Yeşilçam’a Bir Arkadaşa Bakmak İçin Uğrayıp Sinemamıza Renk Getiren
10 Yabancı Oyuncu
Bu haftaki Yeşilçam
dosyamızda da yolu Yeşilçam’dan geçmiş on yabancı oyuncuya değineceğiz. Belki çoğumuz
ilk izlediğimiz yıllarda onları yerli sandık, fakat dikkatli izleyiciler ağız
hareketlerinden efsane dublajlar döndüğünü anlamıştır. Özellikle Chiristine Haydar,
Robert Widmark ve Annie Hall’in gram Türkçe kelam etmediği muhtemel çekim
sırasında da ana dilleriyle konuştuğu sonradan dublajla seslendirildikleri
ortada. Yeşilçam’ımıza giren yabancı oyuncularda İranlı oyuncular ağırlığını
hissettirirken kadın oyuncular Avrupa sınırlarından ülkemize giriş yapmış. Kadın
oyuncuların hepsi çoğunlukla seks sembolü (Suna Yıldızoğlu’nu tenzih ediyorum)
olarak beyazperdede arzı endam ederken erkek oyuncular da aksiyon filmlerinin
aranan ismi olmuş. Özellikle Robert Widmark, Cüneyt Arkın’ın aksiyon kankası
olmuş beraber az figüran dövmemişler. Lafı fazla uzatmadan yabancı
oyuncularımıza değinelim.
Sonia Viviani İtalya
Bence Yeşilçam’ın beyazperdeye yansıttığı en güzel yabancı
aktris Sonia hanımdı. Akdeniz insanı olduğu için ülkemizde görülme ihtimali
yüksek bir tip olan Sonia hanımı sinemada ilk gördüğümde yabancı olduğunu hiç
düşünmemiştim. Gözde Kansu’nun İtalyan ikizi gibi duran Sonia Viviani
sinemamızda Teşekkür Ederim Büyükanne ve Delicesine adlı iki film çeviren güzel
oyuncu tabi ki beraber rol aldığı yakışıklı oyuncu Kadir İnanır’la kısa süreli
bir birliktelik yaşamış sonra da memleketine dönmüştür. 1976’da iki filmle
Yeşilçam’a resmen imzasını atan güzel oyuncu sinemamızda aradan yıllar geçse de
unutulmazlardan olmayı başarmıştır. Gerçi bunun için fazla çaba harcamasına da
gerek yok şu duru güzellik, masum çekicilikle Sonia unutulur mu?
Eva Bender İsveç
Tarkan serilerinin unutulmaz oyuncusu Eva Bender, mağdur
Viking prensesi Ursula ve Yeşilçam’ın büyücü vampiri Gosha rolüyle özellikle
dönemin erkek izleyicilerin aklına kazınmıştır. Dansçı olmanın avantajıyla
gösterişli vücudunu sergilemekten çekinmeyen Eva, dönemin ünlü yönetmeni Halit
Refiğ’i de nikah masasına oturtmuştur. Sonradan bunalıma girip intihar
teşebbüsüyle gazetelerde yer etse de sinemamızda da hatırı sayılır bir hayran
kitlesine sahipti. O cesur duruş, kusursuza yakın vücut ve Avrupai tiple hayran
kitlesi edinmekte fazla zorlanmasa gerek.
Beyk İmanverdi İran
Gösterişli fizik ve dövüş sahnelerine olan yatkınlıkla Beyk
İmanverdi de sinemamıza imzasını atmış yabancı oyunculardandı. Komşu İran’dan
olduğu için diğerlerine oranla daha iyi bir Türkçe’ye ve daha fazla
filmografiye sahip olan Beyk bey Sezercik’in babası olup oğluna karate bile
öğretmişti.
Chiristine Haydar Fransa
Fransız fotomodel Chiristine hanım kendi ülkesinde fazla ilgi
göremeyince leopar desenli bikinisini giyip Haydarpaşa Garından ülkemize giriş
yapmıştır. Cüneyt Arkın’la oynadığı Tehlikeli Sarışın filmiyle akıllara kazınan
Chiristine mi yoksa balıkadam kostümlü Cüneyt abi mi daha ikonikti bilemedim. Zaten
filmin başında Chiristine ablaya Ajda’mızın Petrol şarkısını seslendirtmişler. Gerçi
orda da geride Ajda ablanın kaseti vokal yapmış, önde kırık bir Türkçeyle
Chiristine petrol petrol deyip duruyor. Zaten sonradan da göbek havasına
dönüşen müzikte Chiristine, Nesrin Topkapı’ya dönüşmüş. Bu filmde kadını seks
ilahı gibi göstermişler, film boyunca düzgün fiziğiyle yarı çıplak arzı endam
eden bir Chiristine var. Tanga bikinisiyle sahilde oryantale yakın bir havada
döktüren Chiristine’nin cesareti Kadir İnanır’ı yüreklendirmiş. Uzun zaman
sonra setlere yeniden dönen Kadir bey, Chirstine ile başrol oynamak istemiş ama
bu isteği burnundan gelmiş. Kadının soğuk tavırları ve cesur olmayan duruşu
Kadir İnanır’ı sinirlendirmiş. Yönetmen filmi bir an evvel bitirmek için
çabalamış durmuş. Zaten endamlı bir kadın olan Chiristine topuklu ayakkabı
giymekte diretince diğer rol arkadaşı Ekrem Bora’nın yanında devanası gibi
kalmış. Gülme krizine giren set ekibi de Ekrem bey için bir takoz ayarlamış. Geçmiş
gazetelerden öğrendiğim set dedikodularını da araya sıkıştırarak Chiristina’ya
veda ediyoruz. Sonia kadar güzel sayılmazdı ama listenin tamamından uzundu
kadın.
Annie Hall Almanya
1953 yapımı Drakula İstanbul’da filminde orijinal
versiyondaki Mina karakterine denk gelen Güzin’e can veren Annie Hall, Alman
asıllı bir dansçı. Bu yüzden de orijinal serinin masum Mina’sı seksi bir
dansçıya dönüşmüş. Küvetteki bıcı bıcı sahnesiyle döneme göre bayağı cesur
davranan Annie hanım, ufak tefek yapısı ve yuvarlak yüz hatlarıyla Sonia
Viviani’den sonra listenin en bizden kadınıydı. Oynadığı film Yeşilçam’ımızın
klasiklerinden olduğu için türün hastaları haricinde hayran kitlesi elde
edemeyen Annie hanımı fantastik korku sever olarak saygıyla anıyorum.
Robert Widmark İtalya
Yeşilçam’ın Fırlama Necmi’si ve Piç Rıza’sı olarak
izleyicilere kendini sevdiren İtalyan oyuncu aksiyon filmlerinin aranan
ismiydi. Cüneyt Arkın’ın aksiyon ekürisi olan Robert beyin mafya babası Sadri
ağabeyin paralarını çalıp bir de adama nispet yapar gibi kızına yürüdüğü Baş
Belası filmi de ayrı bir efsaneydi. O, Sadri ağabey ve adamlarının peşinde
olduğu bir über dolandırıcıydı. O zaman O çocuğu canum evladum diyerek Sadri
Alışık’ı da anarak bitirelim Robert’e ayırdığımız satırları.
Nasir Melek İran
İran’ın önemli karakter oyuncularından olan Nasir Melek,
Cüneyt Arkın’ın efsaneleştiği Alın Yazısı filminin orijinal versiyonunda evin
büyük oğlunu canlandırıyordu. ( Bizdeki versiyonunda Erol Taş’ın canlandırdığı
rol.) Yeşilçam’da İki Kızgın Adam, Baraj gibi filmlerde oynayan Nasir,
özellikle Baraj filminde canlandırdığı Nazım karakteriyle hatırlanır. Çirkin bir
erkek olduğunu düşünüp kendine güzel bir kadını yakıştıramayan Nazım, bir oyun
oynar. Bu film aynı zamanda Türkan ablamızın da efendi adamı yakışıklı piç
adama tercih ettiği ikinci film olma özelliğini taşır.
Hoomayun Tebrizyan İran
Baş Belası filminde Piç Rıza’ya paraları kaptıran mafya
babası Sadri Alışık’ın iri kıyım koruması Ayı Mehmet en bilindik rolüdür. Harbiden
biraz saf olsa da vurdu mu boğayı devirengillerdendi.
Suna Yıldızoğlu İngiltere
Resme beş saniye bakıp etkilenmeyecek bir bünye yoktur. Zira
Suna hanım listenin en etkileyici ismiydi. Hippi olarak İstanbul’a giriş yapsa
da bu güzelliğiyle sinema sektörümüz tarafından keşfedilmesiyle Yeşilçam’ın
aranan ismi olmuş. Kayhan Yıldızoğlu ile evlenip Yıldızoğlu soyadını alsa da
kızı Yasemin’in babası Kayhan bey değildir. Yeni dönem magazin medyası
tarafından kızı Yasemin’in kendisinden daha güzel olduğu iddia edilse de bence
bir Suna değil. Ha güzel kız eyvallah da Suna hanımın daha dikkat çekici,
yıldızı yüksek bir güzelliği varmış. Suna Yıldızoğlu sinemamızda daha çok Kemal
Sunal ile oynadığı Gol Kralı ve Zeki – Metin ikilisiyle oynadığı Petrol
Kralları filmleri ile hatırlansa da Güneşli Bataklık filmindeki kapitalizmi
temsil eden zengin kızı rolüyle de büyüleyiciydi.
Cihangir Gaffari İran
Azeri kökenli İranlı olan Cihangir Gaffari, İran’da tanınmış
bir oyuncuyken İstanbul’a ablasını ziyaret için geldiği sırada Yeşilçam’ın
markajına takılmış. Kadir İnanırgiller familyasının kaşlı bir üyesi olan
Cihangir beyin sinemamızda görünmemesi imkansızdı. Tugay Toksöz’le beraber
Kadir beyle üçüz gibi duruyorlar. İstanbul’a ve Yeşilçam’a adımını atar atmaz
hızlı çıkıp dönemin taş kadınlarından Gülsün Kamu’ya nikahı basmasıyla magazin
basınının da dikkatini çeken Cihangir beyin en bilindik filmi başrolünde Cüneyt
Arkın’ın olduğu Malkoçoğlu Cem Sultan filmidir.
Bonus: Micky Sebastian Romanya
1992 yapımı İlyas Salman’ın başrolünde oynadığı Adalet
Ağaoğlu’nun romanı Fikrimin İnce Gülü’nden Tunç Okan’ın uyarladığı Sarı Mercedes’in
çok güzel bir karısınız hanfedisi Romanyalı güzel Micky Sebastian’a da selam
olsun. Cidden çok güzel bir hanımefendiydi. Gerçi filmde hayat kadınını
canlandırıyordu ve Bayram’ın üzerine titrediği bal rengi Mercedes’inin kapısını
çizerek bok ettin bayan tepkisiyle karşılaşıyordu. Ama kadın haklıydı, araba
içinde kadın sıkıştırmak nedir Bayram!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder