16 Ünlü Yönetmenin Neredeyse Fetiş Durumuna Gelmiş
Vazgeçemediği Oyuncusu
İnsanın kafasının uyduğu birisiyle iş yapması o işin
başarısını arttırır. Sinema gibi beğeniye dayalı işlerde bu durum en doruk
noktadadır. Bu yüzden de çoğu yönetmen kimyasının uyuştuğu oyuncularla çalışır.
Fakat bazı yönetmenler vardır ki onlar için belli oyuncular fetiş durumuna
gelir ve her işinde büyük küçük demeden o oyuncuya yer vermekten kendini
alamaz. Saplantı haline getirdiği oyuncusunu Orhan Veli’den Vazgeçemediğim
şiirini okur gibi sahiplenen on altı ünlü yönetmen ve vazgeçemediği oyuncusunu
derlediğim bu haftaki yazımda yönetmenler ve fetiş oyuncularıyla sinemanın
derinliklerine iniyoruz.
Alfred Hitchcock ve Grace Kelly
Bir soğuk sarışın sever olan Hitchcock, soğuk sarışınlarının
en asili ve en güzeli olan Grace hanımla Arka Pencere, Cinayet Var, Kelepçeli
Aşık olmak üzere tam üç film çekmiş. Aslen bir soğuk sarışın olan İngrid
Bergman hanımla da üç film çeviren Hitchcock bey amca herhalde hiçbir
sarışınına üstteki resimde baktığı gibi bakmamıştır. Hayranlık ve gıptanın
özeti olan üstteki bakışı ne zaman görsem lisedeki arkadaşı teselli edercesine
o kız sana bakmaz be kanka diyesim gelir.
Akira Kurosawa ve Toshiro Mifune
Uzak Doğu sinemasını şaha kaldırıp birçok Hollywood
yönetmenine ilham kaynağı olan ve Tarantino’nun resmen dövüş sahnelerini
kopyaladığı adam olan Kurosawa, dünya sinema tarihine damgasını vuran
filmlerinin başrolünü Toshiro Mifune beye emanet etmiş. Rashomon, 7 Samuray,
Yojimbo, Gizli Kale, Throne of Blood ikilinin beraber çalıştığı filmlerden
bazılarıdır.
Elia Kazan ve Marlon Brando
Marlon Brando kendi halinde kaslı bir tiyatro oyuncusuyken
onu keşfeden Elia Kazan tarafından görülür ve yönetmenin kült olacak
nitelikteki üç filminde oynar. İhtiras Tramvayı, Viva Zapata, Rıhtımlar
Üzerinde filmleri ile Hollywood’da parlayan Marlon, Rıhtımlar Üzerinde filminde
canlandırdığı Terry Malloy karakteri ile Oscar, Altın Küre ve BAFTA ödüllerini
silip süpürmüştür.
Martin Scorsese ve Robert De Niro
Her ne kadar Scorsese bey amcanın şimdiki favorisi Leonardo
DiCaprio olsa da ünlü yönetmenin ilk göz ağrısı olan Robert bey amcayla
çevirdikleri film sayısının on üçü bulması üzerine Leo gitsin kumda oynasın
diyesim geliyor. Bir Taxi Driver gerçeği var şimdi üzgünüm Leo. Film sayısında
çıta Everest’e taşınınca ikilinin en bilindik üç beş filmine değinelim dedik.
Taxi Driver, Kızgın Boğa, Korku Burnu, Şüphe ve Ceza, son olarak da yönetmeni
iki fetişi (Robert De Niro ve Leonardo DiCaprio) ile bir araya getiren The
Audition.
Pedro Almodovar ve Penelope Cruz / Antonio Banderas
İspanya’nın bağrından kopup gelen ünlü yönetmen Pedro
Almodovar’sa filmlerinde takıntı derecesinde Antonio Banderas ve Penelope Cruz
kullanmaktan kendini alamıyor. Penelope ablayla altı, Antonio ağabeyle yedi
film çeviren Pedro bey amca Penelope ablayla çevirdikleri Annem Hakkında Her
Şey filmiyle Akademiden en iyi yabancı film Oscar’ını götürdüğünü
hatırlattıktan sonra Pedro’nun en sevdiği iki oyuncusuyla çevirdiği filmlere
kısaca değinelim. Penelope ablayla Annem Hakkında Her Şey, Dönüş, Kırık
Kucaklaşmalar vs. Antonio ağabeyle çevirdikleri ise Bağla Beni, Tutku Kanunu,
İçinde Yaşadığım Deri vs. ayrıca kendine bi güzellik yapan Pedro iki fetiş
oyuncusunu Aklımı Oynatacağım filminde beraber oynatmıştır.
Tim Burton ve Johnny Depp
Tim Burton çocuklarının anası Helena Bonham Carter hanımla
bile Jonny ağabeyle çevirdiği kadar film çevirmemiştir. Saydım Helena ablayla
sekiz Jonny ağabeyle dokuz film çevirmiş. Zaten çevrilen dokuz filmin altısında
Jonny ile Helena’yı oynatan Tim ağabey herhalde hanımını sadece Jonny’e emanet
edebiliyordu. Ben en iyisi Tim’in yönetip Jonny ile Helena’nın beraber
oynamadığı filmleri yazayım. Jonny ile free takıldıkları filmler için Makas
Eller, Hayalet Süvari, Ed Wood. Helena’yla free takıldıkları filmler ise Big
Fish ve Maymunlar Cehennemi’dir. Her filmde Jonny’e ayrı Helena’ya ayrı absürt
roller biçmeyi başarabilen Tim Burton’u da tebrik etmek gerek.
Uma Thurman ve Quentin Tarantino
Gerçi Tarantino bu filmlerde Uma hanıma ek olarak bir de
Uma’nın fırıncı küreği ebatlarındaki ayaklarını oynatıyordu. Tamam kardeşim sen
seviyorsun da herkes ayak fetişisti değil ki! Neden kadının ayağını Nuri Bilge
Ceylan’ın uzun planları gibi ekranda on dakika gösteriyorsun? Uma’ya da ayıp!
Ben hiçbir kadının kırk numara üstü ayaklarıyla övündüğünü duymadım aksine
kadının adı senin yüzünden Hollywood’un koca ayağına çıktı. Uma abla ve
ayaklarıyla birisi seri olmak üzere totalde dört film çeken Tarantino, Uma’yı ve
tabi ki ayaklarını fetişten öte bir saplantı yapmıştı. Hatta bir arkadaşım
ikilinin evli olduğunu, birisi de Tarantino’nun Uma’ya fena halde yanık
olduğunu sanıyordu. Hatta öyle ki Pulp Fiction’da Uma’nın oynadığı Mia
karakterinin evine davet ettiği Travolta ağabeyin oynadığı Vincent karakterini
evden el sallayarak uğurlamasını Tarantino kıskanmıştır Uma’yı Travolta’yla o
yüzden seviştirmemiştir diye yorumlamıştı.
Yavuz Turgul ve Şener Şen
Gazetecilikten senaristliğe adım atan Yavuz Turgul, Arzu film
bünyesinde çalışırken önce sonradan eşi olacak Itır Esen’le ardından da
sonradan favori oyuncusu hatta belki de sadece onun filmlerinde oynayacak usta
oyuncu Şener Şen’le tanışmış. Yavuz Turgul senaristlikten yönetmenliğe geçer
geçmez de Şener Şen’le Muhsin Bey filmiyle başlayan beraberlikleri halen devam
etmekte. Yavuz bey bu arada eşi Itır hanımla ayrılmış ama Şener Şen’le hala
resimdeki gibi dostlukları sürüyor. İkilinin en bilindik filmleri ise Eşkıya,
Gönül Yarası, Aşk Filmlerinin Unutulmaz Yönetmeni vs’dir.
Werner Herzog ve Klaus Kinski
Werner Herzog ünlü ve kaçık oyuncusu Klaus Kinski için en iyi
düşmanım demektedir. Yeni Alman sinemasının mistik ekolden yetişme yönetmeni Herzog
pek fetişlik bir yanı olmayan Klaus ağabeyin çılgın oyunculuğundan etkilenmiş
olmalı ki onunla yetmiş - seksen arası çekmedik film bırakmamış.
Beraberliklerinin meyvesi olan filmlerine gelince Aguirre Tanrının Gazabı,
Woyzeck, Nosferatu (1979), Fitzcarraldo ve 99 yapımı ikilinin derin dostluğuna
değinen belgesel En İyi Düşmanım’ı sayabiliriz.
Atıf Yılmaz’ın özellikle seksen sonrası yön değiştiren
sinemasında Müjde Ar’ın yeri ayrıdır. Kadın sorunlarına değinip, feminizmin
irdelendiği büyülü gerçeklik tarzı bu filmlerde Müjde hanım Atıf bey için fetiş
nesnesine dönüşmüş. Bu durum erkeklerdeki karşılığı ise Yılmaz Zafer’den
başkası değil. Müjde Ar ile Dağınık Yatak filmi ile başlayan beraberliklerinde
Adı Vasfiye, Ah Belinda Asiye Nasıl Kurtulur? gibi bir üçlemeye de imza atan
ünlü yönetmen, sinemaya verdiği uzun bir aradan sonra dönüşünü yaptığı Eğreti
Gelin filminde bile Müjde’den vazgeçmemiş. Eminin Müjde bir on yaş daha genç
olsaydı Nurgül Yeşilçay’ın filmin başrolünü görme ihtimali bile yoktu.
Woody Allen ve Diane Keaton
Kara mizahın ünlü ismi Woody Allen bir zamanlar aşık olduğu
kadın, Diane Keaton’la tam dokuz film çevirmiş. Bu filmlerden İç Dünyalar ve
Radyo Günleri filmlerini saymazsak Diane ile başrolde oynama şerefini hiçbir
oyuncuya bırakmayan Woody bey, ayrıca Radyo Günleri filminde o dönemki
sevgilisi (hatta çocuğunun anası) Mia Farrow’la ex aşkı Diane’yi beraber
oynatmayı başarmış. Bir, milyonlarca dolar tazminat verdiği eski eşi ve yeni
eşiyle bir davette pişti olup kadınların ortasında poz veren Steven Spielberg
rahatlığı olmasa da Woody bey de bu davranışıyla filmleri kadar absürt bir
hayat yaşadığını belli etmiş sanki. Yetmişli yıllarda tutkuyla sevdiği Diane
ile kült olan yapımlarında rol alan Woody’nin Diane hanımla çevirdiği filmlere
gelecek olursak: Annie Hall, Manhattan, 200 Yıl Sonra ve Tekrar Çal Sam.
Dario Argento ve Daria Nicolodi
İtalyan giallo sinemasının babası olan Dario Argento da
Tarantino misali madem ben seviyorum herkes görecek der gibi çocuğunun anası
Daria hanımı neredeyse çevirdiği her filminde oynatmış. Peki oynatmış da bu da
benim sevdiğim kadın, çocuğumun anası deyip kadıncağıza acımış mı derseniz? Ne
gezer derim. Kadıncağızı değil çocuğumun anası Allah yarattı demeden her
filminde ayrı ayrı öldürüyor, öldürmediği filmlerde de zulüm ediyordu. Güzel
kadınları acı çektirerek öldürmeyi adet edindiği filmlerinde güzel bir kadın
olan Daria hanım da çok çekti, çok. Giallo film kadınlarına zıt olarak
yönetmenin sevgilisi kontenjanından olduğu için asla çıplak görülmeyen hatta
başrol erkekle öpüşmeyen Daria hanım söz konusu katledilmek olunca yönetmen
torpili kazanamamış. Deep Red’de bıçaklanan, İnferno’da kedi saldırısına
uğrayan, Phenomena’da zincire vurulmuş bir deli tarafından tekme tokat dövülen
zavallı kadın Tenebre’de de korkudan ses telleri infilak edene kadar çığlık
atmıştı. Suspiria’yıysa ne siz sorun ne de ben söyleyeyim.
Halit Refiğ ve Cüneyt Arkın
Aslında Halit Refiğ’in o dönemki eşi Nilüfer Aydan’la daha
fazla filmi mevcut ama o filmlerin totali bir Gurbet Kuşları etmediği için ve
de Cüneyt Arkın’ı sinemaya kazandıran isim Halit Refiğ olduğu için Cüneyt Arkın’ı
seçtim. Zaten Halit beyde birçok yönetmen gibi alıştığı oyuncularla film
çekmekten yana olduğu için filmlerinde Cüneyt Arkın, Tanju Gürsu, Pervin Par,
Sevda Ferdağ gibi oyuncuları çoğunlukla kullanıyor. Cüneyt Arkın’la ise başta
aynı zamanda Cüneyt Arkın’ın ilk filmi olan Gurbet Kuşları olmak üzere Haremde
Dört Kadın, Kırık Hayatlar, Canım Sana
Feda, Alev Alev gibi filmlerde çalışmış.
Natuk Baytan ve Kemal Sunal
Herhalde Yeşilçam’ın en endamlı yönetmeni olan ( Kemal Sunal
bile yanında kısa kalıyor) Natuk Baytan ve Kemal Sunal tam sekiz filmde beraber
çalışmış. Her oyuncunun nevi şahına münhasır lakaplarıyla nam saldığı bu
filmlerde Gaddar Kerim, Ayı Abbas, Kara (Karbonat) Erol, Urfalı Abdi ve tabi ki
Gerzek Hamdi de en az filmler kadar akılda kalıcıdır. Şogun ve Osman’ın Kara
Erol ve Sarı Necmi’ye karbonatları uyuşturucu diye kakalamaya çalıştıkları
sahnede polis sirenleri beklenenden geç çalınca yaşanan gerilim herhalde sinema
tarihimizin en gerilimli sahnesidir. Natuk Baytan ve Kemal Sunal ortaklığından
meydana gelen filmlerse 7 Bela Hüsnü, Korkusuz Korkak, Tokatçı, Tarzan Rıfkı,
Atla Gel Şaban, Üçkağıtçı, Avanak Apti ve Gerzek Şaban’dır.
Aki Kaurismaki ve Kati Outisen
Fin sinemasının ödüllü yönetmeni ve Alec Baldwin’e Alec
Baldwin’den daha fazla benzeyen adam olan Aki Kaurismaki ile fetiş oyuncusu
Kati Outinen’in sinemasal beraberlikleri neredeyse Martin Scorsese ve Robert De
Niro beraberliği kadar bereketli. Seksenli yılların sonunda başlayan bu
beraberlik Cannes film festivali tarafından bile ödüllendirilmiş ve halen devam
etmekte. On filmi bulunan ikilinin en tanınmış filmi Geçmişi Olmayan Adam olsa
da işçi sınıfı üçlemesinin Kibritçi Kız’ı de en az Geçmişi Olmayan Adam kadar
iyi. Cennetteki Gölge ile başlayan sinemasal beraberlik Umudun Öteki Yüzü
filmine kadar gelmiş durumda.
David Lynch ve Jack Nance
David Lynch sevgilisi İsabella Rossellini’ye şöyle
bakmamıştır. Büyük küçük demeden nerdeyse her filminde rol verdiği oyuncu Jack
Nance ile dostluğu ve sinemasal birlikteliği Eraserhead filmi ile başlar. Daha
sonra da yönetmenin Mavi Kadife, Dune, Kayıp Otoban gibi kült filmlerinde rol
alan David Nance’nin ölmeden evvel oynadığı son David Lynch yapımı İkiz
Tepeler’dir. Jack Nance 1996 yılında ölünce ardından 2002 yılında I Don’t Know
Jack adlı belgeseli yapılmıştır. 1977 yapımı Eraserhead filmindeki Henry
Spencer rolüyle ve ikonik saçlarıyla popüler kültürün renkli simalarından olan
Nance ünlü yönetmenin altı filminde oynamıştır. Bu sayı da İsabella
Rossellini’nin iki katıdır.