Yeşilçam’ın Ayşecik’i Zeynep Değirmencioğlu’nun Çevirdiği
Sayılı Aşk Filmlerinde Aşk Yaşamasına Rağmen Patates Çuvalına Bakar Gibi
Baktığı 6 Jön
Yeşilçam’ın küçük
yıldızı Zeynep Değirmencioğlu, Yeşilçam’ın ödüllü senaristlerinden Hamdi
Değirmencioğlu’nun kızıdır. Babası Hamdi beyin yazdığı Ayşecik serisi ile
Yeşilçam’ın en bilindik çocuk yıldızları arasına giren Zeynep Değirmencioğlu,
çocuk yıldız rollerinden çıkıp esas kız rollerine çıkmaya başlayınca dünün
çocuk yıldızı aşk filmlerinde oynamaya başlar. Buraya kadar sıkıntı yok ama
Zeynep hanım aşk yaşadığı tüm erkek karakterlere aynı ifadesizlikle patates
çuvalına bakar gibi bakıyordu. Ya Zeynep Değirmencioğlu çocukluğundan beri
oyunculuk yapmaktan bıkmış bitse de gitsek dercesine özensiz rol yapıyor ya da
çocukluk aşkı Serkan Acar dışında kimseye aşkla bakamıyor.
Babası Hamdi
Değirmencioğlu’nun Ayşecik serisiyle yıldızı parlayan çocuk oyuncu Zeynep
Değirmencioğlu’nun yaşı büyüyünce oynamaya başladığı esas kız rollerinde film
değişse de değişmeyen tek şey filmdeki adının hep ve istisnasız Ayşe olması. Buna
karşılık Ayşe’nin karşısında oynayan erkek başrolün adı istisnasız Ali. Sadece Macera
Yolu filminde esas oğlanın adı Ali değil Cem, herhalde o da Zeynep
Değirmencioğlu’nun son filmi olduğu için babası jest yapmış.
Mesut Engin (Özleyiş)
1973 yılında Ses dergisinin açtığı artist yarışmasını kazanıp
sinemaya adımını atan Mesut Engin, Zeynep Değirmencioğlu’yla Özleyiş filminde
rol almış. Sadece oyunculuk değil mankenlik ve fotomodellik de yapan Mesut
Engin, dönemin en yakışıklı jönlerinden. Sinemaya genç kızların sevgilisi
kontenjanından giren Mesut bey filmin jeneriğinde bile Ses dergisinin 1973
sinema yarışması birincisi diye sunulmuş. Babyface bir yakışıklı olan Mesut
Engin’in tüm hayatı geçirdiği bir kaza ile alt üst olmuş. Kendini alkole veren
genç adam yıllar sonra verdiği bir röportajda sinemaya girmenin en büyük hatası
olduğunu söylemiş. Filmde Ayvalıklı zengin bir ailenin yakışıklı oğlunu
canlandıran Mesut Engin bir kaza sonrası karşılaştığı Ayşe’ye aşık olur. Fakat
ilişkilerinin önünde Ayşe’nin annesinin kirli mazisi ve Mesut’un babasının siyasi
kariyeri vardır.
Sertan Acar (Hayat Sevince Güzel)
Aslen Zeynep Değirmencioğlu’nun kayınçosu olan Sartan Acar,
herhalde ağabeyinin ricasıyla sinema camiasında yengesine sahip çıkmak amacıyla
beyaz perdeye adım atmış. Ayşecik’in kadrolu sevgilisi olan Sertan Acar aşırı
yakışıklı olmasına rağmen sinema kariyerinde Zeynep Değirmencioğlu’suz iki film
çevirmiş. Biri Cüneyt Arkın’la özdeşleşmiş Battalgazi serilerinden
Battalgazi’nin İntikamı diğeri de Fatma Ana. Ayşecik Yeşilçam jübilesini Macera
Yolu filmi ile yapıp ağabeyi ile evlenince o da sinemayı bırakıp eğitimine
devam etmiş ve diş hekimi olmuş. Zeynep Değirmencioğlu ile Hayat Sevince Güzel,
Ayşecik Bahar Çiçeği, Külkedisi, Gelinlik Kızlar, Hayat Mı Bu filmlerinde oynayan Sertan
beyin her filmde adı tartışmasız Ali idi. Hatta sinema kariyerinde kullandığı
tek ad bile Ali olabilir. Battalgazi’nin oğlu olduğunda bile adı Ali’ydi. Bi
Külkedisi’nde adı Ali değildi orda da balo boyunca dans ettiği kızın yüzünü
unutup merdivende bulduğu ayakkabıdan medet uman saftorik prensti de ondan.
Aykut Bora (Macera Yolu)
Yeşilçam’ımızın nadide gerilimlerinden olan aynı zamanda
Zeynep Değirmencioğlu’nun da sinemada jübilesini yaptığı Macera Yolu’ndaki rol
arkadaşı Aykut Bora da Zeynep hanımın aşık bakması gerekirken bir file patates
gibi baktığı jönlerden. Ses dergisinin açtığı artist yarışmasının Fatma
Karanfil’le beraber 1968 yılındaki üçüncüsü olan Aykut beyin de sinema kariyeri
uzun sürmemiş. Macera Yolu filminde filmin sonuna kadar izleyiciyi şüphe içinde
bırakan katil mi yoksa güvenilecek kişi mi olduğu anlaşılamayan esas oğlandı.
Mahmut Hekimoğlu (Öksüzler)
Yeşilçam’a Ses dergisinin açtığı yarışmayla giren oyuncu
Mahmut Hekimoğlu da Zeynep Değirmencioğlu ile Öksüzler filminde rol alan yakışıklı
jönlerdendi. Ayşecik’le Sezercik’in de ilk defa bir araya geldiği film olma
özelliğini bünyesinde barındıran Öksüzler filminde doğumdan sonra kaybettiği
annesinin emaneti olarak gördüğü kardeşi için saçlarını süpürge eden Ayşe,
filmin kötü adamı Erol Taş tarafından kaçırılan kardeşinin öldüğünü sanıp
cinnet getirir. Hastaneden çığlık çığlığa çıkan genç kız bir trafik kazası
sonucu sakat kalır. Kardeşinin ölümünün üzerine bir de tekerlekli sandalyeye
mahkum olunca iyice hayata küsüp suratsız bir kıza dönüşen Ayşe ile bir baloda
karşılaşıp kızdan etkilenen genç bir deniz subayını canlandıran Mahmut
Hekimoğlu, film boyunca kızı aşkına bir türlü inandıramadı. Ayşe onun kendisine
acıdığını bu yüzden evlenmek istediğini düşünüyordu. “Ben sağlam halimle annemin emaneti
olan kardeşime sahip çıkamadım bu sakat halimle senin çocuklarına nasıl
bakayım?” diyen Ayşe’ye sadece şunu demek istiyorum. Böyle yakışıklı bir erkek senden
etkilenmese, seni sevmese o naletliğine, suratsızlığına katlanır mıydı kızım?
Aytaç Arman ( Anneler Günü )
Gene bir Ses dergisi yakışıklısı, Zeynep Değirmencioğlu’nun
rol arkadaşı olup kızın ifadesiz aşık bakışlarından kurtulamamış. Üstelik
Anneler Günü filminden rol arkadaşı olan Aytaç Arman’a bu filmde dobuştu durdu.
Sürekli laf sokup, çok salaksın keşke ölsen bakışlarını attığı Aytaç bey, ukala
olarak nitelendirdiği genç kızla konuşmak dahi istemez. Sevgisiz büyüdüğü için
arkadaşlığın dahi kıymetini bilmeyen Ayşe’nin annesi ve üvey babasının ricası
üzerine kızla arkadaşlık yapmayı kabul eden sonunda da ona aşık olan Ali, daha
sonra kız arkadaşı olduğu için kendisinden etkilenmeye başlayan Ayşe’yi yarı
yolda bırakmıştı. Aytaç Arman filmde biraz çapsız bir karaktere can veriyordu
anlayacağınız.
Kerem Bozbay ( İlk Aşk )
İşte en efsane ve Türk toplum yapısında kadın ve erkeğe
biçilen role sosyolojik bir gönderme olan Zeynep Değirmencioğlu filmi İlk
Aşk’ın sayko karakteri Ali ve ona can veren Kerem Bozbay. Aslında film 1961
Hollywood yapımı Elia Kazan filmi Splendor in The Grass’ın uyarlaması. Film
orijinaline o kadar benziyor ki iki filmin afişleri bile neredeyse aynı. Bir
trafik kazası ile yolları kesişen ve birbiri ile sosyo-ekonomik yapıdan çok
farklı olan Ayşe ve Ali’nin ilişki anlayışı çok farklıdır. Sevgilisi ile
buluşup mahalledeki kuru Emine ve kikirik Fatma’dan bahseden, kağıt helva
yiyip, aşk mektubu yazan Ayşe ve garsoniyer sahibi Ali’nin ilişkileri doğal
olarak bir yerde sekteye uğrar ve sevgilisini seksi kadın ile cima üzerinde
basan Ayşe, balataları sıyırıp ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılır.
Bonus: Serkan Acar ( Hayat Mı Bu? )
Zeynep Değirmencioğlu’nun patates çuvalı gibi değil de
sevgilisi olarak baktığı tek rol arkadaşı olan Serkan Acar’ın sinema ile
alakası dahi yok. Aslında Fenerbahçeli futbolcu olan Serkan o dönemki sevgilisi
daha sonra da eşi olacak Zeynep Değirmencioğlu ile Hayat Mı Bu filminde rol
almış. İkilinin sahneleri galiba rol yapmadıkları için çok gerçekçi, şahsen
salıncak sahnesine bayıldım. Küçük bir trafik kazası sonucu karşılaştığı
Ayşe’nin maskülen tarzından dolayı erkek olduğunu sanan Serkan, Ayşe’nin
ısrarla arabasına çarpması sonucu kıza kıl olsa da ikizi Sertan’ın davetlisi
olarak gittiği partide gördüğü Ayşe’den hoşlanan genç adam oldukça açık
sözlüydü. Dans sırasında seni tavlayacağım dediği Ayşe’yi tavlamak için türlü
oyunlar çevirip kendini at önüne bile atmıştı. Sonunda gönlünü kazandığı Ayşe
ise ukala dediği Serkan uğruna Fener’in maçını izliyordu. İşte bu katıksız bir
aşk göstergesidir, futbolla ilgisi olmayan kız Serkan’ı göreceğim diye maç
izliyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder