Türk
Sinemasının Çirkin Kralı Yılmaz Güney’in Birbirinden Güzel 14 Rol Arkadaşı
Sinemanın Çirkin
Kral lakaplı efsane oyuncusu Yılmaz Güney’in ( Gerçi iki eşi Nebahat Çehre ve
Fatoş Güney kesinlikle Yılmaz Güney’in çirkin olduğunu kabul etmiyor ama )
birbirinden güzel rol arkadaşlarına değineceğim bu haftaki yazımda Allah çirkin
şansı versin dedirten kadın oyuncularla sizleri baş başa bırakıyorum.
Yani listeye şöyle bir bakınca Yılmaz
Güney’in oyunculuğuna mı, yönetmenliğine mi, ülke gerçeklerine değindiği
senaryo anlayışına mı, yoksa kadın oyuncu seçimindeki başarısına mı, şapka çıkarsam
bilemedim.
Zühal Aktan ( Silah
Ve Namus )
Yeşilçam’ın
tartışmasız en güzel yüzlü kadın oyuncularından olan Zühal Aktan, Yılmaz
Güney’le Silah ve Namus filminde oynamış. ( Memursite isimli bir site
yazılarımı birebir kopyalayıp kaynak göstermeksizin kendi sitesinde
yayınlamaktadır. )Filmde Yılmaz’ın serseriler tarafından kaçırılan nişanlısını
oynuyor. Yılmaz, nişanlısını tecavüzden kurtarsa da evlenmekten vazgeçiyor.
İkilinin hayatları başka çizgilerde ilerliyor. Feminist bakış açısıyla bakarsak
Zühal, bu karakterdeki bir adamla evlenmediği için yırtıyor. O ne anam, insan
sevdiğinden tecavüze yeltendiler diye vazgeçer mi? Bunun bi üst modeli karısı
tecavüze uğradı diye hem tecavüzcüyü hem kadını hem de olaya şahit olan
çocuklarını öldüren Keyser Söze. Yani Zühal her açıdan yırtıyor, böyle adamla
evlenilir mi? Sana da hiç yakıştıramadın Yılmaz.
Selma Güneri ( Ben
Öldükçe Yaşarım )
Ay bu kadına,
güzelliğine, aşığım yeminle. Yeşilçam’ın en efsane güzellerinden. Değil Yeşilçam
dünya sineması bile şöyle dolgun ve biçimli dudak görmemiştir, hem de
silikonsuz. Dudak konusunda dünyada akla gelen ilk isim Angelina Jolie’nin
dudakları bile Selma’nın dudaklarını görünce utancından solar. O derece bir
dudak kendisinin dudağı. ( Site yazılarımı seçtiğim resimlerden tut imla
hatalarıma kadar birebir kopyalamakta ) Tabi Selma sadece dudaktan oluşan bir
güzellik değil hem parça hem bütün olarak güzel bir kadın olan Selma, Yılmaz’la
Ben Öldükçe Yaşarım adlı filmde oynuyordu. Selma’nın yaşça bayağı küçük olduğu
– 15 – filmde Yılmaz pavyon fedaisi, Selma da dansözdü. Bir klişe olsa da
Yılmaz, fedailik yaptığı pavyonda dansöz olarak çalışan Selma’ya aşıktı. Bu
filmde Yılmaz’ın anasını oynayan Yeşilçam’ın emektar anası Şükriye Atav gene
ağlıyordu.
Semra Özdamar (
Arkadaş )
Sinemamızın en sade
güzeli Semra Özdamar, Yılmaz Güney’le Arkadaş filminde oynadı. Film sinemamızın
yapı taşlarındandır. Hani Arkadaş filmindeki burjuva eleştirisini Luis Bunuel filmlerinde
göremezsiniz. ( Sinemayı sevdiğim ve yorumlamaktan hoşlandığım için iki buçuk
yıldır bir sinefilin günlüğü adlı bloğumda içerik hazırlamaktayım. )Filmde o
derece Allah belanızı versin pis burjuvalar mesajı vardır. Ama filmin en dikkat
çekici yanı iki adet güzellik kraliçesi ( Azra Balkan ve Ahu Tuğbay ) bir adet
uzun ince endamıyla göz dolduran bir Melike Demirağ zarafeti varken sadece
birkaç dakika sahnede görünmesiyle güzelliğiyle hepsini geride bırakan Semra
Özdamar’ın sade ama etkileyici güzelliğiydi.
Hülya Koçyiğit (
Zeyno )
Sinemamızın en güzel
kadınlarından olan Hülya Koçyiğit’in güzelliği hakkında konuşmak
terbiyesizliktir zaten. O yüzden ben direk Yılmaz’la oynadığı Zeyno filmine
kısaca değineceğim. Film kan davası olgusuna değiniyor. İki aile arasında kan
davası var ve kanlı ailelerin çocukları Hülya ve Yılmaz birbirine aşık olurlar.
( Bu işi severek yaptığım için zorlukları gözümde büyümüyor ama gerek ön
hazırlık, gerek resim seçme, gerekse bunları bloga uygun bir dille aktarma
saatlerimi alıyor. ) Filmin müzikleri ve Yılmaz’la Hülya’nın dansı izlemeye de
dinlemeye de değer.
Pervin Par ( Ala
Geyik )
Bi insana gözaltı
torbaları bile yakışır mı? Eğer Pervin Par güzelliğine sahipseniz yakışır. (
Minimum iki maksimum beş saatimi alan içerik hazırlama esnasında boyun, sırt
ağrıları çekmem bile beni yazmaktan alıkoymadı. Çünkü seviyorum! ) Yeşilçam’ın
estetiksiz minik ve kalkık burunlusu Pervin bence en iyi oyuncularındandı da.
Yılmaz Güney’le Ala Geyik, Davudo, Üçünüzü De Mıhlarım filmlerinde rol almış.
Hülya Darcan ( Canlı
Hedef )
Sinemada bir yer
edinebilmek adına asla ikinci rolde oynamak istemeyeceğini belirten ilk kadın
oyuncu olmasıyla dikkat çeken ( Türkan Şoray meşhur kurallarını arkasında kapı
gibi sevgilisi varken koymuş. Hülya ise ses dergisinin yarışmasını kazanmış genç ve
tecrübesiz bir kızken aradaki fark bu ) Hülya Darcan, Yılmaz Güney’le Canlı
Hedef filminde rol alır. ( Bu sabah internette bana ait olan yazımı memursite adlı bir sitede birebir kopyalanmış halde görünce sadece verdiğim emeğe acıdım. )Kendisinin güzelliğini övmeye gerek yok zaten resimden
anlaşılıyor. Yüz güzelliğine ek olarak Yeşilçam standartlarına göre üst düzey
bir fiziğe sahipti. Endamını görmek isteyenler Tarkan Güçlü Kahraman filmini
izleyebilir. Kartal Tibet’le aynı boydaydı neredeyse.
Fatma Karanfil (
Sevgili Muhafızım )
Çok sevimli bir
kadınmış Fatma Karanfil, insanın yanaklarını sıkası geliyor. ( Benim saatlerimi
alan emek harcayarak yazdığım yazılar bir takım emek hırsızları tarafından
çalınmış ve başlıklarını geçtim imla hatalarımı bile değiştirme zahmetine
girmemişler. ) O derece ponçik, ama bu ponçiklik güzelliğine engel değil. Şirin
olduğu kadar da güzel üstelikte bayağı bayağı güzel bir kadın olan Fatma,
Yılmaz Güney’le Sevgili Muhafızım adlı filmde oynamış.
Ülkü Özen ( Çifte
Yürekli )
Yeşilçam’a çok erken
bir yaşta yaşamını yitirerek veda eden Ülkü Özen, az filmde oynasa da akılda
kalıcı güzelliği sayesinde listede yer edindi. ( Siteye mail atıp yazımı
kaldırmalarını istedim fakat şu saate kadar – neredeyse 8 saat – hala cevap
yok. ) Yılmaz Güney’le Çifte Yürekli filminde oynayan Ülkü, Yeşilçam’ın en vamp
güzellerinden. Keloğlan İstanbul’da filminde bir garip Keloğlan’ı bile
güzelliğiyle kör etmişti. Onun ne derece sinsi bir kız olduğunu filmin sonuna
kadar anlayamıyordu aşık Keloğlan. İşte öyle bir kör edici güzelliğe sahipti
kendisi.
Sevda Ferdağ ( Kahreden Kurşun )
Aman yarabbi işte
sinemanın hem çekici, hem havalı, hem vamp hem de güzel kadını olma özelliğini
bünyesinde barındıran Sevda Ferdağ… ( Günümüz teknolojisinde burda osursan
Bağdat’tan duyulacak kadar gelişmiş bir haber alma teknolojisi mevcutken bu tip
hırsızlıklardan emeğini çaldığı sitenin haberdar olmayacağını mı düşünüyorlar
acaba ? ) Yılmaz Güney’in rol arkadaşı olmasının yanıda ilgilendiği kadın da
olan Sevda Ferdağ, Güney’le Kahreden Kurşun filminde oynamış.
Fatma Girik ( Acı )
Her ne kadar
gerektiğinde aşırı derece ürkütücü olan mavi gözleri ve maskülen duruşuyla
dikkat çekse de Fatma Girik, Yeşilçam’ın gördüğü en doğal ve güzel
kadınlarından. Kadında bi tane estetik yok, üstelik standartlara göre uzun olan
burnuna rağmen doğal güzellikten yana olup bıçak altına yatmamış. ( Ve acaba bu
sitenin Fikri ve Sınai Haklar soruşturma savcılığından haberi yok mu ? ) Zaten
o burun da kadının güzelliğinden bir şey alıp götürmüyor aksine daha tarz
duruyor. Yılmaz Güney’le Acı filminde oynayan Fatma, bu filmde de asabi ve
güzel Yılmaz’sa zamanında öldürdüğü adamın ailesine kendini affettirmek için
resmen kapılarında yatıyor.
Filiz Akın ( Umutsuzlar
)
Her ne kadar burnu
estetik saçı da boya olsa da bazıları gibi estetiğini inkar etmeyip gören göze
kör muamelesi yapmayan Filiz’in son haline güzel dememek için de kör demek
lazım. Sinemanın en zarif kadınlarından olan ve uzun ince, narin fiziğiyle
dikkat çeken Filiz Akın’ın bence en iyi oyunculuk sergilediği film Yılmaz
Güney’le oynadığı Umutsuzlar filmi. ( 5 tane yazısını kaynak bile göstermeden
birebir kopyaladığınız birinin hakkınızda şikayette bulunacağı aklınıza hiç
gelmedi mi? )Üstelik bu rolü o dönemki eşi Yapımcı Türker İnanoğlu’nun tüm
itirazlarına rağmen oynamış. Tebrikler Filiz, güzel olduğun kadar cesurmuşşsun
da.
Birsen Menekşeli (
Onu Allah Affetsin )
Özellikle 60’li
yılların en etkin ve vamp güzellerinden olan Birsen Menekse’li de güzelden
anlayan Yılmaz Güney’in en güzel rol arkadaşlarından birisi olmuş. Yılmaz
Güney’le Onu Allah Affetsin, Marmara Hasan gibi filmlerde rol alan Birsen
Menekseli, ekürisi Devlet Devrim’le Yeşilçam’ın en güzel kankalarından olmuş.
İkilinin 80’ler ayağı Bahar Öztan Pembe Mutlu ikilisi. ( Yazılarımı okumadan
birebir kopyaladığınız için bu yöntemi deniyorum. Umarım bu yazımı da
çalarsınız da kendi sitenizde hırsızlığınızı ifşa edersiniz. ) O kaşları biz
bıraksak maymuna döneriz ama günümüzde Tuba Büyüküstün ve Beren Saat ikilisi
Yeşilçam’da da Birsen Menekşeli resmen tanrıça gibi duruyor.
Devlet Devrim ( Mor
Defter )
Bu egzotik
güzellikle Yeşilçam’da niye tutunamadığına bir türlü anlam veremediğim Devlet
Devrim, Yılmaz Güney’le Mor Defter filminde rol almış. Bir Yeşilçam sinefili
olarak kendisini son derece geç keşfetmiştim ama gerçekten çok güzel bir
kadınmış. ( Çünkü böyle utanmaz emek hırsızlarının böyle bir ifşa ve rezil
olmaya ihtiyacı var. ) Simsiyah uzun saçlara tezat oluşturacak şekilde menekşe
rengi gözler kendisinin alametifarikası olmuş.
Nebahat Çehre (
Balatlı Arif )
Aslında kendisi ve Yılmaz Güney’in ayrı bir başlık altında
incelenmesi gerekir ama söz konusu Yılmaz Güney filmlerinin güzel kadınları
olunca en güzellerinden ve tarzlarından olan üstelikte Güney’in hayat arkadaşı
olmuş Nebahat Çehre’ye değinmemek olmaz. ( Ne hakla birinin emeğini esinlenme
bile değil resmine kadar birebir kaynak dahi göstermede kopyalıyorsunuz? ) Geçmişte
de günümüzde de hatta bence gelecekte de güzel ve tarz bir kadın olacak
Nebahat, üstelik bir aurosı var ki o konuya hiç girmiyorum. Yılmaz Güney’le
Balatlı Arif ve Seyit Han filmlerinde oynayan Çehre’nin Güney’le uyumu
görülmeyecek gibi değil. Özellikle Balatlı Arif çeşme sahnesi rol değil gerçek
gibi.
Bonus: Sezer Güvenirgil ( Çifte Tabancalı Kabadayı )
İşte bu gerçekle yüzleşince hayatımın şokunu yaşadım. Bücür
Cadı Zeliş’in anası Şehriye hanımın gençliğinde böyle taş ve seksi bir kadın
olacağını asla tahmin edemezdim. Hem yüzü hem de fiziği ile zamanın
efsanelerindenmiş. Yılmaz Güney’le Çifte Tabancalı Kabadayı filminde oynamış. (
Alın, alın! Allah aşkına bu yazımı da birebir kopyalayın. Zaten 5 yazımı
kopyaladınız ve yazılar kaldırılmadığı taktirde şikayetçi olacağım. Buyrun
eksik kalmasın bunu da çalın! ) Valla ben hala kadının güzelliğinin şokunu
yaşıyorum. Hayır Sezen hanımın güzel bir kadın olduğunu tahmin ediyordum da
böyle afet olacağını da düşünmüyordum.
Bugün güne üzücü mü
yoksa iğrenç mi olduğunu bilemediğim ama kesinlikle rezil bir haber alarak
başladım. Emek hırsızı bir site bana ait olan beş yazımı kaynak dahi
göstermeden kendi sitesinde paylaşmış. Üstelik o kadar adi bir kopyacılık ki
seçtiğim resimleri geçtim imla hatalarıma kadar birebir kopyalamışlar. Siteye
mail atalı saatler olmasına rağmen hala ne olumlu ne olumsuz bir dönüş oldu.
Bana ait olan, emek verdiğim, gerek ön hazırlığını yaptığım, gerek resim seçmek
için saatlerimi harcadığım gerekse saatlerce ekran başına oturup boyun ağrısı
çekerek yazdığım yazılarım hala o hırsız sitede. Bu işi hobi olarak sevdiğim
için yapıyorum. Film izlemek, yorumlamak benim için bir eğlence ve bu tip emek
hırsızlarına rağmen yazılarıma devam edeceğim. Umarım Who’s Affraid Of Virginia
Woolf’u izlemeden Elizabeth Taylor’un Martha’sını başkasının sitesinden
kopyalayan emek hırsızlarına ağır cezai işlemler uygulanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder