11 Ağustos 2017 Cuma

Sinemamızın Kanun Koyucu Sultanı Türkan Şoray’ı Öperek Kanunları Hiçe Sayan 10 
Anarşist Ruhlu Yeşilçam Jönü
   
   Yeşilçam’ın en güzel kadınlarından Türkan Şoray, güzelliği ve oyunculuğu kadar koyduğu kanunlarla da tanınır. Kimileri Türkan sultanın kanunlarını sinemasının önünde bir engel olarak görürken kimileri de sinema sektöründe tavrını belirlemesine ve bir yer edinmesine yardımcı olan bu kanunlar sayesinde onu över. Türk Sinemasından silinen nice oyuncu akıllara gelince 18 maddeden oluşan kanunların Türkan Şoray’ın Türk sinemasında kalıcılık sağlamasına yardımcı olduğu aşikar. Fakat bilinenin aksine bu kuralların Türkan Şoray tarafından değil sevgilisi Rüçhan Adlı tarafından koyulduğuna dair iddialar da mevcut. Şoray’la arasında 23 yaş bulunan Rüçhan bey, Türkan sultanı acayip kıskandığı için onun, Yeşilçam’ın yakışıklılığı dillere destan jönleriyle öpüşüp, yatağa girmesine müsaade etmemiş. 

   Eşi Cihan Ünal’la oynadığı Mine filmiyle kanunlarını yıkıma uğratan Türkan sultanın, dillere destan olmuş meşhur kanunlarını uzun süreli ilişki yaşadığı Rüçhan beyin koymuş olabilme ihtimali sultanın sinemaya adım attığı ilk yıllardaki filmlerine bakınca hayli güçleniyor. Gerçi her ne kadar bu kanunlar Rüçhan beyin sevdiği kadını kıskanmasına bağlandıysa da bence, en azından öpüşmeme kanunu, İzzet Günay’la oynadığı Beni Osman Öldürdü filmi yüzünden kanunlara eklenmiş olabilir. Zira orada İzzet ağabey acımayıp önce bir lokma ekmek yemiş ardından da ekmeği yutmadan Türkan ablamızı öpmüştü. Yani ben olsam o öpüşmeden sonra öpüşmeden tiksinip, uzun süre bayramda ninemin elini bile öpemezdim.

   Filmleri incelerken özellikle Ediz Hun’un hali bana çok dokundu. Sinemaya tam da Türkan sultanın fırtına gibi estiği kanunlu dönemlerinde giriş yapan yakışıklı oyuncu sultandan bir buse koparamamış. Tunç Okan ise sultanın buselerine çok yaklaşmasına rağmen kanunlar sebebiyle en fazla burun sevişmesi yapabilmiş. Malum Şoray, kanunları eline alınca eski tutkulu öpüşmeler yerini uzun uzun bakışmalı aşk sahneleri ve kurgusal geçişle geçiştirilen sevişmelere bırakmış. Sultanın burun ameliyatı yaptırmadığı döneme denk gelen kanunsuz yıllarında Cüneyt Arkın’dan Sadri Alışık’a kadar buse kondurduğu jönleri derledik. Kanunları hiçe sayan bu anarşist jönlerimize sadece kanun namına teslim olun demek istiyorum.   

Piyanisti canlandıran Cüneyt Arkın’ın sanatsal öpücüğü (Gözleri Ömre Bedel)


1964 yapımı, yönetmenliğini Ülkü Erakalın’ın yaptığı filmde Türkan, acımasız bir soygun çetesinin reisi olan Turgut’un (Ekrem Bora) sevgilisidir. Çete son avı olarak piyanist ve bestekar Suat Arseren’i seçer. Plana göre Leyla, Suat’ın da davetli olduğu bir partide adamı tavlayıp çete elemanlarının saklandığı sokağa götürecek, Turgut ve ekibi de tenhada sıkıştırdıkları Suat’ı soyup soğana çevirecektir. Ama Leyla, ünlü piyaniste aşık olunca plan suya düşer. Suat ve Leyla, Leyla’nın suç dolu geçmişinden uzak, mutlu bir hayata yelken açtıkları sırada filmin kötü adamı, çete reisi Turgut, aniden ikilinin hayatına girer ve Leyla’ya ecel terleri döktürür. Kariyerinin ilk yıllarında, kanun koyucu Türkan sultanı öperek sinemamızın şanslı köfteleri arasına giren Cüneyt Arkın, naif bir besteci olduğu için Türkan’ı oldukça nazik öpüyordu.

Tatlı bir serseriye can veren Tamer Yiğit’in tutkulu öpücüğü (Sayın Bayan)


1963 yapımı Sayın Bayan filminde Türkan’ı tutkuyla öpmeyi başarabilen yakışıklı oyuncu Tamer Yiğit, Türkan sultanı öpme dalında Ayhan Işık’tan sonra en fazla madalya toplayan jönümüzdür. Zira Sayın Bayan filmi dışında Çalınan Aşk filminde rol arkadaşı olan sultanı hem sarışın hem de esmer haliyle öperek yeni bir Yeşilçam rekoruna imza atmıştı.

Gönlünü kaptırdığı şımarık genç kıza Ayhan Işık’tan fırsatçı mühendis öpücüğü (Zorlu Damat)


Ayhan Işık, 1962 yapımı Zorlu Damat filminde züppe olduğu kadar da güzel olan Türkan sultanı öpe öpe bir kalmıştı. Ayhan Işık, önce dümenden eşkıya olan arkadaşlarını, sözde, Türkan’la evli olduklarına ikna edebilmek için beş defa öpmüştü. Ayrıca kaçırılma vakası konusunda delil veriyorum ayağına altı kere öptüğü Türkan sultanı her fırsatta öpmeyi başaran Ayhan Işık, aynı filmde sultandan bir Osmanlı tokadı, bir de esnaf tekmesi yemişti. Eh öperken sıkıntı yoksa tekme tokada da razı olacaksın.

 İzzet Günay’ın insanı öpüşmekten soğutan ekmek arası Türkan Şoray öpücüğü (Beni Osman Öldürdü)


1963 yapımı filmde İzzet Günay adeta erkekler için cennet sayılacak bir malikaneye gelmişti. İçinde Devlet Devrim’den Birsen Menekşeli’ye kadar birçok afetin yer aldığı malikaneye bir de İzzet’in aile avukatının güzel katibi Türkan da eklenince adam daha ne istesin? Kafasında bir kilo briyantinle disko topu gibi ışıl ışıl dolaşan İzzet ağabey, Memoli’nin atası gibi parlak bir kafayla dolanmasına rağmen efsane yakışıklılığından hiçbir şey kaybetmemeyi de başarıyordu. Yalnız, insan biraz kibar olur be İzzet ağabey. Koskoca Türkan sultan ekmek arasına katık edilir gibi öpülür mü? Bari dişini fırçalayaydın, ağzında bir kilo çiğnenmemiş somun ekmeğiyle kadını tiksindirdin. Al senin yüzünden kadın öpüşmeye tövbe etti işte.

Tam bir centilmen olan Göksel Arsoy'un zarif ve kibar öpücüğü (Ne Şeker Şey)


1962 yapımı filmde yakışıklı oyuncu Göksel Arsoy’un oldukça naif öpücüklerine maruz kalan Türkan sultan, bu yumuşak öpücüklerle rahat bir nefes almış olacak. Zira sanat hayatının en kibar öpücüğü Göksel beyden geldi desek yeridir.

Tam bir serseri olan Fikret Hakan’ın başını 90 derece eğdiği geometrik öpücüğü (Aşk Yarışı)


1962 yapımı Aşk Yarışı filminde idealist bir öğretmen olan Türkan, mahalleli okusun ilim irfan sahibi olsun diye kütüphane yapmaya çalışıyor. Bir yandan da kendisine aşık birisi aşırı efendi öbürü aşırı serseri iki yakışıklıyla uğraşıyordu. Kızların efendi adam yerine piç adam tercihini doğrularcasına bu filmde Türkan sultan da gönlünü serseri ruhlu Fikret’e kaptırıyordu. Gerçi efendi görünümlü ağabeyin de yazıhanesindeki sekreterle ilişkisi vardı ya neyse. Türkan ve Fikret’in Aşk Yarışı filmindeki öpüşmesine gelirsek Fikret’in başını 90 derece eğip Türkan’ın kafasıyla dik açı yaparak öpüştüğü bu sahnede ışık yetersizliğinden kafasının tamamı görünmese de o çene Fikret’e ait aslında.

Kötürüm ve aşık olan Muzaffer Tema’nın rüyalarda buluşuruz öpücüğü (Kader Kapıyı Çaldı)


1964 yapımı Kader Kapıyı Çaldı filminde fakir bir Kahya’nın kızı olan Leyla, çiftliğin sahibi Necmi beyle evlenerek sınıf atlasa da kocası Necmi tekerlekli sandalyeye mahkumdur. Çevredeki erkekler, genç ve güzel Leyla hanımın, Necmi bey gibi sakat bir adamı cidden sevmediğini düşünüp kadına musallat olur, özellikle de çiftliği çekip çeviren Hasan. Fakat Leyla kocasına gerçekten aşıktır ve ondan ayrılmak istemez. Ta ki, çiftliğe gelen yakışıklı seyis Murat’la karşılaşana kadar. Muzaffer Tema’nın canlandırdığı Necmi ise rüyalarda buluşuruz misali her rüya sahnesinde Türkan sultanı öpmesinin yanında dans etmeyi de ihmal etmeyecek kadar romantiktir.

Esrarengiz ve çekici Ekrem Bora’nın haşin ve gaddar öpücüğü (Kader Kapıyı Çaldı)


Kader Kapıyı Çaldı filminde naif ve romantik öpücüklerini rüyasında kocasına saklayan Leyla, gerçek hayatta ise çiftliğe sonradan gelen seyis Murat’a haşin ve gaddar öpücükler veriyordu. Kocasının bu ilişkiden haberdar olması ve adam tutup Murat’ı dövdürmesi üzerine sevgilisiyle kaçan genç kadını filmin sonunda kötü bir sürpriz beklemektedir. Çiftliğe seyis olarak girdiği sırada Murat, Necmi ve Türkan’a birini öldürdüğünü ve polisten kaçtığını söylemiş ama ikili bunu şaka sanmıştı. İkili çiftlikten şehre kaçtıklarında Murat polisler tarafından yakalanır ve sevgilisine çiftliğe geri dönmesini söyler. Nasıl olsa kocası Necmi, hayatımın anlamı dediği karısı Leyla’yı geri dönünce affedecektir. Ama Türkan yaşadıkları karşısında öyle şok olur ki, filmin sonunda Orhan Gencebay’dan bana kaderimin bir oyunu mu bu? Şarkısı eşliğinde hüngür hüngür ağlayarak Hülya Koçyiğit’i aratmayacak şekilde koşar.

Rol zincirlerini kıran Sadri Alışık’ın soğuk olduğu kadar da tutkulu öpücüğü (Çalınan Aşk)


Yeşilçam’ın sayılı kara filmlerinden olan Çalınan Aşk’ta Klasik Yeşilçam izleyicisini şoklardan şoklara sokacak ters köşe roller mevcut. Öncelikle esas kız olarak görmeye alışık olduğumuz masum ve naif Türkan sultanımız bu filmde bir femme fataleye dönüşmüş. Asıl bomba ise Yeşilçam’ın Turist Ömer’i olarak ünlenen Sadri Alışık’ın alışılmış komedi ve dram çizgisinin dışına çıkıp kötü adam olması. Yüzü façalı bir esrar kaçakçısını canlandıran Sadri abimizin dikkatini çeken vamp Türkan’la tutkulu ama soğuk öpücüğü listenin tartışmasız en dikkat çekici ve beklenmedik öpücüğü.

Tıbbiye son sınıf öğrencisi Tanju Gürsu’nun çekingen liseli öpücüğü (Lekeli Kadın)


1962 yapımı Lekeli Kadın filminde Tanju Gürsu’nun da Türkan sultan gibi sinemadaki ilk yılları, Tanju’nun, Türkan sultana verdiği minik liseli öpücüğü listenin naif öpücüklerinden biri. Gerçi bu filmde Türkan sultan da liseli olduğu için Tanju ağabeyin liseli öpücüğü normal geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder