18 Ocak 2019 Cuma


Hangimiz Canavar? Netflix’in Saplantılı Dizisi You Üzerinden Bir İlişkinin Anatomisi

   Bir sosyopatın takıntılı aşk hikayesini anlatan Netflix dizisi You üzerinden ilişkiler, psikoloji ve 
sinema tv sektöründeki hastalıklı karakterler dehlizimize dalıyoruz. Hadi hayırlı olsun. Öncelikle Gossip Girl’in efendi adamı Dan ( Penn Badgley ) You dizisinde amansız bir psikopata dönüşüyor. Üstelik karşısındaki psikolog bile adamın sorunlu ruh halinin farkında değil, o derece zeki ve soğukkanlı.


Son romantiklerden olan Joe, yaptığı her şeyin aşk için olduğuna inanıyor ve sevdiği kadını mutlu etmek için elinden geleni yapıyor. (Bu arada size memursitenin yazılarımı imla hatalarına kadar kopya edip kaynak göstermeden kendi sitesine koyduğunu ve benim şu an yazarken boyun ağrısı çektiğim yazılarımı, emeğimi, çaldığını söylemiş miydim? ) Şimdi böyle deyince hayatının aşkını arayıp da bulamayan tüm genç kızların beyaz atlı prensine dönüşüyor Joe. Fakat o beyaz atlı prens ya aynı zamanda Mavi Sakalın ta kendisiyse? Beyaz atlı prensiniz için Mavi Sakalı da sevebilir misiniz kızlar? İşte dizi biz izleyicilere bunu sorgulatıyor. Joe sevdiği kız için her şeyi yapacak kadar gözü kara bir aşık fakat Joe, sevdiğini mutlu etmek için her şeyi yaparken kıza ne istediğini sorma zahmetine girmiyor. Çünkü sevdiği kız için en iyinin ne olduğunu sadece o biliyor. Onu sevmeyen eski sevgiliyi ve kızı kendine bağımlı etmek için kariyerini engellemeye bile razı olan yakın arkadaşı gözünü bile kırpmadan öldürmek de sevdiğini mutlu etmeye dair bu arada.


Yazarlık hayalleri kuran Guinevere, arkadaş çevresinin adlandırmasıyla Beck, ve kitap dükkanının müdürü, kitap kurdu, Joe’nin yolları Joe’nin müdürlük yaptığı kitapçı dükkanında kesişir. Bu dükkanın sahibi olan ve Joe’yi yetiştiren eleman dizinin asıl sosyopatı bence. Çünkü dizi boyunca dünyada kötü insanların olduğunu ve bazı insanların ölümü hak ettiğini tekrarlayıp duran Joe’ye bu fikri aşılayan oydu. Sinema ve dizi sektörü kötü karakteri özellikle de ruh hastası karakterleri sever çünkü senaryonun akışını sağlayan olay örgüsü ancak kahramanın başına gelen kötülükle sağlanır. Yani bu nedenle kötü karakterler senaryonun temel taşıdır. Senaristler de bayağı bir özenirler kötüye, o olmazsa film olmaz diye. İşte bu hafta inceleyeceğim dizimiz You’da da kötü karakter bayağı iyi işlenmiş.  Fakat şimdi hikayeye farklı bir açıdan bakalım? Bu hikayenin canavarı kim?


Dizinin sosyopat karakteri Joe. Joe takıntılı, Joe katil, Joe gözünü bile kırpmadan arkası dönük bir kadının kafaya taşı geçirip öldürmeye kalkacak kadar cani. Joe babasından şiddet görmüş, annesi aciz bir kadınmış. Joe yetimhaneye verilmiş, Joe’yi yanına alan ve onu yetiştiren kitapçı ruh hastası bir disiplin manyağıymış. Yani Joe hamurunda olan kötülüğü daha da kötü yetişerek ortaya çıkartmış ve mükemmeli arıyor. O mükemmel için her şeye razı. Ve sinir bozucu derecede mükemmelliğe zorluyor. Penn Badgley’i izlerken yer yer Norman Bates’i görüyorsunuz. Gülüşünden duruşuna kadar tam bir psikopata dönüşmüş adam. Çocukluğundan itibaren kitapçıda çalışan Joe, kültür takıntılı bir psikopat olan kitapçı sayesinde çocukluğunu kitap okuyarak geçirmiş. Belki de bu sayede birçok konuda bilgili ve başına gelecek her tehlikeye karşı ne yapacağını önceden kestirebiliyor. Neredeyse kusursuza yakın bir imaj çizen Joe ve komşusu Claudia’nın oğlu Paco arasındaki ilişki Joe ve kitapçı arasındaki ilişkinin daha yumuşak versiyonu gibi. Ama Paco da tıpkı Joe gibi kendisini kitapla besleyen bir psikopat olma yolunda ilerliyor. Annesini kurtarmak için annesinin sevgilisini öldürmek istemesi değil ama Joe gözünün önünde adam öldürünce sakinliğini koruması bunun göstergesi. Joe sadece Paco’ya karşı değil diğer çocuklara karşı da iyi niyetli, kitapçının üst katında çocuklara kitap okuyor. Dışarıdan bakan kimse onun takıntılı bir katil olduğuna ihtimal vermez.


Sırada masum kızımız Beck var. Fakat Joe’nin sosyopat olduğu evrende Beck ne kadar normal? Gerçekçi olmak gerekirse dizi boyunca tek masumiyeti ölerek sağladı Beck. Joe’nin sorunlu olduğunun farkındaydı ama adam öldürecek kadar psikopat olacağını göremedi. Joe doğru kızı ararken Beck de beyaz atlı prensini arıyordu. Gerçek prensi bulabilmek için de bayağı bir kurbağa öpmüş. Kendisini sevmeyen ve zırnık değer vermeyen bir adamla birlikte ve aldatmasına rağmen onu affedebiliyor. En kötüsü özgür cinsellik tamam da Beck önüne gelenle yatıyor ve bu şekilde bay doğruyu bulabileceğini sanıyor. Arkadaşı Peach bile tatlım kendine saygın olsun her önüne gelenle yatma diye bunu uyarıyor. Joe’yle takılırken bile tinderden tanıştığı bir çocukla tek gecelik ilişki yaşayabiliyor. Yani bile bile lades! Beck, Joe’ye gelene kadar hayatta kaldığına şükretsin bence. Sosyal medya hesaplarının herkese açık olmasını geçtim evinin bile perdesi yok. Birinci kattasın salak, yoldan geçen adam bile seni don sütyen görüyor. Hayatı teknoloji ve evinin perdesiz olması hasebiyle herkese açık olan Beck, flörtöz tavırları yüzünden kendi halinde kitaplarıyla meşgul olan Joe’nin bile dikkatini çekiyor.


Beck’in arkadaş çevresi ve olmak istediği çevre arasında uçurum var desek yeri var. Her şeyi gibi arkadaş çevresi de ikiyüzlü. Beden olumlama hareketini bedenini sosyal medyada teşhir etmek sanan Anitta mı, edebiyatın e’sinden anlamayan umursamaz Lynn mi yoksa kontrol manyağı Peach mı daha kötü anlamadık. Zengin kızlarla takılan orta halli bir kız, annesi bunalımda babası bağımlıymış ve ölmüş. Daha doğrusu en yakın arkadaşlarına bile babasının öldüğünü söylüyor ama babası hala hayatta ve Hristiyan muhafazakarı despot bir blogger ablayla evli. Beck’in arkadaş çevresine dönecek olursak en fakirinin yatı var. Fakat arkadaşları içinde en korkuncu kıza karşı lezbiyen hisler besleyen ve parasıyla onu kontrol altında tutmaya çalışan Peach. Peach tam bir aman kanka bırak o çocuğu sana sevgili mi yok diye arkadaşını doldurup sevgilisinden ayıran kız arkadaş modeli. Bunun sebebi de arkadaşından hoşlanması ama ailesi sosyetenin önde gelen ismi olduğu için bu tip ilişkiye izin vermez diye Peach bu duygularını gizli ve sinsi sinsi yaşıyor. Peach, Çavdar Tarlasındaki Çocuklar kitabının yazarı J.D. Salinger’in soyundan geliyor. Beck’in arkadaş grubunun en zekisi ve Joe’de bir terslik olduğunu fark eden ilk kişi. Tahminimce Beck de kızın kendisine olan ilgisinin arkadaşlıktan öte olduğunun farkında fakat farkında değilmiş gibi yapıyor. Peach, Beck’in yazarlık hayallerinin farkında ve Salinger gibi önemli bir yazarın soyundan gelen kızın bir editör tanımaması imkansız. Beck’e bu konuda yardımcı olmuyor, onu avucunun içinde tutmak için tatlım ünlü bir editör tanıdığım var seni onunla tanıştıracağım diyor. Bir yandan da editöre onu nazikçe reddet diyerek bak tatlım ben seni tanıştırdım ama yeteneğin yokmuş editör beğenmedi yazdıklarını. Ama üzülme ben hep yanındayım yalanları savurarak kızı avucunun içinde tutacak. Görüldüğü üzere dizinin sosyopatı Joe gibi görünse de Peach’in de ondan eksik kalır yanı yok. Numaradan intihara bile kalkıştı kız. Beck’e gelince onda da şizofreni başlangıcı olabilir, kendi kararlarını almakta zorlanan aciz bi tip.


Üstelik tek sorunu sevgilisini hırsızlıkla suçlayan kontrol delisi arkadaşına karşı sevgilisinin yanında olamayacak kadar aciz olması da değil. Kendisini aldatan ve zırnık değer vermeyen eski sevgilisine güvenip tekrar ilişkiye devam edebiliyor. Joe’nin deyimiyle saç israfı olan zengin sevgilisi Benji’nin de Joe’den masum olduğunu söyleyemeyiz. Bir partide zorbalık yaparak bir arkadaşının ölümüne neden olmasından tut bencillik desen onda ön plana çıkma isteği, ki bu durum ölümüne bile neden oldu, aldatma eğilimi… Nerden tutsak Benji de elde kalıyordu. Filmin sosyopatı Joe ama Peach’le Benji’nin de ondan geri kalır yanı yok. Üstelik Benji cinayet bile işlemiş. Peach desen Joe’nin gazıyla estetiksiz fotosunu instagramda paylaşan yakın arkadaşının ırkçı videosunu ifşa edip kızı sosyal medyada linç ettirecek kadar egoist bir ablamız. Ve bu kadar sorunlu insanı çevresinde toplayan Beck normal öyle mi?


Şimdi de gene dizimizin masum kızı Beck üzerinden başka bir ilişki türüne göz atalım. Her üniversitede görülen bu çıkar amaçlı ilişki türüne alan razı veren razı ilişkisi denmektedir. Beck yüksek lisans yapmaktadır ve tez hocası da kıza yavşamaktadır. Beck hanım kızımız adamla arasına mesafe koymaz ama onunla olma niyeti de yoktur. Hocasının yazdıklarıyla ilgisi olmayan Beck, derin göğüs dekoltesi, kırmızı ruju ile ortada salınmaktadır. Şimdi üniversite okuyan her Allah’ın kulu bilir ki, her üniversitede en az Beck’in hocası gibi bir sülük bulunmaktadır. Bu sülük önüne gelen her öğrencisine olta atar, kızın güzel olmasına gerek yok, sülüğün dersini alsın yeter. Oltayı görüp takılmayanlar da bu oltadaki yeme gelenler de mevcuttur. İşte Beck bu oltadaki yemi yemek ister ama oltanın iğnesine yakalanmaya da niyeti yoktur. Yaşam formu öğrencilerine asılmak olan sülük bekle bekle nereye kadar diye öğrencisine iyice yaklaşır. Kızın şiirlerini zırnık okumaz mesela ama sen yeteneklisin, arkandayım hadi bu mevzuyu yemekte konuşalım diye başlar asılmaya. Beck gibi ne yapacağını bilmeyenler de bu durum karşısında tutuşup iyice sıvar. Kitap kurdu olan flörtünden yardım isteyince o da dişlerini göster der. Çünkü sülük profesör istediğini alamayınca kızı asistanlıktan çıkarıp yeni kurbanlarının peşine düşecektir. Masum kızımız Beck’te şantaj yolunu seçer. Çünkü adam part time olarak sapıklık da yaptığı için yavşadığı tek öğrencisi Beck değildir. Hocasının tacizlerine göz yumup iş çirkinleşince ay tacize uğradım ayağı çeken Beck mi yoksa öğrencilerine sarkmayı huy edinmiş evli prof mu daha iğrenç çözemedim. Fakat burda değinmem gereken şöyle bir konu var. Sosyopatlık ya da psikopatlık sadece sadistçe karşısındakini öldürmekle olmaz. Bu tip kişilerin beyni normal insanlardan farklı çalışır ve elde ettikleri gücü kötüye kullanan, karşısındaki kişiyi öldürmekten beter edip sürüm sürüm süründüren kişi de psikopattır. Bu tip kişilerin yönetici, politikacı, hukukçu, öğretmen olup statü olarak kendinden daha aşağı kişilerin bi taraflarından kan almaları işten bile değildir. Bi de ürkütücü derecede zeki oldukları için burnunuzdan fitil fitil getirirler. Bu açıdan dizinin psikopatı sadece Joe değildir. Beck’i ve diğer öğrencilerini taciz eden profesördür, Joe’nin kapı komşusu Claudia’nın sevgilisi Ron’dur, Beck’in biricik arkadaşı Peach’tır. Bunlar sadece cinayet işlememişlerdir ama karşısındaki insanları öldürmekten beter ederler.


Neyse biz ana karakterlerimizden Beck ve Joe’ye dönelim. Bir sosyopat olan Joe, Beck’in hayatını kolaylaştırmak için elinden geleni yapar. Kafasını toplayıp yazmaya odaklansın diye kızın yemeğini yapıp çamaşırlarını bile yıkar. Beck ise bu mutluluk bana fazla diye düşünmeye başlar. Yani Beck sorunlu bir kızımızdır. Joe’nin dizinin başından beri fellik fellik aradığı doğru kız o değildir. Düzgün bir ilişki yürütemez, mutluluk onu huzursuz eder, kaybetmekten korkar. Beyaz atlı prensini aradığını söylemektedir ama beyaz atlı prens gelse onun atına binmeye korkar. Evet gerçekten de kıza rahat batar ve Joe’yi hiç neden yokken aldatır.


Hem de Joe gibi aldatma takıntısı olan birini aldatır ve adam bundan şüphelendiğinde hiç utanmadan bana güvenmiyor musun diye adamı azarlar. Yalan söyleme konusunda da uzman olan Beck, hem suçlu hem güçlü bir ruh haline bürünüp Joe’yi terk eder. İhanet konusunda takıntılı olan Joe’ye bu takıntıyı armağan eden eski sevgilisi Candice, dizi boyunca Joe’nin anılarında canlanır ve tüm izleyiciler Joe gibi takıntılı bir sosyopatın kendisini aldatan eski sevgilisini öldürdüğünü sanır. Joe’ye tavşanım diye hitap eden seksi kızılımız Candice, bir rock grubunun seksi solistidir. Şöhret olmaya çalışan grubun seksi yüzü olan Candice, şöhret uğruna sevgilisi Joe’yi yapımcıyla aldatır. Üstelik Joe’den öğrendiğimize göre Candice’nin ilk ihaneti de değildir. Her saplantılı ruh hastası gibi Joe de aynı tür kadınları hayatına alıp aynı hataları tekrarlar durur. Ne kadar zeki olursa olsun bu döngüden kaçamaz. Belki de bu döngüyü istemektedir. Çünkü Karen gibi normal bir kadınla yapamaz. Beck, Candice’nin yazar olmak isteyen modelidir ve en başından beri Joe de bunun farkındadır. Belki de kızı saplantı yapmasının sebebi Candice’de düzeltemediklerini onda düzeltmeye çalışmaktır. Yalnız komik olan Joe gibi ihanet takıntısı olan adamın ismi Guinevere olan bir kadının sadık olacağına inanması. Dostum Guinevere koskoca Kral Arthur’u bile aldatmış sana mı sadık kalacak?


İşte dizinin masum görünümlü masum olmayan ismi Beck de hayatında her şey güzel giderken arkadaşı Peach’ın intiharı üzerine psikolojim bozuldu terapiste gitmeliyim diyerek kendini bulduğu ilk terapistin kollarına atar. Evet gene dizinin sözde masum hatunu Beck üzerinden bi ilişki türüne daha değiniyoruz. Orta yaş bunalımına girmiş, evli ve çocuklu, yakışıklı ve gözü dışarıda psikiyatris ve yirmilik potansiyel verici hatun ilişkisi. Şimdi efendim bu ilişki nereden tutsanız elinizde kalır. Ahlaken sıkıntılı bir kere! Adamın evli olmasını geçtim Beck, bunun hastası! Seni Hipokrat çarpsın çapsız! O yemini mabadınla mı ettin? Peki Beck’cim senin sorunun ne ilişkinin mükemmel gitmesi mi battı? Benim bildiğim arkadaşını kaybeden insan üzüntüsünden depresyona girer sevgilisini aldatmaz! Seksomanyak mısın nesin? Psikiyatra elinin yüzünün ve kaslarının hatırına sövmüyorum zaten sezon finalinde kabak bunun başına patladı. Sana senarist vurmuş bir de ben vurmayayım psikiyatrist bey, bir daha evli ve çocuklu olduğunu boğazına bıçak dayadıklarında değil de aşüftenin tekiyle yatarken düşün!


Beck ve Joe’nin ilişkisi Beck’in Joe’yi bana güvenmiyorsun diye suçlamasıyla biter. Ve Joe kendisine Beck ve Candice’den farklı olarak şöhret peşinde bir ruh hastası yerine kendi halinde hemşire bir kızcağız olan Karen’i bulur. Karen’le ilişkisinde hiçbir sorun yoktur, her şeyin mükemmel olması dışında. Bu arada psikiyatrı terk eden Beck’te gizliden gizliye Joe’nin hayatını bağımlısı olduğu sosyal medyadan stalklamaya başlar. You üzerinden burda da sorunlu eski sevgili ilişkisine parmak basılıyor. Beck, Joe’nin hayatına yeniden girmek için onun mahallesinde dolaşmaya başlıyor. Bu ilişki üçgeninde zaralı çıkan Karen gibi görünse de Joe’nin Beck’e sezon finalinde yaptığı düşünülürse aslında en karlı isim Karen oluyor. Aldatılma takıntısı olan Joe’nin sevgilisini aldatmasına ise diyecek bir şey bulamıyorum. Hem de kendisini terk eden eski sevgilisiyle. Aslında Joe ve Beck adeta tencere ve kapak gibi sadece Beck, Joe’yi anormal kendisini ise normal sandığı için bu abuk ilişki yürümüyor. Aslında Beck’in Joe’den tek eksiği cinayet işlememesi. En başından itibaren bakarsak hiç de normal bir kız değil. Joe kadar olmasa da onun da ruh hastası olduğu ortada.


Neyse You üzerinden bir ilişkinin ve dizi boyunca gördüğümüz ilişki türlerinin analizini yaptıktan sonra sıra geliyor dananın kuyruğunun koptuğu yere. Beck ve Joe’nin ilişkisi ayrılık ve ihanetlere rağmen devam ederken Beck, Joe ‘nin gizli kutusunu buluyor. Onun bir katil olduğunu öğrenince korkuya kapılan genç kız, beraber yaşadıkları evden kaçmaya çalışırken her şeyin farkına varan Joe, Beck’i kitapçının alt katındaki camdan kafese hapsediyor. Dizinin başından beri ünlü bir yazar olma hayalleri ile yanıp tutuşan Beck, kendini meşhur edecek kitabını bu kafeste yazıyor ve son. Gerçekçi olmak gerekirse You’yu izlerken takıntılı bir manyağın kendisine kurban olarak seçtiği masum bir kızın hayatını mahvedeceğini sanıyordum. Fakat dizi ilerledikçe ortada bir kurban olmadığını fark ettim. Herkes kendi seçimlerinin cezasını çekiyor. Yani dizide karma işliyordu. Joe psikopattı, Beck onun masum kurbanı değildi. Peach ve Benji de… Eğer hayatınızda olumsuz giden bir şeyler varsa önce kendi yaptıklarınıza bakmalısınız. Sakın kendinizi kandırmayın. ( Yazar burda kendi kendine sesleniyorJ)


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder