31 Ocak 2017 Salı

      Yeşilçam Filmi Tadında Bir İspanyol Filmi: Tres Metros Sobre El Cielo

   
   Yeşilçam’dan tutun Hollywood’a kadar hatta tüm dünyada sinema camiasında görünen klişeleri bünyesinde barındıran film iki saati aşkın süresine rağmen izleyiciyi kendine bağlayabiliyor. Esas kız üst sınıf bir aileye mensuptur, esas oğlansa öyle acından ölecek kadar fakir bir aileden gelmez ama gene de esas kızın sosyetesine mensup değildir. Öte yandan esas oğlan asi, kısıtlamaya gelemeyen, tehlike manyağı bir Don Juan’dır. Adamın kızlarla ilişkisi fuckbudycilik müessesesinden öteye gitmez. Bir de esas kızımıza bakınız: Hanım hanımcık, akıllı uslu, kadın erkek ilişkilerine mesafeli, ayakları yere basan…


Film Tom ve Jerry gibi karşıt karakterli bu ikilinin tutkulu ilişkisi üzerine kurulu, ortalama bir sinemaseverin bile bildiği zıtların çekimi konulu film. Sonunu bilip de izlediğimiz filmde aha da şurada klişe kırılıyor diyebileceğiniz bir yer bile yok. Film o kadar klişe yani, öyle ki filme hangi dilde dublaj yaparsanız yapın sırıtmaz. Her sinemaseverin annesinin kızlık soyadından bile daha iyi bildiği klişelerle dolu filmimiz Gökyüzünden Üç Metre Yükseğe’yi analize girişiyorum. Not tahlilim bol spoiler doludur ama zaten film de klişe dolu olduğu için anlatmasana pislik demenize gerek yok.

Aşırı tanıdık gelen baş roller


Dilimize Aşka Yükseliş olarak çevrilen filmin başrol kadın oyuncusu Maria Valverde ülkesinin Müjde Ar’ı. Her ne kadar Müjde ablamızdaki karizma kendisinde mevcut olmasa da cesaret fazlasıyla mevcut. Zaten kendisi sansasyonel kitap Yatmadan Evvel 100 Fırça Darbesi’nin sinemaya uyarlamış versiyonunda Melisa P.’ye can vermişti. Oturuş konusunda Müjde kadar profesyonel olmasa da umut vadeden Maria filmin hanım hanımcık, zeki ve zengin kızı. İlk yarım saat boyunca esas oğlan H’ye çemkirip duran Babi ne hikmetse birden H’ye aşık oluverir. Tabi bu aşk yüzünden önce annesi sonra disiplin manyağı hocasıyla muhatap olan Babi, bu ölümcül ikiliye ek olarak H’nin fuckbudysi Mara kod adlı yılana da maruz kalır.


Baş erkek karakterimiz Hugo resimde de görüldüğü üzere Allah affetsin suretle alay olmaz ama yakışıklı bir adam değil. Fakat kendisi başrol olduğu için ve bu tip filmlerde başrol asla çirkin olamaz kuralından dolayı yakışıklı olmak zorundadır. İzleyicide bu algıyı yaratmak için de senarist senaryoya başrolün yakışıklı olduğunu belirten diyaloglar ekler. Ve filmdeki her kadın karakter en az bir kere başrolün Hz. Yusuf soyundan gelmişçesine yakışıklı olduğunu söyler. Sizde sokakta görseniz yüzüne ikinci defa dönüp bakmayacağınız sıradanlıkta bir ağabeyin yakışıklı sayıldığı film evreninde kendinizi klasik konuya hazırlarsınız. Mario Casas’ın canlandırdığı Hugo karakteri tip olarak Yeşilçam standartlarının dışında olduğu için onu bir Cüneyt Arkın, Ediz Hun, Tanju Gürsu’ya filan benzetemiyoruz. Çünkü üste saydığım jön ağabeyler Yaradan’ın boş vaktinde özene bezene yarattığı kullar olduğu için yapımcı ve yönetmenlerin özellikle de Yeşilçam’ın artist ihtiyacını sağlayan Ses Dergisinin dikkatini çekmişler. Yani Hugo karakterine can veren Mario Casas iyi ki Klasik Sinema döneminde doğmamış yoksa asla romantik filmlerde başrol oynayamazmış. Adamın klasik denecek bir yakışıklılığı yok, Kerem Bursin’in siyah beyaz filmle pozlanmış hali gibi. Kerem’in şansı dünya üzerindeki çoğu kızıl saçlı erkek Arka Sıradakiler dizisindeki Rıza tipindeyken kendisinin yüz kompozisyonunun daha düzgün olması. Mario tip olarak tuhaftır Best Model Yusuf Çim’i uzaktan belli belirsiz andırıyor gibi. Özellikle gülünce gözlerinin kaybolmasıyla filan bi atanamamış Yusuf Çim havası var adamda. Sadece Yusuf’un yüz kompozisyonu daha düzgünken Mario’nun daha sert. Adamın tipine fazla laf söylesek de fiziğine laf edeni Allah çarpar. Kendisi baklava konusunda Kerem Bursin’i aratmıyor doğrusu, belki de filmde yakışıklı denen şey adamın bütünü değil de sadece vücudu. Belki İspanyada fiziği güzel olana yakışıklı deniyordur.

Çapkınlığı yapışkanlık boyutuna gelmiş esas oğlan


Film esas oğlan Hugo’nun iç sesi eşliğinde mahkeme sahnesiyle açılıyor. Hugo yani çevresinin deyimiyle H ( adam kendisine adıyla değil de alfabenin onuncu harfiyle seslenilmesini istiyor) adamın birini sakata çıkarmaktan mahkemelik olmuştur. Dövdüğü adam hakime kafama yedi, çeneme sekiz, burnuma dokuz dikiş atıldı tarzı yakınıyor ama H yaptığına hiç pişman değil. Hatta mahkemede olmasa adamın üstüne atlayıp iki soluk daha dövecek. Hakim cezasını para cezasına çevirip H’yi serbest bırakıyor ama bir şartla; bir daha aynı suçu işlemeyecek. H mahkemeden sonra ona öğüt vermeye çalışan ezik babasıyla işkolik ağabeyini arkada bırakıp motoruna atlar ve İsmail Yk. şarkısından ilham almışçasına gaza basar. O sırada esas kızımız Babi de don sütyen odasında dolanmaktadır, eline aldığı kremle kendini bir güzel yağlayan Babi’yi gören de liseye değil de Kırkpınar’da güreşmeye gidiyor sanır. Babi keyifle yağlanırken kankası elinde makaslı Katina gelir ve hadi kız derse geç kalacağız diye Babi’nin yağ keyfinin içine eder. Babi ve Katina okula Katina’nın babasının arabasında giderlerken trafiğe yakalanırlar. H ise yoğun Madrid trafiğinde motorcu olmanın avantajıyla yağ gibi akar. Babi trafikten sıkılıp camdan baktığı sırada kızı fark eden H tüm öfkesini unutup kıza hey köpek suratlı diye seslenir, bi de üstüne yetinmez köpek çağırıyor gibi ıslık atar kıza. Muhtemelen çocukken de hoşlandığı kızın saçını çekip, kalemini filan alan H, hala ilkokul zamanında kalmış olmalı ki hoşlandığı kızın hakaret ederek ilgisini çekmeye çalışıyor. Tabi doğal olarak Babi de kendisine köpek denmesi üzerine asıl sen kim köpek diye buna hareket çekiyor. Ama iflah olmaz bir arsız olan H, bu hareket üzerine yerin dibine gireceğine kızın arabasına yaklaşır. Açık olan camdan elini uzatıp kızın eline dokunur, o arabada Babi hariç iki kişi daha var. Ama ne hikmetse hepsi Tarık Akan’ın Gülşen Bubikoğlu’nu bir araba kızın önünde örümcek adam gibi öpmesini kızların hiçbirinin görmediği gibi H’nin Babi’yi rahatsız ettiğini görmüyor. H, Tarık Akan gibi ballı bu konuda ve tıpkı Tarık gibi de ısrarlı. Gerekirse hoşlandığı kızla randevulaşmak için cehenneme bile gider. Neden? Çünkü romantik sinemanın şeytan tüylü esas oğlanı olmak esas kızı tavlayabilmek için insanüstü yeteneklere sahip olmak demektir. (Gerçek hayatta tutmaz, uğraşmayın)

Zafere giden yolda her şey mubahtır deyip hoşlandığı kızın camına tırmanan esas oğlan


Esas oğlanımız arsız bir çapkındır. Her gördüğü kızı aklımda bulunsun, lazım olur mantığıyla süzen esas oğlanımız radarına giren en dikkat çekici kıza odaklanır. Kıza aşık değildir, sadece görsel olarak beğenmiştir. Onu elde etmek için her türlü numarayı çevirir, H’de bu konuda Tarık Akan tekniğinden şaşmayıp hoşlandığı kızın camına tırmanır. Ama Tarık ağabeyimiz daha beyefendi olduğu için kızı ele güne rezil etmeyip puan toplayayım mantığıyla gece cama tırmanırken H iki binler ergeni olmanın getirisiyle ayıp mayıp dinlemeden gün gözü sevdiceğinin camına tırmanır. Tatlı Dillimin Ferit’i hoşlandığı kızı elde etme konusunda fizik ve tip olarak daha avantajlı olsa da üzerinde çalıştığı Emine on yedilik ergen değil aklı başında bir öğretmen olduğu için işi zor. H ise her ne kadar akıllı uslu olsa da ergenlik çağındaki gel gitleri olan Babi’yi daha kolay tavlayabilir.

Tek derdi öğrencisine dersi zehir etmek olan rencide edici öğretmen modeli


Babi’nin Latince öğretmeni olan huysuz hanım abla da aynı Hababam Sınıfının belalısı, Edebiyat öğretmeni, Zühtü gibi öğrenci rencide etmekten zevk alan bir eğitim neferidir. Öğrencilerinin anlamadığı bir dilde konuşan ikiliden Zühtü en son Şeyh Galib’in kullandığı edebiyat dilinde eğitim vermekte inat ederken Babi’nin Latince öğretmeni de sadece doktorların konuştuğu ve eczacıların anladığı bir dili anlamayan öğrencisi Katina’yı sınıfın önünde üniversite okumak istiyorsan kırk fırın ekmek yemelisin diye rencide eder. Farkındaysanız bu ikilinin aynı fabrikada üretildiği o kadar açıktır ki, bir eşya tutarken bile aynı ellerini kullanırlar.

Esas oğlan ve esas kız arasındaki esas oğlan kaynaklı engel


Gökyüzünden Üç Metre Yükseğe ve türevi filmlerde esas oğlan ve esas kızın arasında karaçalı misali engeller bulunur. Bu engellerin kaynağı ise esas oğlanın ta kendisidir. Serseri bir çapkın olan H motor yarışı tarikatından seksi Mara ile düzenli bir fuckbudy ilişkisi içindedir. Ama Mara bu fiziksel ilişkinin aşka dönüşeceği konusunda umutludur, tabi bu umudundan H’nin haberi yoktur. Güzel kızın yancısı kontenjanından yanında dolaşan dombili arkadaşı bile iki üç defa yatmanız sevgili olmanız anlamına gelmez Mara diye kızı uyarır ama Mara’da tık yok. Sonra da çeşitli pislik yaparak esas kız ve esas oğlanı daha çok esas kıza psikolojik baskı yaparak ayırmaya çalışır. Yani kız öyle bir yılan ki sanki adı bile Farsça yılan anlamına gelen mar’dan türemiş gibi.

Esas oğlan ve esas kız arasındaki aile kaynaklı daha büyük engel


Bu engel genellikle başrollerden birinin ana babası olur. Kan bağından dolayı esas kız ya da oğlan üzerinde daha fazla kredisi olan ebeveyn engeli daha çok anne karakterinde can bulur. Zira analar süt hakkından dolayı çocukların gözünde daha bir kutsaldır ve her zamanda bu kutsallığı kullanırlar. İşte Babi’nin anası da tıpkı Gırgıriye’nin Sabayat’ı gibi kızının hayatına müdahale etme hakkını her zaman kendisinde görür. Kızının sevgilisini görünce gözlerini belerten Babi’nin anasını al kızının sevgilisi Bayram’ı görünce yüzünü ekşiten Sabayat’a vur. Kızım benim sözümden çıkamaz mattosundaki bu kuralcı analar adata aşk düşmanı. Gerçi onların da kendi çaplarında haklı sebepleri var ve filmi izleyince göreceksiniz ki Babi’nin anası haksız da değil. Kadın yaşı ilerlediği için olaylara aşk değil mantığın gözünden bakıyor. Kim kızının aşırı agresif, hız delisi, işi gücü serserilik olan bir çapkınla olmasını ister ki? Sabayat desen o da kızının kendisi gibi sefalet çekmesini istemiyor. Aşk gelip geçici kızım benim gibi sepet örüp çiçek satmasın diyor. Yani bu maddeden analarımız ülke fark etmeksizin haklıdır sonucu çıkıyor.

Anaların bir numaralı tercihi işinde gücünde sarışın damat adayı


Engel kategorisindeki üçüncü ve son halkayı barındıran bu sarışınlar genelde esas kızın yanlış tercihi olur. Esas kızın anası tarafından esas kıza münasip görülen bu sarışınlar, önceleri saçlarından dolayı İngiliz centilmeni gibi hareket ederler ama esas yüzü evlendikten sonra ortaya çıkar. Babi arkadaşı Katina’yla sağlıklı yaşam koşusuna çıktığı sırada kızı gözüne kestiren sarışın yememiş içmemiş kızın evini öğrenmiş, kızın anasının gözüne girmiştir. Zaten rakibi Hugo gibi bir serseriyken kızın anasının gözüne girmesi çokta zor olmasa gerek. Babi’nin anası olacak askeri okul müdürü disiplinine sahip abla üst kata taşınan elemanla kızı arkadaşlık kursun diye kendini yırttı. Tıpkı Samanyolu’nda sarışın damat adayını görünce yüzünde güller açan Zülal’in anası gibi. Anlamadım ki, nedir bu analardaki sarışın damat takıntısı? İspanyada da Türkiye’de olduğu gibi sarışın kıtlığı olduğundan mıdır nedir? Sanki çok matahmış gibi film boyunca Babi’nin anası üst kata taşınan ezik sarışınla kızını baş göz etmek için uğraştı durdu.  

Esas oğlan ve esas kızın ölümüne yancılarının aşkı


Aşka Yükseliş filminde Babi ve H’nin aşkı biraz da ikilinin yakın arkadaşlarının aşkları sayesinde başladı. Pollo, H’nin en yakın arkadaşı ayrıca en sağlam destekçisidir. Pollo ve H’nin mensubu olduğu motorsiklet çetesi Babi’nin arkadaşının doğum günü partisine davetsiz misafir olarak katılır. Partideki zengin bebelerinin çantasından cüzdan yürütürken Katina’ya yakalanan Pollo, H ile kanka olduklarını gösterir bir arsızlıkla kızı yemeğe davet eder. İkilinin ilişkisi sayesinde sürekli aynı ortama girmek zorunda kalan H ve Babi arasında da bir kıvılcımlanma olmaması beklenemez. Nedendir bilinmez bu tip filmlerde esas oğlan ve kızın yancıları kendi ilişkilerinden çok arkadaşlarını bir araya getirmekle yükümlüdür. Onlar mutlu olsun da biz artıkla yetinelim tarzı bir anlayışla esas kız ve esas oğlanı bir araya getirme derdindeki bu yakın arkadaşları şahsen hiç sevmem. Bu tip filmlerin esas oğlan ve esas kız arasına girmeye çalışan karaçalılardan bile daha itici karakterleridir bu yancılar. Yahu karaçalıların bile mantıklı bir açıklamaları var. Aşıklar ve aşk için de her yola başvuruyorlar, en azından adamların gerçek hayatta bir yansıması var. Peki ya bu en yakın arkadaşlar nedir? Tamam insanlar reel hayatta da sevgilisinin yakın arkadaşını kendi arkadaşlarına yapmaya çalışır ama olmuyorsa olmaz, kalkıp bunlar gibi diretmezler. Onların derdi var diye kendi ilişkilerini bi kenara atmazlar, hadi gidip onların arasını düzeltelim derdine düşmezler. Bu nedir Allah aşkına senarist ya? Bari bu konuda klişeyi kırsaydın.

Tek işi elde telefon ablasının aşk hayatını naklen yayın yapmak olan meraklı kardeş


Filmde iticilik sıralamasında esas kızla esas oğlanın yancılarından sonra gelen gıybetçi kardeş, işsiz gibi elde telefon ablam şunu yaptı, ablam motor yarışlarına katıldı deyip duruyor. Yahu kızım senin işin gücün mü yok? Okul vaktindesin sınavında mı yok? Git ders çalış bebe, on beş yaşında altın gününe gelmiş teyzeler gibi gıybet canavarına dönüşmüşsün. Abla ne oldu bana da anlat deyip, kızdan duyduğunu yüzü asla görünmeyen, kimliği belirsiz arkadaşına aktarıyon. Kızın kankası Hamdi bey midir nedir? Film boyunca kulağından düşürmediği telefona alo diyenin kim olduğunu göremedik. Git ders çalış, olmadı alışverişe git. Olduğundan yaşlı görünme derdindeymişsin git internetten Kyle Jenner makyajı nasıl yapılır onu öğren. Garanti on beşinde yirmi beş gösterirsin, ama şu hayatının tek anlamı ablan ve H hakkında dedikodu yapmakmış gibi yaşamaktan vazgeç. Kendi ilişkileri olmasına rağmen ay H ile Babi’nin ilişkisi nasıl gidiyor? Dur onlara romantik akşam yimee hazırlayalım kafasındaki mal Katina’yla Pollo ikilisinin dedikodu ayağı olma. Genç yaşında Meraklus Melahatus hastalığına tutulmuşsun, ablanın her haltına karışan anan neden seni bi psikologa götürmüyor anlamadım ki?

Bir kötü adam olarak sarışın


Efem malum film İspanyada geçtiği için onlar da bizim gibi sarışın fakiri, ülkenin neredeyse tamamı esmer. Bu yüzden adamlar farklı olanı bizim gibi tehlikeli görüyor olabilir, sarı çıyan, sarı domuz vs. lakapların kökeni de bu sarışın korkusundan kaynaklanır. Sarışınlar az olduğu için korku ögesi olmalarının yanı sıra gene bu farklılığından dolayı bir beğeni ögesidir de. İşte bu yüzden filmlerin kötü adamı sarışınlar aynı zamanda kadınlar tarafından da arzu nesnesi olurlar. Gerçi Aşka Yükseliş’teki sarışın Babi’den çok anasının arzu nesnesi, ideal damat adayı olmuştu. Filmin bir diğer sarışını olan H’nin motor çetesinden rakibi olan eleman desen tek suçu çetenin H’den önceki alfası olmak. Joffrey Baratheon’un büyümüş hali gibi itici bir tipe ve faranjit olmuş gibi bir sese sahip olmasını saymazsak adamda pek ofsayt yoktu. Hatta Mara kod adlı yılanın yürüttüğü yüzüğün dayağını bile buncağız yemişti. 

Hoşlandığı erkeğe kendini göstermek için yapılan ben burdayım dansı


Esas oğlanımız esas kız için o kadar çalışır, emek verir. Başarıya ulaştığının göstergesi ise kızın danslı bir ortamda yüzlerce gencin içinde yaptığı ben burdayım dansıdır. Ben burdayım dansının en önemli özelliği dans kadar iddialı bir elbise giymektir. Sanki hayat umurunda değilmiş tek derdin dans etmekmiş gibi umursamazca dans edersin fakat bu dansı itinayla hoşlandığın gencin seni görebileceği bir noktada yaparsın. Aşka Yükseliş’in Babi’si yarım saat boyunca yüz vermeyip, gördüğü her yerde köpek gibi davrandığı, yer yer de dövmeye çalıştığı H’den hoşlanmaya başlayınca beyaz, kısa ve efil efil elbisesini üzerine geçirir. H’nin gittiği bara giden genç kız bir bardak kokteylden sonra H’nin nerede olduğuna bakıp onun tam karşısında ben burdayım, gör beni diye gözleri kapalı dans ediyor. Her ne kadar Babi amacına ulaşsa da dansı Banu Alkan’ın Katiller De Ağlar filminde dikkatini çekmeye çalıştığı Cüneyt ağabeyimizin karşısında yaptığı dans kadar çarpıcı değil. Banu’nun saçlarını savura savura, belini kıvıra kıvıra, poposunu sallaya sallaya, pistin ortasında hoplaya hoplaya yaptığı öldürücü dans göğüs, bel ve kalça yakın çekimleriyle de dikkat çekiyor. Cüneyt ağabeyimiz fark etsin diye yapılan cesur dans mekanın yarısının dikkatini çekip piste fırlattığı için Cüneyt ağabeyimiz baksa bile pistin etrafını saranlar yüzünden Banu’nun savurduğu saçıyla salladığı kolunu görebilir.

Senin yolun düz bizimkisi yokuştur tarzı ilişki


Bütün bu engellere rağmen bir araya gelen ikilimiz, birbirlerine aşkla bakmaya, tutkuyla sarılmaya başlar. Fakat yine de aralarında koca bir uçurum vardır, sosyal standart ve çevre farkının bir ilişkide nasıl büyük engel teşkil ettiğini o zaman anlarsınız. Evet, sayın izleyici bu tip klişe filmleri izlerken anlarsınız ki aşkta en büyük engel ne ikinci kişiler ne ana babadır. Aşkta asıl engel kişinin kendi içinde getirdiği karanlık tutkular ve hayat görüşü farkıdır. Babi ve H’nin asla bir yastıkta kocasınlar tarzı bir ilişkisi olamayacağını ilk görüşte anlarsınız. Babi bile H’ye senin ilk ve sonum olmanı istiyorum derken bunun umuttan öte olmadığını bilir. Çünkü Babi sudur H ateş, Babi sakinliktir H hareket, Babi huzur ister H karmaşa. Babi’nin en büyük isteği üniversiteye gitmektir, öğretmeni notlarını düşürecek de üniversiteye gidemeyecek diye hüngür hüngür ağlar. Babi kendisine geçer not veren öğretmenine teşekkür etmek için hediye götürür, belki de o gestapo subayı gibi kadına sarılıp teşekkür etmek ister. Ama H her tür sorununu kaba kuvvetle halleder, sevdiği kızın sınıfta kalmasını engellemek için bile yasal olmayan yollara başvurur. Engel olamadığı öfkesi yüzünden en çok en sevdiğini kırar, Babi’yle bozulan ilişkisini kurtarmak için Babi’nin istediği efendi adam olmaya çalışır ama onu bile öfkesi yüzünden eline yüzüne bulaştırır. Tıpkı Ah Müjgan Ah filminin Müjgan’ının Hüsnü’yü hak etmediği gibi H’de Babi’yi hak etmez. Alt sınıftan gelip bir anda paraya kavuşan Müjgan, paradan uzaklaşmamak için görgüsüz anasının kocası tarafından köşkten atılmasına bile ses çıkarmaz. Hadi anası görgüsüzlüğüyle değil damadına kızına bile yaka silktirmişti ama Müjgan gezmek eğlenmek için hasta çocuğunu bile ihmal eder. Müjgan’ın karanlık yanı paraya olan sevgisiydi. Bu yolda önce sevdiğinden sonra anasından hatta kendi çocuğundan bile vazgeçmişti. H’nin karanlık yanıysa öfkesi…  H, annesi olacak genç sevgili meraklısını genç sevgilisiyle gördü diye sinir krizine girip arkasında sevdiği kız olmasına rağmen ağzı burnu şekil değiştirecek hızla motor sürebiliyor.

 Esas kız ve diğer kızın esas oğlan için catfigt yapması


Catfight en tehlikeli kavga türüdür, o yüzden de ortamın en baba yiğidi bile bu kavgayı ayırmaya yanaşmaz. Zaten erkekler bu tip kavgalarda genelde tempo tutup kızlardan birinin bi yeri açılsa da baksak umuduyla yanıp tutuşur. Bu tip tehlikeli kavgayı sadece kızların uğruna kavga yaptığı erkek ayırabilir. Aşka Yükselişin Babi’si H uğruna H’nin eski fuckbudysi Mara’yla önce tokatlı, sonra saç saça baş başa, tekmelerin havada uçuştuğu, tırnakların yüze saplandığı bir kavgaya tutuşur. Hayır anlamadığım kızların ikisi de taş gibi hatun, ellerini sallasalar Madrid’in yarısını peşine düşürürler. Ama gelin görün ki sanki üçüncü dünya savaşı çıkmış da İspanyadaki erkeklerin tamamı savaşa katılmış, ortalıkta da sadece geri hizmete verilen H kalmış gibi İspanya ortalamasının bile altında kalacak bir tip için kavgaya girişiyorlar. Yahu adamın altındaki motor bile ondan daha yakışıklı kızım siz niye bunun için kavga ediyorsunuz? Vallahi bu kavganın temel amacı kızların efendi adam yerine piç adam tercihi tezini doğrulamak olmalı. Yoksa niye iki tane güzel kız memlekette erkek kıtlığı yaşanıyor gibi ne tipi ne huyu düzgün olmayan adam için birbirine girsin? Amaç fizikse gidin spor salonunun önünde filan bekleyin aynı fizikte bir yığın eleman vardır. Bu ne rezillik canım? Hele bi de Mara kalkmış kızın fularıyla kıza hava atıyor. Bu fular senin de H beni onunla yatağa bağladı diye peynirlik yapıyor. Babi sinirle fularını alıp gitmeye çalışınca da saçına yapışıp kızdan fuları almaya çalışıyor. Yahu embesil bıraksana! Belki kız o fuları alıp H’nin mabadına sokacak, o sıskalıkla senin burnunu kıracak kadar gözü dönen kız H’ye ne yapmaz. Ama sen ne yapıyorsun kızla kavgaya girip dayak yiyorsun, üstelik bu kavga H ile Babi’yi daha yakınlaştırıyor. Belki kavga etmesen kız H’den ayrılacak, zaten o öfkeli kalkıştan böyle bir şey yapacağı çok belli. Mara ve Babi’nin H için yaptıkları kanlı catfight her ne kadar başarılı olsa da bir Adile Naşit ve Mürüvvet Sim’in Münir Özkul için yaptıkları catfight değil. İçine canım zeytinyağlı yaprak sarmalarının da karıştığı Yeşilçam’ın efsane catfightsini de bir catfight kuralı olarak etraftaki kimse ayırmaz. Uğruna kavga edilen Kazım araya girene kadar ikili önce ağız dalaşı yapar sonra da eller birbirinin kafalara gider. Eşarpların fırladığı, küfürlerin havada uçuştuğu kavganın galibi belirsizdi.   

Doludizgin aşka başladık klişesi 1: Sarmaş dolaş motor gezmeleri


O kadar engel ve bireysel uyumsuzluklarına rağmen birbirini seven ikili sanki arkadaş çevreleri ilişkilerine kısa ömür biçmiş de onlara aksini ispatlamaya çalışıyor gibi aşk oyunlarına başlar. Çok mutluyus cınıms etiketiyle bir instangrama resim atmadığı kalan Babi ve H’nin motor gezmelerine çıkıp, nispet yaptığı sahneler akıllara yine bir aşk hikayesini konu alan Boşver Arkadaş filmini getiriyor. Tarık Akan’da sorunlu, ilgi manyağı güzel sevgilisi Alev’i motorunun arkasına atıp az gezdirmemişti. Gel gör ki Ferit’in zengin babası mahpusluk olup para pul uçup gidince Alev de puf uçup gitmişti. Tıpkı H’nin gem vuramadığı öfkesi ilişkiyi yaşanmaz hale getirince Babi’nin yok olduğu gibi.

Doludizgin aşka başladık klişesi 2: Sahil sefası


Sinema camiasında en fazla görülen romantik film klişesi olan sahilde koşturup sarmaş dolaş takılan, kucaklaşıp öpüşerek mutluluk tablosu çizen sevgililerdir. Babi’yi çocukken gittiği plaja aslında sevişmek için götüren H önden kızı çeşitli şaklabanlıklarla eğlendirir. Ortama sanki sadece piknik yapıp uçurtma uçurmaya, sahilde koşmaya gelmişler gibi imaj yaratır. Allah’tan kolayı fazla kaçırdığından buna bir rehavet çöker de uyuyakalır, Babi de yırtar. Uyandığında Babi’nin yanında olmaması üzerine ulan kaçırdık canım nimeti paniğine kapılan H, kızın kumda oynadığını görünce yüzünde oluşan işim zor valla gülümsemesi manidardı. Yalnız ikilinin sahil sahneleri aşırı derece de Şabaniye’nin sahil sahnelerini andırıyor. Bir sevgi arayışındaki Şabaniye dalgalara karşı sigara içen Kartal Tibet’le göz göze gelince şimşekler çakar. Birbirlerine doğru önce boy sonra bel en son omuz planda koşan ikilinin el ele tutuşup dönmeleri, sonra Kartal Tibet’in daha da absürt olsun diye Şabaniye’yi kucaklayıp çevirmesi filan aynı. Farkındaysanız zaten Babi ve Şabaniye’nin saç renkleri bile aynı H de bıyık bırakırsa Kartal Tibet’in yaşlanmış haliyle kapışabilir.

Doludizgin aşka başladık klişesi 3: Sualtı romantizmi


Babi ve H mutluluklarını ve aşklarını pekiştirmek için su altı romantizmini bile deniyor. Tabi ki ölümüne yancıları Katina ve Pollo’nun sponsorluğunda gerçekleştirilen bir organizasyonla. Romantizm olsun diye önce don sütyen havuza dalıp, içilir. Su altına girip sarılmalı öpüşmeli poz verme derdindeki çiftimiz muhtemel Katina ya da Pollo tarafından çekilecek bir su altı fotosunu daha instagramda paylaşıp Mara’yı çatlatacak. Bu poz verilirken de Tom Hanks ve Daryl Hannah’ın Deniz Kızı filmi pozu düşünülmüş ama bildiğin Tarkan ve İskandinav ahtapotun havuz çekimi gibi olmuş. Tarkan ve Viking ahtapotunun sarmaş dolaş su altı çekimindeki gibi birbirini kucaklayan ikili ahtapotun Tarkan’a dolandığı gibi birbirine dolanmış.  Bakın mesela üstteki sahnede muşamba ahtapot Tarkan tarafından bıçaklanırken bile ne kadar mutlu adeta mutluluktan gözlerinin içi gülüyor. Kurbanlarıyla arasında karşılıksız aşk bulunan muşamba ahtapotun tek isteği sekiz kolunu birden doladığı Tarkan’a sarılabilmekti aslında.

 Kıyafetle sevişme ya da seviştikten sonra esas kızın çarşafa dolanması


Babi ve H’nin göstere göstere gelen ilk halvetinden sonra H kol, göğüs, karın kaslarına ek olarak koltuk atı kıllarını bile fütursuzca sergilerken Babi sanki etrafta biri var gibi çarşafa dolanır. Yahu kardeşim utanıyor desek kız açık havada sevişmiş, gökten bi uçak geçer de pilot milot görür diye düşünmemiş. Yani film zaten yetişkinler için, ne diye kız çarşafa dolanıyor? Saklaması gereken şeyi koluyla da çok rahat saklar, nedir tüm filmlerdeki bu sevişme sahnelerinden sonraki poz kesme kısımlarında kadın oyuncunun anti gerçekçi olması. Gecelikliyken bile çarşafa dolanan Türkan Şoray mı bu? Zira Türkan hanımın meşhur kanunları dolayışıyla değil sevişme öpüşme sahnesinde bile oynamaz. Filmde Türkan’ın seviştiği izlenimini yaratmak için gecelikle çarşafa dolanmış üstüne de battaniyeyle cila yapmış uyuyan Türkan Şoray sahnesi çekersin. Çünkü meşhur Şoray kanunlarının ikinci maddesinin altıncı fıkrasının a bendinin iki alt metnine göre Türkan’ın yanında jön yatamaz. Jön üstsüz ama pantolonlu bir şekilde dün gece seviştik pozunu keserek camdan bakarken Türkan’da çift lavaş dürüm gibi dolandığı çarşaf ve battaniyeyle yatakta uyur.

İlişkiye ilk darbe kötü alışkanlıklarından kurtulamayan hız tutkunu esas oğlan


Hayatını karartan, eğitim kariyerini düşüren anasıyla trafikte karşılaşan H çılgına döner. Arkasında sevdiği kız olduğunu unutan H manyak gibi viraj demez, kasis demez son sürat motor sürer. Ulan davar intihara meylettin bari kızı arkandan indir. Hiç düşünmedin değil mi, ya kaza yapsanız, ya o kız ölmese de sakat kalsa? O zaman seni o cadaloz anası gözlerini belerte belerte öldürür. Yalnız IMDB’den aldığınız yedi küsur puana rağmen filminiz o kadar klişe ki, yardıra yardıra motor sürdüğünüz bu sahne bile tanıdık geliyor. Orta Direk Şaban’ın Şaban’ı sevdiği kız Bahar fidye için kaçırılınca içindeki hız manyağını ortaya çıkarır ve deli gibi hız yapar. Filme tekerlek markası sponsor olduğu için jeepin ön camına yapıştırılan dev gibi reklam eşliğinde hız yapan Şaban’ın çılgınlığını al Aşka Yükseliş’in hızdan ağzı burnu kayan H’sine vur. Adnan Kaşıkçı bey amcanın gözlerindeki korkuda tıpkı motoru durdursun diye sevgilisine minik yumruklarını geçiren Babi’nin korkusu. Adnan bey amca hızdan Jeep’in tekerlek reklamı alan ön camına Babi de H’nin sırtına yapıştı.


Sevgilisiyle arası bozulan esas oğlanın sevgilisinin görebileceği yerlere romantik yazılar karalaması


Tabi bu film bir romantik hikaye anlattığı için gerçek hayatta olduğu gibi kendini sevgilisine affettirmeye çalışan hatalı taraf kızın görebileceği yere bu eşeği affet gibi şeyler yazmaz. Yalı çapkını, odun herifler camda özür yazısı beklemekten cam güzeline dönen sevgililerine ne hikmetse Shakespeare gibi aşk sözleri yazarlar. Kız camı açsa aşk tiradı bile atar bunlar, halbuki tiplere bakarsın serseri, çapkın tiplerdir. Reel hayatta iki lafı bir araya getiremeyecek kalıptaki tipler birden Sabahattin Ali kesiliyor ya cidden anlaşılması zor bu romantik film senaristleri. Belki de senarist genç kızlara alttan alttan taktik bunlar bacım mesajını veriyordur, siz yine de ibret alın kızlar.

Barışan çiftin birbirinin gözlerinin içine baka baka yaptığı romantik dans


Babi on sekizinci yaş gününü H’siz geçireceği için mutsuzdur ama H ile olamayacağının da farkındadır. Çünkü ikisi birbirinin uyum gösteremeyeceği kişiliğe sahiptir. Ama H Babi’yi kaybetmemek için değişmeye karar verir. Efendi adam kılığına giren H kapıdan girişiyle Babi’nin yüzünü kısa süreliğine güldürse de aslında bu dans ikisinin ayrılık sinyalidir. Romantik tangomsu bir şekilde başlayan dans Şener Şen ve Ayşen Gruda’nın Davaro’daki karşılıklı oynadıkları kaşık havasına dönmek üzereyken üst kattaki sarışın Babi’nin üzerine yanlışlıkla şarap döker ve ortalık karışır. H Babi’nin üzerine şarap döken sarışını paralamak üzereyken Gülşen Bubikoğluna bağlayan Babi bilerek yapmadı ki diye araya girer. Ve Kadir İnanır’a çemkiren Gülşen Bubikoğlu gibi H’ye vahşisin sen, yabanisin diye şarlar.

Esas oğlanın samimi kankasının sizlere ömür olması


Babi’nin kendisine yaban diye haykırmasının şokunu atlatamayan H’ye bir darbe de can dostu güzel insan Pollo’dan gelir. H Babi’nin partisine gidince onun yerine yarışa katılan Pollo virajı alamayıp kaza yapar. Ne hikmetse kaza sırasında o ölürken devam filminde oymayı garanti ettiğinden olsa gerek arkasında oturan ve sıkı bir kemerle ona bağlı olan Katina’ya bir halt olmaz. Kankalarının kaza yaptığı haberini alan Babi ve H olay yerine vardıklarında bir bakarsınız ki o ağır kazadan Katina sadece başına aldığı bir yarayla kurtulmuş, hızla giden motordan düşmüş ama kırığı geçtim kızın bir tarafında çürük bile yok. Ayakta duruyor, Pollo nerde diye H’yle Babi’ye soruyor. Gerçekten bu kaza kısmı o kadar mantıklı ki, sinema evreninde mantık farklı okey de bu kadar fark da bilim kurgu filmlerinde olur. Süper kahraman mı bu Katina? Aynı motor yarışlarında başka bir kaza daha olmuştu da kazadakiler kolu bacağı sakatlamıştı. Neyse kazanın aşırı inandırıcı kısmını geçip Pollo’nun ölümüne gelelim. Kankasının öldüğünü öğrenip cinnet getiren H, Babi’nin gözü önünde Pollo’nun ölümüne sebep olan motoru yumruklamaya başlar. H de tıpkı İbrahim Tatlıses’in Aşıksın filminde kankası Şevket’in öldürüldüğü haberini alınca yürekten feryat edip kendini kaybettiği gibi çileden çıkar. Arkadaş acısıyla gözü dönüp sevdiceği Hülya’yı bile bir kenara fırlatan İbo gibi H de Babi’yi dinlemez. Kızın her şeyden onu suçladığını görünce iyice kendini kaybeden H, Babi’ye tokadı basar ve bu tutkulu ama tutarsız ilişkiye son vermek istemese de son verir.

Biz aslında çocukluk aşkıydık klişesi  


Sinirden gözü dönüp de sevgilisini tokatlayınca Babi’yi tamamen kaybeden H, kıza ulaşmak için çırpınır. Ama Babi aşkın değil de mantığın daha ağır bastığına karar verip aşık olduğu H’yi değil de anasının bir numaralı tercihi sarışını seçer. Telefonlarına bile çıkmayan Babi’yi sarışınla görünce kaybettiğini anlayan H de onunla gezdiği yerleri son kez de ağabeyiyle gezip ülkeyi terk etmeye karar verir. Babi’yle uçurtma uçurdukları plaja gelince bir flashback yaşayan H, Babi’nin plajda karşılaşıp aşık olduğu küçük kız olduğunu anımsar. Yani bizim aşkımızın bir mazisi var mesajını verir. Tabi ki bu konu da Kerime Nadir romanlarından uyarlama yapan Yeşilçam’a yabancı değildir. Romanlarında en fazla işlediği konu kuzenlerin aşkı olan Kerime Nadir, birbirlerine aşık olup duran kuzenlerden sıra gelirse romanlarında çocukluk aşkı konusuna da değinirdi. İşte gene Kerime hanımın romanlarından bir uyarlama olan Hıçkırık filmi de çocukluktan itibaren birbirine aşık olan ikiliye odaklanıyor. Ama esas kız Nalan’ın jetonu köşeli olduğu için bu aşkı anlaması biraz geç olmuştu. Tıpkı Hıçkırık filminde olduğu gibi Aşka Yükseliş’te de filmin açılışı esas oğlanın iç sesiyle başlar. İkisi de ailevi sorunlar yaşar. Aşka Yükseliş’in H’si annesini başka bir adamla yakalayıp adamı hastanelik edene kadar döver ve aynı adam yüzünden mahkemelik olur. Hıçkırık’ın Kenan’ı ise annesinin ölümünün şokunu atlatamadan üvey anne zulmüne maruz kalır. Üstelik babası sandığı adamın öz babası olmadığını öğrenince evden kovulur. Tıpkı Kenan gibi H de filmin bitiminde çocukluğundan beri sevdiği kadını kaybeder.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder