9 Ocak 2019 Çarşamba


Türk Sinemasının Çirkin Kralı Yılmaz Güney’in Birbirinden Güzel 14 Rol Arkadaşı
   
   Sinemanın Çirkin Kral lakaplı efsane oyuncusu Yılmaz Güney’in ( Gerçi iki eşi Nebahat Çehre ve Fatoş Güney kesinlikle Yılmaz Güney’in çirkin olduğunu kabul etmiyor ama ) birbirinden güzel rol arkadaşlarına değineceğim bu haftaki yazımda Allah çirkin şansı versin dedirten kadın oyuncularla sizleri baş başa bırakıyorum.
   

   Yani listeye şöyle bir bakınca Yılmaz Güney’in oyunculuğuna mı, yönetmenliğine mi, ülke gerçeklerine değindiği senaryo anlayışına mı, yoksa kadın oyuncu seçimindeki başarısına mı, şapka çıkarsam bilemedim.

Zühal Aktan ( Silah Ve Namus )


Yeşilçam’ın tartışmasız en güzel yüzlü kadın oyuncularından olan Zühal Aktan, Yılmaz Güney’le Silah ve Namus filminde oynamış. ( Memursite isimli bir site yazılarımı birebir kopyalayıp kaynak göstermeksizin kendi sitesinde yayınlamaktadır. )Filmde Yılmaz’ın serseriler tarafından kaçırılan nişanlısını oynuyor. Yılmaz, nişanlısını tecavüzden kurtarsa da evlenmekten vazgeçiyor. İkilinin hayatları başka çizgilerde ilerliyor. Feminist bakış açısıyla bakarsak Zühal, bu karakterdeki bir adamla evlenmediği için yırtıyor. O ne anam, insan sevdiğinden tecavüze yeltendiler diye vazgeçer mi? Bunun bi üst modeli karısı tecavüze uğradı diye hem tecavüzcüyü hem kadını hem de olaya şahit olan çocuklarını öldüren Keyser Söze. Yani Zühal her açıdan yırtıyor, böyle adamla evlenilir mi? Sana da hiç yakıştıramadın Yılmaz.

Selma Güneri ( Ben Öldükçe Yaşarım )


Ay bu kadına, güzelliğine, aşığım yeminle. Yeşilçam’ın en efsane güzellerinden. Değil Yeşilçam dünya sineması bile şöyle dolgun ve biçimli dudak görmemiştir, hem de silikonsuz. Dudak konusunda dünyada akla gelen ilk isim Angelina Jolie’nin dudakları bile Selma’nın dudaklarını görünce utancından solar. O derece bir dudak kendisinin dudağı. ( Site yazılarımı seçtiğim resimlerden tut imla hatalarıma kadar birebir kopyalamakta ) Tabi Selma sadece dudaktan oluşan bir güzellik değil hem parça hem bütün olarak güzel bir kadın olan Selma, Yılmaz’la Ben Öldükçe Yaşarım adlı filmde oynuyordu. Selma’nın yaşça bayağı küçük olduğu – 15 – filmde Yılmaz pavyon fedaisi, Selma da dansözdü. Bir klişe olsa da Yılmaz, fedailik yaptığı pavyonda dansöz olarak çalışan Selma’ya aşıktı. Bu filmde Yılmaz’ın anasını oynayan Yeşilçam’ın emektar anası Şükriye Atav gene ağlıyordu.

Semra Özdamar ( Arkadaş )


Sinemamızın en sade güzeli Semra Özdamar, Yılmaz Güney’le Arkadaş filminde oynadı. Film sinemamızın yapı taşlarındandır. Hani Arkadaş filmindeki burjuva eleştirisini Luis Bunuel filmlerinde göremezsiniz. ( Sinemayı sevdiğim ve yorumlamaktan hoşlandığım için iki buçuk yıldır bir sinefilin günlüğü adlı bloğumda içerik hazırlamaktayım. )Filmde o derece Allah belanızı versin pis burjuvalar mesajı vardır. Ama filmin en dikkat çekici yanı iki adet güzellik kraliçesi ( Azra Balkan ve Ahu Tuğbay ) bir adet uzun ince endamıyla göz dolduran bir Melike Demirağ zarafeti varken sadece birkaç dakika sahnede görünmesiyle güzelliğiyle hepsini geride bırakan Semra Özdamar’ın sade ama etkileyici güzelliğiydi.

Hülya Koçyiğit ( Zeyno )


Sinemamızın en güzel kadınlarından olan Hülya Koçyiğit’in güzelliği hakkında konuşmak terbiyesizliktir zaten. O yüzden ben direk Yılmaz’la oynadığı Zeyno filmine kısaca değineceğim. Film kan davası olgusuna değiniyor. İki aile arasında kan davası var ve kanlı ailelerin çocukları Hülya ve Yılmaz birbirine aşık olurlar. ( Bu işi severek yaptığım için zorlukları gözümde büyümüyor ama gerek ön hazırlık, gerek resim seçme, gerekse bunları bloga uygun bir dille aktarma saatlerimi alıyor. ) Filmin müzikleri ve Yılmaz’la Hülya’nın dansı izlemeye de dinlemeye de değer.

Pervin Par ( Ala Geyik )


Bi insana gözaltı torbaları bile yakışır mı? Eğer Pervin Par güzelliğine sahipseniz yakışır. ( Minimum iki maksimum beş saatimi alan içerik hazırlama esnasında boyun, sırt ağrıları çekmem bile beni yazmaktan alıkoymadı. Çünkü seviyorum! ) Yeşilçam’ın estetiksiz minik ve kalkık burunlusu Pervin bence en iyi oyuncularındandı da. Yılmaz Güney’le Ala Geyik, Davudo, Üçünüzü De Mıhlarım filmlerinde rol almış.

Hülya Darcan ( Canlı Hedef )


Sinemada bir yer edinebilmek adına asla ikinci rolde oynamak istemeyeceğini belirten ilk kadın oyuncu olmasıyla dikkat çeken ( Türkan Şoray meşhur kurallarını arkasında kapı gibi sevgilisi varken koymuş.  Hülya ise ses dergisinin yarışmasını kazanmış genç ve tecrübesiz bir kızken aradaki fark bu ) Hülya Darcan, Yılmaz Güney’le Canlı Hedef filminde rol alır. ( Bu sabah internette bana ait olan yazımı memursite adlı bir sitede birebir kopyalanmış halde görünce sadece verdiğim emeğe acıdım. )Kendisinin güzelliğini övmeye gerek yok zaten resimden anlaşılıyor. Yüz güzelliğine ek olarak Yeşilçam standartlarına göre üst düzey bir fiziğe sahipti. Endamını görmek isteyenler Tarkan Güçlü Kahraman filmini izleyebilir. Kartal Tibet’le aynı boydaydı neredeyse.

Fatma Karanfil ( Sevgili Muhafızım )


Çok sevimli bir kadınmış Fatma Karanfil, insanın yanaklarını sıkası geliyor. ( Benim saatlerimi alan emek harcayarak yazdığım yazılar bir takım emek hırsızları tarafından çalınmış ve başlıklarını geçtim imla hatalarımı bile değiştirme zahmetine girmemişler. ) O derece ponçik, ama bu ponçiklik güzelliğine engel değil. Şirin olduğu kadar da güzel üstelikte bayağı bayağı güzel bir kadın olan Fatma, Yılmaz Güney’le Sevgili Muhafızım adlı filmde oynamış.

Ülkü Özen ( Çifte Yürekli )


Yeşilçam’a çok erken bir yaşta yaşamını yitirerek veda eden Ülkü Özen, az filmde oynasa da akılda kalıcı güzelliği sayesinde listede yer edindi. ( Siteye mail atıp yazımı kaldırmalarını istedim fakat şu saate kadar – neredeyse 8 saat – hala cevap yok. ) Yılmaz Güney’le Çifte Yürekli filminde oynayan Ülkü, Yeşilçam’ın en vamp güzellerinden. Keloğlan İstanbul’da filminde bir garip Keloğlan’ı bile güzelliğiyle kör etmişti. Onun ne derece sinsi bir kız olduğunu filmin sonuna kadar anlayamıyordu aşık Keloğlan. İşte öyle bir kör edici güzelliğe sahipti kendisi.

Sevda Ferdağ ( Kahreden Kurşun )


Aman yarabbi işte sinemanın hem çekici, hem havalı, hem vamp hem de güzel kadını olma özelliğini bünyesinde barındıran Sevda Ferdağ… ( Günümüz teknolojisinde burda osursan Bağdat’tan duyulacak kadar gelişmiş bir haber alma teknolojisi mevcutken bu tip hırsızlıklardan emeğini çaldığı sitenin haberdar olmayacağını mı düşünüyorlar acaba ? ) Yılmaz Güney’in rol arkadaşı olmasının yanıda ilgilendiği kadın da olan Sevda Ferdağ, Güney’le Kahreden Kurşun filminde oynamış.

Fatma Girik ( Acı )


Her ne kadar gerektiğinde aşırı derece ürkütücü olan mavi gözleri ve maskülen duruşuyla dikkat çekse de Fatma Girik, Yeşilçam’ın gördüğü en doğal ve güzel kadınlarından. Kadında bi tane estetik yok, üstelik standartlara göre uzun olan burnuna rağmen doğal güzellikten yana olup bıçak altına yatmamış. ( Ve acaba bu sitenin Fikri ve Sınai Haklar soruşturma savcılığından haberi yok mu ? ) Zaten o burun da kadının güzelliğinden bir şey alıp götürmüyor aksine daha tarz duruyor. Yılmaz Güney’le Acı filminde oynayan Fatma, bu filmde de asabi ve güzel Yılmaz’sa zamanında öldürdüğü adamın ailesine kendini affettirmek için resmen kapılarında yatıyor.

Filiz Akın ( Umutsuzlar )


Her ne kadar burnu estetik saçı da boya olsa da bazıları gibi estetiğini inkar etmeyip gören göze kör muamelesi yapmayan Filiz’in son haline güzel dememek için de kör demek lazım. Sinemanın en zarif kadınlarından olan ve uzun ince, narin fiziğiyle dikkat çeken Filiz Akın’ın bence en iyi oyunculuk sergilediği film Yılmaz Güney’le oynadığı Umutsuzlar filmi. ( 5 tane yazısını kaynak bile göstermeden birebir kopyaladığınız birinin hakkınızda şikayette bulunacağı aklınıza hiç gelmedi mi? )Üstelik bu rolü o dönemki eşi Yapımcı Türker İnanoğlu’nun tüm itirazlarına rağmen oynamış. Tebrikler Filiz, güzel olduğun kadar cesurmuşşsun da.

Birsen Menekşeli ( Onu Allah Affetsin )


Özellikle 60’li yılların en etkin ve vamp güzellerinden olan Birsen Menekse’li de güzelden anlayan Yılmaz Güney’in en güzel rol arkadaşlarından birisi olmuş. Yılmaz Güney’le Onu Allah Affetsin, Marmara Hasan gibi filmlerde rol alan Birsen Menekseli, ekürisi Devlet Devrim’le Yeşilçam’ın en güzel kankalarından olmuş. İkilinin 80’ler ayağı Bahar Öztan Pembe Mutlu ikilisi. ( Yazılarımı okumadan birebir kopyaladığınız için bu yöntemi deniyorum. Umarım bu yazımı da çalarsınız da kendi sitenizde hırsızlığınızı ifşa edersiniz. ) O kaşları biz bıraksak maymuna döneriz ama günümüzde Tuba Büyüküstün ve Beren Saat ikilisi Yeşilçam’da da Birsen Menekşeli resmen tanrıça gibi duruyor.

Devlet Devrim ( Mor Defter )


Bu egzotik güzellikle Yeşilçam’da niye tutunamadığına bir türlü anlam veremediğim Devlet Devrim, Yılmaz Güney’le Mor Defter filminde rol almış. Bir Yeşilçam sinefili olarak kendisini son derece geç keşfetmiştim ama gerçekten çok güzel bir kadınmış. ( Çünkü böyle utanmaz emek hırsızlarının böyle bir ifşa ve rezil olmaya ihtiyacı var. ) Simsiyah uzun saçlara tezat oluşturacak şekilde menekşe rengi gözler kendisinin alametifarikası olmuş.

Nebahat Çehre ( Balatlı Arif )


Aslında kendisi ve Yılmaz Güney’in ayrı bir başlık altında incelenmesi gerekir ama söz konusu Yılmaz Güney filmlerinin güzel kadınları olunca en güzellerinden ve tarzlarından olan üstelikte Güney’in hayat arkadaşı olmuş Nebahat Çehre’ye değinmemek olmaz. ( Ne hakla birinin emeğini esinlenme bile değil resmine kadar birebir kaynak dahi göstermede kopyalıyorsunuz? ) Geçmişte de günümüzde de hatta bence gelecekte de güzel ve tarz bir kadın olacak Nebahat, üstelik bir aurosı var ki o konuya hiç girmiyorum. Yılmaz Güney’le Balatlı Arif ve Seyit Han filmlerinde oynayan Çehre’nin Güney’le uyumu görülmeyecek gibi değil. Özellikle Balatlı Arif çeşme sahnesi rol değil gerçek gibi.

Bonus: Sezer Güvenirgil ( Çifte Tabancalı Kabadayı )


İşte bu gerçekle yüzleşince hayatımın şokunu yaşadım. Bücür Cadı Zeliş’in anası Şehriye hanımın gençliğinde böyle taş ve seksi bir kadın olacağını asla tahmin edemezdim. Hem yüzü hem de fiziği ile zamanın efsanelerindenmiş. Yılmaz Güney’le Çifte Tabancalı Kabadayı filminde oynamış. ( Alın, alın! Allah aşkına bu yazımı da birebir kopyalayın. Zaten 5 yazımı kopyaladınız ve yazılar kaldırılmadığı taktirde şikayetçi olacağım. Buyrun eksik kalmasın bunu da çalın! ) Valla ben hala kadının güzelliğinin şokunu yaşıyorum. Hayır Sezen hanımın güzel bir kadın olduğunu tahmin ediyordum da böyle afet olacağını da düşünmüyordum.

   Bugün güne üzücü mü yoksa iğrenç mi olduğunu bilemediğim ama kesinlikle rezil bir haber alarak başladım. Emek hırsızı bir site bana ait olan beş yazımı kaynak dahi göstermeden kendi sitesinde paylaşmış. Üstelik o kadar adi bir kopyacılık ki seçtiğim resimleri geçtim imla hatalarıma kadar birebir kopyalamışlar. Siteye mail atalı saatler olmasına rağmen hala ne olumlu ne olumsuz bir dönüş oldu. Bana ait olan, emek verdiğim, gerek ön hazırlığını yaptığım, gerek resim seçmek için saatlerimi harcadığım gerekse saatlerce ekran başına oturup boyun ağrısı çekerek yazdığım yazılarım hala o hırsız sitede. Bu işi hobi olarak sevdiğim için yapıyorum. Film izlemek, yorumlamak benim için bir eğlence ve bu tip emek hırsızlarına rağmen yazılarıma devam edeceğim. Umarım Who’s Affraid Of Virginia Woolf’u izlemeden Elizabeth Taylor’un Martha’sını başkasının sitesinden kopyalayan emek hırsızlarına ağır cezai işlemler uygulanır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder