12 Ağustos 2018 Pazar


Tarihi Diziseverleri Kraliyet Ailesinin Skandallı Saltanatına Götüren The Crown Karakterlerinin Gerçek Hayattaki Yansımaları

   Tarihi dizi merakım sebebiyle keşfettiğim The Crown, yakın dönem İngiliz Kraliyet ailesinin çalkantılı hayatına odaklanmakla kalmıyor, genç Kraliçe Elizabeth’in özel ve politik hayatında yaşadığı zorluklara da değiniyor. Winston Churchill gibi kurt siyasetçilerin, çıkarcı lordların, siyasi çalkantıların içinde kalan genç kraliçe üstüne bir de ergen tribi atan kocası Philip, skandal bir ilişki yüzünden ağlayıp duran ezik kardeşi Margaret ve işlerine karışıp duran Ana Kraliçe Elizabeth (anası) ile uğraşıyor. Kraliçe olacağı hesaba katılmadığı için anayasa ve okuma yazma hariç fenni bilimler konusunda bilgisi olmayan genç Kraliçemiz görüştüğü devlet başkanlarıyla kanaviçe işlemenin inceliklerini konuşamayacağını anlayınca sarayda özel ders bile alıyor.

   İngiliz Kraliyet Ailesi ezelden beri skandallarıyla hatırlandığı için senaristlerin bölümleri yazarken hiç zorlanacağını sanmıyorum. Zaten dizi Game Of Thrones gibi birçok kodaman yapımı geride bırakıp Altın Kürede en iyi drama ödülünü kazanmış. Bence en güzel nokta sadece kraliyet ailesine odaklanmayıp Churchill gibi bir siyasi efsanenin bireysel hikayesine de değinmeleri. Yani The Crown zaten güzel bir konu yakalamış dönemi en ince ayrıntılarına kadar izleyiciye sunarak diziseverleri mest etmesi doğal. Ayrıca bu daha ne ki asıl bomba Kraliçe ve gelinleri arasında yaşanan gerilimle patlayacak. Kalplerin prensesi Diana ve sadakatsiz prens Charles’ın Camilla yüzünden biten evliliği nasıl işlenecek acaba?

Kraliçe 2. Elizabeth


Birleşik Krallığın en uzun süre tahtta kalan hükümdarı olan 2. Elizabeth (Tam adı Elizabeth Alexandra Mary (adeta kraliçe olsun diye adlandırılmış)) 1926 yılında York Dükü Prens Albert ve Düşes Elizabeth’in ilk çocukları olarak doğdu. Ağabeyi 8. Edward kraliyet geleneğine ters olarak üç kocası da hayatta olan ve soylu olmayan Wallis Simpson ile evlenebilmek için tahtı tacı bırakınca Prens Albert, 6. George adını alarak tahta çıkar. Babası tahta çıkınca tahtın bir numaralı varisi olan Elizabeth’i dizide Claire Foy canlandırıyor. Kadının oyunculuğu oldukça iyi benzerlik de mevcut olmasına rağmen rol için fazla mı güzel kalmış ne? Tamam kraliçenin de gençken bi gideri varmış da Claire bildiğin Khaleesi ayarında bir şey olmuş. 1952 yılından beri tahtta olan Kraliçe 2. Elizabeth, hala devam eden hükümdarlığı döneminde petrol krizi de dahil olmak üzere birçok siyasi çalkantının da içinde oldu. Üstüne bir de özel hayatının çalkantıları düşünülürse harbiden Kraliçe çok yaşasın. 13 yaşında aşık olduğu Yunan, Danimarka ve Norveç prensi Philip’le evlenmek istemesi kraliyet tarafından hoş karşılanmaz. Üstelik tek sorun kocası da değildir, kız kardeşi Margaret de kalkıp evli ve çocuklu Albay Peter Townsend ile skandal bir ilişkiye imza atar. Bi de yetmez ihtiyar kurt Churchill’in  yaş haddinden emekli olmasını isteyen parti üyelerinin darlaması filan da var. Kraliçe oluyorsun mutlu sanıyorlar yahu, o kadar çektikten sonra ben olsam ben de ölmezdim. Kuğuların ve balıkların sahibi, Birleşik Krallığın uzun dönem kraliçesi, 4 çocuk anası, Lady Diana’nın kaynanası, en uzun süre taht bekleyen Prens Charles’ın kraliçe anası, Windsor hanesinden Kraliçe 2. Elizabeth.


Edinburgh Dükü Philip Mountbatten


Düke of the İçgüveysi Philip, 1. Dünya Savaşı sırasında İngiliz desteğiyle Osmanlı, Ege kıyılarına çöreklenen Yunan birlikleri geri püskürtülünce ülkede çıkan isyanda dedesini, babasını öldürmüşler. Kendisi de portakal kasasında ülkeden kaçırılmış. Zaten Yunan Kralı bile kaçmış. Elizabeth’e millet aç, halkın yanında ol, onların sevgisini kazan diye çemkirip kendi acılı çocukluğunu hatırladığı kısım güzeldi de kraliçeye halk galeyana gelip senle çocuklarımızın başını bi kazığa geçirmeye çalışırlarsa benden yardım isteme ama demesi ayrı bir saçmalıktı. Kraliçe’nin yerinde olsam merak etme cicim muhtemelen seni bizden önce kazığa geçirecekleri için yardım istemem derdim. Çocukluğu dük dayı marki amca yanında geçen Philip’in, 6. George’un varisi Elizabeth’in aşkıyla dük prens Allah ne verdiyse bütün unvanları toplamış eskinin devrik soylusu şimdinin eliti olmuş. Elizabeth’in ilgisine mazhar olunca 1947 yılında İngiliz vatandaşlığına geçip dört haneli İskandinav soyadını geride bırakmış ve yerine Mountbatten soyadını almış. Kraliçe Elizabeth’in iki adım gerisinde dolanıp, samimiyetsiz bir sırıtışla hanımının çantası gibi takılmayı hazmedemeyen Philip, dizi boyunca sürekli trip atıyor. Kesinlikle İngiliz soğuk asaletinden nasibini almayan, liseli netliğindeki kaba espri anlayışıyla pot üstüne pot kıran Philip bey kesinlikle dizideki elemandan daha yakışıklıymış. Yerinde olsam Yunan heykeli gibi adamım beni niye çirkin bi adama oynattınız diye diziye dava açardım. Hakkında en merak edilen konu kraliçenin uzak kuzenlerinden birisiyle yirmi yıl süren yasak aşkına değinilip değinilmeyeceği (daha birinci sezonu bitirdim). Sen kalk dünyanın en güçlü kadınıyla evlen sonra da kadını aldat! Yürek mi yemiş ne? Kraliçe kafasını kopartmadığına göre cidden seviyor herhalde.


Prenses Margaret Windsor


Kraliçenin kraliçeden daha güzel ama karizma fukarası kardeşi Margaret, sigara tiryakisi olduğundan olsa gerek sülaledeki kadınların içinde en erken hakkın rahmetine kavuşan lady olmuş. Nenen 88, anan 102 yaşamış ablansa 90’ı devirdi sen 72’de gitmişsin. Halka daha yakın olup sempati kazansa da ablası gibi mantığıyla değil duygularıyla hareket etmesi ona çok şey kaybettirmiş olmalı. Her şeyden önce biraz uzak kalınca karısını senle aldatan adamın sana sadık kalacağını nasıl düşünüyorsun? Ayrıca Peter’den başkasıyla evlenmeyeceğim diye zırlayıp beş yıl sonra lordlar kamarası üyesi, yakışıklı baron Antony Armstrong Jones’le evlenmişsin. Galiba onda da umduğunu bulamamışsın, zaten sinemaya bulaşan adamdan hayırlı koca filan olmaz. Beddua mı aldın anlamadım ki. En son Jack Nicholson bile ahlaksız teklifte bulunmuş sana ne bahtı kara kadınmışsın?


Albay Peter Townsend


Bu adamı hiç sevmedim ya, dizideki en kıl kaptığım karakter buydu. Böyle sadakatsiz, itici ve de andropoza girmiş bir tipti. Zaten kendisinden 16 yaş küçük prensesle skandal bir aşka imza atması andropozunun göstergesi. Margaret’le evlenseler de bu ilişkinin sürmesi yaş farkından dolayı zor gibi duruyordu. Zaten senaristte benimle aynı fikirde olmalı ki Margaret partilerken yatmaya giden Peter sahnesi yazmışlar.  Margaret’le evlenmelerine izin çıkmayınca 1959 yılında yine kendisinden yaşça küçük bir kızla evlenmiş.  Bu evlilikten sonra Margaret’te durur mu yapıştırmış cevabı ve baron Antony ile evlenmiş.



Kral 6. George


Ağabeyi 8. Edward, 2. Dünya savaşının patlak verdiği dönemde seviyorum ulan diye kraliyet ailesine atar yapıp yakışıklı hanımı Wallis için tacı tahtı bırakınca, kral olmak için hiç hazırlık yapmayan Prens Albert, kendini Kral 6. George olarak tahtta bulur. Normal birisi için küçük ama bir kral için hayli zorlayıcı bir rahatsızlıktan – kekemelik – mustarip olan 6. George, genç yaşında akciğer kanserinden sizlere ömür olunca yerine varisi Prenses Elizabeth geçer. Kızının çöpsüz üzüm Philip’le evlenmesini istemeyen George, Philip’in çapkınlığı düşünülünce kral olmasının yanında ileri görüşlüymüş de. Kralı oynayan oyuncu oldukça başarılı olmasına rağmen özellikle öleceğini bile bile yaşadığı anlarda mutlu olma çabası filan üst düzeydi. Ama aynı şeyin fiziki benzerlik konusunda tutturulduğunu düşünmüyorum. İnce, uzun yüz ve fizik yapısına sahip hakiki Kral George nerede köşeli yüz ve kare fizik yapısına sahip Jared Harris nerde? Sanırım fiziki benzerlik filan baz alınarak yapılacak en iyi Kral 6. George tercihi Clint Eastwood olurmuş.


Ana Kraliçe Eli zabeth Bowes – Lyon


Kral 6. George’nin kraliçe olmaya hazır olmayan ama kraliçeden daha kraliçe hanımı Elizabeth, soylu bir aileden gelmesinin yanı sıra sözünü esirgemeyen güçlü bir kadınmış. Nazilerin Birleşik Krallığı işgal etme ihtimaline karşı tahtın varisleri ve kraliçenin başkentten ayrılması istendiğinde Kral ülkesinden, ben kralın yanından, kızlarım da benim yanımdan ayrılmayacak diyen Kraliçe Elizabeth Bowes’in kızı zamanında da sarayın işlerine müdahil olmaması beklenemezmiş. Damadı Philip’i o da istememiş, hatta düğün günü kaynanasıyla bir köşeye çekilip zamanında oğlunu terk eden Prenses Alice’nin düğüne rahibe kılığıyla gelmesinin gıybetini yapmaları bu istemeyişin dizi ayağı olmuş. Dizide eltisi Wallis tarafından kurabiye lakabının verilmesine zırnık anlam verememiştim. Zira kadın gayet fitti, kurabiyelik bi yanı yoktu. Fakat merak edip ana kraliçenin orijinaline bakınca lakabın gayet yerinde olduğunu anladım. Gayet gürbüz bir kadın olan Elizabeth ile dizideki hanımın tek ortak yanı çene gamzeleri. Yuvarlak yüz hatlarına sahip Elizabeth Bowes’ten çok Winona Ryder’in 50’li yaşlardaki haline benzeyen Victoria Hamilton dizinin 6. George ve Edinburgh Dükü Philip’ten sonraki en başarısız seçimi. Gerçi Churchill ve Prenses Margaret’in orijinalinden hayli uzun olduğunu düşünürsek en azından oyunculuklar iyi deyip benzerliği ikinci plana atmak en iyisi.


Kraliçe Mary Teck


6. George ile 8. Edward’ın anası olan Kraliçe Mary, orijinalinin fotokopisi gibi olmuş tebrikler. Baca gibi sigara içtiği için astımdan mustarip olan Kraliçe Mary, saray kurallarını hiçe sayıp hem dul, hem çirkin hem de anti soylu gelin adayı Wallis'ten vazgeçmesi için oğluna baskı yapmış, baskıları sökmeyince oğlunu resmen ülkeden sürgün ettirmiş. Gerçi 8. Edward da az değildi, kardeşi ölmüş adam maaşımı nasıl kesersiniz diyor. Ben anasının yerinde olsam soylu elimin tersiyle oğlumun ağzının ortasına bir tane indirirdim. Ne yaparsın Kraliçe de olsan evladını atsan atamıyorsun satsan satamıyorsun. George’un ölümünden korkaklıkla itham ettiği Edward’ı suçlasa da ölüm döşeğindeyken sürgün ettirdiği oğlunu görmek istiyor işte gözleri. Tabi bu durum bile her şeyin sorumlusu olarak gördüğü için düşes unvanını vermediği gelini Wallis Simpson’un ülkeye girişini yasaklamasına engel değil. Galiba Kraliçe Elizabeth’in Diana’dan tut Kate’e kadar yaptığı kaynanalık genleri nenesi Kraliçe Mary’den geliyor.  

Başbakan Winston Churchill


Birleşik Krallığın efsane başbakanı, hatta ülkeyi Nazi işgalinden kurtarıp Sovyet tehlikesine karşı savunan isim olduğu için halkın sempatisini kazanmış Winston Churchill. Ama gel gör ki her politikacının düştüğü hataya o da düşmüş zamanında politikayı bırakmayarak partisini zor durumda bırakmış. Ha ondan sonra gelen Anthony Eden de partinin şikayetleri yüzünden Kral dememiş Kraliçe dememiş bu adam artık yaşlandı, Muhafazakar Parti olarak ne yapacağımızı şaşırdık, İşçi Partisi bize mabadıyla gülüyo gözünüzü seveyim artık Churchill’i görevden alın dedi de noldu? Başbakanlığının hayrını göremedi. Göreve geldi, besmele çekemeden milliyetçi Araplar yananı görür Allah diye isyan etti. Süveyş Kanalı Krizi çıktı, tabi yaşlı kurt Churchill’in ahını aldı. Gençliği başarılarla dolu olan Churchill, aynı durum yaşlanınca da devam etsin diye uğraşsa da ihtiyarlıktan kim kaçabilmiş ki?  


Dışişleri Bakanı Anthony Eden


Hanımı, onun karısı şuna söylemiş, o da zaten kraliçenin nedimesinin instagramdan arkadaşı da ondan duymuş Anthony, Kraliçeye gidip seni görevden almasını istemiş dediğinde Churchill’in olmaz Anthony’i beni babası gibi görür, arkamdan iş çevirmez diye bas bas bağırır. İşte Anthony Churchill’in yerine yetiştirdiği fakat yerini bırakmak istemediği için yedekte beklemekten sıkılmış bir politikacıdır. Üstte de dediğim gibi partidekiler homurdanmaya başlayınca başbakanı kırmadan emekli ettirmek için önce Kral 6. George gider. Kral da hazır olmadan göreve başlamanın ne zor olduğunu ben bilirim Anthony sıranı bekle diye Eden’i geri çevirir. Fakat sıra ona gelince Churchill’in ahını mı almıştır nedir? Adamın koltuğa oturmasının ardından Süveyş Kanalı Krizi çıkmıştı.


Kraliçenin Danışmanı Tommy Lascelles


Ay bunun orijinaliyle hiç alakası yok ama oyuncunun soğuk ve vazifeşinas halleri adeta danışman olmak için doğmuş gibi duruyor. Sadakati ve kuralcı duruşuyla tam danışılacak adamdı. Ana Kraliçenin emriyle keyif düşkünü 8. Edward’la taç giyme törenine hanımınız gelmeyecek konuşmasını yaparken de Albay Peter’e Belçika’ya hemen gideceksin diye emrivaki yaparken de aynı ses tonu ve mimiksiz surat. Vallahi geçmiş zamanlarda yaşasa işinin ehli cellat olurmuş.

Kral 8. Edward


Herhalde kraliyet tarihinde kadın için tacı tahtı bırakıp sıradan bir hayat sürmeyi seçen tek Kral 8. Edward’dır. Sıradan bir hayat dedikse kraliyetin diğer üyelerinin yaşamadığı kadar keyif dolu bir hayat yaşadığı kesin. Dul, üstelikte üç kere evlenip boşanmış, boşandığı kocalarının da hiçbiri ölmemiş soylu da olmayan bir kadın olan Wallis Simpson’la evlenmesi kraliyet yasaları tarafından engellenince krallığı bırakma sebebi medyanın abartılı aşk hikayesinden çok 2. Dünya savaşının yarattığı kargaşa ve hanımı Wallis’in Nazilere olan yakınlığı olabilir. Fakat krallığı bırakmasa herhalde İngiltere tarihinin görüp görebileceği en yakışıklı kral olurmuş.


Wallis Simpson


Kral 8. Edward’ın uğruna tacı tahtı bıraktığı hanımı Wallis, ciddi ciddi ne çeşit bir papaz büyüsü yaptırdığı merak konusu. Normalde insanları fiziki özelliklerine göre değerlendirmem, kimsenin değerlendirmeye hakkı olduğunu da düşünmem. Bayan Wallis de verdiği bir röportajda bu durumu kabul ettiği için değineceğim. Kadın kendisi bile çirkin bir kadın olduğunu kabul etmiş, bu durumu bir eksiklik olarak gördüğü için de moda ikonuna dönüşmüş. Kral 8. Edward’a gelene kadar üç defa evlenip boşanmış, adını aşkla duyurmuş bir kadın. Kraliyet ailesi Birleşik Krallığa girişini yasaklamakla kalmamış, kadına hakkı olan düşeslik unvanını bile vermemiş. Birleşik Krallığın göz bebeği, halkın en sevdiği soylu, kalplerin prensesi Diana’nın harcanma sebebidir Wallis Simpson. Şöyle ki, Kraliçe Elizabeth’in varisi Prens Charles, tıpkı büyük amcası Edward gibi dul bir kadına aşık olur (şu anki eşi Camilla). Fakat bu skandal ilişki prensin halk gözündeki itibarını düşürecektir. Bu yüzden de prens apart topar soylu bir aileye mensup olan Lady Diana ile evlendirilir. Fakat burda işler Wallis ve Edward’ınkinden daha çetrefilli. Halk yıllar evvel aşkı için tacı bırakan Edward’a sempati beslese de şu an kimse Prens Charles’a kalbinin sesini dinleyip Camilla ile evlendiği için sempati duymuyor. Çünkü arada bir adet iki çocuğuna rağmen aldatılan ve ayrıldıktan sonra hayatını kaybeden kalplerin prensesi Lady Diana var.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder