Yeşilçam’ın Bir Numaralı Absürt Komedisi Gırgıriye Vs. Son
Dönemin En Komiklerinden Cennet Mahallesinin Farklı Evrenlerdeki Aynı
Karakterleri
Yeşilçam’ın güldürü
destanlarından birisi olan Gırgıriye’nin Türk dizi tarihinin en komiklerinden
Cennet Mahallesi’nin atası olduğunu bilmeyen yoktur. Birbirine düşman olan iki
Roman ailesinin çocukları birbirine aşıktır ama hem bu düşmanlık hem de kızın annesinin
para aşkı, daha doğrusu kızının da kendisi gibi sürünmesini istememesi bu aşkın
önünde en büyük engeldir. Film ve Dizi sadece birebir aynı konuyu işlemiyor
ayrıca karakterler de birbirinin aynısı. Sabayat ve Pembe’nin para aşkından
tut, Emin ve Yunus’un alkol bağımlılığına kadar birebir aynı. Gırgıriye’nin
senaristliğini Yeşilçam’ın en ünlü senaristlerinden Sadık Şendil yaparken
Cennet Mahallesi’nin senaryo danışmanı Yeşilçam’ın en üretken senaristlerinden
Erdoğan Tünaş, senaristi ise Resul Ertaş’tır.
Paranın kokusunu üç metre öteden alabilme potansiyeline sahip
Sabayat ve Pembe
Eski sevgilisine olan kini aradan geçen uzun yıllara rağmen
geçmeyen ve onun biber gibi kızarıp köfte gibi patlamasını temenni eden
Sabayat’ın bu nefretinin sebebi tabi ki aldatılmaktır. Emin’in onu düğün günü
çengi Naciye ile aldattığını iddia eden Sabayat, tüm bunlara rağmen düşünceli
bir eski sevgilidir de. Ne zaman Emin’i görse başından aşağı bi leğen köpüklü
su dökmeyi ihmal etmeyip eski aşkını iç dış bi temiz yıkar. Kızını kesinlikle
sarhoş Emin’in ayıcı oğluna vermek istemeyen Sabayat, her kız istemede
cazgırlık yapar. Sıpali bölüştürme konusundaki hakkaniyeti ile bilinen Sabayat
ne zaman para taksimi yapsa kavga çıkıp karakolluk olunması ise hala muamma. Bi
de kendisi çiçek satıp sepet örer. Zengin koca hevesi sadece kızıyla sınırlı
değildir o da zengin taliplerinin yolunu gözlemekte ve şöhrete de para kadar
düşkünlüğü ile bilinmektedir. Kendisinin birebir kopyası cazgır ve paragöz
Pembe de en az Perran Kutman kadar başarılıdır. Eski sevgilisi Yunus’un
kafasını yarmak olsun, kapısının önünden geçiyor diye üstüne başına bir leğen
suyu boca etmek olsun, kızı Sultan’ı eski sevgilisi Yunus’un oğlu Ferhat’a
vermemek olsun, zengin damat takıntısı olsun, şöhret ve para düşkünlüğü olsun
ama en önemlisi kavgada rakiplerini öldürücü silahı udu ile etkisiz hale
getirmek olsun o tam bir dişi terminatör.
Eski sevgili mağduru, alkol bağımlısı, klarnetçi Emin ve Yunus
Sabayat’ın aksine Emin, asıl Sabayat’ın kendisini
evlenecekleri gün kemancı Cafer’le kaçarak terk ettiğini öne sürmektedir. Terk
edilmenin acısını kaldıramayıp kendini şaraba verdiği için alkolik olduğunu
iddia eden Emin, aslen bir klarnet virtüözüdür. Zekiye’nin numarasıyla Sabayat’la
barışayım derken şarap şişesinin azizliğine uğrayıp Sabayat tarafından başının
yarıldığı benden kan gelir Sabayat sahnesi filmin açık ara en komik sahnesidir.
Emin’in Cennet Mahallesi’ndeki yansıması olan Yunus ise tıpkı Emin gibi eski
sevgili mağduru ayyaş bir klarnetçidir. Pembe’nin deyişiyle kırnatacı, şarap
mantarı kılıklı herif olan Yunus, her kavgada Pembe tarafından kafası yarılmak,
yüzü dişlenmek şeklinde egale edilir. Karakolda bi susun be diye senkronik
şekilde zıplayıp, komiseri bişey sorabilir miyim diye sinir küpüne çevirmesiyle
bilinir. Homofobiktir, Pembe’yi her şeye rağmen sever. Kendisini kaçıran
mafyaların elinden kaçmak için verdiği çabaya rağmen yine aynı eve gelmesiyle
yön duygusunun da zayıf olduğunu anladığımız Yunus, şair ruhludur ve akrostiş
şiirin üstadıdır. Polonezköydeyim şiiri ise en bilinen şiiridir.
Sevdiği kızla arasındaki en büyük engel para ve kızın anası
olan bülbül sesli Bayram ve Ferhat
Ne demiş bir GOT büyüğü Jaime Lannister kimi seveceğimizi biz
seçemiyoruz. İşte birbirlerinin farklı sinema tv evrenindeki yansıması olan
Bayram ve Ferhat da seveceği kızı seçememiş ve gidip aile düşmanının kızına
aşık olmuş iki bahtsız karakter. Cennet Mahallesi evreninde Ferhat’ın babası
olan Yunus, Gırgıriye evreninde Bayram’dır. Burada bi Dark evrenine girmişiz
izlenimi yaşasak da bu durum Dark’tan da beter. Ayı oynatarak ailesinin
geçimine katkıda bulunan Bayram, Sabayat’ın güzel kızı Güllü’yü sever fakat
Sabayat da parayı sever ve para da Bayram ve ailesinde yoktur. Aynı durum
Ferhat için de geçerlidir. Fakat Bayram’ın efsane hayal gücü ve Güllü’nün
saflığı ve Gülşen Bubikoğlu faktörüyle Gırgıriye bir adım daha öndeydi. Özellikle
gezdireyim sana tüm Avrupa’yı be Güllü’m sahnesi sinemamızın en komik
sahnelerindeydi. Alayım sana bi Murat 124 gezdireyim sana tüm Avrupa’yı be
Güllü’m diyen Bayram’a tüm saf kalpliliğiyle sahi mi be Bayram deyişi ayrı bi
güzellik.
Mahallenin güzeli sevdiğine kavuşmak için sürünen Güllü ve Sultan
Çağla Şikel’i çok beğensem de Gülşen Bubikoğlu’nun yeri bir
Yeşilçam sinefili olarak bende başkadır. O yüzden favorim her zaman Güllü. Bayram’ın
biricik sevdiceği Güllü’ye anası her zaman zeytinin karalısı erkeğin paralısı
diye nasihatte bulunsa da genç kız kalbini can düşmanının oğlu Bayram’a
kaptırmıştır. Bi ara Sulukule’ye eğlenmeye gelen Sümer Tilmaç’ın canlandırdığı
gazino patronu tarafından keşfedilip sahnelerin tozunu attırmışlığı da vardı. Aynı
durum Sultan’ın da başına geliyordu tabi, o da anasıyla çiçeğe çıktığı sırada
aşırı kaprisli assolistini işten kovan ve senden daha iyisini beş dakikada
bulurum diyen gazino patronu tarafından keşfedilip sahnelere adım atmanın
eşiğinden dönmüştü. Tabi iki yapımda da kızlarının şöhretine balıklama dalan bir
Sabayat ve Pembe gerçeği de vardı. Hatta Güllü sahne işinden vazgeçince onun
yerine sahnelere fırlayıp Güllü’nün ablası olduğunu iddia ederek gazinoyu
karıştıran Sabayat ve gene aynı şekilde şarkıcı olma hayalleri kurup sahnede
yuhlanınca seyircilerle dalaşıp Show girl olan Pembe, pardon Arsız Pembe
gerçeği vardı.
Ailenin sevdiğine çok geç kavuşan sempatik halaları Zekiye ve
Menekşe
Hastası olduğumuz komik kadın Adile Naşit ve Şeyla Halis
farklı yapımlarda birbirinin aynı rolleri canlandırmıştı. Bu sempatik ikiliye
sürekli Sabayat ve Pembe lakap takardı. Alatura paralarını kurnazca gaftilemeye
çalışan Zekiye’ye bücüre bak diye zıplayan Sabayat ve oynak balina dediği
Menekşe’ye saç baş dalan Pembe ile kavgada ölümüne eşleşen Zekiye ve Menekşe
genelde rakibinin saldırısından hacimlerine göre kurtuluyorlardı. Şöyle ki
Zekiye, Sabayat’ın elinden minikliğini kullanarak kaçarken, Menekşe kaçma
yolundansa ağırlığını kullanıp Pembe’nin üstüne oturmayı bilirdi. Zekiye’nin
büyük aşkı Haydar ve Menekşe’nin büyük aşkı Muharrem’le kavuşmaları da bayağı
zaman alıyordu.
Halaların uzatmalı sevgilileri Haydar ve Muharrem
Şener Şen’in oynadığı Zekiye’nin büyük aşkı Haydar filme
sonradan dahil olurken Ümit Yesin’in oynadığı Muharrem karakteri dizinin
kadrolu muhtarı ve kahvecisiydi. Gırgıriye’nin en komik ikinci sahnesine
imzasını atan Haydar ve Zekiye’nin çimlerde yuvarlandığı sahne izleyeni
gülmekten ağlatacak kadar komikken Menekşe ve Muharrem’in evlenmeden önce
liseli aşıklar gibi buluşup hadi romantizm yapalım diye el ele tutuşup ağır
çekim koştukları bi sahne var ki en az Zekiye ve Bayram çiftinin Türkan Şoray
ve Tarık Akan’a nispet yaparcasına yuvarlandıkları sahneler kadar komiktir.
Ailenin cümbüşçü dayıları hafif safça Bekir ve Selim
Emin’in biricik kızı Sevim’e aşık Sabayat’ın kardeşi kalaycı
Bekir ve Yunus’un kızı Fatoş’a aşık cümbüşçü Selim film ve dizinin hafif saf
karakteriydi. Gerçi film serisi kısa olduğu için Bekir’in saflığına sınırlı
sayıda maruz kalan seyirci dizi versiyonunda Selim’in Edirne’den Kars’a yol
olacak saflıklarına izleyici maruz kala kala bi olmuştu. Ablası Pembe
tarafından bile imalat hatası olmakla nitelendirilen Selim’in dizi boyunca
yaptığı tek kurnazlık sevdiceği Fatoş’u kaçarak evlenmeye ikna etmesiydi.
Düşman ailenin oğullarına aşık olma dalında bir dünya markası
Sevim ve Fatoş
Aa benim payım neden Güllü’den eksik deyince Sabayat’ın
verdiği sen bi aynaya bak cevabı üzerine saldırıya geçip güzelliğine asla laf
ettirmeyen ve sen benim götcağzımı ye diye lafını esirgemeyen Sevim vs Pembe’nin
zulmüne kaynanaya ne yapmalı kaynar kazana atmalı isimli Belkıs Akkale’nin
seslendirdiği güzide türkümüzle cevap veren pasif direnişçi Fatoş. Gerçi şimdi
hakkını yemeyelim Pembe babasına laf edince ayağına törpü batırmıştı Fatoş ama
söz konusu dişi terminatör Pembe olunca tabi Fatoş’un savunması da bi yere kadardı.
Meslek asabiyetine bir de kediyle köpek gibi birbirine giren
iki aile eklenince her gün sinir krizine giren Komiserler
Yani Allah sabır versin Sulukule ve Cennet Mahallesine gelen
bütün komiserler bu ailelerle uğraşmaktansa tayin istemeyi tercih ederken iki
düşman ailenin kavgalarına göğüs geren cefakar komiserler bu kadar cefakar
olmalarının bedelini sinir hastası olarak ödüyorlardı. Hatta film versiyonunda
kısa olduğu için bilmesek de dizi versiyonun da ailelerin kavgacılığına
dayanamayan komiser Cemil kalp krizi bile geçiriyordu. Piknik tüpü fizikli,
minyatür ve sinirli olmalarına rağmen iki komiser de acayip sevimliydi yalnız
eklemeden edemeyeceğim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder