30 Ağustos 2016 Salı

                 Türk Korku Sinemasında Adamın Aklını Çıkaran Nineler

Korku filmlerinde kadın ve çocuklarla korkutmak evrenseldir de yerli korku filmlerinde nineler bile tekinsiz olmuş. Sağ olsun Türk korku sineması korkuyu ayyuka çıkarıp nineleri bile bu işe karıştırdı. Yahu siz bayramda eli öpülecek kadınlardınız nasıl bu hale geldiniz neneciğim? Adama filmi izlerken Yusuf Yusuf attırmak size yakışıyor mu? Baştan uyarayım bazı resimler artı on sekiz korkunçlu nine barındırıyor. Yanınızda çoluk çocuk olma ihtimaline karşın açmayın nineler! Deyip size korku filmlerimizin korkunçlu ninelerini sıralıyorum.

Öğretmen topuzu ve öküzü devirecek bakışlarıyla adamı intihara sürükleyen nine (Ammar: Cin Tarikatı)


Özgür Bakar’ın yönetmenliğini üstlendiği filmin açılış sahnesinde kabus gören genç Yusuf Yusuf atarak yolda ilerlerken karşısında aha bu gizemli olduğu kadar da korkunç nineyi görür. Uyanamadan da sizlere ömür olur.  Filmin sadece başında ve sonunda görünmesine rağmen resimde gördüğünüz nine filmin tamamından daha korkunçtur. Buradan çıkan sonuç Türk korku filmleri efektler korkutmaya çalışmak yerine eldeki malzemeden yola çıkıp alt yapısı uygun kişilere plastik makyaja girişmeli. Zira filmde bir bu ninemiz bir de efektle oluşturulan cin görseli vardı. Tabi ki nenemiz korkutma konusunda efektleri cebinden çıkardı.

Feri kaçmış gözleriyle hortlayıp kızına musallat olan nine (Siccin)


Alper Mestçi’nin Siccin serisinin ilki olan filmde Türk korku filmi camiasının ilk famme fatal karakterinin kuzenine olan karşılıksız aşkına karşılık bulmak için yaptırdığı büyü yüzünden ortalık karışır. Fettan ablamızın yaptırdığı büyü yüzünden sizlere ömür olanların ilki yatalak nine gene aynı melun büyünün getirisi olarak öleceklerden biri olan kızına musallat olur. Nine tuvalet sahnenle akıllara tuvalette ekmek yiyip çarpılanları getirerek kamu spotu versen de kızınla beraber bize de üç buçuk attırdın.

Adamın içine işleyen gözleriyle kiracısının başını yakan nine (Muska)



Özkan Çelik’in yönetmen koltuğuna oturduğu Muska filminde evlat acısı çeken nine gözünün ferinin kaçmasına bakmadan büyü işlerine karışır. Eski ve ürkütücü bir konakta oturan ninemizin evine kiracı olarak gelen aşırı çapkın eleman ( Koçum Benim’in kötü çocuğu Barış ) evsiz kaldığına bakmadan bu evde yaşanmaz ya atarı yapar. Ama aynı evde kiracı olan seksi ablayı görünce ev sahibi teyzenin korkunçluğuna bile bakmadan evi tutar. Ulan böyle ev sahibim olacak o evden Viktoria Secret melekleri yaşasa kapısından girmem. Zaten filmin sonunda aşırı abazan ağabeyimiz ebesini örekesini görmüştü.

Dırdırıyla kocasının başının etini yemeye öbür taraftan bile devam eden ölümcül nine (Musallat)


Yine Alper Mestçi yine korkunçlu nine. Zaten Alper bey nineyle korkutma konusunda bir dünya markası olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. Siccin 3’ün fragmanında görüldüğü kadarıyla onda da bir korku ögesi olarak ninelerden vazgeçmemiş. Korkunçlu ninelerinin ilki ve en başarılısı olan Musallat 1’deki nine en az makyajla korkutma konusunda genel klasmandaki ninelerin çoğunu geride bırakarak zirveye yerleşmiş durumda.


Saman altından su yürüten tuzakçı nine (Dabbe Bir Cin Vakası)



Alper Mestçi ninelerle korkutur da onun korku sektöründeki en büyük rakibi Hasan Karacadağ durur mu? Hasan bey Dabbe serisinin üçüncüsünde gayet normal görünümlü teyzeyle nine arası bu hanımla fena halde korkutuyor. Kendisi de ciddin ne saman altından su yürüten bir cinsmiş, filmin sonuna kadar karanlık tarafta olduğu anlaşılmadı. En son evin beyinin kankası mesleğinin kameramanlık olduğundan şüphelendiğimiz Zafer ve hocayı girdikleri çöp evden hallice evinde çekiçle kovalamasa kadının ecinlilere karıştığından kimse şüphelenmeyecekti.

Çarpım tablosundan bile daha çarpıcı bir korkutuculuğa sahip nine (Dabbe Cin Çarpması)



Hasan bey de meslektaşı ve rakibi Alper bey gibi ninelerle korkutmayı pek seviyor ki Dabbe serisinin dördüncü filminde de ninelerden şaşmamış. Ege şivesini konuşan bir kadından nasıl korkulur ya sorusuna cevap arayan Hasan bey hadin gari diye konuşan bir nineyi alıp çarpıcı bir korku ögesi ortaya çıkarmış. Yalnız bu nine korkutucu nineler içindeki en bahtsız üç nineden biri vallahi, yeğeninin kına gecesinde çarpılan ninemiz filmin sonuna doğru ecinlilere karışmış yeğeni Kübra’nın da bıçaklı saldırısına uğruyordu. Allah’tan film bitti de nine birkaç sıyrıkla kurtuldu.

Tenhalarda sinsice büyü yapıp çocukların başını yiyen cadaloz nine (Büyü)




Orhan Oğuz’un yönettiği ilk korku filmimiz diye anons edilen büyü dönemin pek çok ünlüsünü bir araya getirmesine rağmen pek korkutmamıştı. Yabancı kaynaklı çocuklara büyü yapan ihtiyar cadı konusuna girmeseler daha iyiydi sanki.


Gelininin hışmına uğramış bahtsız ama ürkütücü nine (Musallat 2)



Alper Mestçi’nin Musallat ikisini izlerken bir köy efsanesine konu olmuş nineyle karşılaşırız. Gelini tarafından büyüyle bacakları kesilen nine, kamera ışıklarını görünce playboy sevgilisinin arabasına binerken paparazilere yakalanmış sansasyonel manken gibi çığlığı basıp varil gibi yuvarlanmasa daha da korkutucu olurdu sanki.


Yardım ediyorum ayağına adamın ayağına çelme takan kenafir gözlü nine (Dabbe Zehri Cin)


Dabbe serisinin beşinci filminde yönetmenin çok sevdiği korku ögelerinden biri olarak nine tabi ki eksik olmaz. Ama yalan olmasın bu nine kesinlikle Musallat birdeki nineden bile daha korkunç, filmin başında gayet normal bir görünüme sahip mazbut bir nineyken sonuna doğru bildiğin sıfır plastik makyajla üstteki kadına dönüşmesi cidden ürkütücü. Yaşadıklarından dolayı Allah’ı inkar edip ateizme göz kırpan nine çarpılmış mıdır nedir? Vallahi gece rüyaya girip adamı korkudan uyutmayacak kıvama gelmiş.

Sorunları olan kızları kötü yola düşüren tarikatçi nine (Deccal)


Sektörde Alper Mesçi’nin el verdiği Özgür Bakar da Alper beye layık olabilmek için korku filmine nineleri karıştırmış. Suphanallah kaç yaşında olduğu bilinmeyen üstteki tarikatçı nine ve tarikatı yılın belli zamanlarında adeta kabotaj bayramını kutluyormuşçasına kendilerine bir adet saf kızceğiz seçip Deccal’in doğumuna zemin hazırlamaya çalışıyor. Fakat bence filmin en vurucu sahnesi kızların karşısına adeta bir koruyucu melek gibi çıkan nine eve gelir, esas kızın arkadaşı kadına arkadaşımın zor zamanında Hızır gibi yetiştiniz, vallahi sizi Allah gönderdi demesi üzerine kadının sesli güldüm dercesine yok canım kesinlikle O göndermedi demesi.

Kıskançlıkta zirve yapmış kem gözlü nine (Siccin 2)


Alper Mestçi’nin Siccin serisinin ikincisinde yönetmen bu sefer duble korkunçlu nine kullanıp hey ahali korkmak için ninelerden nine beğenin demiş. Filmde esas kızımız Allah düşmanımın başına vermesin kategorisindeki bir acı olan evlat acısı yaşar. Kocası ayrı kadın ayrı kahrolur, sizde izlerken ulan acaba yanlış mı geldim diye düşünürsünüz. Yanınızdakini dürtüp pardon bu korku filmi mi yoksa ben yanlış kapıdan mı girdim diye sorarsınız? Ama ikinci kısımda sağ olsun ninelerimizin de büyük emeğiyle korku filminin tam da içine düştüğünüzü anlarsınız.

Ve onun kaynanası (Siccin 2)


Suphanallah kardeş tam gelin korkutan cinsten olan üstteki kaynana gelinini korkutmak yerine onunla iş birliği yapınca on bal porsuğu tehlikesinde oluyormuş. İşte Siccin’deki haminne de kalkıp torun seveceği yerde büyü işine el atınca çarpılmalardan çarpılma mı beğenmemiş, öz oğlu yüzüne kezzap mı atmamış, filmin sonuna doğru kötürüm haline bakmadan torunu yaşındaki kızdan şamarı mı yememiş. Ama ninemiz büyü işine girdiği için yaşadığı her şeyi sonuna kadar hak etmiş.

 Kafiyeli şiiriyle Memişin ruhunu büyülü bebeğe hapseden büyücü Emine nine



Köyün kimsesizi Memiş ve ondan aşırı derecede hoşlanan Fadime’yi kızın babası ve köylüler samanlıkta basınca Fadime’nin insan irisi babasının da etkisiyle kızı almak zorunda kalan Memiş düğün günü amcasından öldüğünü öğrenir. Mirası almak için düğünden kaçan Memiş’in aşkından zır zır ağlayan Fadime’nin haline acıyan kızın ölümüne kankası Fadime’yi köyün tekinsiz büyücüsü Emine’nin yanına götürür. Emine ninemiz kızları büyü haramdır, günaha gireceğiz diye tersler. Ama aşk acısı çeken Fadime’nin haline içi acıdığı için senkronize sıçramalar yapıp kafiyeli şiirler okur ve cinlerini yanına çağırıp bir oyuncak bebeği Memiş’in ruh ikizi yapar. Aşık olduğu kadar bön de olan Fadime’ye kırk defa bebeği nasıl kullanacağını anlatan zavallı Emine nine aslında korkunçluğunun yanında yüce gönlüyle de dikkat çeker.

Sevgilisini seksi kadınla basıp aklını oynatan vajinismus Ayşe’nin rüyalarına musallat olan nine  


Osman Fikri Seden’in yönettiği bir aşk filminde bile kendine yer bulan korkunçlu ninelerimiz İlk Aşk filmi sayesinde biz sinemanın her türünün vazgeçilmeziyiz aslında mesajını veriyorlar. Toplum baskısı ve erkek arkadaş baskısı arasında kalan Ayşe balataları sıyırıp ruh ve sinir hastalıkları hastanesinin kısa süreli konuğu olunca kabuslar görmeye başlar. Kabusta karanlık ve örümcek ağı tutmuş bir mağaradan içeri adım atan Ayşe korkuyla etrafa bakar. Bu mağara Freudyen bakış açısındaki cinsellik simgesi değildir. Bu mağara Ayşe’nin beynini temsil eder. Mağarada görünen genç şeytani erkek figürü onu kirletmeye çalışan ırz düşmanıdır. Ağzını yaya yaya gülen otuzlarındaki kadın mahallenin dedikoducu gün teyzesidir. Mualla hanımın kızı ruj mu sürmüş? Hıh kesin yollu. Necla hanımın kızını yolda bir çocukla görmüşler, kesin kötü yola düştü diye ağzını açıp dedikodu akıtan bir gıybet canavarı. İşte bu resimde görülen arkası örümcek ağı tutmuş, geleneksel kıyafetli, yemenili nine de örf adet ve ananemiz. Kendisi çocukluktan kalma böö diyerek torun korkutan ninemiz, Ayşe’nin beyninde yer etmiş bu toplum baskısının anane ayağı olan korkunçlu nine aşk filminde sosyolojik olarak korkutuyor.

Bonus:  Tarkan’ın adres sorup ormanda yolunu kaybetmesine neden olan ürpertici gülüşlü nine



Tarkan filminde kendine yer bulan korkunçlu ve perukalı ninemiz sayesinde anlıyoruz ki korkunçlu ninelerin Türk sinemasında bir mazisi var. Korkunçlu nineler sadece günümüz korku filmlerinde değil Yeşilçam’ın aşk filminden tutun da vurdulu kırdılı tarihi filmlerine kadar kendine yer bulmuş. Tarkan Gümüş Eğer filminde Tarkan, kenafir gözlü Gosha’yı kovalarken bir ormana dalar. Ormanda karşısına yaşlı bir kadın çıkar, kadını gören Tarkan ulan bu kuş uçmaz kervan geçmez ortamda seksen yaşındaki ninenin ne işi var diye düşünmeden kadına hey kocakarı Gosha ne taraftan gitti diye sorar. Ninemiz de o gadının peşinden gitme guzzum, o kadının peşinden gitme yavrım. O fettan sarışının peşinden gidip de bu ormandan sağ çıkan olmadı diye Tarkan’ı uyarır. Tarkan ise ulan bu kadın nereden biliyor in midir cin midir diye nineden şüpheleneceği yerde sen orasını düşünme kadın nereden gitti diye ninemizi tersler. Ninemiz de izleyiciye sen gülme nine, rica ediyorum gülme. Ya da güleceksen sesli olarak gülme, içinden gül, dedirtecek cinsten güldükten sonra eliyle şu taraftan der. Fakat nine önden çekimde anyayı yandan çekimde Konya’yı gösterir. Kameraman aks hatası yapmadıysa bizim nine sandığımız kadın Lady Melissandra taktiğini uygulayan büyücü Gosha hanımdan başkası değildir.















Hiç yorum yok:

Yorum Gönder