Cüneyt Arkın’ın Surdan Sura Uçup Bizanslı Asker Dövdüğü Kara
Murat Serilerinin Göz Alıcı Güzelleri
1970lerde
yayımlanmaya başlayan Kara Murat serisinin yaratıcısı Rahmi Turhan çizeri ise
Abdullah Turhan’dır. İlk önce Günaydın gazetesinde yayımlanan ve 15 - 20 yıl
boyunca süren serinin çok tutması üzerine yapımcı Türker İnanoğlu seriyi filme
çekme kararı almış. Cüneyt Arkın’ın fantastik dövüş teknikleri ile ağızları bir
karış açık bıraktığı seride rol alan kadın oyuncular da güzellikleriyle göz
dolduruyordu. Ah ah cidden eskiden ne güzel kadınlar varmış, şimdikilerin hepsi
estetik yaptıra yaptıra birbirine benzemeye başladı.
Kraliçe Lucia / Mualla Omay (Kara Murat Fatih’in Fedaisi)
Kazıklı Voyvoda Vlad’ın en az kocası kadar psikopat kraliçesi
Lucia, bu seksilikle kocasına fazla olduğunu düşünüp kaslı askerlerle cima
yapar. İşi bitince adamları yastığının altında sakladığı hançerle öldürür. Bu
huyuyla akıllara Hülya Avşar’ın 90’larda yayınlanan ismini hatırlamadığım bir
dizide birlikte olduğu erkekleri hadım etmesini getirdi. Hülya’nın Eflaklı
büyük ninesi olduğundan şüphe ettiğimiz Lucia, kocasını seri halde aldatmasına
rağmen aşırı derecede de kıskanç bir kadındı. Feri Cansel’le beraber serinin en
cüretkar kadını olan Mualla Omay, gözlerim zaten güzel diyerek hafif bir göz
makyajı yapmasına rağmen dudaklarını oldukça dikkat çekici renklere boyardı.
Yetmez bi de o on kilo metre öteden bile fark edilecek dudaklara kat kat
parlatıcı sürüp ortamlarda disko topu gibi parlardı. Saray yeniçeriler
tarafından sarılmış, Kara Murat’ın elinden kaçmaya Eflak’tan başlayan Voyvoda
kocan İstanbul Yerebatan Sarnıç’ına kadar kaçmış sen hala Angela benim için
tehlike diye kalkıp Angela’yı bıçaklamaya çalışıyorsun. Kıskançlığından,
hırsından öldün yeminle.
Angela/Zeynep Hale Soygazi (Kara Murat Fatih’in Fedaisi)
Bu kızcağızın anası babası dinden çıkmadılar diye Voyvoda
Vlad tarafından kazığa oturtulup öldürülür. Küçük Zeynep’in de yaşı başı küçük
diye onu saraya hizmetçi olarak almışlar. Çok geçmeden Kara Murat’ın yeniçeri
ağabeyi ve küçük Kara Murat da rehin alınıp Eflak sarayına getirilir. Ağabeyi
öldürülen küçük Kara Murat, olanları anlatsın diye Fatih’e gönderilecektir.
Murat’ın zindanda aç susuz kalmasına dayanamayan küçük Zeynep, gidip çocuğa bir
tas su vermek istedi diye zindancı başı tarafından azarlanıp zindandan atılır.
Gece herkes uyuduktan sonra zindana gidip Küçük Kara Murat’a su veren küçük
kızla Murat sözleşir. Murat ileride ağabeyi gibi bileği bükülmez bir yeniçeri
olup Eflak’a gelince Zeynep’i gelip bu saraydan kurtaracağına Zeynep de onu
bekleyeceğine dair sözleşir. Birbirlerini tanımak için de Murat Zeynep’e
annesinin yüzüğünü Zeynep de Murat’a madalyonunu verir. Listenin tek sarışını
ve eli maşalısı olan Eflak sarayındaki adıyla Angela’ya Eflak sarayında komutan
Nikol’den ülkenin en namlı dövüşçüsü Papesko’ya kadar asılmayan kalmaz. Hatta
komutan Nikol cozutup kıza tecavüze bile yeltenir. Angela tecavüzden çalı çırpı
arasından fırlayan Mihal (Erol Taş), Mihal de at arkasında kumda sürünmekten
Kara Murat tarafından kurtarılır. Bunun üzerine Mihal, Murat’a minnet duyarken
Angela nankörlük edip kılıç çeker. Vlad’a gidip at üstündeki bir adamın tüm
askerlerine ek olarak komutan Nikol’ü de öldürdüğünü söyler. Nikol beş
savaşçıya bedeldi onu da mı aynı adam öldürdü diye Angela’yı sorguya çeken
Vlad’a adam bizden değil yabancıydı diyen Angela yüzünden Eflak’taki tüm
yabancılar saraya toplanır. Yabancılar içinde mutlaka adamlarını öldüren adamın
da olacağını düşünen Vlad yanına Angela’yı alıp kıza adamları teşhis ettirir.
Kara Murat’ı tanıyan ama boynunda kendi verdiği kolyeyi görünce onun çocukken
sözleştiği zindandaki çocuk olduğunu anlayan Angela, Murat’ı ele vermez.
Murat’la birlik olup Vlad’ı devirmeye ve Eflak’taki zulme son vermeye niyetli
olan güzel olduğu kadar da gözü kara Angela, Vlad’a gelen mektubu
okuyabilmek için adama cilve yaparken Kraliçe Lucia odaya dalar ve
kıskançlıktan Angela’nın ipini çekmeye karar verir. En son Vlad’ı zehirlemeye
çalışırken yakayı ele veren Angela, yeniçeriler sarayı sarmışken zindandan
kaçıp Kraliçe Lucia ile saç saça baş başa kavgaya girmişti. Kendisine meşhur
yastık altı hançeri ile saldıran kraliçeyi Osmanlı tokadı ile divana yapıştıran
Angela hançeri kaptığı gibi anası, babası ve zulmedilen yüce Türk milleti için
seksi kraliçeyi mundar etmişti.
Prenses İren/ Güngör Bayrak (Kara Murat Fatih’in Fermanı)
Fatih Sultan Mehmet’in gönlünü kaptırdığı zalim Bizans’ın
güzel prensesi İren, gözleri yolda Fatih’i beklemektedir. Fatih ve adamları
kaleye girince yüzünde güller açan İren koşup Fatih’in elini öpmeye çalışır. Fatih,
kızın eline yapışıp öpmesi üzerine şok olsa da Bizans’ta adet böyle herhalde
diye bozuntuya vermez, kızı yerden kaldırır. O değil de Fatih’le İren nerde
birbirini görmüş de bu kadar aşık olmuşlar ben o kısmı anlamadım. O zamanlar
instagram neyim de yok. Ama İren’in bu aşk uğruna ablasıyla tartışması,
Fatih’in kızımla evlen ama Bizans’ı da rahat bırak teklifini reddetmesi üzerine
onu sarayda esir tutmak isteyen babasına engel olmaya çabalaması ve babası
askerlerle içeri girince cihan padişahı da olsa başına bir şey gelir korkusuyla
sahiplenici kadın tutuşu pozu alması kadının Fatih’i cidden sevdiğinin kanıtı.
Fatih de az gazel okumadı bir ay ayrı kaldım ama burnumda tüttün, gittiğim her
yerde aklımda sen vardın demeler. Kızın iltifat ediyorsunuz, siz koskoca cihan
hükümdarısınız demesi üzerine siz de gönlümüzün hükümdarısınız İren, sen ölene
kadar Harem-i Hümayunumuzun tek sultanı olacaksın filan diyen hünkarımız da
İren’e karşı boş değil. Senarist romantizm olsun diye döktürmüş fakat olayların
geçtiği 1453 yılı itibariyle Fatih'in birisi Emine Gül-Bahar hatundan (Şehzade
Bayezid) diğeri de Gülşah hatundan (Şehzade Mustafa) olan iki şehzadesi varmış.
Yani samimiyetle söylüyorum İrenciğim sen o haremde iki güne delirir en olmadı
Fatih’in iki hanımıyla saç saça baş başa kavgaya girmekten helak olurdun. Ablana
ben cihanın en güçlü hükümdarının eşi olucam, İmparatoriçe olucam, Sultan
Mehmet’i seviyorum diye sevgi kelebeği gibi dolanıyordun da bil istedim. Kale
düşüp Fatih İstanbul’u fethedince bütün saray ahalisi eşyalarını toplayıp
kaçarken komutan Nikol’e ben gitmiyorum hünkarımı bekleyeceğim demeyeydin
iyiydi. Adam hem psikopat hem zalim hem de Türk düşmanıydı, siz gidin ben
geliyorum arkanızdan desen oh mis. Adam senin Fatih’i beklediğini öğrenince al
düğün hediyem olsun der gibi sırtına hançeri sapladı. Fatih’in sevgilisinin
ölüsünü bulduğu sahnede yeniçerilerin sultanım, yenge ölmüş ama dekolteli ölmüş
size saygıdan bakmıyoruz der gibi başlarını öte yana çevirmeleri efsaneydi.
Prenses Elen /Melda Sözen ( Kara Murat Fatih’in Fermanı)
Fatih’in gönlümüzün hükümdarısınız dediği İren’in ablası olan
Elen tam bir Türk düşmanıydı ve hayatında hiç aşık olmadığından olsa gerek
kardeşinin bir Türk’ü sevmesine anlam veremiyordu. Sürekli sen delirdin mi
İren, Sultan Mehmet bir Türk, onu nasıl seversin? Diye kardeşine çemkirip
duruyordu. Kendisi gibi Türk düşmanı olan komutan Nikol de buna yürüyordu ama
abla tam bir soğuk nevale, dobuşuk prensesti. Bizans düştükten sonra
sığındıkları Midilli adasının kralı Bizans hazinelerinin peşindeydi. Nikol de
bundan şüphelendiği için hazinelerin yerini söyleme taraftarı değildi. Elen
kilisede bizi yerimizden yurdumuzdan edenleri sen perişan et tanrım diye dua
edip mum yakarken Nikol gelip hain planlarından bahseder. Midilli krallığını
ele geçirip Elen’le evlenmek isteyen Nikol’un planlarını Midilli kralının kızı
Prenses Julia ve Kont ağabeyi duyar. Babasına koşan prenses, Nikol’un yerinde gözü
var seni öldürüp tahta geçmeyi planlıyorlar Elen’le, öldürelim onları der.
Kral, Bizans hazinelerinin yerini öğrenene kadar Nikol’e zarar veremem deyince
Julia ve ağabeyi haydutlarla anlaşıp Elen’i öldürtmek ister. Prensesi
haydutların elinden bırakın ulen kızı diye Kara Murat kurtarır. Türk olduğunu
bilmeden Kara Murat’a aşık olan Elen mi yoksa Fatih’in fermanında kellesini
istediği katilin Elen olduğunu düşünen Kara Murat mı daha çok dram yaşar onu
bilmem de koca seri boyunca karakter olarak kendime en yakın bulduğum iki
karakterden birisiydi Elen. Bi kere en az terazi ikizler burcu dengesizliği
vardı Elen’de. Kosta olarak tanıdığı Kara Murat’a aşıktı, hatta Prenses Julia
kıskançlıktan adamın gözlerine mil çektirince benim yüzümden kör oldun keşke
gözlerimi sana verebilsem diye ağlayacak kadar adamı seviyordu. Fakat uyurken
muskası olduğunu fark edip Fatih’in fermanını bulunca hiç çekinmeden adamı
bıçakladı. Sonra da geri dönüp Murat seni seviyorum diye az evvel bıçakladığı
adama sarılıp ağladı. İşte böyle dengesiz bir aşıktı Elen.
Prenses Julia /Meral Orhasoy (Kara Murat Fatih’in Fermanı)
Midilli Kralının kıskanç, psikopat ve sinsi kızı olan Julia,
babasını öldürüp tahtı ele geçirmeye çalışan Nikol ve onunla beraber olduğunu
sandığı Elen’i babasına ispiyonlayıp ikisini de öldürelim diye babasını darlar.
Babası Bizans hazinelerinin peşinde olduğu için hazinenin yerini bilen tek kişi
olan Nikol’ü öldürtmek istemez. Julia ve ağabeyi de Elen’i öldürtmek için
haydut kardeşlerle anlaşır. Kızı haydutların elinden Kara Murat kurtarır. Öte
yandan üç adamı deviren bir kişinin kim olduğunu öğrenmek için hana giden
Julia, gücünden etkilendiği Kara Murat’a koruması olmasını teklif eder. Kara
Murat’ın Elen’le ilgilenmesi üzerine hırsından kuduran kıskanç Julia, Kara
Murat’ı kırbaçlayıp sen benim malımsın, bana hizmet edeceksin der. Başka
kimseyi göremesin diye kıskançlıktan gözlerine mil çektirdiği Kara Murat’ı kör
kör arenalara çıkarıp elini kolunu ve ağzını bağlattığı Prenses Elen’i de
karşısına çıkartacak kadar psikopattı. Zamanında girdikleri bir dövüşte canını
bağışladığı Papesko karşısındakinin Prenses Elen olduğunu söylemese sevgilisini
öldürecekti Kara Murat, zaten adama eğer karşına çıkacak adamı yenersen canın
bağışlanacak diye yalan söyleyip yeniçeri ocağından arkadaşı Mihal’i
öldürttüler. Az evvel öldürdüğü adamın arkadaşı olduğunu anlayan Kara Murat,
arkadaşına sarılıp ağlarken Julia’nın kahkahalarla gülmesi üzerine Yaradan’a
sığınıp elindeki kılıcı Julia’ya fırlatır. Yeniçeri ocağında gözleri kapalıyken
de hedefe ok, mızrak atarak talim yaptığını kör gözlerle sesin geldiği noktaya tam
isabet eden bir atış yaparak kanıtlayan Kara Murat, Julia’yı öbür tarafa
göndermişti.
Prenses Olimpia / Feri Cansel (Kara Murat Ölüm Emri)
Serinin en göz makyajına abanan güzeli olan Feri Cansel, aynı
zamanda serinin Mualla Omay’la beraber en cüretkar güzeliydi de. 2. Murat’ın
amcaoğlu Şehzade Orhan’ın sevgilisi olan Prenses Olimpia, imparatoriçe olma
hayalleri kurmaktadır. 2. Murat ölünce Bizans imparatorunun desteğiyle Şehzade
Mehmet’i öldürüp tahta geçme planları yapan sevgilisine Olimpia da yürekten
destek verir. Bizans’ın oyunundan şüphelenen Şehzade Mehmet en iyi adamı olan
Kara Murat’ı görevlendirir. Yolda iki cevval yeniçeri ile karşılaşan Kara Murat
da o iki yeni çerinin de yardımıyla bir oyun çevirir. Eşkıya gibi yol kesip
Prenses Olimpia ve yardımcısı Zeynep’i kaçırmaya çalışan iki yeniçeri
arkadaşlarının elinden sözde kızları kurtaran Kara Murat, Prenses Olimpia’nın
güvenini kazanıp saraya girer. Prenses Olimpia’nın yardımcısı Zeynep ise aslen
Türk’tür ve Olimpia ile Şehzade Orhan’ın planını Kara Murat’a söyler. Olimpia
ve heyeti Manisa sarayına gidip Şehzade Mehmet’e dostluğumuzu sunmak için
geldik diye bir sandık altın hediye edeceklerdi. Tabi bu arada Olimpia Şehzade
Mehmet’i güzelliği ile etkileyip zehirli bir kadeh şarap içirip zehirleyecekti.
Kara Murat ve arkadaşları Manisa sarayına Bizans heyetinden önce gidip
şehzadeyi uyarmak için harekete geçer. O sırada Olimpia ve heyeti saraya varmış
ve Şehzade Mehmet’e dostlukları sunup bir sandık altın hediye etmişlerdi.
Şehzadeye güzelliğini kullanarak işve yapan seksi Prenses Olimpia Bizans’ın en
iyi şarabıdır, bir kadeh içmez misiniz diye Şehzade Mehmet’e zehirli şarabı
sunar. Yaldır yaldır koşarak odaya dalıp olaya müdahale eden Kara Murat
şehzadem o şarap zehirli içmeyin der. Ben bi ara Kara Murat hızını alamayıp
Olimpia’nın elindeki şarap tasına uçan tekme atacak sandım. Filmin sonunda
kendi kazdığı kuyuya düşen seksi prensesimiz Olimpia Şehzade Mehmet’in madem bu
şarapta zehir yok iç o zaman ya kendi zehrinle ölürsün ya da cellada gidersin
demesi üzerine zehirli şarabı içip hakkın rahmetine kavuşmuştu.
Zeynep/ Melek Ayberk (Kara Murat Ölüm Emri)
Serinin en doğal ve sıfır makyajlı güzeli Melek Ayberk’in
canlandırdığı Zeynep karakteriydi. Prenses Olimpia’nın yardımcısı olan Zeynep
aslen Edirnelidir, çocukken Şehzade Orhan ve Prenses Olimpia tarafından saraya
alınıp Prenses Olimpia’nın hizmetine giren Zeynep, aslen Sinan beyin kardeşidir.
Sinan bey de meyhaneci Babayani adıyla Osmanlı adına casusluk yapmaktadır. Kara
Murat’a Olimpia ve Şehzade Orhan’ın Şehzade Mehmet’i zehirleme planını da haber
veren Zeynep’ti. Gizliden gizliye Kara Murat’tan hoşlanan Zeynep’in Kara
Murat’la cima yapmaya giden Prenses Olimpia’ya hıh çekip içinden yelloz
dediğini düşündüğüm sahne aşırı komikti.
Zeynep / Burçin Doğu (Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı)
Birisi Bizans’ın elinde diğeri de Osmanlı yeniçeri ocağında
olmak üzere iki adet Cüneyt Arkın’ın bulunduğu serinin güzeli Burçin Doğu, Karaca
Paşanın kızı Zeynep karakterini canlandırıyordu. Kara Murat serilerinde oynayan
kadın karakterler eğer Türk ise hepsinin adı Zeynep oluyordu zaten, senarist
isim bulma konusunda pek yaratıcı değildi. O tüm yaratıcılığını Kara Murat’ın
efsane dövüş tekniklerine harcıyordu. İşte Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı
filminin güzeli Zeynep hanım da diğer Zeynep’ler gibi genç, güzel ve namusluydu.
Babasının konağını basan Kara Şövalye Marc ve adamları Karaca Paşayı kaçırınca
paşanın adamları kızı konaktan kaçırır. Peşindeki Bizans askerlerinin elinden ormanlık
alanda saklanan libidosuz sekiz adam tarafından kurtarılan genç kız üvey
anasının elinden kaçıp yedi cücelere sığınan Pamuk Prenses misali yanına
sığındığı ağabeylerin yanında silahlanıp Bizans’a karşı mücadele verir. Kara
Murat’la ilk karşılaştığında onun babasını kaçıran Şövalye Marc olduğunu sanır
ama sonra gerçek ortaya çıkar. Zeynep’in tepkisinden Marc’ın kendine çok
benzediğini öğrenen Kara Murat, Marc’ın yıllar evvel kaçırılan ikizi Mehmet
olduğunu anlar. Hem kardeşi Mehmet’i hem de Karaca Paşayı kurtarmak için yola
koyulan Kara Murat yolda ikizi Marc’ı kaçırıp onun kılığına girerek Bizans
sarayına sızar. Burçin Doğu’nun duru güzelliğiyle Mualla Omay’ın vamplığının
kapıştığı filmde Mualla’yı ne kadar beğenirsem beğeneyim Burçin’in güzelliği
cidden çarpıcıydı. Kara Murat da çarpılmıştı zaten kızın güzelliğinden.
Prenses Gloria / Mualla Omay (Kara Murat Kara Şövalyeye Karşı)
Zamanında yeniçeri Hayati Hamzaoğlu’nun sarayını basıp tam
öldürecekken aman diledi diye öldürmeyip kolunu kopardığı İmparator Carlos’un
güzel kızı Gloria, serinin vamp güzelidir. En başta da değindiğim gibi Feri
Cansel’le beraber serinin en cüretkar güzeli olan Mualla hanım bu cüretinden ve
vamp güzelliğinden olsa gerek Kara Murat serilerinde iki defa rol alan tek
güzeldir. Bu filmde de tıpkı Fatih’in Fedaisi Kara Murat’ta olduğu gibi yoğun
ve parlak dudak makyajıyla ben buradayım diyen Gloria, Marc kılığına giren Kara
Murat tarafından hızını alamayan bir atın üstünden kurtarılır ve kızın güvenini
kazanılır. Karaca Paşanın yerini öğrenmek için cima sırasında kızın ağzından laf
alan Kara Murat yakalanınca zindana atılır. Zindanda eli kolu zincirli adama yarın ölücen, son
kez sevişmeye geldim diyecek kadar libidolu bir ablaydı Gloria. Banu Alkan’ın
meşhur ettiği parmak ucunda yürüme hareketini yapan ilk kadın olan Gloria,
Bizans döneminde bulduğu kırmızı ojeleri ile o seksi yürüyüşün hakkını
veriyordu. Zaten kadın kendisi seksi olduğu için değil parmak ucunda yürümek
paytak ördek gibi yürüse de fark etmez. İşte Gloria ablamız da zindana sevişmek
için inen, Kara Murat’ın önünde şark diye elbiselerini çıkaran libidolu bir
prensese can veriyordu. Ne koparsam kardır mantığındaki Gloria hanıma filmin
sonunda ne olduğunu bilemiyoruz, o kısmı öğrenemedik.
Zeynep Sultan / Daniella Giordano ( Kara Murat Şeyh Gaffar’a
Karşı)
Türkiye – İtalya ortak yapımı olan filmde Hasan Sabbah’tan
esinlenilen Şeyh Gaffar karakterine elçi gönderen Fatih, Gaffar’ın Osmanlıya
tabi olmasını ve vergi vermesini ister. Şeyh Gaffar ise elçilere bana
bulaşmasın Fatih, benim emrimde bana köle gibi tapınan binlerce adamım var
deyip elçilere gövde gösterisi yapar. Kendisine uğruna evladını öldürecek kadar
tapan adamları elçilere gösterince adamlar şaşıp kalır. Elçileri rehin alıp taş
ocağında çalıştıran Şeyh’in nankör kızı Zeynep Sultan ise babasını devirip
yerine geçmek istemektedir. Fatih, en güvendiği adamı Kara Murat’ı Şeyh Gaffar’ın
sırrını çözmeye ve elçilerinin durumunu öğrenmeye gönderir. Bu arada Zeynep
Sultanı eşkıya Kürt Abdo kaçırır. Kızının kaçırılması üzerine deliye dönen Şeyh
Gaffar çileden çıkmışken kızını Kürt Abdo ve çetesinin elinden kurtaran Kara
Murat hem kızın hem de Şeyh Gaffar’ın güvenini kazanır. Şeyh Gaffar’ın sırrını
çözmeye ve Gaffar tarafından kaçırılan ağabeyini de kurtarmaya çalışan Kara
Murat’a Zeynep Sultan, babasını öldürüp tahta geçme konusunda ona yardım ederse
hem Osmanlı elçilerini hem ağabeyini hem de babasının sırrını vereceğini
söyler ama Kara Murat böyle bir teklifi kabul etmez. Filmin sonunda çıkan
karışıklıkta sinsi sinsi babasını öldürüp suçu da Kara Murat’ın üzerine atmaya
çalışan Zeynep Sultan aslen 1966 İtalya güzeli seçildikten sonra sinemaya adım
atmış. Yetmişlerin sonu gibi İtalyan furya filmlerinde rol almaya başlayan
Daniella hanımın sıradan bir güzelliği var. Filmlerinde kesinlikle gülmemesi hatta
somurtmasıyla bilinen Daniella hanım Akdeniz ülkesi güzeli olduğu için
memleketimizde de görülebilecek bir güzelliğe sahip olduğu için sıradan bir
güzellik dedim yoksa Hale Soygazi’nin kumralı gibi bir şey yani. Çözünürlük kalitesi
sebebiyle anlaşılamasa da hoş kadındı aslında ama bence filmin en güzel kızı
değildi.
Elif/ Serçin Erdem (Kara Murat Şeyh Gaffar’a Karşı)
Çözünürlük kalitesinden dolayı bu serideki kadın oyuncuların
güzelliğini anlamak biraz zor olsa da filmi izlerken gözünüz alışıyor ve filmin
en güzel kızının elma satıcısı Elif olduğu anlaşılıyor. Diğer Türk kökenli
kızlardan farklı olarak ismi Elif olan Serçin Erdem’in de Zeynep Sultan’ı
canlandıran Daniella Giordano gibi İtalyan olduğunu sanıyordum. Galiba kızın
dublajında hata filan oldu. Bi de filmin en güzel kızı olsa da oyunculuk
konusunda çok zayıf hatta bildiğin donuktu. Robot gibi konuşuyor ağır hareket
ediyordu, şahsen ben o yüzden yabancı olduğunu sanmıştım. Serçin hanımın
canlandırdığı Elif karakteri pazarda elma satarak geçimini sağlayan bir
kızcağızdı. Şeyh Gaffar’ın komutanlarından Hurşit’in sarkıntılık ettiği kızı da
tabi ki Kara Murat ağabeyimiz kurtarmıştı. Bir de Şeyh Gaffar’ın devi Vahap da
Elif’e karşı karşılıksız hisler besliyordu. Tarkan serisinin de dev Orso’suydu
bu abimiz orda da Viking Prensesi Ursula’ya aşıktı. Adamın sinema kariyeri de
friendzonelikten öteye geçemedi he.
Gülseher / Necla Fide (Kara Murat Şeyh Gaffar’a Karşı)
Şeyh Gaffar’in Osmanlı sarayındaki casusu Gülseher’i şeyhi
Fatih’i öldürsün diye görevlendirmiş. Fatih’in odasına kolayca girmesinden ve
Fatih’in kendisini bıçaklamaya çalışan kıza Gülseher sen ha diye, sen de mi
Brütüs diyen Sezar gibi şoka girmesinden Fatih’in cariyesi hatta gözdesi
olduğunu düşünüyoruz. Bunu niye yaptın dediği kızın Şeyh Gaffar emrettiği için
demesi üzerine iyice şaşıran Fatih’e Gülseher ben zaten ölünce cennete gideceğim
demesiyle Fatih iyice şaşırır. Kızı öldürtmez ama Şeyh Gaffar’ın insanları
cennet vaadiyle nasıl kandırdığını merak eden Fatih en güvendiği adamı Kara
Murat’ı bu sırrı öğrensin diye Şeyh Gaffar’ın sarayına gönderir. Çok kısa bir
süre ekranda görünmesine rağmen düşük çözünürlükte bile güzel bir kadın olduğu
anlaşılan Gülseher karakterini Necla Fide canlandırıyordu. Ayrıca tabi güzel
olacak koskoca Fatih’in cariyesi suratsız bir dobuşuk olacak değil ya? Ayrıca
senaryosal gerçeklik olarak bakacak olursak Fatih’in gönlümüzün hükümdarısınız
dediği Prenses İren’den (Güngör Bayrak) sonraki gönlünün hükümdarıdır.
Korsan Maria / Sevda Karaca (Kara Murat Denizler Hakimi)
Kara Murat serisinin tamamını izlemediğim tek filmi olan Kara
Murat Denizler Hakimi’nin güzeli olan korsan Maria karakterini Sevda Karaca
canlandırıyordu. Korsan olmanın avantajıyla kılıç kullanmaktan kavgaya kadar
her dövüş tekniğini bilen hatta erkek korsanları bile bir kılıç darbersiyle
masaya çarpan Maria 70’lerde Charlie’nin meleği Farrah Fawcett’in meşhur ettiği
saç modelini başarıyla taşıyordu. Kara Korsanın gemisine aldığı tek kadın
korsan olmasından ne kadar yetenekli bir dövüşçü olduğunu anladığımız Maria’ya
geminin korsanlarından Vargas ( Hüseyin Baradan) da aşıktı. Fakat Maria genç
adama yüz vermez. Bu durum canına tak eden Vargas Kara Korsan’ın gazıyla kızı
düelloya davet eder. Bu arada Hugg Jackman’ın İtalyan versiyonu olan Kara
Korsan da tıpkı Sevda Demirel ve Hande Ateizi’nin meşhur tokatlı kavgasında
kızları kışkırtan Arto misali bir yandan Vargas’a hadi Vargas erkekliğin adını
kirletme yen şu Maria’yı diye gazlarken öte yandan da hadi Maria haddini bildir
şu Vargas’a diye kızı gazlar. Filmin sonunu bilmiyorum ama muhtemel Maria da
Kara Murat’ın vahşi cazibesinden kaçamamıştır.
Zeynep / Canan Perver (Kara Murat Devlerle Savaşıyor)
Sinema hayatı Metin Erksan’ın Şeytan filmiyle başlayan Canan
Perver de Kara Murat serilerinin güzellerindenmiş. Rum Yani, İstanbul’un
fethinden sonra Kani adını alıp dinden ve milliyetten dönmüş ama sinsi planları
olan bir paşadır. Sadrazam Hulusi Kentmen Paşaya iftira atıp yerine geçme
planları yapan Kani Paşa, Fatih’e Mora’daki karışıklıkların sadrazamın işi
olduğunu, Mora’ya gönderilen tüm beylerin esrarengiz bir biçimde yok olduğunu, Rumlarla anlaşmalı olan sadrazamın Mora’ya giden beyleri öldürtüp Mora’nın
Rumlara kalmasını istediğini, bunun için de Rumlardan altın aldığını söyler. Fatih
bu çok ağır bir itham elinde bir belge var mı deyince de Mora valisi olmak için
katakulliler çeviren kardeşi Davut beyin yazdığı mektubu gösterir. Bunun üzerine
Fatih sadrazamının ölüm emrini verir. Olan bitenden bir şey anlamayan
sadrazamın idam kararına Kara Murat karşı çıkar. Kani Paşa’nın sadrazamın
yerinde gözü var, kardeşi Davut bey de Mora valisi olmak istiyor, kırk yıllık Yani olur mu Kani diye, Fatih’ten
sadrazamın affını ister. Bunun üzerine Fatih sen ne cüretle padişahınla bu
şekilde konuşursun diye, Kara Murat’ın ölüm emrini verir. Kara Murat, Patrona
Halil isyanı görmüş şair Nedim misali damdan dama atlayıp kaçmaya çalışırken
yakalanır ama Reha Yurdakul’un canlandırdığı paşa onu idamdan kurtarıp Mora’daki
olayların aslını öğrensin diye Mora’ya gönderir. Yolda yeni Mora valisi Tuğrul
beyle karşılaşan Kara Murat sayın valimiz niye tedbirsizlik edip bir yeniçeri
ile geldiniz der. Bunun üzerine tedbire ne gerek var, Mora Osmanlı toprağı hem
ben de eskiden akıncıydım der. Tabi eskiye mazi derler, Davut beyin adamları
karşısında bir yeniçeri ile tutunamayan Tuğrul bey, Kara Murat yetişemeden
bıçaklanıp sizlere ömür olur. Kara Murat da Mora’ya Tuğrul bey kılığında gider
ve orada olanları öğrenmeye çalışır. Mora’da ise ortalık fena karışmıştır. Eski
Mora valisi Yunus beyin kızı Zeynep ise lafını budaktan sakınmayan sivri dilli
bir güzeldir. Babasını öldürenlerden birisi olan Davut beyinse kızda gözü
vardır. Fakat onu da Davut beyin elinden tabi ki Kara Murat kurtarır. Hayır,
gerçi kız filmin çekildiği dönemlerde 16 yaşında olduğu ve yönetmen kardeşi
Temel Gürsu ile birkaç yıl sonra evlenecekleri için Tanju Gürsu sözde göz
koyduğu Zeynep karakterine senden hoşlanıyorum derken bile saksıyla konuşuyormuş
dibi duruyor. Her şeye rağmen haksızlık karşısındaki duruşu kendinden güçlü
olana bile doğru bildiğini söylemesiyle kendime benzettiğim ikinci karakter
olan Zeynep umarım bir yerlerde mutludur. Çünkü bu karakter tipi ancak
filmlerde, masallarda filan mutlu olur. Normalde doğru söyleyeni dokuz köyden
kovarlar diye bir laf vardır.