Yeşilçam’ın Tatlı Sert Babası Hulusi Kentmen’in Ensesinde
Boza Pişirdiği Çocukları
Yeşilçam’ın tatlı
sert babası Hulusi Kentmen’in başına bela olan hınzır evlatlarının ensesinde
boza pişirmesine Yeşilçam sever kitle alışkındır. Sinemamızın en babacan
isimlerinden olan Hulusi beyin başı evlatlarıyla derttedir. Tipik bir Anadolu babası
olan Hulusi bey, otoriterdir ama evlatlarını da çok sever. Anneleri tarafından
aşırı şımartılan evlatlarının hayırsızlığından ve çapkınlığından çok çeken
Hulusi bey, otoriter duruşu ile anaları tarafından şımartılan çocuklarının
burnunu bir güzel sürter.
Oh Olsun (Tarık Akan/ Kemal Sunal/ Halit Akçatepe)
Hanımı Adile Naşit ile üç erkek evlat sahibi olan Hulusi bey,
oğullarının terbiyesiyle çalışkanlığıyla iftihar etmektedir. Tek sorun
evlatlarının göründüğü gibi mükemmel olmamasıdır. Bunda Hulusi beyin geri
kafalılığı ve sertliğine ek olarak hanımının da eşek kadar çocukları sanki iki
yaşında bebe gibi elleriyle besleyip şımartmasının payı büyüktür. Çocuklarına uyguladığı
baskı sahtekarlık olarak geri gelen Hulusi beyin tüm dersleri pekiyi, okul
birincisi dediği küçük oğlu notlarını çamaşır suyu yardımıyla değiştirmektedir.
Üniversitede okuduğunu sandığı oğlu desen karı kız peşinde koşmaktadır. Oğullarının
gerçek yüzünü öğrenince onları cezalandırmak için fabrikasına işçi yapar.
Ah Nerede ( Tarık Akan/ Halit Akçatepe/ Cengiz Nezir)
Ay bu filmde de birbirinden hayırsız üç evlat sahibi olan
Hulusi bey ve hanımı tüm Yeşilçam’ın gözü yaşlı anası Şükriye Atav hanfendi
evlatları yüzünden çok çekmişti. Hayır kura çekseler bi tane hayırlı evlat
çıkardı. O ne biçim üçlü öyle bermuda şeytan üçgeni gibi. Birisi çapkın,
babasının deyimiyle evi kümese çevirmiş, öbürü kumarbaz, diğeri de siyasete
bulaşmış. Evlatlarını şımartan anne ekolünün yılmaz temsilcisi Şükriye hanımın
gözü yaşlı, Hulusi beyin sinirden tepesi atmış. Evlatlar bu filmde de
babalarının baskıcılığına karşı ikiyüzlü bir tutum sergiliyordu. İstanbul’da
okuduğunu sandığı çocuklarını dünürlerinin şikayeti üzerine ziyaret edip
gerçekleri öğrenen Hulusi bey onları çiftlikte işçi olarak çalıştırıp
cezalandırmak ister.
Güllü (Ediz Hun)
Hobi olarak rallicilik yapan fabrikatör çocuğu Ediz Hun,
İstanbul’dan çıkıp Trabzon semalarında kaza geçirince Laz kızı Güllü tarafından
kurtarılır. Kızla hafif flörtleşmek isterken kendini nikah masasında bulan Ediz, kalkıp İstanbul’a dönünce Güllü’yü terk eder. Hem de mektup yoluyla. Köy meclisinde
namusu kirlendi kararı çıkınca Ediz’i vurmaya İstanbul’a giden Güllü’nün
haberini alınca korku dolu dakikalar geçiren Ediz’in Karadenizli babası bile
Güllü’den yana tavır alır. Bu filmde de otoriter ve kalantor bir baba olan
Hulusi bey, otoritesine ek olarak şiveliydi de.
Ateş Parçası (Kartal Tibet)
Kalantor, asabi ve şımarık evlat sahibi olan Hulusi bey bu
filmde de evlattan yana şanssızdı. Şımarıklığına ek olarak para harcamayı da
seven oğlu Kartal’ın maddi külfetinden şımarıklığından kurtulmak isteyen Hulusi
bey oğluna nişanlanması yönünde ültimatom verir. Oğlunun evlilik yoluna girince
akıllanacağını düşünse de nişanlısının da kaprisli ve savurgan bir tip çıkması
üzerine çileden çıkar. Yazık ayol adam oğlu yüzünden tenor olacaktı. Salondaki
telefondan bağırırdı, oğlu üst kattaki yatak odasından duyardı.
Uyanık Kardeşler (Kadir İnanır/ Müjdat Gezen)
Ah ah Hulusi beye de zaten bela geldi mi çifter çifter
gelirdi. Okuyup kimyager, mühendis olacak diye gururlandığı oğullarından birisi
futbolcu diğeri de müzisyen olma derdindeydi. Tabi babaları oğulları okulu
bitirip fabrikanın başına geçecek diye onlara kesinin ağzını açmışken gerçekleri
öğrenince pos bıyıklarından solumuştu. Oğullarına yaptığı tüm maddi yardımı
keserek ikiliyi dımdızlak ortada bırakan Hulusi bey filmin sonunda tüm
evlatlarına yaptığı gibi sporcu oğlu Kadir ve sanatçı oğlu Müjdat’ı da
affediyordu.
Baba Bizi Eversene (Sinan Ecer)
Bir ilaç firması sahibi olan Hulusi bey, bir kız bir de erkek
evlat sahibidir. Kızı tasvip etmediği bir gençle evlenmek için türlü yollara
başvururken oğlu desen yaşına başına bakmadan kantocu bir ablanın peşinde
koşuyor. Ders kitabı alacağım diye babası Hulusi’den aldığı paraları
kantoculara yediren hayırsız oğlu yüzünden Hulusi bey az çileden çıkmıyordu.
Küçük Beyin Kısmeti ( Ayhan Işık )
Farkındaysanız Yeşilçam jönlerinin hepsine otoriter bir baba
olan Hulusi beyin tatlı sert baba imajından Ayhan Işık da kaçamamış. Şımarık ve
hayırsız oğlu Ayhan, üstüne bir de kadın düşkünüdür. İflas etmekte olan Hulusi
de kendisini iflastan kurtaran işadamının kızı ile oğlu Ayhan’ı evlendirmek
ister. Yurtdışında okuyan Avrupa görmüş Ayhan ise bu duruma yanaşmaz. Film boyunca
otoriter baba ve çapkın oğlu Ayhan arasında evlilik savaşları sürüyordu.
Tatlı Dillim (Tarık Akan)
En çok Tarık Akan babası olarak çeken Hulusi bey, bu filmde
de oğlu Tarık’ın şımarıklığından kendi deyimi ile adam olamamasından çok
çekiyordu. Tıp fakültesini bitirip doktorluk yapmayan oğlu yüzünden çileden
çıkıyordu. Tabi Tarık’ın bu derece şımarık olmasının sebebi anasıydı. Kadın ne
gerek var canım çalışmasına benim servetim yeter ona kafasındaydı. Bu filmde de
otoriter bir baba olan Hulusi bey şımarık oğluna ders vermek için gelini Filiz’le
bir olup oğlu Tarık’ın burnundan getiriyordu.
Bonus: Kezban Paris’te ( İzzet Günay )
Gerçi bu filmde İzzet’in babası değil dedesiydi. Ama bu durum
da Hulusi beyin otoriter dede olmasının önüne geçemiyordu. Torunu İzzet’in
helal süt emmiş bir kızla evlenmesini isteyen bu konuda ona baskı yapan Hulusi
bey mirasından men etme tehdidiyle torununu Kezban’la evlendirmiş. Sonra da
Kezban gelinini modern yapıp torununu peşinde köpek ediyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder