27 Ocak 2019 Pazar


Yeşilçam’ın Tatlı Sert Babası Hulusi Kentmen’in Ensesinde Boza Pişirdiği Çocukları
   
Yeşilçam’ın tatlı sert babası Hulusi Kentmen’in başına bela olan hınzır evlatlarının ensesinde boza pişirmesine Yeşilçam sever kitle alışkındır. Sinemamızın en babacan isimlerinden olan Hulusi beyin başı evlatlarıyla derttedir. Tipik bir Anadolu babası olan Hulusi bey, otoriterdir ama evlatlarını da çok sever. Anneleri tarafından aşırı şımartılan evlatlarının hayırsızlığından ve çapkınlığından çok çeken Hulusi bey, otoriter duruşu ile anaları tarafından şımartılan çocuklarının burnunu bir güzel sürter.

Oh Olsun (Tarık Akan/ Kemal Sunal/ Halit Akçatepe)


Hanımı Adile Naşit ile üç erkek evlat sahibi olan Hulusi bey, oğullarının terbiyesiyle çalışkanlığıyla iftihar etmektedir. Tek sorun evlatlarının göründüğü gibi mükemmel olmamasıdır. Bunda Hulusi beyin geri kafalılığı ve sertliğine ek olarak hanımının da eşek kadar çocukları sanki iki yaşında bebe gibi elleriyle besleyip şımartmasının payı büyüktür. Çocuklarına uyguladığı baskı sahtekarlık olarak geri gelen Hulusi beyin tüm dersleri pekiyi, okul birincisi dediği küçük oğlu notlarını çamaşır suyu yardımıyla değiştirmektedir. Üniversitede okuduğunu sandığı oğlu desen karı kız peşinde koşmaktadır. Oğullarının gerçek yüzünü öğrenince onları cezalandırmak için fabrikasına işçi yapar.  

Ah Nerede ( Tarık Akan/ Halit Akçatepe/ Cengiz Nezir)


Ay bu filmde de birbirinden hayırsız üç evlat sahibi olan Hulusi bey ve hanımı tüm Yeşilçam’ın gözü yaşlı anası Şükriye Atav hanfendi evlatları yüzünden çok çekmişti. Hayır kura çekseler bi tane hayırlı evlat çıkardı. O ne biçim üçlü öyle bermuda şeytan üçgeni gibi. Birisi çapkın, babasının deyimiyle evi kümese çevirmiş, öbürü kumarbaz, diğeri de siyasete bulaşmış. Evlatlarını şımartan anne ekolünün yılmaz temsilcisi Şükriye hanımın gözü yaşlı, Hulusi beyin sinirden tepesi atmış. Evlatlar bu filmde de babalarının baskıcılığına karşı ikiyüzlü bir tutum sergiliyordu. İstanbul’da okuduğunu sandığı çocuklarını dünürlerinin şikayeti üzerine ziyaret edip gerçekleri öğrenen Hulusi bey onları çiftlikte işçi olarak çalıştırıp cezalandırmak ister.

Güllü (Ediz Hun)


Hobi olarak rallicilik yapan fabrikatör çocuğu Ediz Hun, İstanbul’dan çıkıp Trabzon semalarında kaza geçirince Laz kızı Güllü tarafından kurtarılır. Kızla hafif flörtleşmek isterken kendini nikah masasında bulan Ediz, kalkıp İstanbul’a dönünce Güllü’yü terk eder. Hem de mektup yoluyla. Köy meclisinde namusu kirlendi kararı çıkınca Ediz’i vurmaya İstanbul’a giden Güllü’nün haberini alınca korku dolu dakikalar geçiren Ediz’in Karadenizli babası bile Güllü’den yana tavır alır. Bu filmde de otoriter ve kalantor bir baba olan Hulusi bey, otoritesine ek olarak şiveliydi de.

Ateş Parçası (Kartal Tibet)


Kalantor, asabi ve şımarık evlat sahibi olan Hulusi bey bu filmde de evlattan yana şanssızdı. Şımarıklığına ek olarak para harcamayı da seven oğlu Kartal’ın maddi külfetinden şımarıklığından kurtulmak isteyen Hulusi bey oğluna nişanlanması yönünde ültimatom verir. Oğlunun evlilik yoluna girince akıllanacağını düşünse de nişanlısının da kaprisli ve savurgan bir tip çıkması üzerine çileden çıkar. Yazık ayol adam oğlu yüzünden tenor olacaktı. Salondaki telefondan bağırırdı, oğlu üst kattaki yatak odasından duyardı.

Uyanık Kardeşler (Kadir İnanır/ Müjdat Gezen)


Ah ah Hulusi beye de zaten bela geldi mi çifter çifter gelirdi. Okuyup kimyager, mühendis olacak diye gururlandığı oğullarından birisi futbolcu diğeri de müzisyen olma derdindeydi. Tabi babaları oğulları okulu bitirip fabrikanın başına geçecek diye onlara kesinin ağzını açmışken gerçekleri öğrenince pos bıyıklarından solumuştu. Oğullarına yaptığı tüm maddi yardımı keserek ikiliyi dımdızlak ortada bırakan Hulusi bey filmin sonunda tüm evlatlarına yaptığı gibi sporcu oğlu Kadir ve sanatçı oğlu Müjdat’ı da affediyordu.

Baba Bizi Eversene (Sinan Ecer)


Bir ilaç firması sahibi olan Hulusi bey, bir kız bir de erkek evlat sahibidir. Kızı tasvip etmediği bir gençle evlenmek için türlü yollara başvururken oğlu desen yaşına başına bakmadan kantocu bir ablanın peşinde koşuyor. Ders kitabı alacağım diye babası Hulusi’den aldığı paraları kantoculara yediren hayırsız oğlu yüzünden Hulusi bey az çileden çıkmıyordu.

Küçük Beyin Kısmeti ( Ayhan Işık )


Farkındaysanız Yeşilçam jönlerinin hepsine otoriter bir baba olan Hulusi beyin tatlı sert baba imajından Ayhan Işık da kaçamamış. Şımarık ve hayırsız oğlu Ayhan, üstüne bir de kadın düşkünüdür. İflas etmekte olan Hulusi de kendisini iflastan kurtaran işadamının kızı ile oğlu Ayhan’ı evlendirmek ister. Yurtdışında okuyan Avrupa görmüş Ayhan ise bu duruma yanaşmaz. Film boyunca otoriter baba ve çapkın oğlu Ayhan arasında evlilik savaşları sürüyordu.

Tatlı Dillim (Tarık Akan)


En çok Tarık Akan babası olarak çeken Hulusi bey, bu filmde de oğlu Tarık’ın şımarıklığından kendi deyimi ile adam olamamasından çok çekiyordu. Tıp fakültesini bitirip doktorluk yapmayan oğlu yüzünden çileden çıkıyordu. Tabi Tarık’ın bu derece şımarık olmasının sebebi anasıydı. Kadın ne gerek var canım çalışmasına benim servetim yeter ona kafasındaydı. Bu filmde de otoriter bir baba olan Hulusi bey şımarık oğluna ders vermek için gelini Filiz’le bir olup oğlu Tarık’ın burnundan getiriyordu.

Bonus: Kezban Paris’te ( İzzet Günay )


Gerçi bu filmde İzzet’in babası değil dedesiydi. Ama bu durum da Hulusi beyin otoriter dede olmasının önüne geçemiyordu. Torunu İzzet’in helal süt emmiş bir kızla evlenmesini isteyen bu konuda ona baskı yapan Hulusi bey mirasından men etme tehdidiyle torununu Kezban’la evlendirmiş. Sonra da Kezban gelinini modern yapıp torununu peşinde köpek ediyordu.

18 Ocak 2019 Cuma


Hangimiz Canavar? Netflix’in Saplantılı Dizisi You Üzerinden Bir İlişkinin Anatomisi

   Bir sosyopatın takıntılı aşk hikayesini anlatan Netflix dizisi You üzerinden ilişkiler, psikoloji ve 
sinema tv sektöründeki hastalıklı karakterler dehlizimize dalıyoruz. Hadi hayırlı olsun. Öncelikle Gossip Girl’in efendi adamı Dan ( Penn Badgley ) You dizisinde amansız bir psikopata dönüşüyor. Üstelik karşısındaki psikolog bile adamın sorunlu ruh halinin farkında değil, o derece zeki ve soğukkanlı.


Son romantiklerden olan Joe, yaptığı her şeyin aşk için olduğuna inanıyor ve sevdiği kadını mutlu etmek için elinden geleni yapıyor. (Bu arada size memursitenin yazılarımı imla hatalarına kadar kopya edip kaynak göstermeden kendi sitesine koyduğunu ve benim şu an yazarken boyun ağrısı çektiğim yazılarımı, emeğimi, çaldığını söylemiş miydim? ) Şimdi böyle deyince hayatının aşkını arayıp da bulamayan tüm genç kızların beyaz atlı prensine dönüşüyor Joe. Fakat o beyaz atlı prens ya aynı zamanda Mavi Sakalın ta kendisiyse? Beyaz atlı prensiniz için Mavi Sakalı da sevebilir misiniz kızlar? İşte dizi biz izleyicilere bunu sorgulatıyor. Joe sevdiği kız için her şeyi yapacak kadar gözü kara bir aşık fakat Joe, sevdiğini mutlu etmek için her şeyi yaparken kıza ne istediğini sorma zahmetine girmiyor. Çünkü sevdiği kız için en iyinin ne olduğunu sadece o biliyor. Onu sevmeyen eski sevgiliyi ve kızı kendine bağımlı etmek için kariyerini engellemeye bile razı olan yakın arkadaşı gözünü bile kırpmadan öldürmek de sevdiğini mutlu etmeye dair bu arada.


Yazarlık hayalleri kuran Guinevere, arkadaş çevresinin adlandırmasıyla Beck, ve kitap dükkanının müdürü, kitap kurdu, Joe’nin yolları Joe’nin müdürlük yaptığı kitapçı dükkanında kesişir. Bu dükkanın sahibi olan ve Joe’yi yetiştiren eleman dizinin asıl sosyopatı bence. Çünkü dizi boyunca dünyada kötü insanların olduğunu ve bazı insanların ölümü hak ettiğini tekrarlayıp duran Joe’ye bu fikri aşılayan oydu. Sinema ve dizi sektörü kötü karakteri özellikle de ruh hastası karakterleri sever çünkü senaryonun akışını sağlayan olay örgüsü ancak kahramanın başına gelen kötülükle sağlanır. Yani bu nedenle kötü karakterler senaryonun temel taşıdır. Senaristler de bayağı bir özenirler kötüye, o olmazsa film olmaz diye. İşte bu hafta inceleyeceğim dizimiz You’da da kötü karakter bayağı iyi işlenmiş.  Fakat şimdi hikayeye farklı bir açıdan bakalım? Bu hikayenin canavarı kim?


Dizinin sosyopat karakteri Joe. Joe takıntılı, Joe katil, Joe gözünü bile kırpmadan arkası dönük bir kadının kafaya taşı geçirip öldürmeye kalkacak kadar cani. Joe babasından şiddet görmüş, annesi aciz bir kadınmış. Joe yetimhaneye verilmiş, Joe’yi yanına alan ve onu yetiştiren kitapçı ruh hastası bir disiplin manyağıymış. Yani Joe hamurunda olan kötülüğü daha da kötü yetişerek ortaya çıkartmış ve mükemmeli arıyor. O mükemmel için her şeye razı. Ve sinir bozucu derecede mükemmelliğe zorluyor. Penn Badgley’i izlerken yer yer Norman Bates’i görüyorsunuz. Gülüşünden duruşuna kadar tam bir psikopata dönüşmüş adam. Çocukluğundan itibaren kitapçıda çalışan Joe, kültür takıntılı bir psikopat olan kitapçı sayesinde çocukluğunu kitap okuyarak geçirmiş. Belki de bu sayede birçok konuda bilgili ve başına gelecek her tehlikeye karşı ne yapacağını önceden kestirebiliyor. Neredeyse kusursuza yakın bir imaj çizen Joe ve komşusu Claudia’nın oğlu Paco arasındaki ilişki Joe ve kitapçı arasındaki ilişkinin daha yumuşak versiyonu gibi. Ama Paco da tıpkı Joe gibi kendisini kitapla besleyen bir psikopat olma yolunda ilerliyor. Annesini kurtarmak için annesinin sevgilisini öldürmek istemesi değil ama Joe gözünün önünde adam öldürünce sakinliğini koruması bunun göstergesi. Joe sadece Paco’ya karşı değil diğer çocuklara karşı da iyi niyetli, kitapçının üst katında çocuklara kitap okuyor. Dışarıdan bakan kimse onun takıntılı bir katil olduğuna ihtimal vermez.


Sırada masum kızımız Beck var. Fakat Joe’nin sosyopat olduğu evrende Beck ne kadar normal? Gerçekçi olmak gerekirse dizi boyunca tek masumiyeti ölerek sağladı Beck. Joe’nin sorunlu olduğunun farkındaydı ama adam öldürecek kadar psikopat olacağını göremedi. Joe doğru kızı ararken Beck de beyaz atlı prensini arıyordu. Gerçek prensi bulabilmek için de bayağı bir kurbağa öpmüş. Kendisini sevmeyen ve zırnık değer vermeyen bir adamla birlikte ve aldatmasına rağmen onu affedebiliyor. En kötüsü özgür cinsellik tamam da Beck önüne gelenle yatıyor ve bu şekilde bay doğruyu bulabileceğini sanıyor. Arkadaşı Peach bile tatlım kendine saygın olsun her önüne gelenle yatma diye bunu uyarıyor. Joe’yle takılırken bile tinderden tanıştığı bir çocukla tek gecelik ilişki yaşayabiliyor. Yani bile bile lades! Beck, Joe’ye gelene kadar hayatta kaldığına şükretsin bence. Sosyal medya hesaplarının herkese açık olmasını geçtim evinin bile perdesi yok. Birinci kattasın salak, yoldan geçen adam bile seni don sütyen görüyor. Hayatı teknoloji ve evinin perdesiz olması hasebiyle herkese açık olan Beck, flörtöz tavırları yüzünden kendi halinde kitaplarıyla meşgul olan Joe’nin bile dikkatini çekiyor.


Beck’in arkadaş çevresi ve olmak istediği çevre arasında uçurum var desek yeri var. Her şeyi gibi arkadaş çevresi de ikiyüzlü. Beden olumlama hareketini bedenini sosyal medyada teşhir etmek sanan Anitta mı, edebiyatın e’sinden anlamayan umursamaz Lynn mi yoksa kontrol manyağı Peach mı daha kötü anlamadık. Zengin kızlarla takılan orta halli bir kız, annesi bunalımda babası bağımlıymış ve ölmüş. Daha doğrusu en yakın arkadaşlarına bile babasının öldüğünü söylüyor ama babası hala hayatta ve Hristiyan muhafazakarı despot bir blogger ablayla evli. Beck’in arkadaş çevresine dönecek olursak en fakirinin yatı var. Fakat arkadaşları içinde en korkuncu kıza karşı lezbiyen hisler besleyen ve parasıyla onu kontrol altında tutmaya çalışan Peach. Peach tam bir aman kanka bırak o çocuğu sana sevgili mi yok diye arkadaşını doldurup sevgilisinden ayıran kız arkadaş modeli. Bunun sebebi de arkadaşından hoşlanması ama ailesi sosyetenin önde gelen ismi olduğu için bu tip ilişkiye izin vermez diye Peach bu duygularını gizli ve sinsi sinsi yaşıyor. Peach, Çavdar Tarlasındaki Çocuklar kitabının yazarı J.D. Salinger’in soyundan geliyor. Beck’in arkadaş grubunun en zekisi ve Joe’de bir terslik olduğunu fark eden ilk kişi. Tahminimce Beck de kızın kendisine olan ilgisinin arkadaşlıktan öte olduğunun farkında fakat farkında değilmiş gibi yapıyor. Peach, Beck’in yazarlık hayallerinin farkında ve Salinger gibi önemli bir yazarın soyundan gelen kızın bir editör tanımaması imkansız. Beck’e bu konuda yardımcı olmuyor, onu avucunun içinde tutmak için tatlım ünlü bir editör tanıdığım var seni onunla tanıştıracağım diyor. Bir yandan da editöre onu nazikçe reddet diyerek bak tatlım ben seni tanıştırdım ama yeteneğin yokmuş editör beğenmedi yazdıklarını. Ama üzülme ben hep yanındayım yalanları savurarak kızı avucunun içinde tutacak. Görüldüğü üzere dizinin sosyopatı Joe gibi görünse de Peach’in de ondan eksik kalır yanı yok. Numaradan intihara bile kalkıştı kız. Beck’e gelince onda da şizofreni başlangıcı olabilir, kendi kararlarını almakta zorlanan aciz bi tip.


Üstelik tek sorunu sevgilisini hırsızlıkla suçlayan kontrol delisi arkadaşına karşı sevgilisinin yanında olamayacak kadar aciz olması da değil. Kendisini aldatan ve zırnık değer vermeyen eski sevgilisine güvenip tekrar ilişkiye devam edebiliyor. Joe’nin deyimiyle saç israfı olan zengin sevgilisi Benji’nin de Joe’den masum olduğunu söyleyemeyiz. Bir partide zorbalık yaparak bir arkadaşının ölümüne neden olmasından tut bencillik desen onda ön plana çıkma isteği, ki bu durum ölümüne bile neden oldu, aldatma eğilimi… Nerden tutsak Benji de elde kalıyordu. Filmin sosyopatı Joe ama Peach’le Benji’nin de ondan geri kalır yanı yok. Üstelik Benji cinayet bile işlemiş. Peach desen Joe’nin gazıyla estetiksiz fotosunu instagramda paylaşan yakın arkadaşının ırkçı videosunu ifşa edip kızı sosyal medyada linç ettirecek kadar egoist bir ablamız. Ve bu kadar sorunlu insanı çevresinde toplayan Beck normal öyle mi?


Şimdi de gene dizimizin masum kızı Beck üzerinden başka bir ilişki türüne göz atalım. Her üniversitede görülen bu çıkar amaçlı ilişki türüne alan razı veren razı ilişkisi denmektedir. Beck yüksek lisans yapmaktadır ve tez hocası da kıza yavşamaktadır. Beck hanım kızımız adamla arasına mesafe koymaz ama onunla olma niyeti de yoktur. Hocasının yazdıklarıyla ilgisi olmayan Beck, derin göğüs dekoltesi, kırmızı ruju ile ortada salınmaktadır. Şimdi üniversite okuyan her Allah’ın kulu bilir ki, her üniversitede en az Beck’in hocası gibi bir sülük bulunmaktadır. Bu sülük önüne gelen her öğrencisine olta atar, kızın güzel olmasına gerek yok, sülüğün dersini alsın yeter. Oltayı görüp takılmayanlar da bu oltadaki yeme gelenler de mevcuttur. İşte Beck bu oltadaki yemi yemek ister ama oltanın iğnesine yakalanmaya da niyeti yoktur. Yaşam formu öğrencilerine asılmak olan sülük bekle bekle nereye kadar diye öğrencisine iyice yaklaşır. Kızın şiirlerini zırnık okumaz mesela ama sen yeteneklisin, arkandayım hadi bu mevzuyu yemekte konuşalım diye başlar asılmaya. Beck gibi ne yapacağını bilmeyenler de bu durum karşısında tutuşup iyice sıvar. Kitap kurdu olan flörtünden yardım isteyince o da dişlerini göster der. Çünkü sülük profesör istediğini alamayınca kızı asistanlıktan çıkarıp yeni kurbanlarının peşine düşecektir. Masum kızımız Beck’te şantaj yolunu seçer. Çünkü adam part time olarak sapıklık da yaptığı için yavşadığı tek öğrencisi Beck değildir. Hocasının tacizlerine göz yumup iş çirkinleşince ay tacize uğradım ayağı çeken Beck mi yoksa öğrencilerine sarkmayı huy edinmiş evli prof mu daha iğrenç çözemedim. Fakat burda değinmem gereken şöyle bir konu var. Sosyopatlık ya da psikopatlık sadece sadistçe karşısındakini öldürmekle olmaz. Bu tip kişilerin beyni normal insanlardan farklı çalışır ve elde ettikleri gücü kötüye kullanan, karşısındaki kişiyi öldürmekten beter edip sürüm sürüm süründüren kişi de psikopattır. Bu tip kişilerin yönetici, politikacı, hukukçu, öğretmen olup statü olarak kendinden daha aşağı kişilerin bi taraflarından kan almaları işten bile değildir. Bi de ürkütücü derecede zeki oldukları için burnunuzdan fitil fitil getirirler. Bu açıdan dizinin psikopatı sadece Joe değildir. Beck’i ve diğer öğrencilerini taciz eden profesördür, Joe’nin kapı komşusu Claudia’nın sevgilisi Ron’dur, Beck’in biricik arkadaşı Peach’tır. Bunlar sadece cinayet işlememişlerdir ama karşısındaki insanları öldürmekten beter ederler.


Neyse biz ana karakterlerimizden Beck ve Joe’ye dönelim. Bir sosyopat olan Joe, Beck’in hayatını kolaylaştırmak için elinden geleni yapar. Kafasını toplayıp yazmaya odaklansın diye kızın yemeğini yapıp çamaşırlarını bile yıkar. Beck ise bu mutluluk bana fazla diye düşünmeye başlar. Yani Beck sorunlu bir kızımızdır. Joe’nin dizinin başından beri fellik fellik aradığı doğru kız o değildir. Düzgün bir ilişki yürütemez, mutluluk onu huzursuz eder, kaybetmekten korkar. Beyaz atlı prensini aradığını söylemektedir ama beyaz atlı prens gelse onun atına binmeye korkar. Evet gerçekten de kıza rahat batar ve Joe’yi hiç neden yokken aldatır.


Hem de Joe gibi aldatma takıntısı olan birini aldatır ve adam bundan şüphelendiğinde hiç utanmadan bana güvenmiyor musun diye adamı azarlar. Yalan söyleme konusunda da uzman olan Beck, hem suçlu hem güçlü bir ruh haline bürünüp Joe’yi terk eder. İhanet konusunda takıntılı olan Joe’ye bu takıntıyı armağan eden eski sevgilisi Candice, dizi boyunca Joe’nin anılarında canlanır ve tüm izleyiciler Joe gibi takıntılı bir sosyopatın kendisini aldatan eski sevgilisini öldürdüğünü sanır. Joe’ye tavşanım diye hitap eden seksi kızılımız Candice, bir rock grubunun seksi solistidir. Şöhret olmaya çalışan grubun seksi yüzü olan Candice, şöhret uğruna sevgilisi Joe’yi yapımcıyla aldatır. Üstelik Joe’den öğrendiğimize göre Candice’nin ilk ihaneti de değildir. Her saplantılı ruh hastası gibi Joe de aynı tür kadınları hayatına alıp aynı hataları tekrarlar durur. Ne kadar zeki olursa olsun bu döngüden kaçamaz. Belki de bu döngüyü istemektedir. Çünkü Karen gibi normal bir kadınla yapamaz. Beck, Candice’nin yazar olmak isteyen modelidir ve en başından beri Joe de bunun farkındadır. Belki de kızı saplantı yapmasının sebebi Candice’de düzeltemediklerini onda düzeltmeye çalışmaktır. Yalnız komik olan Joe gibi ihanet takıntısı olan adamın ismi Guinevere olan bir kadının sadık olacağına inanması. Dostum Guinevere koskoca Kral Arthur’u bile aldatmış sana mı sadık kalacak?


İşte dizinin masum görünümlü masum olmayan ismi Beck de hayatında her şey güzel giderken arkadaşı Peach’ın intiharı üzerine psikolojim bozuldu terapiste gitmeliyim diyerek kendini bulduğu ilk terapistin kollarına atar. Evet gene dizinin sözde masum hatunu Beck üzerinden bi ilişki türüne daha değiniyoruz. Orta yaş bunalımına girmiş, evli ve çocuklu, yakışıklı ve gözü dışarıda psikiyatris ve yirmilik potansiyel verici hatun ilişkisi. Şimdi efendim bu ilişki nereden tutsanız elinizde kalır. Ahlaken sıkıntılı bir kere! Adamın evli olmasını geçtim Beck, bunun hastası! Seni Hipokrat çarpsın çapsız! O yemini mabadınla mı ettin? Peki Beck’cim senin sorunun ne ilişkinin mükemmel gitmesi mi battı? Benim bildiğim arkadaşını kaybeden insan üzüntüsünden depresyona girer sevgilisini aldatmaz! Seksomanyak mısın nesin? Psikiyatra elinin yüzünün ve kaslarının hatırına sövmüyorum zaten sezon finalinde kabak bunun başına patladı. Sana senarist vurmuş bir de ben vurmayayım psikiyatrist bey, bir daha evli ve çocuklu olduğunu boğazına bıçak dayadıklarında değil de aşüftenin tekiyle yatarken düşün!


Beck ve Joe’nin ilişkisi Beck’in Joe’yi bana güvenmiyorsun diye suçlamasıyla biter. Ve Joe kendisine Beck ve Candice’den farklı olarak şöhret peşinde bir ruh hastası yerine kendi halinde hemşire bir kızcağız olan Karen’i bulur. Karen’le ilişkisinde hiçbir sorun yoktur, her şeyin mükemmel olması dışında. Bu arada psikiyatrı terk eden Beck’te gizliden gizliye Joe’nin hayatını bağımlısı olduğu sosyal medyadan stalklamaya başlar. You üzerinden burda da sorunlu eski sevgili ilişkisine parmak basılıyor. Beck, Joe’nin hayatına yeniden girmek için onun mahallesinde dolaşmaya başlıyor. Bu ilişki üçgeninde zaralı çıkan Karen gibi görünse de Joe’nin Beck’e sezon finalinde yaptığı düşünülürse aslında en karlı isim Karen oluyor. Aldatılma takıntısı olan Joe’nin sevgilisini aldatmasına ise diyecek bir şey bulamıyorum. Hem de kendisini terk eden eski sevgilisiyle. Aslında Joe ve Beck adeta tencere ve kapak gibi sadece Beck, Joe’yi anormal kendisini ise normal sandığı için bu abuk ilişki yürümüyor. Aslında Beck’in Joe’den tek eksiği cinayet işlememesi. En başından itibaren bakarsak hiç de normal bir kız değil. Joe kadar olmasa da onun da ruh hastası olduğu ortada.


Neyse You üzerinden bir ilişkinin ve dizi boyunca gördüğümüz ilişki türlerinin analizini yaptıktan sonra sıra geliyor dananın kuyruğunun koptuğu yere. Beck ve Joe’nin ilişkisi ayrılık ve ihanetlere rağmen devam ederken Beck, Joe ‘nin gizli kutusunu buluyor. Onun bir katil olduğunu öğrenince korkuya kapılan genç kız, beraber yaşadıkları evden kaçmaya çalışırken her şeyin farkına varan Joe, Beck’i kitapçının alt katındaki camdan kafese hapsediyor. Dizinin başından beri ünlü bir yazar olma hayalleri ile yanıp tutuşan Beck, kendini meşhur edecek kitabını bu kafeste yazıyor ve son. Gerçekçi olmak gerekirse You’yu izlerken takıntılı bir manyağın kendisine kurban olarak seçtiği masum bir kızın hayatını mahvedeceğini sanıyordum. Fakat dizi ilerledikçe ortada bir kurban olmadığını fark ettim. Herkes kendi seçimlerinin cezasını çekiyor. Yani dizide karma işliyordu. Joe psikopattı, Beck onun masum kurbanı değildi. Peach ve Benji de… Eğer hayatınızda olumsuz giden bir şeyler varsa önce kendi yaptıklarınıza bakmalısınız. Sakın kendinizi kandırmayın. ( Yazar burda kendi kendine sesleniyorJ)


12 Ocak 2019 Cumartesi

Yeşilçam’ın 22 Unutulmaz Babası

   Yeşilçam’ın unutulmaz annelerini listeledikten sonra uzun zamandır aklımdaydı Yeşilçam’ın babalarını listelemek. ( Mumursite adlı emek hırsızı bir site beş yazımı kaynak göstermeden kopyalamıştır. Mailime cevap vermeyip yorumumu onaylamadıkları ve herhalde mahkemeye başvurmayı aklımdan geçiremeyeceğimi sandıkları için hala imla hatasına kadar birebir kopyaladıkları yazılarımı kaldırmadılar. Yasal yollara başvuracağım ama yine de böyle arsızca hırsızlık yapan bir site tekrar yazılarımı çalmasın diye bloğumdaki tüm yazılarıma emek hırsızı sitenin adını ve yaptığını ekleyeceğim. ) Yeşilçam’ın iyisiyle kötüsüyle unutulmaz babalarını listelediğim yazımda favori baba karakterim Ahmet Mekin’in Cemşit’i ve Kemal Sunal’ın Garip filminde canlandırdığı karakteri arasında kalmış durumda.

Münir Özkul Aile Şerefi


Yeşilçam’ın en baba babalarından olan Münir Özkul, kesinlikle evlatları için saçını süpürge kaşını kürek eden bir baba modeliydi. O evlatları için her şeyi yapardı ama evlatları da ona tapardı. Hayırlı evlat yetiştirirdi. Kesinlikle babası Münir Özkul olan bir Yeşilçam karakterinin hayırsız uğursuz, it kopuk olduğunu göremezsiniz. O çocuklarına dürüst olmayı, adil olmayı, şerefli olmayı öğretir. Adile Naşit’le beraber üstün karakterli ve en asil duyguların insanlarını yetiştiren Münir Özkul, Hulusi Kentmen’le beraber Yeşilçam’ın en baba babasıdır.

Muhip Arcıman Aile Şerefi


Kendisi Yeşilçam’ın doktor Frankenstein’idir. Şımarık büyüttüğü, kendisinin yaşayamadığı hayatı yaşattığı, karakteri oturmamış oğlu Oktay, bir neslin nefret nesnesi oldu. İşte o nefret nesnesinin yaratıcısı Muhip beyin canlandırdığı Fehmi beydir. Yahu adam pazarcıdan bi kilo portakal ister gibi Itır’ı ailesinden istiyor. Bunun çocuğu ne olacak? Sonunu en merak ettiğim film karakteridir ayrıca. Ben felç geçirdiğini ya da inme indiğini düşünüyorum.

Hulusi Kentmen Sev Kardeşim


Hulusi Kentmen’in canlandırdığı baba karakterinin genelde taş gibi yakışıklı evlatları olur. Hulusi serttir ama hanımı yumuşak olduğu için evladı da şımarık olur. Bu yüzden Hulusi tatlı sert ama daha çok da otoriter bir babadır. Okuyacağız diye İstanbul’da türlü naneler yiyen evlatlarının burnu sürtsün diye tarlada çalıştıran ilk Yeşilçam babasıdır. Bu taktik gerçek hayatta da işe yaramaktadır. Bakınız: Kenan İmirzalıoğlu. İlk yıl üniversiteyi kazanamayınca babası tarafından tarlada çalıştırılan ünlü oyuncu bir sonraki yıl İTÜ Matematiği kazanmış. Filmde de zaten çocuklar derslerine Tarkan’daki muşamba ahtapotun kurbanlarına sarıldığı gibi sarılmışlardı.

İhsan Yüce Çöpçüler Kralı


İhsan Yüce Yeşilçam’da baba rollerinde oynayacaksa mutlaka otoriter Anadolu erkeğinin baba versiyonunu yansıtır. Höt zöt bir tip gibi görünse de aslında eşinin ve evlatlarının fikrini alan bir babadır. Mesela Çöpçüler Kralı’ndaki beş çocuk babası, eşek kadar oğlunun saygıdan küllüğünü tuttuğu otoriter bir figür olmasına rağmen bir karar alınacağı zaman oğullarına da kızına da fikrini sorardı. Bi de iyi depar atardı, Apti, Hacer’e saldırınca evin erkeklerinin ailecek Apti’yi kovaladığı sahnede eski damadın peşinden yardırıyordu.

İstemi Betil Tanrı Misafiri


İstemi Betil’in Laz Ziya’ya evrilip iki kız babası olmadan evvel Hülya Koçyiğit’ten doğma Ömerciğin babası olduğu Tanrı Misafiri filminde canlandırdığı baba rolü ibretlikti. Filmin son dakikalarında ortaya çıkıp zamanında topal diye terk ettiği karısından para sızdırmak için kendi öz evladını kaçırmaya çalışması cidden kötülük konusunda kaçıncı rütbeden levelde olduğunu anlamamıza yetiyordu. Bi de filmin lunapark sahnesi resmen Star Wars gibi geçmişti. Dönme dolaptan düşmek üzere olan oğlu Ömercik’e ben senin babanım dediği sahne resmen Darth Vader Luke Skywalker havası estirdi.

Kenan Pars Sosyete Şaban


Yeşilçam’ın babalarından birisi olan Kenan Pars’ı sadece Sosyete Şaban filmindeki rolüyle tanıtmak bile onun Yeşilçam’daki babalığının özeti gibidir. Genelde evlatlarına melek geri kalanına zebani modundadır. Sosyete Şaban komedi filmi olduğu için onda zalımlığını pek göstermez ama Yeşilçam’ın en kötülerinden olan Kenan beyin şerrinden sadece evlatları yırtardı. Sosyete Şaban’da ise kızı Peri’yi şirket borcunu ödemek için kızıyla aralarında dağ gibi kültür farkı olan zengin bir adamla evlendirmişti. Üstelik kızını bu evliliğe mecbur etmek için kendimi öldürürüm diye duygu sömürüsü bile yapıyordu. Yani ayıptır, insan evladına bunu yapar mı?

Nubar Terziyan Karateci Kız


Sinemamızı dünyaya tanıtan güzide filmimiz Karateci Kız’da Filiz’in sevgili babası olan Nubar bey amca, dilsiz kızı Filiz’le mutlu mesut yaşarken evi basan bir takım sapık manyak, hapishane kaçkını tarafından öldürülür. Bu durum üzerine kendini karateye veren Filiz de babasının intikamı için polis olur. Bülent Kayabaş’ı kurşun yağmuruna tuttuğu efsanevi sahneyle de babası Nubar’ın intikamını alır. Bu filmde de görüldüğü üzere Nubar bey Yeşilçam’ın en sevgi dolu ve sevimli babasıydı. O asla otoriter olmadı, evlatlarıyla her daim arkadaş olma yolunu seçti.

Muammer Gözalan Melek Mi Şeytan Mı Asrın Kadını


Türkan Şoray’ın intikam meleğine dönüşüp Yeşilçam’ın en fiyakalı jönlerini teker teker harcadığı Melek Mi Şeytan Mı / Asrın Kadını filminde Türkan’ın sevgi dolu babasına can veren Muammer bey de Yeşilçam’ın kadrolu babalarındandı. Düğününde damat ve babası damadın ortakları tarafından öldürülünce Türkan da intikam planlarına başlayıp dört adet düşman fotosu ve bir adet kırmızı ruj ile sinsice intikam zamanını beklemeye başlamıştı.

Kemal Sunal Garip


Kemal Sunal’ın bir çocuğu yapan değil ona bakan babasıdır önermesini anlattığı Garip filminde canlandırdığı baba rolü, oyuncunun da en içten ve gerçekçi baba rolüydü. Küçük Fatoş’la aralarındaki uyum kızın ona olan bağlılığından belliydi.

Renan Fosforoğlu İyi Aile Çocuğu


Yeşilçam’ın eski babalarından olan Renan Fosforoğlu en çok Kemal Sunal filmlerindeki kız babası rolleriyle tanınır. Aslında Üçkağıtçı’da kızını mal gibi başlık parasıyla satmaya çalışan, felç geçiren baba rolü de iyiydi ama İyi Aile Çocuğu’ndaki sekiz çocuklu ayyaş baba rolünü anlatmayı daha uygun buldum. Evi çekip çeviren büyük kızıyla arası her zaman daha iyi olsa da yeri geldiğinde onu bile terslerdi. Ev kirasına ortak olsun diye üvey kardeşinin oğlu Kemal’i içinde üç kız olan eve çağıracak kadar paragöz bir babaydı.

Metin Serezli Ayşecikle Ömercik


Listenin en illet babalarından olan Metin Serezli’nin canlandırdığı karakter yanlış anlama ve intikam hırsıyla küçük bir çocuğu evine giren hırsıza verecek kadar vicdansızdı. Filmin sonunda köpek gibi pişman olup kızından özür dilese de kız yaşından beklenmeyecek bir atar yaparak zamanında yaptığı zalımlığı yüzüne vuruyordu. Ay, bu baba modeli için daha fazla konuşamayacağım, ağzımı bozmak istemiyorum.

Ali Şen Yasemin’in Tatlı Aşkı


Listenin en cimrilerinden olan Ali Şen’in canlandırdığı baba modeli ibretlik cimriliğiyle listenin bir diğer cimrisi olan Vahi Öz’ün Babamız Evleniyor filminde canlandırdığı rolü bile geride bırakıyordu. Adamın bir küp altını vardı ve oğlundan para saklıyordu. Yahu adam evin ısınma masraflarından bile kısıyordu kara kışta. Evde çoluk çocuk çalışanlar zatürre olacak.

İzzet Günay Vesikalı Yarim


Listenin Metin Serezli’nin oynadığı karakterle beraber en karaktersiz baba modeliydi. Bu karaktersizliği belli etsin diye de üstteki fotoyu veriyorum. Bakınız fotonuz köşesindeki kapının kenarından babasını izleyen çocuk, babasının eve gelişiyle nasıl seviniyor. Kız kardeşine başımı okşadı acaba babam bu akşam kalacak mı diye soruyor. Kız kardeşinin yaptığı bilmem, ama pek umurumda değil hareketi ise yaşça bayağı küçük olan kızın uzun süredir eve gelmeyen babasının varlığını yokluğunu umursamadığının kanıtı. Çocuk babasını unutmuş, o derece ihmal etmiş ailesini. Sen nasıl bir babasın ki pavyonda gördüğün bir kadını için karını geçtim çoluğunu çocuğunu unutuyorsun?

Sadettin Erbil Satın Alınan Koca


Sosyetede kızının adı çıkınca ona bir yıllığına formalite bir koca bulan ve adama da eşya muamelesi yapan Sadettin beyin oynadığı bu baba karakteri, evladını aşırı sevgiyle şımartan baba modeliydi. Cüneyt abimize gösterdiği tavırdan onun kızı hariç özellikle de kendisinden aşağı sınıftaki insanlara nasıl davrandığının kanıtı.

Atıf Kaptan Suçlular Aramızda


Cimrilikten gelinine sahte gerdanlık takan bir baba modeli olan Atıf Kaptan’ın Suçlular Aramızda filminde canlandırdığı baba modeli efsaneydi. Asalet düşkünü oğluna asalet karın doyurmaz, ben bu tip şeylere değer verseydim şimdi malım mülküm servetim olmazdı diye ağzının payını verir. Oğlunu fabrikada yevmiye ile çalıştırır.

Sadri Alışık Gelinlik Kızlar


Sadri Alışık’ın üç adet azılı kızın babasını canlandırdığı Gelinlik Kızlar filminde canlandırdığı baba modeli tatlı sertin bi alt versiyonuydu. Kızlarını çok seven, onlara karşı yumuşak davranan Sadri beyi kızları da çok seviyor ve onun annelerinin ardından başka bir kadınla evlenmesine asla müsaade etmiyorlardı.

Kadir Savun Deli Yusuf  


Köroğlu’nun modern uyarlaması olan filmde Köroğlu Cüneyt abimizin babasını canlandıran Kadir Savun’un canlandırdığı baba modeli tipik Anadolu babasının deli dolu, çılgın modeliydi. Özellikle dizayn ettiği o efsane arabası yok mu işte o araba çılgınlığının göstergesiydi.

Cüneyt Arkın Battal Gazinin İntikamı


İşte bir efsane olan babasına el kaldırdığı için kolu taş kesilen evlat hikayesinin çıkış noktası! Filmde Cüneyt abimizin köyü basılır, çocuğu kaçırılıp Bizans imparatoru tarafından Türk düşmanı bir şövalye olarak yetiştirilir. Babasını Battal’ın öldürdüğünü sanan çocukta babamın intikamını alıcam diye kafasına geçirdiği ucu badana fırçalı başlığı ve kılıcıyla Cüneyt abimize atarlanır. Karşısındakinin oğlu olduğunu anlayan Cüneyt abimiz bu filmde evladına kılıç çekmeyen sevgi dolu bir babadır. Dinine de düşkün olan Cüneyt abimiz oğluna kılıç kaldırmayıp kelime-i şehadet getirirken babasına el kaldırıp kafasına kılıcını indirmeye hazırlanan hain evladın da eli havada roma heykeline dönüşür.

Mümtaz Ener Gurbet Kuşları


Yeşilçam’ın yaşını başını almış babalarından olan Mümtaz beyin Gurbet Kuşları'ndaki baba rolüne değineceğim. Tipik otoriter bir Anadolu babasını canlandıran Mümtaz bey, evlattan yana Ali Rıza bey amcadan kötü durumdaydı. Dördü de birbirinden beter olan evlatları yüzünden İstanbul dar olmuştu adama. Bir evladı pavyonlardan çıkmıyordu, bir evladı evli kadınlarla düşüp kalktığı için iş yerleri kapanmıştı, bir oğlu ailesinden utanıyordu, biricik kızı da kötü yola düşüp intihar etmişti. İyi bu kadar acıdan sonra adama inme filan inmedi.

Vahi Öz Babamız Evleniyor 


Ali Şen’in oynadığı karakter kadar cimri olmasa da varyemez bir baba modeli olan Vahi Öz’ün Babamız Evleniyor filminde canlandırdığı baba karakteri aslında acınacak haldeydi. Fakat bu bile onun sübyancı olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Film boyunca çektiği her şey müstahaktı bu yüzden. Senin ne işin var çocuğun yaşında kadınla? Evlenmek istiyorsan yaşına göre birini bulsana kart zampara!

Reha Yurdakul Tarkan Gümüş Eyer


Meşhur Altar’ın oğlu Tarkan söylemindeki Tarkan’ın babası Altar’dır kendisi. Gümüş eyerini ele geçirmeye çalışan düşmanları tarafından at arkasına bağlanıp sürüklenen Altar, Hun Türkleri tarafından kurtulsa da hafif saf bir abimizdi. Düşmanlar sürekli kandırıyordu bunu, en son Tarkan’ın yaş toyunda düşmanları baskın verip hem boyu hem de Altar’la sülalesini öldürmüştü. Koca boydan bi yanında oturan dayı bi de dadısı tarafından mağaraya kaçırılan ve kurtlar tarafından büyütülen Tarkan sağ kalmıştı.

Ahmet Mekin Selvi Boylum Al Yazmalım


Listenin en baba karakterlerinden olan Ahmet Mekin’in canlandırdığı Cemşit karakteri evlatlarını kaybettikten sonra kendi kabuğuna çekilmişken Asya ve oğlu Samet’le tanışınca içindeki evlat sevgisi de ortaya çıkıyor. Filmin önermesi olan sevgi emekti, Cemşit’in Samet’e yani bir babanın evlada verdiği emek aslında. İlyas, sırf kan bağı yüzünden Samet’i alabileceğini, oğlunun da onu kabulleneceğini sanıyor. Çocuk seni en son gördüğünde altına bez bağlanıyordu, yürümesine bile şahit olmamışsın. Bu çocuk seni ne yapsın? Hayırsız İlyas! Sonunda da baba baba diye Cemşit’e koşuyordu işte. Neden? Çünkü ona salıncak kurup sallayan, emek veren Cemşit’ti.

Bonus: Baba Yarısı Nuri Alço



Onu bu listeye eklemezsem olmazdı. Liste eksik kalırdı çünkü o baba olmasa da baba yarısıydı. Emrah’ın baba yarısı olması hasebiyle onu da Yeşilçam babaları arasına ekledik. Listeye baba yarısı kontenjanından giren Nuri bey, yeğeni Emrah ve ailesi özellikle de annesini koruyup kollamasıyla tanınırdı.