleniyor filminde görülen genç ve güzel kadın ile zengin ve yaşlı erkek ilişkisi kırkından sonra azanı teneşir paklar atasözümüze gönderme yapıyordu.

Sana Layık Değilim


Patronunun genç ve güzel kızına ilk görüşte aşık olan Sadri ağabeyin karşılıksız aşkın kitabını yazdığı Sana Layık Değilim, adından da anlaşılacağı üzere kendisini çirkin ve yaşlı bulup, aşık olduğu kıza yakıştıramayan bir adamın hikayesi. Tabi içine çeşitli Yeşilçam entrikaları da giriyor ama bizim konumuz filmdeki yaşlı erkek ve genç kız ilişkisi olduğu için entrikaları bir köşeye koyuyoruz. Bu filmden de anlaşılacağı gibi yaşlı erkek genç kız ilişkisinde en büyük sorun, özellikle de genç kız güzelse, erkeğin kendini yaşlı ve çirkin bulup kıza layık bulmaması.

Şehirdeki Yabancı


Üstte bahsettiğim erkeğin kendisini karşısındaki genç ve güzel kıza layık görmeme durumu genel itibariyle zengin hatta kalantor erkekler için geçerli değil. Mesela Şehirdeki Yabancı’nın Selami’si karısının ölümü üzerine etrafa karşı sözde çocuğuna annelik etsin diye Gönül’le evleniyor. Ama Gönül on sekiz yaşında, Gönül daha kendisi çocukça tavırlar içinde. Bu yüzden ikili arasında sürekli anlaşmazlık, üstüne bir de kıskançlık yaşanıyor. Genç kadın yaşlı erkek ilişkisindeki en büyük sorun Yeşilçam’ın da çok sık değindiği gibi kıskançlık.

Adı Vasfiye


Kıskançlığın en zirveye çıktığı genç kadın yaşlı erkek ilişkisini yansıtan Adı Vasfiye, abi dediği adamla evlenip hayatı zehrolan Vasfiye’nin hikayesinin bir kesitini anlatıyor. Çünkü yaşı kemale ermiş kocası Vasfiye’yi o kadar kıskanıyor ki, kadın onu kapıya geçirmeye çıktığında eğer yoldan erkek geçiyorsa içeri girmek zorunda. Vasfiye kocasıyla sokağa çıktığında başı yerden kalkmamalı, kadın boyun fıtığı olacaktı yeminle. Madem bu kadar kıskançsın neden evleniyorsun amca? Zaten yaş da gelmiş kemale, evlenme yani bu yaştan sonra. Ya da yalnızlık Allah’a mahsus diyorsan yaşına uygun kadın al!

Canım Sana Feda


Canım Sana Feda filminde görülen yaşlı erkek genç kadın ilişkisi ise erkeğin bildiğin kadın avcısı olduğu bir ilişki türüydü. Yaşı ilerlese de karizmasından bir şey kaybetmeyen bu sinsi erkek türü çeşitli tatlı yalanlarla tecrübesiz genç kızı kandırıp hevesini alınca da başından atmaya ve sıradaki hedeflere odaklanmaya çalışıyordu. Aşırı çapkın yaşlı erkek, karizma ve parasının gücünü kullanarak özellikle fakir ama gözü yükseklerde olan genç kızları evlilik vaadiyle kandırıyordu.

Kader Kapıyı Çaldı


Kader Kapıyı Çaldı filminde genç bir kızla evlenen kötürüm ve hastalıklı bir adamın hikayesi anlatılıyordu. Şöyle ki aradaki yaş farkı ve kötürümlüğü yüzünden genç ve güzel karısının kendisini terk edeceğinden şüphelenen koca, hastalıklı bir biçimde karısının onu sevmediğine inanıyordu. Genç eşi onu sevse de adam bu sevginin aşk olmadığını düşünüyordu. İşin aslı abimiz eşi Leyla ile kız bayağı küçükken evlendiği için “Ona sevmeyi ben öğrettim, o sevgiyi benim öğrettiğim kadarıyla çocukçasına biliyor. Ya sevginin farklı boyutlarını da fark edip başkasına aşık olursa, beni terk ederse?” diye korkuya kapılıyor. Kader Kapıyı Çaldı filminden de anlaşılacağı üzere yaşça kendisinden bayağı küçük kadınlarla evlenen erkekler çoğunlukla psikolojik sorunlar yaşamaya başlıyor.

Boşver Arkadaş


Kendisiyle evlenmek isteyen yakışıklı ama maddi durumu karışık sevgilisine ben zengin koca bulucim diye çemkiren Alev ve zengin ama babası yaşındaki kocası Selim’in ilişkisinden de anlaşılacağı üzere yaşlı koca sadece kıskanç değil tehlikelidir de. Boşver Arkadaş’ın havai Alev’i istediği zenginliği Selim’de bulmuş ama sevmediği bir adama, Alev bile parası için tahammül edemiyordu. Yeşilçam’ın da sıkça değindiği üzere zengin, yaşlı kocaların genç ve güzel eşleri genellikle fakir ama zengin olma hayalleri kuran kızlardan oluşuyor.

Şehvetin Esiriyiz


Şehvetin Esiriyiz tam bir zengin, yaşlı erkek ve genç, güzel kız ilişkisinin mahvettiği hayatlar üzerine kurulu bir filmdi. Muzaffer abicim senin Yeşilçam künyen çıtır avcısı filan mı? Bak listeye üç genç sevgili vakasıyla girdin. Ama Ajda’nın yaşadığı da tam dramdı.  Kendisinden yaşça büyük bir erkeği sevmenin bedelini bayağı ağır ödemişti filmin sonunda. Bu film belki de Yeşilçam’ın yaşlı erkek genç kız ilişkisine verdiği en büyük tepkiydi. Şöyle ki, bu ilişkinin kalıcı olmadığının farkında olan erkek tarafı ilişki boyunca genç kıza ağır dram yapıyordu. İleride beni beğenmeyeceksin, yaşlı bulup benden ayrılmak isteyeceksin diye kızı darlıyordu. Öte yandan maddi olarak kendisinden daha alt sınıfta yer alan genç sevgilisini lüks mağazalardan giydirip kızı kendisine iyice bağımlı hale getiriyordu. Sanmayın ki, kıza cidden aşık. Ofisindeki çalışanlarının konuşmalardan anlaşılacağı üzere Ajda’dan önce de kendisine genç sevgili buluyormuş. Muhtemel orta yaş bunalımındaki ağabeyimizin özgüven o kadar yerlerde ki, genç sevgilisini genç bir erkekle görünce beni aldatıyor diye kızı terk etmişti.

Seninle Ölmek İstiyorum


Elinden puro, üzerinden ropdöşambır eksik olmayan zengin ve yaşlı ağabeyimiz sosyetenin önde gelen ismidir. Fakir ama güzel bir kızla evlenen yaşlı ağabeyimiz ağır parti düşkünüdür, karısını da kendisi gibi parti kuşu yapmaya çalışır. Ama mutsuz evliliğinin gölgesinde bunalan Türkan, kendini alkole vermiştir. Aslında yaşlı ve zengin ağabeyimiz romantik birdir ve aşka gelip karısına şiir bilem okur. Fekat kendisi doğduğu vakit daha Osmanlı yıkılmadığı için onun okuduğu gazelden karısı bir şey anlamaz. Evlilik boyunca karısına psikolojik baskı yapmaktan geri durmayan yaşlı eş, kadına iki de bir “Sen bir hiçsin, sahip olduğun tek şey güzelliğin ama o bile sana ait değil, Allah vergisi!” deyip durur. Genç eşinin onu evlerinin yapımında görevli genç mühendisle aldattığını düşünüp karısına “Benim sağladığım imkanları onda bulamayacağın için benden ayrılmıyorsun değil mi?” diye çemkirecek kadar da sorunlu olan bey amcayı film boyunca şaşkınlıkla izliyorsunuz. Madem karının seni paran için terk etmediğini düşünüyorsun neden boşanmıyorsun o zaman amca, ya da neden evlendin kızın yaşındaki kadınla? Onun seninle üvey anasından kaçmak için evlendiğini ve evliliğinizin ilk yıllarında seni sevmeye çalıştığını kadın zaten açık açık söylüyor. E senin derdin ne?

Alev Alev


Alev Alev’in Murat ve Ümran çiftinin ilişkisi aslında biraz zorlamaydı. Tuttuğunu koparan bir kadın olmakla övünen Ümran, Akdeniz turu için tuttuğu yakışıklı kaptana aşık olur. Ama bu aşktan öte bir saplantıdır, Murat’tan ayrılmamak için intihara bile kalkışır. Murat hıyarı da çapkınlığının bedelini bu ruh hastası genç kızla evlenip sevgilisi Alev’in nefretini kazanmakla öder.

Alev Alev


Alev Alev filminin ikinci genç kadın yaşlı erkek ilişkisi intikamcı Alev ve ihaneti ağır ödeten Şahin ilişkisiydi. Aslında Murat’ın sevgilisi olan Alev, Murat’ın onu hamile bırakıp zengin bir kızla evlendiğini öğrenince – Ümran’ın ruh hastası olduğunu bilmiyor tabi – intikam yemini eder. Çeşitli oyunlarla Ümran’ın zengin ve yakışıklı ama yaşını başını almış amcası Şahin’i tavlamayı başarır. Şahin de diğer yaşlı eşler gibi genç eşinin yanında kendisini yaşlı hisseder. Ama Alev özellikle de yakınlarda Murat varken yüksek sesle “Ne yaşlısı? Sen yaşlı olmadığını bana defalarca ispat ettin!” diye oldukça belden aşağı vurarak Murat’a nispet yapar. Fakat ne kadar zulmetse de Murat’a olan aşkı da nefreti kadar büyüktür ve ikili arasındaki çekim başkalarıyla evli olsa da devam eder. Ruh hastası olmanın verdiği zekayla Ümran durumu çakar ve amcasına yetiştirir. Şahin önce inanmaz, Ümran’ın boşanma davası yüzünden böyle düşündüğünü sanır. Fakat desteksiz sallamayan Ümran, amcasına Alev ve Murat’ın daha önceden sevgili olduğunu kanıtlar. Bu andan sonra içindeki kıskanç ve tehlikeli yaşlı koca ortaya çıkan Şahin, önce aba altından sopa göstererek Alev’e “Ben senin kadar modern değilim, ihaneti asla affetmem!” der. Valla Cüneyt abimiz cidden ihaneti affetmiyormuş, Murat ve Alev’i havaya uçurmaya bile çalıştı.

Aşkı Memnu


Biraz da edebiyat uyarlaması diyelim. Beren Saat’li versiyon uzun dizi süresi sebebiyetiyle orijinalinden bayağı uzaklaşıp Adnan, Bihter ve Behlül ilişkisinde Bihter’i tam bir femme fatale’a dönüştürse de Müjde Ar’lı versiyonda Bihter, kitabına uygundu. Kendisinden yaşça büyük bir adamla evlenen Bihter, bunu sadece annesine inat olsun diye değil, çocukken kaybettiği babasının sevgisine muhtaç olduğu için de yapıyordu. Kendisine günaydın öpücüğü vermesini isteyen Adnan’ı babasını öpen kız çocuğu misali yanağından öpen, ilişkiye girmek isteyen kocasına sürekli hasta olduğunu söyleyen bir Bihter vardır kitapta. Adnan’ı bir baba gibi seven Bihter’in aksine yaşlı kocası Adnan ona aşıktır. Bence bu ilişkide iki taraf da sorunluydu. Bihter’in durumu babasızlık ve annesinin sevgisizliğiyken Adnan da genç yaşta ölen karısını Bihter’de görmeye çalışıyordu. Abicim, tamam, karın genç yaşta öldü. Sen ona doyamadın da bir baksana kendine sen karını kaybettiğin yaşta mısın? Adnan da listedeki diğer yaşlı kocalar gibi karısının onu sevmediğinden şüpheleniyordu, Bihter’se koca bebek dediği kocasını tabi seviyordu. Ama sevgisi Adnan’ın istediği gibi değildi.

Üvey Ana


Ay listenin en bahtsızı da Üvey Ana filminin Lale’siydi. Her ne kadar bu rol Zeynep Aksu’ya Altın Portakal kazandırsa da Üvey Ana filminin misyonu da listedeki diğer filmler gibi yaşlı erkek genç kadın ilişkisinin olumsuzluğu üzerineydi. Lale kocasını çok sevmesine rağmen aralarındaki yaş farkı, bir takım talihsizlikler ve tabi ki de Aliye Rona faktörü ilişkiyi zedeler. Lale’yi genç bir doktordan kıskanıp, aldatıldığını düşünen Sadri ağabey, sonradan gerçekleri öğrense de bu Lale’nin hayatının mahvolmasına engel değildir.

Arkadaş


Arkadaş filminde Melike ve Azem arasındaki tek taraflı ilişki ise genç kadın ve yaşlı erkek ilişkisinin bir başka versiyonu. Şöyle ki Melike on sekiz yaşında, hayat hakkında tecrübesi olmayan bir genç kızdır. Eniştesinin üniversiteden arkadaşı Azem, onun sıkıntı içindeki amaçsız yaşamında bir amaç olur. Azem’se onu arkadaştan öte görmez, aralarında yoğun bir duygu vardır ama bu aşk değildir. Belki Melike’nin Azem’in kızı olacak yaşta olması belki de Azem’in aşka zamanı olmaması Melike’nin tek taraflı bir ilgi yaşamasına engel değildir. Melike’nin yaşadığı da aşk ya da sevgi değil çocukluktur aslında.

Arkadaş


Arkadaş filminin asıl sorunlu genç kadın yaşlı erkek ilişkisi ise Cemil ve Necibe ilişkisidir. Zira ikili arasındaki jenerasyon farkı ikilinin sürekli kavga etme nedenidir. Necibe muhtemel para, Cemil ise genç ve güzel bir kadınla olmak için bu evliliği yapmıştır. Filmin sonunda birbirlerine pişmanca bakmaları bile sevgiden çok evliliklerinin hata olduğunun bir göstergesidir. Çünkü ikisi de birbirini aldatır ama filmdeki Anadolu erkeği kafası o kadar baskındır ki, filmin en adil görünen sosyalist Azem’i bile bu konuda dar görüşlüdür. Necibe’nin kocasını aldatması büyük bir sorunken Cemil’in karısını hayat kadınlarıyla aldatmasında bir sorun yoktur. Necibe ve Cemil ilişkisi Azem ve Melike gibi tek taraflı ve naif değildi.  

Ben Bir Sokak Kadınıyım


Aslında saçlarına beyaz boya sürülmüş Önder Somer ve ondan yaşça genç sevgilisi Fatma Girik’li Ben Bir Sokak Kadınıyım’ı listeye almayacaktım. Fakat burada listenin tamamından farklı bir ilişki türü olduğu için listemin skalasını genişleteyim dedim. Bu filmimizde genç kadın ve onun yaşlı, kalantor patronu dost hayatı yaşamaktadır. İkilinin hayatına başkaları da girebilir, çiftimiz bunu sorun etmez. Gayet geniş bir ilişki türü yaşayan – açık dost hayatı – ikilimizden Fatma da kendisinden genç bir erkeğe aşıktır. Fakat çevre bu ilişkiyi normal karşılamaz. Hayır aralarında da en fazla beş altı yaş var. Ve evet, çevre bu ilişkiyi anormal görür. Fakat Fatma ve patronu arasında rahat on beş yirmi yaş olmasına rağmen –bakmayın Önder’in çıtır gösterdiğine aslında ellisinde var filmde – çevre bu ilişkiye abov demez. Toplumun kafa yapısını çok net gördüğümüz bir ilişki türüdür aslında çiftlerden birinin diğerinden yaşça küçük olduğu ilişki türü. Yeşilçam da bu konuya çok iyi değinmiş.






25 Şubat 2018 Pazar


      Yeşilçam’ın Yolu Podyumdan Geçmiş 17 Tescilli Güzeli

   Mankenlikten oyunculuğa geçiş her zaman tartışma yaratsa da bu işin mazisinin olduğu, işin ta Yeşilçam’a kadar dayandığı bilinen bir gerçek. Bu hafta lafı hiç uzatmadan Yeşilçam’ın 17 tescilli güzeline değineceğim.

Feriha Tevfik


1929 yılında Türkiye’nin ilk güzellik yarışmasının birincisi seçilen Feriha Tevfik, yeni yeni oluşmaya başlayan sinemamızın ilk yıldızlarından. Ferdi Tayfur ile iyi bir ikili olan Feriha hanım, Muhsin Ertuğrul’un Cahide Sonku’dan önceki gözdesi. Kendisinin oynadığı filmlerin sadece resimleri bulunduğu için oyunculuğu hakkında fikir edinemesek de güzelliğine söyleyecek sözümüz yok. Bir sonraki Türkiye güzeli Mübeccel hanımla girdikleri şişman vs sivrisinek polemiği ise güzellerimizin geçmişten itibaren atarlı olduğunun bir kanıtı. Feriha hanım bir sonraki yılın güzeli Mübeccel hanımı güzellik kraliçesi olmak için fazla tombul bulup sonuca itiraz etmiş. Mübeccel de ne münasebet diye sinirlenip 1.72 boyunda 72 kilo olduğunu, güzelliğin göreceli olduğunu ve tombul olmayı sivrisinek olmaya tercih ettiğini söylemiş. İlk dönemin manken oyuncusu Feriha hanım hakkında oynadığı filmlerin adı haricinde bilgi bulamayınca bari sansasyonel güzellik kavgasına değineyim dedim.


Ayfer Feray


1952 yılının ikinci güzeli seçilen Ayfer Feray, bence mankenlikten oyunculuğa geçenler içerisinde en başarılı olanı. Oyunculuk konusunda iyi olduğunu görmek için filmlerini izlemek yeterli. Çoğunlukla vamp kadın rollerinde görülen Ayfer Feray, 1953 yapımı ilk fantastik korkumuz Drakula İstanbul’da filminin bahtsız Şadan’ıydı. Hepimiz onu Sakar Şakir’in fettan güzeli, Gardrop Fuat’ın kapatması Sevda hanım olarak tanısak da sinemamızın önemli karakter oyuncusu olan Feray’ın, Kırık Plak filminde Belgin’i kendisine tercih eden Zeki’nin sesini çalmışlığı bile vardı. Vesikalı Yarim filminde Sabiha’yı güzelliğini kullanıp zengin birini bulması konusunda darlayan paragöz kontsromantis rolü zaten bir efsaneydi.  




Neşe Yulaç


1952’nin üçüncü güzeli olarak Ayfer Feray’la beraber tiyatro ve sinemaya giriş yapan Neşe Yulaç, sinemamızın efsanevi vamplarından. Zeki Müren’in Son Beste’si, Ayhan Işık’ın Kanun Namına ve Kardeş Kurşunu filmlerindeki performansıyla unutulmazlar arasına giren Neşe hanım da tıpkı Feray gibi sinemamızın en iyi manken oyuncularından. Özellikle Kanun Namına’nın aşkı için her türlü pisliğe bulaşacak hastalıklı Nezahat karakteri ile saf kötülüğün özeti gibi.


Sibel Göksel


1954 Türkiye güzeli seçilen Sibel Gökçe resimde de görüleceği üzere o kadar sevimli bir güzellik ki, sırf kendisi hatırına dünya güzellik yarışmasına Miss Cute seçeneği getirilmeliydi. Şu tatlılığa bakar mısınız? Resmini görünce aklıma Anne Frank gelmişti ki, araştırınca mankenlikten sonra önce tiyatroya adım atan genç kızın ilk oyununun Anne Frank’ın Hatıra Defteri olduğunu öğrendim.

Nebahat Çehre


Of, işte listenin en efsanesi! 1960 Türkiye Güzeli seçilen Nebahat Çehre listenin en popüleri. Gerek oyunculuğu, gerek Yılmaz Güney’le yaşadığı sansasyonel ilişki, gerek güzelliği ünlü oyuncunun popülaritesinin hala yüksek olma sebebi. Acı Hayat’ın masum Filiz’i, Affetmeyen Kadın’ın vicdan azabı çeken Leyla’sı, Kırık Hayatlar’ın fettan Gülşen’i her role girebilen güzel oyuncuyu şimdi sadece asil ve zengin kadın rollerinde görsek de ekran ışığı çok yüksek olan Nebahat hanımı hiç ekranda görmemekten iyidir.


Gülseren Esen


1963 Türkiye güzeli olan Gülseren Esen’de listenin diğer üyeleri gibi güzellik yarışmasını kazanıp sinemaya adım atanlarından. Sadece tek filmini izlediğim Gülseren hanımın oyunculuğu hakkında fikir edinip laf söylemem zor. Yetmişlerde Ediz Hun ve Emel Sayın’lı Gülizar filminin ilk versiyonu olan Küçük Beyin Kısmeti filminde Türkan Şoray’ın kankası Necla karakterini canlandırıyordu. Filmde Türkan Şoray’dan bile güzel görünen Gülseren hanım, herhalde listenin en fotojenik olmayan güzeliydi.

         
Sevim Emre


1963’ün bir diğer güzeli olan Sevim Emre, aynı zamanda arabeskin önemli babalarından Orhan Gencebay’ın da hayat arkadaşı. Türkiye güzeli seçildikten sonra katıldığı Avrupa güzellik yarışmasında da beşinci seçilince sinema sektörüne bodoslama dalan Sevim hanım, genelde esas oğlanla esas kızı ayıran vamp kadın rolleriyle hatırlanır. Onun en akılda kalıcı rolüyse Türkan Şoray ve Kartal Tibet’in başrolde olduğu Ateş Parçası filminin kıskanç Ayla’sıdır. Gazetede iç çekerek haberlerini okuduğu yakışıklı armatörün çadırda çalışan arkadaşı Azize ile aşk yaşamasına hasetlenip Tarık’ın sinsi nişanlısı Şermin’le ikiliye fena bir tuzak kurmuştu.


Zerrin Arbaş


1965 Türkiye güzeli olan Zerrin Arbaş listenin en sanatla içli dışlı üyesi. Babası ressam olan Zerrin, Paris doğumlu. Sinemadan önce baleyle ilgilenen Zerrin Arbaş, sinemaya 1964 yılında Cilalı İbo filmiyle girer. 1965’te Türkiye güzeli seçilen Zerrin Arbaş bence bu unvanı gerçekten hak eden sayılı güzellerden. Su gibi bir güzelliğe sahip olan Zerrin hanım, sanki masal diyarından gelmiş bir elf gibi. Zaten kızı Derya Arbaş’ta kendisinin kopyası bir güzellikti. Güzellik kelimesinin hakkını veren güzellerden olan Zerrin Arbaş’ın sinema camiasının dikkatini çekmemesi imkansızdı. Bir çok filmde oynasa da en akılda kalıcı rolü modern Köroğlu uyarlaması olan Deli Yusuf’un Melek’i ve Toprak Ana’nın Kezban’ıydı. Özellikle Kezban rolüyle iticiliğin kitabını yazan Zerrin, tam bir kezbandı. Hoşlandığı gence zulmeden kadın ekolünden olan Kezban film boyunca Murat’ı çileden çıkarıyordu. Murat'ta Allah yarattı demeden kızı ümüklemeye çalışıyordu gerçi. “Kaba adam, nolcak ayı!” lafını dilinden düşürmeyen Kezban yüzünden dağ gibi Murat sizlere ömür olmuştu.


Zühal Aktan


1968 Türkiye güzeli seçilen Zühal, kelimenin tam anlamıyla Zerrin gibi aldığı unvanı sonuna kadar hak eden güzellerden. Tarkan serisinin Marsın Kılıcı filminde Tarkan’ın yedekte tuttuğu Türk kızı Bige karakterine can veren Zühal, filmin en güzel kızı olmasına rağmen Tarkan asla bir Türk kızıyla cilveleşmeyeceği için, çünkü Türk kızıyla ciddi düşünürdü, adamdan yüz bulamamıştı. Son Günah, Sevmek Ve Ölmek Zamanı, Suya Düşen Hayal gibi filmlerde oynayan Zühal, masum yüz hatları sebebiyetiyle daha çok masum kız rollerinin aranan ismiydi.


Azra Balkan


1969 Türkiye güzeli olan Azra Balkan, listedeki diğer meslektaşlarının aksine sinemadan çok müzik kariyerine önem vermiştir. Hatta nişanlısı Barış Manço’yla beraber doldurdukları bir plağı da vardır. Evet, yanlış duymadınız, bu güzellik Barış Manço’nun nişanlısıymış. Kendisinin en akılda kalıcı rolü ise Yılmaz Güney’in Arkadaş filmindeki Necmiye karakteridir. Yılmaz’ın ideallerini unutan arkadaşı Cemil’in kızı yaşındaki karısı Necmiye’yi canlandıran Azra Balkan, filmde Azem’in tam karşısındaki kapitalizm cephesinde yer alıyordu. Azem’den okkalı bir tokat yedikten sonra ağlayarak kocası Cemil’den ihaneti için af dilese de filmin sonunda evden giden Azem’i bir dakika diye durdurup tokadını iade etmişti. Yılmaz Güney’in bu tokadın hesabı sorulacak dediği kadın olan Azra’nın sinema hayatı pek parlak olmasa da Arkadaş ile unutulmazlar arasına girmiştir.

Asuman Tuğberk


1970 Türkiye güzeli seçilen Asuman Tuğberk, Metin Erksan’ın TRT için çektiği televizyon filmlerinden Bir İntihar’da Can Gürzap ile başrolü paylaşmıştır. Sinemada fazla yer etmeyen Asuman Tuğberk 1976’da Erkan Yolaç ile evlenip sinemadan uzaklaşmıştır.


Bahar Erdeniz


1971 mankenler kraliçesi seçilen Bahar Erdeniz, Yeşilçam’ın gördüğü en güzel esmerlerden. 1979’da futbolcu Engin Verel ile evlenerek sinemadan uzaklaşsa da kısa sürede akılda kalıcı rollerde oynamış ve Yeşilçam izleyicisinin hafızasında yer etmiştir. Özellikle Tarık Akan’la oynadığı Suçlu filmi ve Ekrem Bora’nın güzel karısını canlandırdığı en iyi gerilimlerimizden Yumurcak Küçük Şahit filmi Bahar’ı ve güzelliğini iyice gözümüze sokan ve unutulmaz yapan filmlerdi.


Beyza Başar


1971 Türkiye üçüncü güzeli Beyza Başar’ın sinema ömrü kısa da olsa sadece Macera Yolu’ndaki Hülya karakteri bile onun hatırlanmasına yeter. Ayşe’nin aksine cinselliğini bastırmayan halleri, özgüveni ve sarışınlığıyla polisiye gerilimimizin ölecek seksi güzeli olduğunu bas bas bağırıyordu.


Hale Soygazi


Yeşilçam’ın en güzel kadınlarından olan Hale Soygazi, 1972 yılında önce Türkiye sonra da Avrupa sinema güzeli seçilerek Yeşilçam’ın en iddialı güzeli olduğunu kanıtlamış. Tarık Akan’la oynadığı Oh Olsun ile akıllara kazınsa da o dönemki eşi Ahmet Özhan’la oynadığı filmler de güzeldi. Özellikle Aytaç Arman’la oynadığı Çocuğumu İstiyorum Yeşilçam’ın en iyi psikolojik gerilimlerindendi.


Melek Ayberk


1974 sinema güzeli seçilen Melek Ayberk’in kaderi yüzü kadar güzel olmamış. Çocukluğunda yaşadığı travmalar, zorla evlendirilmesi gibi olumsuzlukların psikolojisini yıprattığı genç kadın, erken yaşta, tek nefesle başladığı uyuşturucu batağıyla sinemadan uzaklaşmış. Nereden Çıktı Bu Velet filminde Süpürgeli Naciye’nin kızı, çapkın Metin’in nişanlısı Filiz karakteriyle hatırlanan güzel oyuncu henüz 35 yaşında uyuşturucudan hayatını kaybetmiştir.


Harika Değirmenci


1975 Türkiye Güzeli seçilen Harika Değirmenci esmer güzeli sözünün vücut bulmuş hali gibi. Yeşilçam ömrü kısa olsa da Kadir İnanır’la oynadığı Fırtına’nın Beyza’sı, Tarık Akan’la oynadığı Aşk Dediğin Laf Değildir’in Berrin’i ile çoktan unutulmazlar arasına girdi. Zengin, şımarık, güzel ve fettan karakterlere can veren Harika’nın gerek Kadir’i gerek Tarık’ı şımarıklığı ve güzelliğiyle deli ettiği filmlerden sonra işadamı sevilisi Zeki Dedehayır’la evlenerek sinemadan elini eteğini çekmiştir.


Aydan Şener


1981 Türkiye güzeli seçilen Aydan Şener’in teyzesinin Yeşilçam’ın başarılı ve vamp güzeli Suzan Avcı olduğunu söylesek herhalde bu güzelliğini nerden aldığı ortaya çıkar. 1983’te futbolcu Ayhan Akbin ile evlenen Şener, listenin diğer üyeleri gibi evlenince sinemadan çekilmemiştir. Bir çok dizi ve filmde oynasa da onu hafızalara kazıyan dizi Osman Fahir Seden’in çektiği Çalıkuşu’dur. Feride karakteriyle izleyicilerin aklına kazınan Aydan Şener’in adeta kitaptan fırlamışçasına başarıyla canlandırdığı Feride’yle listenin oyunculuk konusunda iddialı isimlerinden olduğu ortada.