Kültleşmiş
Ancak Korkuyla Uzaktan Yakından Alakası Olmayan Filmler
Memlekette ne zaman bir korku filmi vizyona girecek olsa özellikle de bu film yerliyse daha konusuna bakmadan, izlemeye tenezzül etmeden yapılan beylik yorumlar vardır. İzlenmedik filmin montajını kendisi yapmış gibi kötü film diyenleri mi ararsın, gene mi cin filmi diye veryansın edeni mi ararsın, bizim neden Hollywoodvari içinde katil barındıran korku filmlerimiz yok diye sosyolojik inceleme yapanı mı ararsın. İşte bu yüzden korku filmleriyle alakalı bir yazı yazmaya karar verdim sevgili korku filmi severler. Öncelikle belirtmek isterim ki her sabah kahvaltıda yürek yemiş bir cesur yürek değil gerçekçiyim. Zamanında kültleşmiş ama içerisinde korkudan çok psikolojik ögeler barındıran gerilim filmlerine neden korku filmi denmemesi gerektiğini irdeleyeceğim.
The Exorcist
İşlediği tema itibariyle dikkat çekici olabilir, manevi yönü
ağır bastığı için dönemin muhafazakar Amerikalıları tarafından beğenilir onu da
anlarım da bu film korkunç filan değil. Filmdeki tek korku ögesi Linda Blair.
Poltergeist
Bildiğin sizin evin altında yatır var kardeş konulu film.
Filmden çok oyuncuların yaşadığı uğursuzluklar korkunç.
The Entity
Filmin sonunda gerçek bir olaydan alıntıdır demese kimse bu
filmi korku kategorisine sokmaz, dul kadına musallat olan iyi saatte olsunlar
konulu film.
The Shining
Film Stephan King’in Medyum adlı kitabından uyarlanmış,
King’i okuyan herkes bilir ki bu adam korku romanları yazmaz. Bilim kurgu
yazar, mistik inanışları irdeler, psikolojik yaklaşımlar içine girer ama bu
adam korku yazmaz. Gerer fakat korkutmaz. Bu filmdeki korku öğesi ne? Kapana
kısılmışlığın verdiği çaresizlik hissi o hissi yaşayanları korkutsa da izleyiciyi
korkutmaz. Neyden korktuk da bu filmi en korkunç filmlerin zirvesine
yerleştirdik? Koridorda aniden beliren psişik ikizler mi? Çıkın sokağa etrafta
hayvanlara, yaşıtı diğer çocuklara işkence eden bir yığın psikopat ruhlu çocuk
var, ikizler onların yanında zemzemle yıkanmış gibi kalır. Banyoda beliren
sarışından mı korktunuz? Üzerinize gelen bedeni çürümüş nene belki seksenler
seyircisini korkutmuş olabilir de iki binler için biraz zor. O zaman geriye
sadece Jack Nicolson kalıyor, ne diyeyim diğer ikisine göre daha ürkücü olsa da
yer yer güldürdüğünü de es geçemem.
Rebecca
Evin rahmetli eski hanımına aşık kafadan
kırık hizmetçi dehşet saçtı konulu gerilim filmini de korku filmi
yapmışlar ya daha ne diyelim? Öncelikle bir filmi kategoriye sokmak için önce yönetmenine
bakacaksın, Alfred Hitchcocks sinemanın Freud’udur.
Dead of
Night
Bildiğin
Decameron öyküleri herkes yaşadığını iddia ettiği olağanüstü bir olayı
anlatıyor. Yalnız filmin sonuna doğru psikolog beyin anlattıkları decemeron
öykülerini bilim kurguya yaklaştırıyor.
Psycho
Norman Bates’i oynayan oyuncu daha korkunç. Bir psikolojik
gerilime daha korku filmi denmesi cidden düşündürücü.
Paranormal
Activity
Bu filmle ilgili öyle bir pazarlama yapıldı ki, aynı
pazarlama stratejisini dedemin takma dişleri için yapsalar herhalde o da korku
filmi sayılır. Sonunu saymazsak filmde bir hareketlilik yok, akla İbo ile
Güllüşah filmindeki beklemekten usandım Allah belanı versin adlı maniyi
getiriyor. Sinema âleminin en gerzek erkek karakterini içinde barındıran
bir filmde korku ögesi varsa bile insan adamın yaptığı salaklıklara sinir
olmaktan göremiyor. Yahu adam ruhu kameraya kaydedeceğini sanıyor. Kız
arkadaşını tepesinde bilinci kapalı şekilde beklerken buluyor, uyur durursun
herhalde hayatım hadi yatalım diyor. Gözlerinin önünde ruh çağırma tahtası
yanıyor insan herhalde bunu da gördükten sonra arkasına bile bakmadan evden
kaçarlar diye düşünüyor ama bizim zeka konusunda tencere kapak ikili ne
yapıyor? Sanki bir şey olmamış gibi evde yaşamaya devam ediyor. Filmin sonuna
doğru ikisinin resminin olduğu çerçeve yere düşüyor, çocuğun resmi tanınmaz
hale gelmiş kızda bir şey yok ama bu salak ondan bile şüphelenmiyor. Sonu da
içine hayalet giren kızın sevgilisini öldürmesinden çok film boyunca hiçbir zeka belirtisi göstermeyen erkek arkadaşının yaptıklarına daha fazla dayanamayan
kızın erkek arkadaşını öldürdüğü izlenimi veriyor.
The Blair
Witch Project
Öncelikle izleyenin ömründen birkaç saati acımadan çalan
dünyanın senaryosuz filmi. İşte sinemada ilk defa gerçeklik hissiymiş, el kamerası kullanılıyormuş. Belgesel izlenimi veriyormuş, o zaman filmi belgesel kategorisine koyun ne diye için bir korku ögesi bile olmayan hatta senaryosunun başı sonu olmayan bir filme korku filmi diyoruz? Bu filmi sonuna kadar izleyip de kim korkmuş yahu? Filme korku filmi diyenler kutup ayısı belgeselinden
bile korkanlardır.
Carrie
Gene Stephan King gene korkuyla karıştırılan psikolojik
gerilim. Baş roldeki kızın gözleri dışında korkacak ne bulmuşlar çok merak
ediyorum?
The Ring
Senaristi
çocukken kuyuya düşmüş ve içindeki kuyu korkusunu senaryoya dökmüş gibi duruyor.
Orijinal bir düşünce aslında ama zülfü yüzüne dökülmüş televizyondan çıkan
çocuktan niye korkalım?
The Omen
Film müziği filmin tamamından daha korkunçtu.
A Nightmare
On Elm Street
Rüyada insanları rahatsız eden onlu bıçak seti elli, yanık
yüzlü Fredy insanı korkutmuyor aksine sinir ediyor. Gençlerin teker teker
öldüğü ve içlerinden birinin yırttığı filmler korku değil gençlik filmlerinin
gerilimli olanı.
Night Of The
Living Dead
Zombi vampir ve kurt adamı içinde barındıran filmler korku
değil gerilimsel fantastik film kategorisine koyulur. Ayrıca nasıl bir resim koyduysam zombi
filminden çok karısını aşığıyla basan eli silahlı koca filmine dönmüş.
İçindeki gençlerin birer birer nalları diktiği ve süper
bakirenin yırttığı filmler korku değil hatta bazıları o kadar basit ki film
demek için bile bin şahit ister. Çığlık serisinin ilki için söylemek gerekirse
en azından senaryosu iyiydi.
The Chucky
Hangi Allah’ın kulu yüzünde meymenet olmayan bir bebeği
çocuğuna alır? Şahsen babam bana chuckye benzer bir bebek alsa çocuk esirgeme
kurumunun yolunu tutarım. Hadi baba bir mallık edip şu nursuz bebeği eve
getirdi ve bu katil bebekte canlandı, Allah’ını seversen boyu diz kapağını
geçmeyen bebekten nasıl kaçamıyorsun, o kadar koşmana rağmen bacağı elinden
kısa bebekten nasıl kaçamıyorsun?
İnterview
With The Vampire
Kadın izleyiciler için Hollywood’un üç yakışıklısının
gizliden birbirine hallendiği bir film korkutucu olabilir ama dramatik vampir
hikayesinde neyden korktunuz? Rica ederim çekinmeden söyleyin bu filmdeki korku
ögesi ne?
The Birds
Valla Hitchcocks’un Tippi
Hedren ablaya yaptıkları filmden daha korkunç, kadını fahri gazi ilan etseler
yeridir.
The Others
Siz aslında ölüsünüz ama öldüğünüzün farkında değilsiniz
konulu Diğerleri hafiften ürkütse de aslında filmde korkudan çok dram ağır
basıyor.
Suspiria
Dario Argento korku değil Giallo film türünün ustalarından.
Bir filmin korku kategorisine girmesi için içinde ruhani varlıkların olması
lazım. Suspiria da hayalet, peri ya da ruh görünüyor mu? Abajur süsüyle ölen
bir cadı var bir de kan. İçinde cadı geçen filmler zaten fantastik kategorisine
giriyor, e neden korktuk o zaman kandan mı?
Evil Dead
Beş genç
memlekette hiç yer kalmamış gibi kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde hafta sonunu
geçirmeye gider. Filmin konusu böyle gelişir, tabi gittikleri yerde başlarına
gelmeyen kalmaz en azından Şeytan’ın Ölüsü içinde ruhani bir varlık
barındırıyor. Ama bu bile onu korku filmi kategorisine sokamaz, daha çok korku
yapalım derken komediye çevirmiş seksenler filmi gibi duruyor. Yalnız
senaryonun güzel olduğunu inkar edemem, sanki hayaller korku filmi hayatlar komedi gibi bir şey olmuş.
Holloween
Önüne geleni öldüren manyak katilli filmler korku değil
gerilim ya da polisiye filmdir.
Rosmary’s
Baby
Deccal’in doğuşu konulu
filmlerin ilki olduğu için önemlidir, aynı konuyu işleyen filmlere örnek
olmuştur. Ama film korku değil psikolojik gerilimdir, her şeyden önce
Rosemary’nin yaşadıklarının gerçekliği bile muamma. Film çocuğunu kaybeden bir
annenin sanrıları ya da cinselliği günah olarak gören bir kadının cinselliğinin
getirisi olan çocuğunu deccal sanması gibi iki uçlu bir konu arasında gidip
geliyor. Rosemary’nin bebeği korkudan çok psikolojiyle harmanlanmış kült bir
film.
The Silence
Of The Lambs
Adam öldüren manyak katilli filmler korku değil polisiye
gerilimdir, Kuzuların sessizliği bu konunun bir tık daha ötesine gidip
kurbanlarını yiyen bir katili merkezine alıyor. Yani polisiye gerilimin içine
bir de psikoloji giriyor.
The Last
House On The Left
Muhteşem bir intikam filmi
ama korku değil. Çocuklarına zarar verilmesi durumunda ebeveynlerin ne kadar
canileşebileceğinin güzel bir örneği.
Pet Sematary
Evin babasının mallık
sınırlarını zorlamasına mı sinirleneyim yoksa yanakları sıkılacak kadar şirin
yavrucağın son haline mi şaşırayım bilemedim. Yazar Stephan King ve Hayvan Mezarlığı’na
korku diyen adam hem Stephan King okumamıştır hem de korku filminin anlamını
bilmeyen adamdır.
Let Me İn
Arkadaşlığı
konu alan bir film ne zamandan beri korku olmuş, üstelik içinde bir de vampir
varken? Let Me İn dostluk konulu güzel bir dramdır.
Friday The
13th
Yine sevişgen gençler ve yine zina karşıtı psikopat katil.
Bu tip filmlerde katil genellikle önce sevişenlerden başlar ama sonra kanın
tadını alıp önüne geleni çim biçme makinesi gibi kesip biçmeye başlar.
Psikolojik sorunları olan bir katil ve şaşkın gençler konulu filmler korku
filmi değil yahu, kaç defa tekrar etmemiz gerekecek?
The
Amityville Horror
Geçmişi
korkutucu sırlarla dolu evi kelepir fiyata kapatan aileye evde tanımlanamayan
nesneler musallat olur. Tanımlanamayan nesneler kendilerini göstermeye
utandıklarından dolayı aile üyelerinden birinin beynini kontrol etmeye başlar,
kendi kötü fikirlerini ona aktarıp aileyi yok etmeye çalışırlar fakat her biri
süperman olan aile fertleri kötü ruhların elinden kurtulmayı başarır. Yahu
Allah aşkına yeni taşındığı evde kötü ruhla karşılaşan gerzek ev sahibi konulu
filmlerden ne zaman vazgeçeceksiniz? Bir korku sever olarak merak ediyorum, bir
kere insanın tabiatına ters bu konu. Evde bir ton tuhaflık oluyor ama adamlar
sanki salondaki kedi mır çekmiş gibi tepki veriyorlar. Gerçek hayatta değil
garip ses duyup uçan cisimler görmek kapı aniden açılsa ev sahibi kaçacak delik
arar kimi kandırıyorsunuz gözüm?
I Know What
You Did Last Summer
Liseli(!) gençler mezuniyet sevinciyle içip içip direksiyona
geçer ve aksi gibi kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde karşılarına birisi çıkar.
Sonra da gençlerimiz tahmin etmesi çok zor ama adama çarparlar, hem de öyle
böyle değil. Adamın ayakları yerden kesilir, arabanın üzerinden yuvarlanıp
metrelerce geriye fırlar. Yüz üstü asfalta yapışır, buradan sonrasında çocuklar
panikle ondan kurtulsak mı kurtulmasak mı diye tartışırlar. Alıp doktora
götürseler bu kadar panik yaşamayacaklar aslında ya, işte öldü sandıkları
adamın gelip bunları teker teker öldürmesi konulu saçma bir filme korku filmi
demek Titanic’e komedi demek gibi bir şey. Eğer karşılarına kuş uçmaz kervan
geçmez yerde çıkan adam insan olmasaydı belki o zaman bir nebze korku
kategorisine girerdi.
A Tale Of
Two Sister
Bildiğin
dram, korkutmayı bırak filmin sonunda ağlayabilirsiniz.
Korku
filmine örnek için = Shutter
Aslında
Shutter’i korku kategorisine koymamak için hiçbir sebep yok, hem senaryo güzel
hem içinde ölmüş birinin ruhunu barındırıyor. İzlerken adamı güldürmüyor da.
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilÇok güzel bir değerledirme olmuş. Hepsini zevkle okudum. Tebrik ederim. Film önerileri bekliyoruz. :)
YanıtlaSil