Tarihi Diziseverleri Kraliyet Ailesinin
Skandallı Saltanatına Götüren The Crown Karakterlerinin Gerçek Hayattaki Yansımaları
Tarihi dizi merakım
sebebiyle keşfettiğim The Crown, yakın dönem İngiliz Kraliyet ailesinin çalkantılı
hayatına odaklanmakla kalmıyor, genç Kraliçe Elizabeth’in özel ve politik
hayatında yaşadığı zorluklara da değiniyor. Winston Churchill gibi kurt siyasetçilerin,
çıkarcı lordların, siyasi çalkantıların içinde kalan genç kraliçe üstüne bir de
ergen tribi atan kocası Philip, skandal bir ilişki yüzünden ağlayıp duran ezik
kardeşi Margaret ve işlerine karışıp duran Ana Kraliçe Elizabeth (anası) ile
uğraşıyor. Kraliçe olacağı hesaba katılmadığı için anayasa ve okuma yazma hariç
fenni bilimler konusunda bilgisi olmayan genç Kraliçemiz görüştüğü devlet
başkanlarıyla kanaviçe işlemenin inceliklerini konuşamayacağını anlayınca
sarayda özel ders bile alıyor.
İngiliz Kraliyet
Ailesi ezelden beri skandallarıyla hatırlandığı için senaristlerin bölümleri
yazarken hiç zorlanacağını sanmıyorum. Zaten dizi Game Of Thrones gibi birçok
kodaman yapımı geride bırakıp Altın Kürede en iyi drama ödülünü kazanmış. Bence
en güzel nokta sadece kraliyet ailesine odaklanmayıp Churchill gibi bir siyasi
efsanenin bireysel hikayesine de değinmeleri. Yani The Crown zaten güzel bir
konu yakalamış dönemi en ince ayrıntılarına kadar izleyiciye sunarak
diziseverleri mest etmesi doğal. Ayrıca bu daha ne ki asıl bomba Kraliçe ve
gelinleri arasında yaşanan gerilimle patlayacak. Kalplerin prensesi Diana ve
sadakatsiz prens Charles’ın Camilla yüzünden biten evliliği nasıl işlenecek
acaba?
Kraliçe 2. Elizabeth
Birleşik Krallığın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı olan
2. Elizabeth (Tam adı Elizabeth Alexandra Mary (adeta kraliçe olsun diye
adlandırılmış)) 1926 yılında York Dükü Prens Albert ve Düşes Elizabeth’in ilk
çocukları olarak doğdu. Ağabeyi 8. Edward kraliyet geleneğine ters olarak üç
kocası da hayatta olan ve soylu olmayan Wallis Simpson ile evlenebilmek için
tahtı tacı bırakınca Prens Albert, 6. George adını alarak tahta çıkar. Babası
tahta çıkınca tahtın bir numaralı varisi olan Elizabeth’i dizide Claire Foy canlandırıyor.
Kadının oyunculuğu oldukça iyi benzerlik de mevcut olmasına rağmen rol için
fazla mı güzel kalmış ne? Tamam kraliçenin de gençken bi gideri varmış da
Claire bildiğin Khaleesi ayarında bir şey olmuş. 1952 yılından beri tahtta olan
Kraliçe 2. Elizabeth, hala devam eden hükümdarlığı döneminde petrol krizi de
dahil olmak üzere birçok siyasi çalkantının da içinde oldu. Üstüne bir de özel
hayatının çalkantıları düşünülürse harbiden Kraliçe çok yaşasın. 13 yaşında
aşık olduğu Yunan, Danimarka ve Norveç prensi Philip’le evlenmek istemesi kraliyet
tarafından hoş karşılanmaz. Üstelik tek sorun kocası da değildir, kız kardeşi
Margaret de kalkıp evli ve çocuklu Albay Peter Townsend ile skandal bir
ilişkiye imza atar. Bi de yetmez ihtiyar kurt Churchill’in yaş haddinden emekli olmasını isteyen parti
üyelerinin darlaması filan da var. Kraliçe oluyorsun mutlu sanıyorlar yahu, o
kadar çektikten sonra ben olsam ben de ölmezdim. Kuğuların ve balıkların sahibi,
Birleşik Krallığın uzun dönem kraliçesi, 4 çocuk anası, Lady Diana’nın
kaynanası, en uzun süre taht bekleyen Prens Charles’ın kraliçe anası, Windsor
hanesinden Kraliçe 2. Elizabeth.
Edinburgh Dükü Philip Mountbatten
Düke of the İçgüveysi Philip, 1. Dünya Savaşı sırasında
İngiliz desteğiyle Osmanlı, Ege kıyılarına çöreklenen Yunan birlikleri geri püskürtülünce ülkede çıkan isyanda dedesini, babasını öldürmüşler. Kendisi de
portakal kasasında ülkeden kaçırılmış. Zaten Yunan Kralı bile kaçmış. Elizabeth’e
millet aç, halkın yanında ol, onların sevgisini kazan diye çemkirip kendi acılı
çocukluğunu hatırladığı kısım güzeldi de kraliçeye halk galeyana gelip senle
çocuklarımızın başını bi kazığa geçirmeye çalışırlarsa benden yardım isteme ama
demesi ayrı bir saçmalıktı. Kraliçe’nin yerinde olsam merak etme cicim
muhtemelen seni bizden önce kazığa geçirecekleri için yardım istemem derdim. Çocukluğu
dük dayı marki amca yanında geçen Philip’in, 6. George’un varisi Elizabeth’in
aşkıyla dük prens Allah ne verdiyse bütün unvanları toplamış eskinin devrik
soylusu şimdinin eliti olmuş. Elizabeth’in ilgisine mazhar olunca 1947 yılında
İngiliz vatandaşlığına geçip dört haneli İskandinav soyadını geride bırakmış ve
yerine Mountbatten soyadını almış. Kraliçe Elizabeth’in iki adım gerisinde
dolanıp, samimiyetsiz bir sırıtışla hanımının çantası gibi takılmayı
hazmedemeyen Philip, dizi boyunca sürekli trip atıyor. Kesinlikle İngiliz soğuk
asaletinden nasibini almayan, liseli netliğindeki kaba espri anlayışıyla pot
üstüne pot kıran Philip bey kesinlikle dizideki elemandan daha yakışıklıymış. Yerinde
olsam Yunan heykeli gibi adamım beni niye çirkin bi adama oynattınız diye
diziye dava açardım. Hakkında en merak edilen konu kraliçenin uzak
kuzenlerinden birisiyle yirmi yıl süren yasak aşkına değinilip değinilmeyeceği
(daha birinci sezonu bitirdim). Sen kalk dünyanın en güçlü kadınıyla evlen
sonra da kadını aldat! Yürek mi yemiş ne? Kraliçe kafasını kopartmadığına göre
cidden seviyor herhalde.
Prenses Margaret Windsor
Kraliçenin kraliçeden daha güzel ama karizma fukarası kardeşi
Margaret, sigara tiryakisi olduğundan olsa gerek sülaledeki kadınların içinde
en erken hakkın rahmetine kavuşan lady olmuş. Nenen 88, anan 102 yaşamış ablansa
90’ı devirdi sen 72’de gitmişsin. Halka daha yakın olup sempati kazansa da
ablası gibi mantığıyla değil duygularıyla hareket etmesi ona çok şey
kaybettirmiş olmalı. Her şeyden önce biraz uzak kalınca karısını senle aldatan
adamın sana sadık kalacağını nasıl düşünüyorsun? Ayrıca Peter’den başkasıyla
evlenmeyeceğim diye zırlayıp beş yıl sonra lordlar kamarası üyesi, yakışıklı
baron Antony Armstrong Jones’le evlenmişsin. Galiba onda da umduğunu
bulamamışsın, zaten sinemaya bulaşan adamdan hayırlı koca filan olmaz. Beddua
mı aldın anlamadım ki. En son Jack Nicholson bile ahlaksız teklifte bulunmuş
sana ne bahtı kara kadınmışsın?
Albay Peter Townsend
Bu adamı hiç sevmedim ya, dizideki en kıl kaptığım karakter
buydu. Böyle sadakatsiz, itici ve de andropoza girmiş bir tipti. Zaten kendisinden
16 yaş küçük prensesle skandal bir aşka imza atması andropozunun göstergesi. Margaret’le
evlenseler de bu ilişkinin sürmesi yaş farkından dolayı zor gibi duruyordu. Zaten
senaristte benimle aynı fikirde olmalı ki Margaret partilerken yatmaya giden
Peter sahnesi yazmışlar. Margaret’le
evlenmelerine izin çıkmayınca 1959 yılında yine kendisinden yaşça küçük bir
kızla evlenmiş. Bu evlilikten sonra
Margaret’te durur mu yapıştırmış cevabı ve baron Antony ile evlenmiş.
Kral 6. George
Ağabeyi 8. Edward, 2. Dünya savaşının patlak verdiği dönemde
seviyorum ulan diye kraliyet ailesine atar yapıp yakışıklı hanımı Wallis için
tacı tahtı bırakınca, kral olmak için hiç hazırlık yapmayan Prens Albert,
kendini Kral 6. George olarak tahtta bulur. Normal birisi için küçük ama bir
kral için hayli zorlayıcı bir rahatsızlıktan – kekemelik – mustarip olan 6.
George, genç yaşında akciğer kanserinden sizlere ömür olunca yerine varisi
Prenses Elizabeth geçer. Kızının çöpsüz üzüm Philip’le evlenmesini istemeyen
George, Philip’in çapkınlığı düşünülünce kral olmasının yanında ileri
görüşlüymüş de. Kralı oynayan oyuncu oldukça başarılı olmasına rağmen özellikle
öleceğini bile bile yaşadığı anlarda mutlu olma çabası filan üst düzeydi. Ama aynı
şeyin fiziki benzerlik konusunda tutturulduğunu düşünmüyorum. İnce, uzun yüz ve
fizik yapısına sahip hakiki Kral George nerede köşeli yüz ve kare fizik
yapısına sahip Jared Harris nerde? Sanırım fiziki benzerlik filan baz alınarak yapılacak en iyi Kral 6. George tercihi Clint Eastwood olurmuş.
Ana Kraliçe Eli zabeth Bowes – Lyon
Kral 6. George’nin kraliçe olmaya hazır olmayan ama
kraliçeden daha kraliçe hanımı Elizabeth, soylu bir aileden gelmesinin yanı
sıra sözünü esirgemeyen güçlü bir kadınmış. Nazilerin Birleşik Krallığı işgal
etme ihtimaline karşı tahtın varisleri ve kraliçenin başkentten ayrılması
istendiğinde Kral ülkesinden, ben kralın yanından, kızlarım da benim yanımdan
ayrılmayacak diyen Kraliçe Elizabeth Bowes’in kızı zamanında da sarayın
işlerine müdahil olmaması beklenemezmiş. Damadı Philip’i o da istememiş, hatta
düğün günü kaynanasıyla bir köşeye çekilip zamanında oğlunu terk eden Prenses Alice’nin
düğüne rahibe kılığıyla gelmesinin gıybetini yapmaları bu istemeyişin dizi
ayağı olmuş. Dizide eltisi Wallis tarafından kurabiye lakabının verilmesine
zırnık anlam verememiştim. Zira kadın gayet fitti, kurabiyelik bi yanı yoktu. Fakat
merak edip ana kraliçenin orijinaline bakınca lakabın gayet yerinde olduğunu
anladım. Gayet gürbüz bir kadın olan Elizabeth ile dizideki hanımın tek ortak
yanı çene gamzeleri. Yuvarlak yüz hatlarına sahip Elizabeth Bowes’ten çok Winona
Ryder’in 50’li yaşlardaki haline benzeyen Victoria Hamilton dizinin 6. George
ve Edinburgh Dükü Philip’ten sonraki en başarısız seçimi. Gerçi Churchill ve
Prenses Margaret’in orijinalinden hayli uzun olduğunu düşünürsek en azından
oyunculuklar iyi deyip benzerliği ikinci plana atmak en iyisi.
Kraliçe Mary Teck
6. George ile 8. Edward’ın anası olan Kraliçe Mary,
orijinalinin fotokopisi gibi olmuş tebrikler. Baca gibi sigara içtiği için
astımdan mustarip olan Kraliçe Mary, saray kurallarını hiçe sayıp hem dul, hem
çirkin hem de anti soylu gelin adayı Wallis'ten vazgeçmesi için oğluna baskı yapmış, baskıları
sökmeyince oğlunu resmen ülkeden sürgün ettirmiş. Gerçi 8. Edward da az
değildi, kardeşi ölmüş adam maaşımı nasıl kesersiniz diyor. Ben anasının
yerinde olsam soylu elimin tersiyle oğlumun ağzının ortasına bir tane
indirirdim. Ne yaparsın Kraliçe de olsan evladını atsan atamıyorsun satsan
satamıyorsun. George’un ölümünden korkaklıkla itham ettiği Edward’ı suçlasa da
ölüm döşeğindeyken sürgün ettirdiği oğlunu görmek istiyor işte gözleri. Tabi bu
durum bile her şeyin sorumlusu olarak gördüğü için düşes unvanını vermediği
gelini Wallis Simpson’un ülkeye girişini yasaklamasına engel değil. Galiba
Kraliçe Elizabeth’in Diana’dan tut Kate’e kadar yaptığı kaynanalık genleri
nenesi Kraliçe Mary’den geliyor.
Başbakan Winston Churchill
Birleşik Krallığın efsane başbakanı, hatta ülkeyi Nazi
işgalinden kurtarıp Sovyet tehlikesine karşı savunan isim olduğu için halkın
sempatisini kazanmış Winston Churchill. Ama gel gör ki her politikacının
düştüğü hataya o da düşmüş zamanında politikayı bırakmayarak partisini zor
durumda bırakmış. Ha ondan sonra gelen Anthony Eden de partinin şikayetleri
yüzünden Kral dememiş Kraliçe dememiş bu adam artık yaşlandı, Muhafazakar Parti
olarak ne yapacağımızı şaşırdık, İşçi Partisi bize mabadıyla gülüyo gözünüzü
seveyim artık Churchill’i görevden alın dedi de noldu? Başbakanlığının hayrını
göremedi. Göreve geldi, besmele çekemeden milliyetçi Araplar yananı görür Allah
diye isyan etti. Süveyş Kanalı Krizi çıktı, tabi yaşlı kurt Churchill’in ahını
aldı. Gençliği başarılarla dolu olan Churchill, aynı durum yaşlanınca da devam
etsin diye uğraşsa da ihtiyarlıktan kim kaçabilmiş ki?
Dışişleri Bakanı Anthony Eden
Hanımı, onun karısı şuna söylemiş, o da zaten kraliçenin
nedimesinin instagramdan arkadaşı da ondan duymuş Anthony, Kraliçeye gidip seni
görevden almasını istemiş dediğinde Churchill’in olmaz Anthony’i beni babası
gibi görür, arkamdan iş çevirmez diye bas bas bağırır. İşte Anthony Churchill’in
yerine yetiştirdiği fakat yerini bırakmak istemediği için yedekte beklemekten
sıkılmış bir politikacıdır. Üstte de dediğim gibi partidekiler homurdanmaya
başlayınca başbakanı kırmadan emekli ettirmek için önce Kral 6. George gider. Kral
da hazır olmadan göreve başlamanın ne zor olduğunu ben bilirim Anthony sıranı
bekle diye Eden’i geri çevirir. Fakat sıra ona gelince Churchill’in ahını mı
almıştır nedir? Adamın koltuğa oturmasının ardından Süveyş Kanalı Krizi
çıkmıştı.
Kraliçenin Danışmanı Tommy Lascelles
Ay bunun orijinaliyle hiç alakası yok ama oyuncunun soğuk ve
vazifeşinas halleri adeta danışman olmak için doğmuş gibi duruyor. Sadakati ve
kuralcı duruşuyla tam danışılacak adamdı. Ana Kraliçenin emriyle keyif düşkünü
8. Edward’la taç giyme törenine hanımınız gelmeyecek konuşmasını yaparken de
Albay Peter’e Belçika’ya hemen gideceksin diye emrivaki yaparken de aynı ses
tonu ve mimiksiz surat. Vallahi geçmiş zamanlarda yaşasa işinin ehli cellat
olurmuş.
Kral 8. Edward
Herhalde kraliyet tarihinde kadın için tacı tahtı bırakıp
sıradan bir hayat sürmeyi seçen tek Kral 8. Edward’dır. Sıradan bir hayat
dedikse kraliyetin diğer üyelerinin yaşamadığı kadar keyif dolu bir hayat
yaşadığı kesin. Dul, üstelikte üç kere evlenip boşanmış, boşandığı kocalarının
da hiçbiri ölmemiş soylu da olmayan bir kadın olan Wallis Simpson’la evlenmesi
kraliyet yasaları tarafından engellenince krallığı bırakma sebebi medyanın
abartılı aşk hikayesinden çok 2. Dünya savaşının yarattığı kargaşa ve hanımı
Wallis’in Nazilere olan yakınlığı olabilir. Fakat krallığı bırakmasa herhalde İngiltere
tarihinin görüp görebileceği en yakışıklı kral olurmuş.
Wallis Simpson
Kral 8. Edward’ın uğruna tacı tahtı bıraktığı hanımı Wallis,
ciddi ciddi ne çeşit bir papaz büyüsü yaptırdığı merak konusu. Normalde insanları
fiziki özelliklerine göre değerlendirmem, kimsenin değerlendirmeye hakkı
olduğunu da düşünmem. Bayan Wallis de verdiği bir röportajda bu durumu kabul
ettiği için değineceğim. Kadın kendisi bile çirkin bir kadın olduğunu kabul
etmiş, bu durumu bir eksiklik olarak gördüğü için de moda ikonuna dönüşmüş. Kral
8. Edward’a gelene kadar üç defa evlenip boşanmış, adını aşkla duyurmuş bir
kadın. Kraliyet ailesi Birleşik Krallığa girişini yasaklamakla kalmamış, kadına
hakkı olan düşeslik unvanını bile vermemiş. Birleşik Krallığın göz bebeği,
halkın en sevdiği soylu, kalplerin prensesi Diana’nın harcanma sebebidir Wallis
Simpson. Şöyle ki, Kraliçe Elizabeth’in varisi Prens Charles, tıpkı büyük
amcası Edward gibi dul bir kadına aşık olur (şu anki eşi Camilla). Fakat bu
skandal ilişki prensin halk gözündeki itibarını düşürecektir. Bu yüzden de
prens apart topar soylu bir aileye mensup olan Lady Diana ile evlendirilir. Fakat
burda işler Wallis ve Edward’ınkinden daha çetrefilli. Halk yıllar evvel aşkı
için tacı bırakan Edward’a sempati beslese de şu an kimse Prens Charles’a
kalbinin sesini dinleyip Camilla ile evlendiği için sempati duymuyor. Çünkü arada
bir adet iki çocuğuna rağmen aldatılan ve ayrıldıktan sonra hayatını kaybeden
kalplerin prensesi Lady Diana var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder