16 Eylül 2019 Pazartesi


Yeşilçam’ın Ayşecik’i Zeynep Değirmencioğlu’nun Çevirdiği Sayılı Aşk Filmlerinde Aşk Yaşamasına Rağmen Patates Çuvalına Bakar Gibi Baktığı 6 Jön

   Yeşilçam’ın küçük yıldızı Zeynep Değirmencioğlu, Yeşilçam’ın ödüllü senaristlerinden Hamdi Değirmencioğlu’nun kızıdır. Babası Hamdi beyin yazdığı Ayşecik serisi ile Yeşilçam’ın en bilindik çocuk yıldızları arasına giren Zeynep Değirmencioğlu, çocuk yıldız rollerinden çıkıp esas kız rollerine çıkmaya başlayınca dünün çocuk yıldızı aşk filmlerinde oynamaya başlar. Buraya kadar sıkıntı yok ama Zeynep hanım aşk yaşadığı tüm erkek karakterlere aynı ifadesizlikle patates çuvalına bakar gibi bakıyordu. Ya Zeynep Değirmencioğlu çocukluğundan beri oyunculuk yapmaktan bıkmış bitse de gitsek dercesine özensiz rol yapıyor ya da çocukluk aşkı Serkan Acar dışında kimseye aşkla bakamıyor.


   Babası Hamdi Değirmencioğlu’nun Ayşecik serisiyle yıldızı parlayan çocuk oyuncu Zeynep Değirmencioğlu’nun yaşı büyüyünce oynamaya başladığı esas kız rollerinde film değişse de değişmeyen tek şey filmdeki adının hep ve istisnasız Ayşe olması. Buna karşılık Ayşe’nin karşısında oynayan erkek başrolün adı istisnasız Ali. Sadece Macera Yolu filminde esas oğlanın adı Ali değil Cem, herhalde o da Zeynep Değirmencioğlu’nun son filmi olduğu için babası jest yapmış.

Mesut Engin (Özleyiş)


1973 yılında Ses dergisinin açtığı artist yarışmasını kazanıp sinemaya adımını atan Mesut Engin, Zeynep Değirmencioğlu’yla Özleyiş filminde rol almış. Sadece oyunculuk değil mankenlik ve fotomodellik de yapan Mesut Engin, dönemin en yakışıklı jönlerinden. Sinemaya genç kızların sevgilisi kontenjanından giren Mesut bey filmin jeneriğinde bile Ses dergisinin 1973 sinema yarışması birincisi diye sunulmuş. Babyface bir yakışıklı olan Mesut Engin’in tüm hayatı geçirdiği bir kaza ile alt üst olmuş. Kendini alkole veren genç adam yıllar sonra verdiği bir röportajda sinemaya girmenin en büyük hatası olduğunu söylemiş. Filmde Ayvalıklı zengin bir ailenin yakışıklı oğlunu canlandıran Mesut Engin bir kaza sonrası karşılaştığı Ayşe’ye aşık olur. Fakat ilişkilerinin önünde Ayşe’nin annesinin kirli mazisi ve Mesut’un babasının siyasi kariyeri vardır.

Sertan Acar (Hayat Sevince Güzel)


Aslen Zeynep Değirmencioğlu’nun kayınçosu olan Sartan Acar, herhalde ağabeyinin ricasıyla sinema camiasında yengesine sahip çıkmak amacıyla beyaz perdeye adım atmış. Ayşecik’in kadrolu sevgilisi olan Sertan Acar aşırı yakışıklı olmasına rağmen sinema kariyerinde Zeynep Değirmencioğlu’suz iki film çevirmiş. Biri Cüneyt Arkın’la özdeşleşmiş Battalgazi serilerinden Battalgazi’nin İntikamı diğeri de Fatma Ana. Ayşecik Yeşilçam jübilesini Macera Yolu filmi ile yapıp ağabeyi ile evlenince o da sinemayı bırakıp eğitimine devam etmiş ve diş hekimi olmuş. Zeynep Değirmencioğlu ile Hayat Sevince Güzel, Ayşecik Bahar Çiçeği, Külkedisi, Gelinlik Kızlar, Hayat Mı Bu filmlerinde oynayan Sertan beyin her filmde adı tartışmasız Ali idi. Hatta sinema kariyerinde kullandığı tek ad bile Ali olabilir. Battalgazi’nin oğlu olduğunda bile adı Ali’ydi. Bi Külkedisi’nde adı Ali değildi orda da balo boyunca dans ettiği kızın yüzünü unutup merdivende bulduğu ayakkabıdan medet uman saftorik prensti de ondan.

Aykut Bora (Macera Yolu)


Yeşilçam’ımızın nadide gerilimlerinden olan aynı zamanda Zeynep Değirmencioğlu’nun da sinemada jübilesini yaptığı Macera Yolu’ndaki rol arkadaşı Aykut Bora da Zeynep hanımın aşık bakması gerekirken bir file patates gibi baktığı jönlerden. Ses dergisinin açtığı artist yarışmasının Fatma Karanfil’le beraber 1968 yılındaki üçüncüsü olan Aykut beyin de sinema kariyeri uzun sürmemiş. Macera Yolu filminde filmin sonuna kadar izleyiciyi şüphe içinde bırakan katil mi yoksa güvenilecek kişi mi olduğu anlaşılamayan esas oğlandı.

Mahmut Hekimoğlu (Öksüzler)


Yeşilçam’a Ses dergisinin açtığı yarışmayla giren oyuncu Mahmut Hekimoğlu da Zeynep Değirmencioğlu ile Öksüzler filminde rol alan yakışıklı jönlerdendi. Ayşecik’le Sezercik’in de ilk defa bir araya geldiği film olma özelliğini bünyesinde barındıran Öksüzler filminde doğumdan sonra kaybettiği annesinin emaneti olarak gördüğü kardeşi için saçlarını süpürge eden Ayşe, filmin kötü adamı Erol Taş tarafından kaçırılan kardeşinin öldüğünü sanıp cinnet getirir. Hastaneden çığlık çığlığa çıkan genç kız bir trafik kazası sonucu sakat kalır. Kardeşinin ölümünün üzerine bir de tekerlekli sandalyeye mahkum olunca iyice hayata küsüp suratsız bir kıza dönüşen Ayşe ile bir baloda karşılaşıp kızdan etkilenen genç bir deniz subayını canlandıran Mahmut Hekimoğlu, film boyunca kızı aşkına bir türlü inandıramadı. Ayşe onun kendisine acıdığını bu yüzden evlenmek istediğini düşünüyordu. “Ben sağlam halimle annemin emaneti olan kardeşime sahip çıkamadım bu sakat halimle senin çocuklarına nasıl bakayım?” diyen Ayşe’ye sadece şunu demek istiyorum. Böyle yakışıklı bir erkek senden etkilenmese, seni sevmese o naletliğine, suratsızlığına katlanır mıydı kızım?

Aytaç Arman ( Anneler Günü )


Gene bir Ses dergisi yakışıklısı, Zeynep Değirmencioğlu’nun rol arkadaşı olup kızın ifadesiz aşık bakışlarından kurtulamamış. Üstelik Anneler Günü filminden rol arkadaşı olan Aytaç Arman’a bu filmde dobuştu durdu. Sürekli laf sokup, çok salaksın keşke ölsen bakışlarını attığı Aytaç bey, ukala olarak nitelendirdiği genç kızla konuşmak dahi istemez. Sevgisiz büyüdüğü için arkadaşlığın dahi kıymetini bilmeyen Ayşe’nin annesi ve üvey babasının ricası üzerine kızla arkadaşlık yapmayı kabul eden sonunda da ona aşık olan Ali, daha sonra kız arkadaşı olduğu için kendisinden etkilenmeye başlayan Ayşe’yi yarı yolda bırakmıştı. Aytaç Arman filmde biraz çapsız bir karaktere can veriyordu anlayacağınız.

Kerem Bozbay ( İlk Aşk )


İşte en efsane ve Türk toplum yapısında kadın ve erkeğe biçilen role sosyolojik bir gönderme olan Zeynep Değirmencioğlu filmi İlk Aşk’ın sayko karakteri Ali ve ona can veren Kerem Bozbay. Aslında film 1961 Hollywood yapımı Elia Kazan filmi Splendor in The Grass’ın uyarlaması. Film orijinaline o kadar benziyor ki iki filmin afişleri bile neredeyse aynı. Bir trafik kazası ile yolları kesişen ve birbiri ile sosyo-ekonomik yapıdan çok farklı olan Ayşe ve Ali’nin ilişki anlayışı çok farklıdır. Sevgilisi ile buluşup mahalledeki kuru Emine ve kikirik Fatma’dan bahseden, kağıt helva yiyip, aşk mektubu yazan Ayşe ve garsoniyer sahibi Ali’nin ilişkileri doğal olarak bir yerde sekteye uğrar ve sevgilisini seksi kadın ile cima üzerinde basan Ayşe, balataları sıyırıp ruh ve sinir hastalıkları hastanesine yatırılır.

Bonus: Serkan Acar ( Hayat Mı Bu? )


Zeynep Değirmencioğlu’nun patates çuvalı gibi değil de sevgilisi olarak baktığı tek rol arkadaşı olan Serkan Acar’ın sinema ile alakası dahi yok. Aslında Fenerbahçeli futbolcu olan Serkan o dönemki sevgilisi daha sonra da eşi olacak Zeynep Değirmencioğlu ile Hayat Mı Bu filminde rol almış. İkilinin sahneleri galiba rol yapmadıkları için çok gerçekçi, şahsen salıncak sahnesine bayıldım. Küçük bir trafik kazası sonucu karşılaştığı Ayşe’nin maskülen tarzından dolayı erkek olduğunu sanan Serkan, Ayşe’nin ısrarla arabasına çarpması sonucu kıza kıl olsa da ikizi Sertan’ın davetlisi olarak gittiği partide gördüğü Ayşe’den hoşlanan genç adam oldukça açık sözlüydü. Dans sırasında seni tavlayacağım dediği Ayşe’yi tavlamak için türlü oyunlar çevirip kendini at önüne bile atmıştı. Sonunda gönlünü kazandığı Ayşe ise ukala dediği Serkan uğruna Fener’in maçını izliyordu. İşte bu katıksız bir aşk göstergesidir, futbolla ilgisi olmayan kız Serkan’ı göreceğim diye maç izliyordu.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder