Bir Yeşilçam Marjinal
Sahnesi Olarak Striptiz
Türk sineması
geriye doğru gittikçe bizi şaşırtmaya devam ediyor. Günümüzde bile cesaret
edilmeyen konulara değinerek izleyenlerin ağzını bir karış açıkta bırakan
sinemamızda üşenmeyip araştırdım ve birbirinden renkli – farkındaysanız seksi
değil renkli – striptiz sahnelerini derledim. Sakın ha striptiz deyince
aklınıza bir Demi Moore, bir Rebecca Romijn, Salma Hayek filan gelmesin. Zira
Seher Şeniz ve filmi izleyemediğim için listeye eklemediğim Mine Soley’i tenzih
edersek bazı striptiz sahneleri o kadar zorlama olmuş ki – Özellikle de Fatma
Girik’in striptizi – striptiz demeye bin şahit ister.
Bir de malum Sevda
Ferdağ ve Ajda Pekkan’ı saymazsak Yeşilçam’da striptiz yapan ablalar ufak tefek
olduğu için dansın hakkını verememişler. Aynı kadınlar göbek dansında
efsaneyken direk dansında bacak avantajsızlığından zor anlar yaşamışlar.
Örneklerine az rastlansa da sinemamıza renk katan sahneleri hatırlamak ve
hatırlatmak bir sinefil, özellikle de Türk Sinemasından hoşlanan bir sinefil
olarak boynumun borcu. Buyurun borcumu ödüyorum ve sinemamızın şahane olmasa da
dikkat çekici striptizlerini ayağınıza getiriyorum.
Sevişmek her
şeydir sözünü kendisine matto edinen dansöz Semra ( Sevda Ferdağ /Posta
Güvercini)
İskender iktisattan yakın arkadaşı Rahmi ise tıp
fakültesinden yeni mezun olmuştur. Aile dostları Mübeccel’in de tıp
fakültesinden mezun olması şerefine düzenlenen partide Rahmi ve Mübeccel’in
kardeşi Ecmel’in konuşmasından anlarız ki, İskender cemiyet toplantılarından
hoşlanmayan çekingen bir kardeşimizdir. Arkadaşını parti sonunda ağabeyinin
işlettiği gece kulübüne götüren Rahmi sahneye çıkacak yeni dansözden bahseder.
Tam o sırada da dansöz Semra’nın adı anons edilir ve içeri her zamanki
endamıyla Sevda Ferdağ girer. Şimdiden söylemek gerekir ki Sevda’nın oryantal
performansı striptiz performansından daha iyidir, belki bunda Sevda’dan önce
sahneye çıkan diğer dansöz ablanın başarısız performansının da etkisi vardır.
Semra’yı sahnede dans ederken gören İskender, iktisat değil de makine
mühendisliğinden mezun olmuşta hayatında ilk defa seksi kadın görmüş gibi ağzı
bir karış açık kadını izler. Hatta arada bir mendilini çıkarıp ağzını yüzünü
siler, adam ne biçim etkilenmişse ağzından salya fışkıracak nerdeyse. Kendisine
böyle dikkatle bakıldığını gören Semra da az değil, sahneden İskender’e iş
etmeye başlar. Semra’nın ilgisine cevap verdiğini gören İskender’se sanki az
evvel kadına ağzı bir karış açık bakan o değil de arkadaşı Rahmi’ymiş gibi
utancından yerin dibine girer. Ama gene de kadına alık alık bakmaktan kendini
alıkoyamaz. Semra da yanına yaklaşıp “Bu gece benimle gelir misin yakışıklı?”
diye sorar İskender’e. İskender’in bu durum karşısında şok geçirip mavi ekran
verdiğini gören arkadaşı Rahmi, tıp fakültesi mezunu da olsam ben bu toprağın
oğluyum deyip bozuk televizyonu çalıştırmak için televizyonu tokatlar gibi
arkadaşını masa altından tepikler. Bu mucizevi tepikle kendine gelen İskender,
Semra’nın teklifini kabul eder. Takside kendisini bekleyen Semra’nın yanına
gelen İskender hevesli ve çekingence Semra’nın yanına kurulur. Semra’nın evine
gittiklerinde daha da ateş basan İskender, camı açıp hava almaya çalışır. Semra
buna hunharca yanaşmaya çalışır çünkü sevişmek onun için her şeydir. Ama
İskender yılmaz bir efendi adam olduğu için kendisine pasın kralını veren
Semra’nın pasını gole çevirmez ve “Seni tanımak istiyorum!” diye tutturur.
Semra da ona istikbalinden bahseder, oyunculuk ve rejisörlük yapan Avrupa’da
tahsil görmüş Turhan’ın tiyatro topluluğunda kendisine yer bulduğunu anlatır.
Ünlü bir dansöz olma hayalleri kuran Sevda ilk özel dansını da İskender’e
sergiler. İskender’in karşısına geçip striptiz yapmaya başlayan genç kadın
kelebek desenli donu ve füze başlığı gibi havalı sütyeni ile İskender’i baştan
çıkarmaya çalışır. Ama İskender’de tık yok, şu sahnenin resmini bile gören nice
genç kör oldu ama İskender hala Buda gibi yerinde oturmakta. Deliye dönen Semra
tarafından budanmamış odun olmakla suçlanan İskender, bir ara pencereden dışarı
bakar. Sanırım o ara dolunay çıkmıştır ve genlerindeki bu habis kodu saklamak
için yıllar yılı uğraşan İskender’in içindeki Kurt Adam ortaya çıkar. “ Deli,
seni tanımak istemiştim ben, madem öyle istiyorsun söndür şu ışıkları!” diye
uluyan İskender, ışıklar sönünce kravatını haşince gevşeterek dönüşümünün ilk
adımını başlatır. Işıklar sönünce kurt adama dönüşüp Semra’yı yediğinden
şüphelendiğim İskender, bir sonraki sahnede eve yorgun argın gelir. Dönüşümden
sonra olanları hatırlamıyor zahir İskender. Merdivenlerde karşılaştığı adının
hakkını verircesine Şaheser olan yengesi “Neyin var İskender?” diye sorunca
“Çok yorgunum yenge, başım fena ağrıyor. Midem de çok kötü…” diye karnını
tutuyor. Zahir dönüşüm geçirince yediği Semra’yı henüz hazmedemedi.
Kardeşinin
tedavisi için striptiz direğine tutunan Ayşe / Çiçek ( Sevda Ferdağ / Beyoğlu Piliçleri )
Bu film sosyal medya tarafından Sevda Ferdağ’ın canlandırdığı
Çiçek karakterinin Eşref Kolçak’ın canlandırdığı benzinci Şimşek Süleyman’ı
baştan çıkardığı kısımla hatırlanır. Oysa Sevda’nın canlandırdığı Ayşe kötü
yola düştükten sonraki adıyla Çiçek, Ezel’in Eyşan’ının Yeşilçam versiyonu. Çok
sevdiği Ahmet’i kardeşinin tedavisine gereken parayı bulabilmek için terk
etmiş, Kenan isimli kadın ticaretinden geçinen lavuğun ağına düşse de asla
boynu bükük değil. Yeri geldiğinde şantaj için Kenan’ın zoruyla baştan
çıkardığı Süleyman’a olayın aslını anlatacak kadar asi bir karakter.
Striptizine gelecek olursak Posta Güvercini filminde de değindiğim gibi Sevda striptiz
konusunda başarılı değil. Zaten bu film Posta Güvercini filminden üç yıl önce
çekilmiş, kadın üç yıl içinde kendini bu konuda geliştirmemiş. Röportajlarından
anlaşıldığına göre vamp kadın rollerinden hoşlanmayan Sevda’nın gönülsüz
striptiz yaptığı o kadar açık ki. Galiba fiziğinin dönem ortalamasının epey
üzerinde olduğunu gören yapımcılar tarafından endamı yeter denilen Sevda, bir
bara götürülüp iki üç striptiz şovu izlettirilmiş. Orada gördüğü hareketleri de
kendince filmde taklit ediyor, parça parça tüm hareketler tamam ama dans bir
bütün olarak kesinlikle başarısız. Gene de listenin en başarısız dansı
kesinlikle değil, Sevda’nın striptiz performansı listenin en ruhsuz dansı.
Kızcı
dostuyla bir olup başına çorap ördüğü şantajcı sevgilisinin elinden striptiz
yaparak kurtulmaya çalışan Ayten ( Suzan Avcı / İki Gemi Yan Yana )
İki Gemi Yanyana filminde kadın ticareti yapan şantajcı
sevgilisine tuzak kuran striptizci ve bisexüel Ayten’i canlandıran Suzan Avcı,
filmin her karesinde mükemmel ama striptizi felaket. Bu kötü striptiz
gösterisini oyunculuğuyla kapamaya çalışıyor ama yine de o korkunç striptizi
görmemek imkansız. Hatta kurduğu tuzağın sevgilisi tarafından anlaşıldığını
anladığı anda yüzünde oluşan şapa oturduk ifadesi bile dansının kötülüğünü
gölgeleyemiyor. Sinema tarihinde Metropolis’in Maria’sının kalastan hallice
dansı ve Dila Hanım’ın Karadağlı Rıza’sının salına salına seksek oynar gibi
oynadığı Zeybek’ten sonraki en kötü dans performansına imzasını atan Suzan
Avcı’ya fazla yüklenmemek gerek. Suzan’a Avrupai olsun diye striptiz
yaptıracaklarına göbek dansı yaptırsalar hiç böyle bir sorun olmayacak. Çünkü
listede yer alan bir başka başarısız dansa imza atan Fatma Girik gibi Suzan’ın
sorunu da striptiz için uygun olmayan bir fiziğe sahip olması. Kadının bacak
boyu striptizine eşlik eden sandalyeyle aynı boydayken nasıl estetik hareket
etsin? Bazı kısımlarda sandalyeden düşmesem bari diye tedirgin dans ediyor
kadın. Ha diyeceksiniz Sevda Ferdağ at gibi kadındı da o çok mu başarılı yaptı
striptizi? Sevda’nın striptizi ruhsuzdu, danstaki hareketler üzerinde
sırıtmıyordu. Bitse de gitsek der gibi dans ettiği için göze hoş görünmüyordu.
Suzan Avcı’daki sorun hareketlerin üzerinde eğreti durması, bacağını sandalyeye
atıyor ama sandalye kadından uzun. Ama Allah için danstaki tutku konusunda
Sevda Ferdağ’dan daha başarılı olduğu kesin. Suzan’daki ruh Sevda’nın fiziğiyle
birleşse sinema tarihinin en efsane striptizi Yeşilçam’dan çıkardı.
Hoşlandığı
genci kendisinden uzak tutmak için striptiz yapan Funda ( Fatma Girik / Ben Bir
Sokak Kadınıyım )
Sinema tarihimizde içinde striptiz yapan ilk esas kızı
barındırmasıyla hatırlanan Ben Bir Sokak Kadınıyım filmi orijinaline en uygun
olarak striptizi bir adet direk etrafında yaptırmıştı. Tabi ki Fato direk
etrafında fır diye uçarak dönmüyor, hatta sinema tarihinin en giyinik
striptizini gerçekleştiren Fatma Girik, seksi kombinezonunu çıkarır çıkarmaz
koşarak sahneyi terk ediyor. Herhalde esas kız ancak bu kadar striptizi
yapabiliyor, zaten Fato ablamızda röportajlarında yönetmenin nasıl striptiz
yapması gerektiğini öğretmek için kendisini Seher Şeniz’i izlemeye götürdüğünü
ama asla onun kadar cesur olamayacağını vurguluyor. Hoşlandığı gence striptiz
yapmak zorunda kalan Funda içi kan ağlasa da Ferdi’nin karşında ağzında sigara
elinde sokak lambası direği dans ediyor. Boyu 1.67 cm olsa da bacak boyunun
kısa olduğu anlaşılan Fatma Girik’in direkle yan yana geldiği sahneler, bir
striptiz nasıl yapılmaz konusunda ders niteliğinde. Suzan’dan sonraki en başarısız
Sevda’dan sonraki en ruhsuz sahneye imza atan Fatma, Ajda Pekkan’ın fizik
avantajını kullandığı striptizinin gerisinde kalarak listemize dördüncü sıradan
giriş yapıyor.
Tarkan’ı
ölüm marşı yerine striptiz dansıyla uğurlama peşindeki Lotus ( Seher Şeniz / Tarkan
Viking Kanı )
Türk Sinemasının gördüğü en başarılı striptiz sahnesine imza
atan Seher Şeniz, Tarkan’a striptiziyle zor anlar yaşatıyordu. Dansçı olmasının
da verdiği avantajla striptizine konseptte getiren Seher, Tarkan Viking Kanı
filminin muşamba ahtapotla beraber en akılda kalan sahnesine imza atıyor. Bir
Viking ölüm cezası şekli olarak Vikinglerin Reisi Toro tarafından yılan
çukuruna atılmasına karar kılınan Hun Türkü Tarkan’ın eziyeti katmerli olsun
diye Çinli prenses Lotus’ta elinden geleni ardına koymuyor. Tarkan’ın bağlı
olduğu ipe elindeki bıçakları fırlatarak striptiz yapan Lotus, az daha Tarkan’ı
öbür tarafa arı sudan abdest aldırıp iki rekat namaz kıldırmadan gönderecekti.
Kıyafetini parça parça çıkardığı sırada eli kolu bağlı olan Tarkan’ın yüzünün
aldığı şekil az sonra öleceğim korkusunu barındırmıyordu. Filmde striptizin her
konuda hakkını veren Seher Şeniz’in filmdeki sonu kötü olsa da yaptığı dans
sinema tarihimize damgasını vurmasına yetti.
Bonus: Zengin
kocasını kalpten öldürme derdindeki Leyla ve her an kalpten gidecek zengin
kocası Sururi ( Ajda Pekkan Ve Vahi Öz / Babamız Evleniyor )
Sururi bey amcanın başına ne geldiyse haşarı oğulları
yüzünden geldi, zavallı adamcağız iki şımarık oğlu yüzünden atmışından sonra
sahnelerde striptiz bile yaptı. Şöyle ki Sururi bey Anadolu’nun bağrından
kopmuş muhafazakar ve zengin bir amcamızdır. Okul okusunlar, tahsilli olsunlar
diye İstanbul’a gönderdiği hayta oğulları adamcağızın paralarıyla gece hayatına,
karıya kıza düşmüşlerdir. Onları pavyonlardan toplamak için bu yaşında gecenin
körü elinde bastonu pavyonlara düşen Sururi bey amcanın oğulları, adamdan
kurtulmak için bir bar kadını olan Leyla’dan yardım isterler. Genç, güzel ve
paragöz olan Leyla’ya aşık olan Sururi beyin devreleri yanar ve yaşına başına
ve mantığına bakmadan torunu yaşındaki kıza nikahı basar. Oğulları babalarından
kurtulmak için babalarının başına sardıkları Leyla’dan bu sefer de babalarını
kurtarmaya çalışıyorlardı. Bari adamı çabuk kurtarsaydınız da Sinema Tarihi
Sururi bey amcayı böyle görmeyeydi. Ajda desen gençliğinin ve düzgün fiziğinin
avantajı sayesinde Yeşilçam’ın en kötü striptizini sergilemekten kurtulmuş.
Şükretsin ki Suzan Avcı ondan iki yıl önce vamp kadın kontenjanından striptiz
yapmış ve partneri Vahi Öz sayesinde fizik avantajı daha da dikkat çekmiş.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder