13 Eylül 2017 Çarşamba

Yeşilçam’ın Adı Duyulmasa Da Yarattığı Karakterlerle Sonsuza Dek Yaşayacak Hayal Çıtasını Arşa Taşımış En İyi On Senaristi

   Yeşilçam filmleri deyince hepimizin aklına yılların eskitemediği, birçok teknik ve mantık hatası barındırmasına rağmen içindeki buram buram samimiyetle izleyiciyi içine alıveren filmler gelir. Bir filmin en önemli ayağı ise tartışmasız senaryodur. Yeşilçam her ne kadar sektörleşmişse de özellikle işin yapımcılık ayağı bayağı çetrefilli. Yapımcılıkta daha çok para konuştuğu için senaristten sanattan çok izleyicinin ilgisini çeken filmler yazması beklenir. Bu yüzden birçok senarist sırf para kazanmak için birbirinden farklı konularda eserler yazar. Örneğin Ah Güzel İstanbul gibi sinemamızın yüz akı filmlerinden birinin senaryosunu yazan Erdoğan Tünaş’ın arabesk film furyası döneminde Emrah serilerinin yaratıcısı olduğunu öğrenmek duyanda şok etkisi yaratıyor.


   Sinema sektörünün adı duyulmasa da yarattığı karakterlerle sinema var olduğu süreççe yaşayacak olan on değerli senaristini derlediğim bu haftaki yazımda ağır gıpta içermektedir. 

Yeşilçam’ın umutsuz aşk hikayelerinin altına imzasını atan Ayşe Şasa


Ayşe Şasa Yeşilçam’ın en önemli senaristlerinden biri olduğunu Ah Güzel İstanbul’u yazarak kanıtlıyor zaten. Ama bence onun en naif senaryosu Selma Güneri ve Ediz Hun’un başrollerini paylaştığı Son Kuşlar. Birbirini seven iki gencin sonu hüsranla biten aşklarını atmışların İstanbul’u eşliğinde izlersiniz. Ayşe Şaşa röportajlarında yazdıklarını ne kadar ciddiye aldığını ve onlara gelen en ufak bir eleştiride dahi çıldırdığını dile getirmişti. Sinemaya olan düşkünlüğünü sinema sektöründen iki eş (Atıf Yılmaz ve Bülent Oran) seçiminden anladığımız Ayşe hanım, uzun dönem şizofreni ile mücadele etmiş ve on sekiz yıllık şizofreni sorununu Delilik Ülkesinden Notlar kitabında dile getirmiştir.


Yeşilçam’ın komediden drama kadar her türde eser vermiş skalası geniş senaristi Sadık Şendil


Sadık Şendil’in ne kadar iyi bir senarist olduğuna daha önceki yazımda değinmiştim. Arzu film bünyesinde senaristlik yapmasının yanında tiyatro oyunları yazmaktan besteciliğe kadar uzanan bir yetenek abidesi kendisi. Tarihi filmden aile ve aşk filmlerine kadar birçok Yeşilçam filminde imzasını göreceğimiz Sadık Şendil Banker Bilo, Hababam Sınıfı serisi, Neşeli Günler – Gülen Gözler –  Bizim Aile gibi aile filmi üçlemesinin ve daha nicelerinin senaryosunu yazmıştır.


Yeşilçam ekolünü günümüze taşıyan senaryoların efendisi Yavuz Turgul


Arzu film bünyesinde Sadık Şendil’in asistanlığını yapan Yavuz Turgul aslen gazetecidir. Hem de dünyaca ünlü yıldız Tony Curis’e bir simit parası borç vermiş bir gazeteci. Marjinal Yeşilçam gıybetlerini bir kenara atarsak doksan sonrası sinemamızı Eşkıya ile başlatan Yavuz Turgul, doksan sonrası yönetmenlerin çoğunun yapamadığı şeyi yaptığı için izlenen bir yönetmendir. Şöyle ki bizim izleyicimiz Yeşilçam ekolüyle büyümüştür. Bu yüzden aradan yıllar geçmesine rağmen hala yediden yetmişe herkes Süt Kardeşler’i, Şaban Oğlu Şaban’ı defalarca izlese defalarca aynı yerde güler. Ve Yavuz Turgul’da sinemasında samimi bir Yeşilçam havası estirdiği için izlenen bir yönetmen ve senaristtir.


Toplumsal gerçekçi sinemanın usta senaristi İhsan Yüce


Toplumsal Gerçekçi sinema akımını Gecelerin Ötesi filmiyle Metin Erksan başlatsa da bence Kibar Feyzo ile bunu zirveye taşıyan İhsan Yüce’dir. Çoğunluğun oyuncu olarak tanıdığı İhsan Yüce, Yeşilçam’ın birçok başarılı senaryosunun arkasındaki isim olmasının yanında başarılı bir şairdir de.


Toplumsal gerçekçi sinemanın ödüllü senaristi Vedat Türkali


Toplumsal Gerçekçi sinemanın arkasındaki en cesur senaryoları yazan isim olan Vedat Türkali, Otobüs Yolcuları filmiyle aslında gerek bir olayı çok cesurca dile getiriyor. 27 Mayıs Askeri Darbesinden sonra ortaya çıkan Güvenevler dosyasıyla ilgili inşaat dolandırıcılığı ve arazi mafyasının ilk dönemlerini anlatıldığı filmde aynı evi birden fazla aileye satarak dolandırıcılıkta çığır açan müteahhit ekolünün de ilk yıllarını görüyoruz. Kara Çarşaflı Gelin ve Karanlıkta Uyananlar filmleri ile Antalya Film Festivalinde en iyi senaryo ödüllerini alan ünlü senarist kendisi gibi başarılı bir senarist olan Barış Pirhasan’ın da babasıdır.


Yeşilçam’ın ilk auteur yönetmenlerinden Metin Erksan


Toplumsal Gerçekçi sinema akımını Yeşilçam’a getiren Metin Erksan, sinemamızın ilk ödüllü yönetmeni olması ve filmine aşırı derecede sahip çıkması, bu konuda arkadaşıyla kapışmayı bile göze alıp koca film festivaline tavır alan bir yönetmen olmasının yanında usta bir senaristtir de.  Auteur bir yönetmen olan Metin Erksan kendi yazdığı senaryoları filme çekerdi. Sevmek Zamanı, Susuz Yaz, Kuyu en bilindik filmleri olan yönetmenin TRT için çektiği televizyon filmleri de vardır.


Oyunculuğuyla tanınsa da Yeşilçam’ın komedi dalında en iyi senaristlerinden Zeki Alasya


Köyden İndim Şehire, Nereden Çıktı Bu Velet ve Petrol Kralları gibi komedi filmlerinde oynamasının yanında senaryosunu da yazan Zeki Alasya, özellikle Köyden İndim Şehire filmiyle komediye senaryo dalında da ne derece hakim olduğunu gösteriyor.


Senaryoda çıtayı arşa taşıyan kötü senaryo yazmamaya ant içmiş Safa Önal


Özellikle Türkan Şoray’ın sinemamızdaki Sultan lakabını sadece güzelliğiyle değil oyunculuğuyla da hak ettiğini gösteren filmlerin arkasındaki isim kim diye bakacak olursanız mutlaka Safa Önal çıkar. Şöyle ki Yeşilçam’ın en üretken senaristlerinden olan Safa Önal, Türkan Şoray’ın oynadığı Vesikalı Yarim, Dönüş, Dila Hanım, Bodrum Hakimi gibi filmlerin senaristidir. Hepsinde de Türkan Şoray devleşen bir oyunculuk sergiler. Çünkü bu filmlerin cidden çok başarılı bir senaryosu vardır, hani bu senaryoya ruh verip giremeyecek adam oyuncuyum demesin. En basitinden zamansız olduğu için imkansız bir aşkı şu diyalogdan daha güzel neyle ifade edebilirsiniz ki? “Sevmek yetmiyor bazen, çok eskiden rastlaşmalıydık…” Ya da aşkın en kırılgan halini “Bazen çok güzel bir şey bulursun, sonra bulduğuna pişman olursun. Nereye koyacağını bilemezsin çünkü…” diyalogundan daha iyi ne anlatabilir?


Yeşilçam’ın en üretken ve başarılı senaristlerinden Erdoğan Tünaş


Sahiplenici erkek tutuşunun Yeşilçam ayağı olan Erdoğan Tünaş, Suzan Avcı’nın eşi olmasının yanında Yeşilçam’ın en üretken senaristlerinden biri olmasıyla da dikkat çeker. Arabesk filmlerden komedi filmlerine kadar geniş bir sıklaya sahip olan Erdoğan bey senaristliği iş olarak görenlerden olsa da Ah Güzel İstanbul filminde Ayşe Şasa ile ortak çalıştığından senaristlik konusunda çıtasının gayet arşta olduğu ortada. Ama bence Kemal Sunal filmi olan Korkusuz Korkak filmi bile onun ne derece yetenekli olduğuna kanıt. Sırf Mülayim ve dilenciler arasındaki diyalog bile senaristin sosyal çarpıklığın güldürüsünde gösterdiği başarının kanıtı.


Üretkenlikte boyut atlayan üçüncü sayfa haberlerinden kahvehane köşelerine kadar her yerde senaryo arayan Bülent Oran


Yeşilçam’ımızın en üretken senaristlerinden Bülent Oran, eşi Ayşe Şaşa’nın anlatımıyla işin ticari boyutunun da farkında olan bir senaristmiş ve Ayşe hanımın aksine yapımcılar ne derse o kafasındaymış. Ücretini almadan kalem oynatmayan Bülent bey, senaryo bulabilmek için kahvehane köşelerinden üçüncü sayfa haberlerine kadar başvururmuş. Sinemamızın kült yapımlarından olan Drakula İstanbul’da filminde Kont Drakula’nın şatosuna giden bahtsız avukat Azmi’yi canlandıran ünlü senarist, senaristliği kadar oyunculuğuyla da dikkat çekiyor. Ankara Ekspresi filmiyle Antalya Film Festivalinde en iyi senaryo ödülünü alan Bülent Oran’a işin ticari kafasını da hesaba kattığı için saygı duymak gerek bence. Zira bir çok senarist senaryosuna aşık olduğu için üzerinde yapılan en ufak bir değişiklikte tıpkı yönetmenin eşi Ayşe hanım gibi çileden çıkabiliyor.  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder