22 Ekim 2016 Cumartesi

                     Bir Yeşilçam Marjinal Sahnesi Olarak Striptiz
     
   Türk sineması geriye doğru gittikçe bizi şaşırtmaya devam ediyor. Günümüzde bile cesaret edilmeyen konulara değinerek izleyenlerin ağzını bir karış açıkta bırakan sinemamızda üşenmeyip araştırdım ve birbirinden renkli – farkındaysanız seksi değil renkli – striptiz sahnelerini derledim. Sakın ha striptiz deyince aklınıza bir Demi Moore, bir Rebecca Romijn, Salma Hayek filan gelmesin. Zira Seher Şeniz ve filmi izleyemediğim için listeye eklemediğim Mine Soley’i tenzih edersek bazı striptiz sahneleri o kadar zorlama olmuş ki – Özellikle de Fatma Girik’in striptizi – striptiz demeye bin şahit ister.

     Bir de malum Sevda Ferdağ ve Ajda Pekkan’ı saymazsak Yeşilçam’da striptiz yapan ablalar ufak tefek olduğu için dansın hakkını verememişler. Aynı kadınlar göbek dansında efsaneyken direk dansında bacak avantajsızlığından zor anlar yaşamışlar. Örneklerine az rastlansa da sinemamıza renk katan sahneleri hatırlamak ve hatırlatmak bir sinefil, özellikle de Türk Sinemasından hoşlanan bir sinefil olarak boynumun borcu. Buyurun borcumu ödüyorum ve sinemamızın şahane olmasa da dikkat çekici striptizlerini ayağınıza getiriyorum.

Sevişmek her şeydir sözünü kendisine matto edinen dansöz Semra ( Sevda Ferdağ /Posta Güvercini)


İskender iktisattan yakın arkadaşı Rahmi ise tıp fakültesinden yeni mezun olmuştur. Aile dostları Mübeccel’in de tıp fakültesinden mezun olması şerefine düzenlenen partide Rahmi ve Mübeccel’in kardeşi Ecmel’in konuşmasından anlarız ki, İskender cemiyet toplantılarından hoşlanmayan çekingen bir kardeşimizdir. Arkadaşını parti sonunda ağabeyinin işlettiği gece kulübüne götüren Rahmi sahneye çıkacak yeni dansözden bahseder. Tam o sırada da dansöz Semra’nın adı anons edilir ve içeri her zamanki endamıyla Sevda Ferdağ girer. Şimdiden söylemek gerekir ki Sevda’nın oryantal performansı striptiz performansından daha iyidir, belki bunda Sevda’dan önce sahneye çıkan diğer dansöz ablanın başarısız performansının da etkisi vardır. Semra’yı sahnede dans ederken gören İskender, iktisat değil de makine mühendisliğinden mezun olmuşta hayatında ilk defa seksi kadın görmüş gibi ağzı bir karış açık kadını izler. Hatta arada bir mendilini çıkarıp ağzını yüzünü siler, adam ne biçim etkilenmişse ağzından salya fışkıracak nerdeyse. Kendisine böyle dikkatle bakıldığını gören Semra da az değil, sahneden İskender’e iş etmeye başlar. Semra’nın ilgisine cevap verdiğini gören İskender’se sanki az evvel kadına ağzı bir karış açık bakan o değil de arkadaşı Rahmi’ymiş gibi utancından yerin dibine girer. Ama gene de kadına alık alık bakmaktan kendini alıkoyamaz. Semra da yanına yaklaşıp “Bu gece benimle gelir misin yakışıklı?” diye sorar İskender’e. İskender’in bu durum karşısında şok geçirip mavi ekran verdiğini gören arkadaşı Rahmi, tıp fakültesi mezunu da olsam ben bu toprağın oğluyum deyip bozuk televizyonu çalıştırmak için televizyonu tokatlar gibi arkadaşını masa altından tepikler. Bu mucizevi tepikle kendine gelen İskender, Semra’nın teklifini kabul eder. Takside kendisini bekleyen Semra’nın yanına gelen İskender hevesli ve çekingence Semra’nın yanına kurulur. Semra’nın evine gittiklerinde daha da ateş basan İskender, camı açıp hava almaya çalışır. Semra buna hunharca yanaşmaya çalışır çünkü sevişmek onun için her şeydir. Ama İskender yılmaz bir efendi adam olduğu için kendisine pasın kralını veren Semra’nın pasını gole çevirmez ve “Seni tanımak istiyorum!” diye tutturur. Semra da ona istikbalinden bahseder, oyunculuk ve rejisörlük yapan Avrupa’da tahsil görmüş Turhan’ın tiyatro topluluğunda kendisine yer bulduğunu anlatır. Ünlü bir dansöz olma hayalleri kuran Sevda ilk özel dansını da İskender’e sergiler. İskender’in karşısına geçip striptiz yapmaya başlayan genç kadın kelebek desenli donu ve füze başlığı gibi havalı sütyeni ile İskender’i baştan çıkarmaya çalışır. Ama İskender’de tık yok, şu sahnenin resmini bile gören nice genç kör oldu ama İskender hala Buda gibi yerinde oturmakta. Deliye dönen Semra tarafından budanmamış odun olmakla suçlanan İskender, bir ara pencereden dışarı bakar. Sanırım o ara dolunay çıkmıştır ve genlerindeki bu habis kodu saklamak için yıllar yılı uğraşan İskender’in içindeki Kurt Adam ortaya çıkar. “ Deli, seni tanımak istemiştim ben, madem öyle istiyorsun söndür şu ışıkları!” diye uluyan İskender, ışıklar sönünce kravatını haşince gevşeterek dönüşümünün ilk adımını başlatır. Işıklar sönünce kurt adama dönüşüp Semra’yı yediğinden şüphelendiğim İskender, bir sonraki sahnede eve yorgun argın gelir. Dönüşümden sonra olanları hatırlamıyor zahir İskender. Merdivenlerde karşılaştığı adının hakkını verircesine Şaheser olan yengesi “Neyin var İskender?” diye sorunca “Çok yorgunum yenge, başım fena ağrıyor. Midem de çok kötü…” diye karnını tutuyor. Zahir dönüşüm geçirince yediği Semra’yı henüz hazmedemedi.  

Kardeşinin tedavisi için striptiz direğine tutunan Ayşe / Çiçek ( Sevda Ferdağ  / Beyoğlu Piliçleri )


Bu film sosyal medya tarafından Sevda Ferdağ’ın canlandırdığı Çiçek karakterinin Eşref Kolçak’ın canlandırdığı benzinci Şimşek Süleyman’ı baştan çıkardığı kısımla hatırlanır. Oysa Sevda’nın canlandırdığı Ayşe kötü yola düştükten sonraki adıyla Çiçek, Ezel’in Eyşan’ının Yeşilçam versiyonu. Çok sevdiği Ahmet’i kardeşinin tedavisine gereken parayı bulabilmek için terk etmiş, Kenan isimli kadın ticaretinden geçinen lavuğun ağına düşse de asla boynu bükük değil. Yeri geldiğinde şantaj için Kenan’ın zoruyla baştan çıkardığı Süleyman’a olayın aslını anlatacak kadar asi bir karakter. Striptizine gelecek olursak Posta Güvercini filminde de değindiğim gibi Sevda striptiz konusunda başarılı değil. Zaten bu film Posta Güvercini filminden üç yıl önce çekilmiş, kadın üç yıl içinde kendini bu konuda geliştirmemiş. Röportajlarından anlaşıldığına göre vamp kadın rollerinden hoşlanmayan Sevda’nın gönülsüz striptiz yaptığı o kadar açık ki. Galiba fiziğinin dönem ortalamasının epey üzerinde olduğunu gören yapımcılar tarafından endamı yeter denilen Sevda, bir bara götürülüp iki üç striptiz şovu izlettirilmiş. Orada gördüğü hareketleri de kendince filmde taklit ediyor, parça parça tüm hareketler tamam ama dans bir bütün olarak kesinlikle başarısız. Gene de listenin en başarısız dansı kesinlikle değil, Sevda’nın striptiz performansı listenin en ruhsuz dansı.  

Kızcı dostuyla bir olup başına çorap ördüğü şantajcı sevgilisinin elinden striptiz yaparak kurtulmaya çalışan Ayten ( Suzan Avcı / İki Gemi Yan Yana )


İki Gemi Yanyana filminde kadın ticareti yapan şantajcı sevgilisine tuzak kuran striptizci ve bisexüel Ayten’i canlandıran Suzan Avcı, filmin her karesinde mükemmel ama striptizi felaket. Bu kötü striptiz gösterisini oyunculuğuyla kapamaya çalışıyor ama yine de o korkunç striptizi görmemek imkansız. Hatta kurduğu tuzağın sevgilisi tarafından anlaşıldığını anladığı anda yüzünde oluşan şapa oturduk ifadesi bile dansının kötülüğünü gölgeleyemiyor. Sinema tarihinde Metropolis’in Maria’sının kalastan hallice dansı ve Dila Hanım’ın Karadağlı Rıza’sının salına salına seksek oynar gibi oynadığı Zeybek’ten sonraki en kötü dans performansına imzasını atan Suzan Avcı’ya fazla yüklenmemek gerek. Suzan’a Avrupai olsun diye striptiz yaptıracaklarına göbek dansı yaptırsalar hiç böyle bir sorun olmayacak. Çünkü listede yer alan bir başka başarısız dansa imza atan Fatma Girik gibi Suzan’ın sorunu da striptiz için uygun olmayan bir fiziğe sahip olması. Kadının bacak boyu striptizine eşlik eden sandalyeyle aynı boydayken nasıl estetik hareket etsin? Bazı kısımlarda sandalyeden düşmesem bari diye tedirgin dans ediyor kadın. Ha diyeceksiniz Sevda Ferdağ at gibi kadındı da o çok mu başarılı yaptı striptizi? Sevda’nın striptizi ruhsuzdu, danstaki hareketler üzerinde sırıtmıyordu. Bitse de gitsek der gibi dans ettiği için göze hoş görünmüyordu. Suzan Avcı’daki sorun hareketlerin üzerinde eğreti durması, bacağını sandalyeye atıyor ama sandalye kadından uzun. Ama Allah için danstaki tutku konusunda Sevda Ferdağ’dan daha başarılı olduğu kesin. Suzan’daki ruh Sevda’nın fiziğiyle birleşse sinema tarihinin en efsane striptizi Yeşilçam’dan çıkardı.

Hoşlandığı genci kendisinden uzak tutmak için striptiz yapan Funda ( Fatma Girik / Ben Bir Sokak Kadınıyım )


Sinema tarihimizde içinde striptiz yapan ilk esas kızı barındırmasıyla hatırlanan Ben Bir Sokak Kadınıyım filmi orijinaline en uygun olarak striptizi bir adet direk etrafında yaptırmıştı. Tabi ki Fato direk etrafında fır diye uçarak dönmüyor, hatta sinema tarihinin en giyinik striptizini gerçekleştiren Fatma Girik, seksi kombinezonunu çıkarır çıkarmaz koşarak sahneyi terk ediyor. Herhalde esas kız ancak bu kadar striptizi yapabiliyor, zaten Fato ablamızda röportajlarında yönetmenin nasıl striptiz yapması gerektiğini öğretmek için kendisini Seher Şeniz’i izlemeye götürdüğünü ama asla onun kadar cesur olamayacağını vurguluyor. Hoşlandığı gence striptiz yapmak zorunda kalan Funda içi kan ağlasa da Ferdi’nin karşında ağzında sigara elinde sokak lambası direği dans ediyor. Boyu 1.67 cm olsa da bacak boyunun kısa olduğu anlaşılan Fatma Girik’in direkle yan yana geldiği sahneler, bir striptiz nasıl yapılmaz konusunda ders niteliğinde. Suzan’dan sonraki en başarısız Sevda’dan sonraki en ruhsuz sahneye imza atan Fatma, Ajda Pekkan’ın fizik avantajını kullandığı striptizinin gerisinde kalarak listemize dördüncü sıradan giriş yapıyor.

Tarkan’ı ölüm marşı yerine striptiz dansıyla uğurlama peşindeki Lotus ( Seher Şeniz / Tarkan Viking Kanı )


Türk Sinemasının gördüğü en başarılı striptiz sahnesine imza atan Seher Şeniz, Tarkan’a striptiziyle zor anlar yaşatıyordu. Dansçı olmasının da verdiği avantajla striptizine konseptte getiren Seher, Tarkan Viking Kanı filminin muşamba ahtapotla beraber en akılda kalan sahnesine imza atıyor. Bir Viking ölüm cezası şekli olarak Vikinglerin Reisi Toro tarafından yılan çukuruna atılmasına karar kılınan Hun Türkü Tarkan’ın eziyeti katmerli olsun diye Çinli prenses Lotus’ta elinden geleni ardına koymuyor. Tarkan’ın bağlı olduğu ipe elindeki bıçakları fırlatarak striptiz yapan Lotus, az daha Tarkan’ı öbür tarafa arı sudan abdest aldırıp iki rekat namaz kıldırmadan gönderecekti. Kıyafetini parça parça çıkardığı sırada eli kolu bağlı olan Tarkan’ın yüzünün aldığı şekil az sonra öleceğim korkusunu barındırmıyordu. Filmde striptizin her konuda hakkını veren Seher Şeniz’in filmdeki sonu kötü olsa da yaptığı dans sinema tarihimize damgasını vurmasına yetti.  

Bonus: Zengin kocasını kalpten öldürme derdindeki Leyla ve her an kalpten gidecek zengin kocası Sururi ( Ajda Pekkan Ve Vahi Öz / Babamız Evleniyor )


Sururi bey amcanın başına ne geldiyse haşarı oğulları yüzünden geldi, zavallı adamcağız iki şımarık oğlu yüzünden atmışından sonra sahnelerde striptiz bile yaptı. Şöyle ki Sururi bey Anadolu’nun bağrından kopmuş muhafazakar ve zengin bir amcamızdır. Okul okusunlar, tahsilli olsunlar diye İstanbul’a gönderdiği hayta oğulları adamcağızın paralarıyla gece hayatına, karıya kıza düşmüşlerdir. Onları pavyonlardan toplamak için bu yaşında gecenin körü elinde bastonu pavyonlara düşen Sururi bey amcanın oğulları, adamdan kurtulmak için bir bar kadını olan Leyla’dan yardım isterler. Genç, güzel ve paragöz olan Leyla’ya aşık olan Sururi beyin devreleri yanar ve yaşına başına ve mantığına bakmadan torunu yaşındaki kıza nikahı basar. Oğulları babalarından kurtulmak için babalarının başına sardıkları Leyla’dan bu sefer de babalarını kurtarmaya çalışıyorlardı. Bari adamı çabuk kurtarsaydınız da Sinema Tarihi Sururi bey amcayı böyle görmeyeydi. Ajda desen gençliğinin ve düzgün fiziğinin avantajı sayesinde Yeşilçam’ın en kötü striptizini sergilemekten kurtulmuş. Şükretsin ki Suzan Avcı ondan iki yıl önce vamp kadın kontenjanından striptiz yapmış ve partneri Vahi Öz sayesinde fizik avantajı daha da dikkat çekmiş.   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder